Müddet-i nefesin dirdarında ki ey yolcu!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
307203.jpg








Vuslatın serabından içersin
Kalbinin letafetleriyle sinenden sahifeler seçersin
Kim bilir hangi umutta demsin ve sabrın vuzuhunda kedersin
Zihnin girdaplarında çilesin, azimetin bağrında sefilsin ve iradene kefilsin


Nice bahtlar umuda kanıyor
Yağmur damlaları ötelerden ikramla hicranı anıyor
Sevda mevsimlerinde gönül yol alarak
aşkın serencamına uzanıyor
Umut kanaat ikliminde pervazlarda yeşeriyor ve
güle tebessüm gönderiyor


Aşkın çemberi ihata ediyor
Dil her ne kadar bizar kalsa da, edebiyle anlamlaşıyor
Yol yolcularını bekliyor, han yalnızlıktan korkuyor, kalbin ne diyor
Öyle bir
aşk rıhtımı ki ruhumu okşuyor ve rüzgârların muştusu haz veriyor


Haklısın ki bahar sürurdur
Hazan umutlar sofrasında solgunluğa giden nağmedir
İşte o vakit kalbin biçaredir,
geceler senin için anlaşılmaz kederdir
Karanlık duygular ve arza akseden umutlar çare adına muhabbeti bekliyor


Bilir misin şairin ağıtını
Yanmadan yazan çaresizliği, hevesler için hederliğini
Nedensizlik yokuşunda yudumlanan sefilliği ve fersiz
gözlerde şevki
Söyler misin hesapsız ne var kâinatta nitelik ruhun hakikatinde niye nöbetçi


Ey yolcu rüzgâr arkadaşın
Biliyorum ki umutların sırdaşın, Süreyya yıldızı hazzın
Tefekkür sevdan, kanaat urban,
ölüm ancak halinde sürurlu sayfan
İzlerinle anlamlaşan, melalinde çığlık çığlığa şafaklara umutla bağlanan
Nefesin kadrinde ve hevesin renklerinde tuval üzerinde resmettiğin manzaran


Gönlün sanki bir çağlayan
Aşk sessizlik yortusunda kalbi inşiraha soyunan muazzam
İhsan sadakatinde, ihlâs kendi saadetinde, tevazuu nefsin kadrinde gam
Ey ayan olan, nefesin mühletinde çare arayan, umut filizlerini hakka yollayan


Ne olur bir an yese kapılma
Ruhun hissettirdiklerinde uzak kalma ve illaki kalbini anla
Aşikâr olan ayetlerden korkma, hikâye edilen hakikatlerden uzaklaşma
Artık vuslatın tınısını anla, hesabın neticesini unutma ve yolun başlangıcında



Mustafa CİLASUN

 
Üst Alt