Maneviyattan mahrumiyet en büyük eksikliktir

nefsimutmainne

Aktif Üyemiz
Maneviyattan mahrumiyet en büyük eksikliktir

Bilhassa son asırlarda insanlık âleminde büyük karışıklıklar ve ihtilâller olmuştur. Bu tür karışıklıkların başında akide (inanç) sakatlığı, din adına şüphe ve tereddütler gelmektedir.

İnsanlar, fakr u zaruret içinde olsalar da mazbut bir akide ve ahlâka sahip iseler belli ölçüde de olsalar huzur içindedirler. Evet nice kimseler vardır ki, hayatları amelelikle geçtiği halde onlar huzur içinde ve mutludurlar. Evet o, her gün bir şeyler bulur ve bulduğu şeylere yenilerini ilave etmeyi düşünür. Allah’a hamd eder, zevkle, şevkle ve neşeyle dopdolu olarak hep işinin başındadır. Demek ki, servet u sâmân dışında da huzur olabiliyor. Hatta bazen servetle beraber huzursuzluğun atbaşı gittiği de görülür. Bugün değişik yerlerde pek çok millet ekonomik meselelerini halletmiş ve içtimai problemlerini aşmıştır ama ne ferdî, ne ailevî ne de içtimaî huzuru elde edememiştir. Bizim dünyamız da dahil huzura aç yığınlar sadece tenvim (birtakım uyutucu ve uyuşturucularla düşünmekten kaçmak) ile yaşamaya çalışmakta ve bohemlikle müteselli olmaktadırlar.

Bugün iktisadî ve içtimaî meselelerini halletmiş pek çok ülkede o kadar çok intihar vakaları yaşanmaktadır ki, İslam âleminde en fakir olan yerlerde dahi bunun onda biri görülememektedir. Bazı bahtsız ülkelerde yüzlerce mesâvî yaşanmakta ve insanlar bunalımdan bunalıma sürüklenmektedir.

Diğer bir husus, işçi-işveren münasebetlerindeki aksaklıklardır. İşveren çıkarcı, bencil, hodbin, her şeyi kendi menfaatine göre planlıyorsa, yukarıdan aşağıya doğru mütemadiyen zulüm, tehakküm, istismar ve istibdat; aşağıdan yukarıya doğru da hürmetsizlik, saygısızlık ve isyan duygusu yükselecektir. Tabii bu arada orta sınıf eriyecek, sınıflar arasında açılma, daha sonraları da şiddetli vuruşma ve sürtüşmeler meydana gelecektir ki, bunun temelinde de yine maneviyatsızlık, Hakk’a saygısızlık, hak sahibine hakkını vermeme ve Allah huzurunda hesap vereceğine inanmama gibi hususlar söz konusudur. Bu hususlar düzeltildiği takdirde huzur ve emniyet de büyük ölçüde teessüs etmiş olacaktır.

Evet, beşer kendisini tıpkı bir mekanizma, bir sistem gibi yaratan ve sonra onun yanı başına -tabir caizse- bir katalog gibi kitabını koyan Hz. Allah’ın esas ve prensiplerine uygun hareket ettiği takdirde huzur bulacak, bu esas ve prensiplere muhalefet ettiğinde de huzursuzluk yaşayacaktır. Her şeyi en iyi bilen Allah’tır (cc).
 
Üst Alt