Kurtuluş Savaşında Muvahhidin Cemiyeti

MURATS44

Özel Üye
Muvahhidin Cemiyeti

Türk Kurtuluş Savaşı'nın tam olarak anlaşılması ve doğru değerlendirilebilmesi için hiç şüphesiz bu dönemde kurulmuş olan teşkilatların yakînen bilinmesi gerekir. Bu devrede kurulmuş olan teşkilatları yerli ve yabancı, gizli ve âşikâr, yararlı ve zararlı diye kısımlara ayırmak mümkündür. Bu teşkilatlardan bir kısmı yurt içinde, diğer bir kısmı ise yurt dışında kurulmuş olmakla birlikte Anadolu'da faaliyette bulunmuştur.

Aşağıdaki çalışmamızda İngiliz Dışişleri Arşivi'nden temin ettiğimiz bazı vesikalar ışığında bu dönemde kurulmuş, Türk Kurtuluş Savaşı erlerine ve önderlerine yardımda bulunmuş ve kendileriyle işbirliğine girmiş olan "Muvakkidin Cemiyeti"nin kuruluşundan, üyelerinden, tüzüğünden ve yapmış olduğu faaliyetlerden bahisle bu cemiyeti tanıtmaya çalışacağız.

Muvahhidin Cemiyeti'nin temel gayesi, tüzük maddelerinde de belirtilmiş olduğu gibi, her türlü vasıta ve imkânı kullanmak suretiyle hâli hazırda yabancı devletlerin koruması veya istilâsı altında bulunan Müslüman ülkelerin tam bir bağımsızlığa kavuşmalarını sağlamaya çalışmak, ve bu ülkeleri, Osmanlı Hilafeti'nin liderlik edeceği evrensel İslam Birliği adı altında birleştirmekti. Cemiyet'in Osmanlı Hilâfeti'ne, Osmanlı hânedanlığına ve Türk devletine bağlı kalmakta kararlı olduğu hususu tüzük maddelerinde hassasiyetle dile getirilmiştir. Cemiyet Türkiye'nin adâletsiz bir barış anlaşması ile karşı karşıya kalmaması için tüm gayretini bu noktaya teksif etmiştir. Hicaz Kralı müstesnâ, tüm Müslümanlar genel olarak cemiyetin gerçekleştirmeyi öngördüğü hedefler üzerinde ittifak etmişlerdir.

Aşırı bir Pan-İslamist yapıya sahip olan Muvahhidin Cemiyeti kendisini Bolşevik taraftarı olarak tanıtmıştır. Moskova'da temsilci bulundurmuş ve Ankara Büyük Millet Meclisi'nin 105 üyesinin Bolşevik prensiplerine bağlanmasını sağlamıştır. Suriye, Mısır ve Irak halkı tarafından hedeflerinin tahakkuku yolunda büyük destek gören Cemiyet, Şam, Humus, Baalbek, Kâhire, Tanta, Reşid, Hayfa, Halep, Zor, Bağdad, Necef ve Kuveyt'te merkezler oluşturmuş, Mısır ve Bombay'da ise şubeler açmıştır.

Kuruluşundan kısa bir süre sonra Milli Mücâdele Hareketi ve yine Suriye'de faaliyet göstermekte olan Pan-lslamist taraftarı ve Avrupa muhâlifi Nâdiu'l-Arabi cemiyetleri ile birleşmiştir.

Cemiyetin Mısır şubesinin üyelerini Halil Paşa el-Teruk, Rıza Bey el-Gabnî, Mansur Elvan ve Hacı Râtib Efendi oluşturmuştur. Mısır şubesinin ilk toplantısı 17 Kasım'da Alim Akkaz Efendi Feridun'un evinde yapılmıştır. Bu toplantıya önde gelen otuz Kâhire'li kimse katılmış ve Akkaz Efendi'nin başkanlığında bir Yürütme Kurulu oluşturulmuştur.

Mısır şubesi vâsıtasıyla cemiyet Hizbu'l-Vatani cemiyeti ile birleşme müzâkerelerine başlamış ve dört gün gibi kısa bir süre sonunda yaklaşık 12.000 Mısır Paundu toplanmış ve 120'nin üzerinde Mısırlı subay cemiyete katılmıştır. Mısır şubesinin Kasım ayında ve muhtelif yerlerde gerçekleştirdiği daha kapsamlı toplantıya 50-60 bin insan iştirak etmiş, Mısır'ın bağımsızlığını ve Hilâfet'e bağlılığını dile getiren hararetli konuşmalar yapılmıştır.

Cemiyet merkezi Mısır ve Suriye'ye üçer, Irak'a iki, Kafkasya ve Azerbaycan'a dört, Afganistan, Tunus, Fas ve Hindistan'a birer temsilci göndermiştir. Ayrıca Mardin bölgesinde ki göçebe Kürt kabilelerine, Barzan halkına ve Yemen'de İmam Yahya'ya da birer temsilci göndermiştir. Cemiyet göndermiş olduğu bu resmî temsilcilerine ilâveten Müslüman halka da yaklaşık bir milyon nüsha civârında ilan ve beyannâme dağıtmıştır. Diğer taraftan cemiyet, daha evvelce Türkiye'de Kafkas Cumhuriyetleri temsilcileri, Türk Milliyetçileri, İran demokratları ve İngiliz muhâlifi Müslüman unsurlar arasında müzâkere konusu olan İslam Ülkeleri Federasyonu oluşturma fikrini destekler mâhiyette çalışmalara girmiştir.

Yukarıda genel hatları ile verilmeğe çalışılan Muvahhidin Cemiyeti'nin tüzük maddeleri ise şöyledir:

Madde I- Hakikat şudur ki, medeniyetin gelişmiş olmasına rağmen fanatizm hâlâ dünyada hüküm sürmektedir. Bu nedenle din, dinin yönlendirdiği her türlü saldırıya karşı koymak için kullanılmalıdır. Muvahhidin Cemiyeti adlı, şuan gizli olarak bulunan, teşkilat, isimleri malûm önde gelen sekiz Müslüman kimse tarafından kurulmuştur. Cemiyetin gayesi tüm dünya Müslümanlarını Hilafet'in etrafında toplamak ve otonomilerini, bölgesel" ve kültürel bağımsızlıklarını nazarı dikkate almak kaydıyla, aralarında dayanışma birliği oluşturmaktır.

Madde II- Hedeflerine ulaşabilmek için Cemiyet evvela Müslüman ülke delege ve ileri gelenlerinin katılacağı bir kongre tertip edecektir. Bu kongrede şu meseleler ele alınacaktır:

(a) Cemiyet'in hedeflerine ulaşmak üzere başvuracağı metotların tespit edilmesi;
(b) Cemiyet'in ihtiyacı olan paranın nasıl toplanacağının tespiti;
(c) Muhtelif merkezlerde oluşturulması gereken teşkilatlarca uygulanması icap eden faaliyet alanının tespiti;
(d) Teşkilatın merkezde görev yapacak üyeleri ile Yürütme Kurulu üyelerinin tespit edilmesi.

Madde III- Hilâfet makâmı, Osmanlı İmparatorluğu'nun hak ve fazilet bakımından yöneticisi olmanın yanında Osmanlı hânedânının en yaşlı üyesi bulunan kimsenin hakkıdır. Bu yüce makam hiç bir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde tüm Müslüman dünyâsını murâkebe etme ve kontrolde bulunma hakkına sâhiptir.

Madde IV- Fiilen bağımsız bulunmayan veya yabancı kuvvetlerin sömürgesi yahut otoritesi altında bulunan Müslüman halkların, Avrupa devletlerince de benimsenmiş olan Millî prensiplere uygun olarak, bağımsızlıklarını elde etmeğe gayret etmek cemiyetin başta gelen vazifesidir. Bu ülkelerin bağımsızlığının elde edilmesini müteâkip her ülkeden gelecek temsilcilerin katılımı ile oluşacak ve Hilâfet merkezinde veya ona yakın herhangi bir beldede toplanacak olan Muvahhidin Cemiyeti Meclisince varılan kararlara uygun olarak Pan-İslamizm uygulanmaya konacaktır.

Madde V- Cemiyet katî sûrette gereksiz yere kan dökmekten kaçınmayı esas kabul etmekle beraber buna mecbur kalırsa meşrû gayelerini tahakkuk ettirebilmek için silaha başvuracaktır.

Madde VI- Cemiyetin maddî geliri şuan için üyelerin ödeyeceği aidatlar ve zengin Müslümanların yapacağı bağışlar olacaktır. Ülkeler bağımsızlıklarını kazanmaları sonrasında zikri geçen maddî konuyla alakalı olarak bütçelerinden bu işe pay ayıracaklardır.

Madde VII- Cemiyetin faaliyet ve hesaplan yılda bir, gerekli görülürse altı ayda bir, toplanacak olan Genel Kongre'de incelenecektir.

Madde VIII- İlk kongre toplanıncaya kadar cemiyetin kurucu üyeleri Yürütme Kurulunu teşkil edecekler ve tüm işler büyük bir gizlilik içerisinde icrâ edilecektir.

Madde IX- Kurân-ı Kerim'in muayyen âyetlerine uygun olarak tüm Müslümanlar prensip olarak kardeşlerini kurtarmaya ve onlara yardım etmeğe koşacaklardır. Bu sebeple her Müslüman cemiyetin tabiî bir üyesi durumundadır.

Madde X- Cemiyetin, bir başkan, dört üye ve iki denetleme memurundan (Examining Magistrates) oluşacak bir üst mahkemesi olacak. Bu mahkeme cemiyetin prensiplerine ihânette bulunan kimselerin durumlarını ele alacaktır.

Madde XI- Her üye hayatına da mal olsa cemiyetin emirlerine kesinlikle itaat edecektir. Emirlere bağlılıkta bulunmayanlar ihânetle suçlanacak ve durumu üst mahkemeye havale edilecektir.

Madde XII- Siyâsî gereklere uygun olarak ilk genel kongrenin yerini tespit etmek ve muhtelif Müslüman ülkelere delegeler göndermek yürütme kurulunun vazifesidir.

Madde XIII- Cemiyet vakit kaybetmeden faaliyete koyulacaktır. Zira İslam dini İslam ülkelerinde yaşayan insanların hürriyet ve dinî bütünlüklerine, can ve şereflerine saygı duyulmasını emreder. Cemiyetin prensiplerine muhalefette bulunmayan gayr-i Müslimler korumamız altında ve tam bir emniyet içerisinde olacaklardır.

Madde XIV- Cemiyetin hedeflerini uygun bir lisanla anlatmak gayesiyle câmilerde halklar tertip etmek; risâleler, kitaplar ve gazeteler basmak; propagandada bulunacak özel heyetler teşkil etmek; masraflarını karşılamak sûretiyle Türkistan'a, Kafkasya'ya, Rusya'nın Asya'da kalan kısımlarına, Hindistan'a, Afganistan'a, Bulicistan'a, iran'a, Cava'ya, Muskat'a, Suriye'ye, Sumatra'ya, Irak'a, Kuzey ve Orta Afrika'ya özel temsilciler göndermek cemiyetin vazifesidir.

Madde XV- Cemiyet, ilkinin teşkilatlanma ve iç ekonomi ikincisinin propaganda ve neşriyat, üçüncüsünün ise dış siyâset ile alakadar olacağı üç bölümden oluşacaktır.

Madde XVI- Üst Mahkeme ve karargahların temsilci üyeleri yukarıda zikredilen bölümlerin takip edeceği talimatlarla ilgili olarak özel kaideler oluşturacaklardır.

Madde XVII- Birliğe katılan her ülke bu birlik içerisinde serbest ve bağımsız bir bölüm oluşturacaktır. Bu ülkeler Hilâfet makâmının kutsî koruması altında sâdece iktisâdi, askerî ve dış politikada birlik oluşturacaklardır. Her bağımsız ülkenin kendi başkanı, üst mahkemesi ve bir bakanlığa âit kabinesi olacaktır. Ayrıca Hilâfet makâmının bulunduğu beldede içerisinde bütün Müslüman ülkelerin temsil edileceği Muvahhidin Cemiyeti Genel Meclisi oluşturulacaktır.

Madde XVIII- Kongre ilk toplantısında, temel hedeflerine halel gelmemek üzere, bu tüzük maddeleri üzerinde değişiklik yapabilecektir. Cemiyetin ilk genel kongresi 11 Kasım 1919'da Sivas'ın Zara kazasında bulunan Rüşdü Koleji'nde yapılmıştır. Gerçekleştirilen bu ilk kongrede dünya Müslümanlarına hitâben, İslam'ı ve Müslüman milletleri yok etmeğe çalışan Hıristiyan güçlerin saldırılarına karşı mücâdele etmekte tek vâsıta durumundaki cemiyete destek vermeğe çağıran dinî esaslara dayanılarak hazırlanmış bir beyannâme yayınlanmıştır.

Zikri geçen beyannamenin metni şudur:

"Müslümanlar, (Selâm kısmından sonra) Bugün İslam dünyası, yeni bir Haçlı seferi tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır. Her gün bir çok Hıristiyan hükümetlerinin hakları tam olarak tanınır ve teyit edilerek bağımsızlıkları kabul olunurken maalesef Türk milletleri ise sürekli olarak varlık haklarının ellerinden alındığına şâhit olmaktadır. Eğer takınılan bu tavra karşı hareketsiz kalacak olursak Allah ve onun peygamberi nezdinde lanetlenmiş olacağız ve hem bu dünyada ve hem de ahirette emniyetten mahrum olacağız."

" Hazret i Peygamber bütün Müslümanları kardeş olduğunu ilan etmiştir. Eğer onun şefaatine nail olmak istiyorsak onun tüm arzularını yerine getirmek zorundayız."

"Müslümanlar ortak tehlikeye karşı birleşik bir mukavemetle karşı koymalıdırlar. Böyle bir mukavemet ise ancak teşekkülünde tüm İslam dünyasının yer almış olduğu Muvahiddin Cemiyetine yapılacak olan her türlü maddi de manevi destekle mümkündür."

"Tüm din kardeşlerimizi Allah ve Peygamber aşkına ve İslam'ın emniyeti adına bize yardımda bulunmaya davet ediyoruz."

İlk genel kongreye katılan ve isimleri tespit edilen 37 delegenin 12'sini (Mustafa Kemal ve Rauf Bey'in de dâhil oldukları) Türk Milli Mücâdele hareketi temsilcileri oluşturmuştur. Geriye kalanların dokuzu hariç, diğerleri ise yöresel Türk temsilcilerden teşekkül etmekteydi. Dokuz kişi olarak hariç tutulan kimseler ise Mısır, Suriye, Arabistan, Güney Kafkasya ve Kırım delegeleri olarak bulunmaktaydılar.

Bu toplantıya iştirâk eden delegelerin isimleri şöyledir:

Ülemâ: Akkaz Efendi Kardun ve Ahmed Attar Bey Mısır temsilcisi.
Cilânizâde Necib Efendi ve Feyzullah Efendi (Tabbara ailesinden) Suriye temsilcisi.
Şeyh Eburrâ Şeyh Yahya'yı temsilen. Ahmed Zafer el-Nebâî Necid ve Hassa kabilesi Şeyhleri
Receb Zenbebad Bey ve Yahya Tepmaseb Bey
Rauf Peşdili, Molla Hassan (?) ve Behzed.
İsmet Bey Rahimof
Hasib Efendi Zâde Vecihi Nurullah Efendi temsilcisi.
Güney Kafkasya Türkleri temsilcisi
Erzincan temsilcisi.
Kırım Müslümanları temsilcisi.
Mardin'li meşhur âlim.
Diyarbakır'da İslâm Hukuku Profesörü Hadilanzâde Muhiddin ve Sefer Niyazi Efendi
Muhammed Alim Efendi
Muhammed Atıf Efendi
Süleyman Efendi
Cevheri Zâdeh Ahmed Nimet
Rızâ Efendi
Alaaddin Raif Efendi
Hâlid Remzi Efendi
Konya temsilcisi.
Ankara temsilcisi.
Tokat temsilcisi.
İstanbul temsilcisi.
Bursa temsilcisi.
Kütahya temsilcisi
Adana temsilcisi.
Akşehir temsilcileri.
Hüsnizâdeh Bâki ve Hoca Râsim Efendi (sâbık mebus) Trabzon temsilcisi.

Yukarıda zikri geçen kimselere ilave olarak, Kara Vasıf Bey hariç, Sivas Milli Mücadele Kuvvetlerini temsilen delegasyon üyeleri de Kongrede hazır bulunmuşlardır.

Kongre Akkaz Efendi Kardun'un Kurân'dan okuduğu bir aşır ile açmıştır. Cemiyetin Yürütme Kurul üyelerini, başkanlığını Hasibzâde Vecîhi Efendi'nin ve sekreterliğini sâbık Bahriye Nâzın Rauf Bey ve sâbık Memleketeyn mutasarrıfı İsmail Bey'in yürüttüğü üyeler meydana getirmiştir.

Daha sonra Bekir Sami Bey, eski vali, toplantının gayesini şu sözlerle dile getirmiştir:

"Türkiye'nin, nasıl olduğu bir yana, son savaştan, mağlup olarak çıkması bize bir gerçeği göstermiştir: Hıristiyan dünyası Müslüman dünyasını kendi despotik boyunduruğu altına almak arzusunu taşımaktadır. Müslüman Güçlerden alınan haklar, ki bu haklar daha küçük Hıristiyan milletlere verilmiş olacaktır, tersine çevrilmiş olan durumlardır.

Mısır, Hindistan, Fas, Cezayir, Tunus ve Afrika'da Trablusgarp'ın haline bakınız. Tüm bu ülkeler İngiliz, Fransız veya İtalyan boyunduruğu altında inlemektedirler. Despotizm altında inleyen bu halkların Müslüman olmaktan başka bir suçları var mıdır? Bunları Habeşistan ve Karadağ halkı kadar bağımsızlığa liyâkatleri yok mudur ? Bu vaziyet karşısında, bağımsızlığımıza ve mevcudiyetimize karşı ittifak içerisinde bulunan, Hıristiyanlığın fanatik saldırılarına karşı koyabilmek için samimi bir şekilde İslam'a sarılmak zorundayız. Peygamberin talimatları doğrultusunda, tüm Müslümanlar arasında ittihadı ve kardeşliği tesis etmek durumundayız. Zira emniyetimiz için başka bir yol söz konusu değildir. Bundan dolayıdır ki, programını okumuş olduğunuz, cemiyet kurulmuştur."

"Pan-İslam, bazı fanatiklerin inandığı gibi, tecavüzde veya baskıda bulunmayı gaye edinmez. Sadece meşru müdafaayı hedef alır. Faydasız sözlerle vakit geçirecek durumda değiliz. Bundan dolayı, İslam ittihadının gerekliliğini takdir ederek, şuan burada mevcut olan kıymetli temsilcilerini bize göndermiş bulunan kardeşlerimize şükran borçluyuz. "Şu anki Kongremize delege gönderememiş olan Hindistan, Afganistan, Buhara, Cezayir, Fas ve Muskaflı kardeşlerimizin, Allah'ın izni ile, ikinci Kongremize katılacaklarını ümit etmekteyiz. Kongreye katılanların Yönetim Kurulu üyelerini seçmelerini öneriyorum."

Yürütme Kurulu aşağıdaki şahıslar altı ay süre ile Yürütme Kurulu üyeliğine seçilmişlerdi:

Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey, Ahmed Bey Attar, Cilânîzâde Necib, Ahmed Zafer el-Nebâî, Yahya Tehmasab, Rauf Peşdili, Cevherîzâde Ahmed Nimet.

Kongre delegeleri, muayyen mülâhazalardan sonra aşağıdaki kararları ittifakla kabul etmişlerdir:

1- Cemiyet, mümkün olan her türlü vâsıtayı kullanmak sûretiyle Hıristiyan egemenliği altında bulunan İslam ülkelerinin bağımsızlık ve hürriyetlerini elde etmeği temel gayesi olarak kabul eder.

2- Yürütme Kurulu, faaliyetleri hakkında ikinci kongreye rapor sunmak şartıyla, görev yaptığı süre zarfında cemiyetin gayesinin gerçekleşmesine yardımcı olabilecek her türlü tedbiri alma hakkına sahiptir.

3- Aktif atılımlar cemiyetin başarılı bir şekilde yapılanmasından, maddî imkan ve gerekli malzemelerin sağlanmasından sonra gerçekleştirilebilecektir.

4- Muhtelif mümessil heyetlerinin görevlendirilmesi ve bunların masraflarının karşılanması Yürütme Kurulunun kararına bağlı bir konudur.

5- Bu kongrede hazır bulunan bütün temsilciler temsil ettikleri milletler için otonomi ve bağımsızlık fikrine sıkı sıkıya bağlı bulunurken aynı zamanda Hilafet'e karşı besledikleri sarsılmaz sadâkat ve vatanseverlik duygularını da dile getirmişlerdir. Ayrıca delegeler tam bir ittifakla Hicaz Emiri'nin 1. dünya savaşı sırasında takınmış olduğu tavrı şiddetle kınadıklarını beyan etmişlerdir.

6- Yürütme Kurulu'nun muayyen bir merkezi bulunmamaktadır. Kurul şartlan göz önüne alarak uygun gördüğü Müslüman bir kasabada toplantılarda bulunabilecektir.

7- Delegeler memleketlerine döndüklerinde, Cemiyetin birer temsilcisi olarak, kendi bölgelerinde gerekli olan teşkilatı kuracaklar ve kendilerine özel olarak belirtilecek olan yolları kullanmak sûretiyle Merkez Teşkilât'a faaliyetleri hakkında malumat vereceklerdir.

8- Kongre kararları basılarak bir beyanname ile birlikte İslam dünyasının her bölgesinde dağıtılacaktır. Yürütme Kurulu bu vazifeden sorumlu olacaktır.

9- Cemiyetin üyesi bulunan Müslüman kardeşlerimiz, dayanışma ve dinin emniyeti adına, Yürütme Kurulu'nun tüm kararlarını kabul edeceklerdir.

10- Cemiyet'in şubeleri tarafından toplanmış olan paraların % 50, gerekli görüldüğü takdirde incelenmek şartıyla, masraflara ayrılacaktır.

Yukarıdaki kararların kabul edilmesinin ardından kongreye katılan diğer üyelerle birlikte Kurul üyeleri Hilafet'e ve İslam'a bağlı kalacaklarına, Cemiyet'in gayelerine sadık olacaklarına dâir yeminde bulunmuşlardır. Duâ ile kapanan toplantıda ayrıca bir hafta içerisinde ekonomik ve diğer konuların görüşülmesi için Kongre üyelerinin tekrar toplanması kararı alınmıştır.

Muvahiddin Cemiyet'inin üçüncü toplantısı ise 10 Aralık 1919'da Sivas'ta İdâdi Mektebi'nde yapılmıştır. Cemiyetin müdâvim ve üyelerinden biri de Mustafa Kemal olmuştur. Kongre üye ve temsilcilerine hitâben yaptığı bir konuşmada cemiyetin Yürütme Kurulu merkezinin Ankara'ya aktarılmasının gerekleri üzerinde durmuştur.

Bu toplantıda alınan kararlar ise şöyledir:

1- Avrupa devletlerinin Hilâfet ve Osmanlı devletini yok etmeği, Türkleri İstanbul, İzmir, Edirne ve Adana'dan çıkarıp atmayı veya Hilafet'in saygınlığını gidermeği ve İmparatorluğun bağımsızlığını tehlikeye düşürmeği hedef alan bir siyâseti uygulamaya koymaları hâlinde evvelâ Osmanlı milleti böyle bir karara boyun eğmeği reddedecek, ikinci etapta ise Muvahiddin Cemiyeti şubeleri vasıtasıyla dünya Müslümanlarını isyâna teşvik edecektir.

2- Milletin hangi şartlar dahilinde barış yapmaya hazırlandığını açıklamak üzere Merkezî Hükümet'e bir rapor sunulacaktır. Şartların kabul olunmaması halinde doğacak sonuçlar için sorumluluk kabul edilmeyecektir.

3- Muvahhidin Cemiyeti Yürütme Kurulu Millî Mücâdele Kuvvetleri Temsilci Kurulu ile ortak hareket edecektir.

4- Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey ve onlar tarafından seçilecek olan üç kıdemli kurmay subaydan oluşan bir askerî kurul oluşturulacaktır. Bu kurul mevcut olan ve olması planlanan Millî Mücadele Kuvvetlerini tanzim ve idâre etmeğe çalışacaktır.

5- Millî Mücâdele Kuvvetleri'nden sorumlu olan herkese, askeri vazife görmeğe elverişli kimselerin derhal adlarını, adres ve mesleklerini kaydetmeleri için emri verilecektir. Aynı zamanda tüm sekreterlere, ileriki bir emre kadar, Merkezî Komite emrine para göndermemeleri talimatında bulunulacaktır.

6- Bütün köy korucuları ve Kurbuzlar (?) ve İzcilik gibi tüm teşkilatlar askerî kurulun emri altında bulunacaktır.

7- Askeri Kurul mümkün mertebe Genel Kurmay Başkanlığı ile temas hâlinde olacaktır.

8- Rusya'dan ithal edilen silah ve askerî malzemelerin düzenli bir şekilde aktarılabilmesi için Samsun'da bir muhâbere üssü oluşturulacaktır. Bu tür üsler Sivas, Merzifon, Tokat, Amasya, Kayseri, Kırşehir, Ayaş, Ankara ve Eskişehir'de de olacaktır.

9- Tüm askerî kıtaların komutanlarından derhal kumandaları altında bulunan askerler, silah ve donanımlarının sayısını bildiren raporlar göndermeleri istenecektir.
Dr. M. Metin Hülagu
 
Üst Alt