KÜRESEL YOK OLUŞ: NUH TUFANI
"Nuh Tufanı" dünün, bugünün ve yarının insanlığını meşgul etmeye, üzerinde konuşulmaya ve gündemde kalmaya devam edecektir. Üzerine çok sayıda kitaplar yazılan, araştırmalar yapılan "Tufan olayı"nın gerçekliği; insanlar, hatta milletler tarafından büyük çoğunlukla kabul edilmiş olsa da; "küreselliği", "Tufan suyunun seviyesi" ve "Nuh'un Gemisi'nin oturduğu dağ" hep tartışılagelmiştir. Bu araştırmamızın amacı, Nuh tufanını kanıtlamaktan daha çok tartışmalı konulara, yine Sonsuz Yüce'nin Kitabı Kur'an'ın ışığında; bilimin aracılığına başvurarak açıklık getirmek ve son noktayı koymaktır. Önceki çalışmalarımızda olduğu gibi izleyeceğimiz yol şudur: Önce Kur'an delilleri, arkasından Tevrat(Tora) delilleri ve bilimsel kanıtlar; özellikle arkeolojik, tarihi, jeolojik ve coğrafi kanıtları analiz etmek; "ilmi düşünme metodu"nu işleterek gerçeklere ulaşmaktır.
TARİHİ İKİYE BÖLEN ELÇİ: NUH
Kur'an'a baktığımızda insanlık tarihinin; Adem-Nuh ve Nuh-Yaklaşansaat olmak üzere iki ana periyoda ayrıldığını görürüz. Peygamberimizden gelen bir habere göre; "Adem-Nuh arasında 10 çağ-dönem(nesil-yönetici kral) gelip geçmiştir."(Rudani, C.5, Hno: 8348) Sümer-Babil tabletlerinde de bu haberi teyid eden ifadeler mevcuttur. Bu on yöneticiye Adem ve Nuh'u da ilave edersek 12 dönem; yaklaşık 12.000 yıl eder. Nuh'a kadar ortalama insan ömrü, 1000 yıl civarındadır. Nuh-Yaklaşansaat periyodunun ise 12.000 yıl olduğunu "saklı metinler"den bilmekteyiz. Bu demektir ki bugünden Tufan'a kadar geçen süre 12.000 yıldır.
"Küresel tufan"la ilgili tüm bilimsel kanıtlar da bizi 12.000 yıl önceki Nuh Tufanı'na götürmektedir. Bize göre İnsanlık tarihi toplamda 24 çağ-dönem yahut 24.000 yıldır ki; bu da oldukça anlamlıdır. Kur'an'da bu kavrayışı destekleyen ayetler, işaretler vardır. Nitekim Kur'an'da HAC(22)/47'de; "1000 yıl karşılığı bir günde hesap görüldüğü"ne işaret edilmektedir. Kur'an'da bu konuya ışık tutan ayetlerin tamamı gözden geçirilecek olursa; 24.000 yılın anlamlılığı daha da artacaktır. Nitekim TAHA(20)/103-104'te de; "Mahşer Günü" bir grup aralarında fısıldaşarak; Dünya'da "on gün" kaldığını söylerken; daha makul düşünen başka bir grup "bir gün(24 saat) kaldık" derler. Bütün bu ayet ifadeleri, Dünya'da "insanlık tarihi"nin "bir gün(24 saat)" karşılığı 24.000 yıl olduğuna bir işarettir. Yani 1 saat karşılığı 1000 yıl; 24 saat karşılığı 24.000 yıl... En iyisini elbette Sonsuz Yüce Rabb'imiz bilir.
İnsanlık tarihinin muhtemelen tam ortasında duran Nuh kimdir? Tevrat(Bereşit:5/5-32)'deki ifadelere göre; Adem oğlu Şet(Şit) oğlu Enoş oğlu Kenan oğlu Maalalel oğlu Yered oğlu Hanoh(Hanok-Enok-İdris) oğlu Metuşelah oğlu Lemeh oğludur Noah. İbranice'de "dinlenme" anlamındaki LaNuah fiilinden türemiştir. Aynı zamanda "Naham; Rahatlık-huzur vermek" ya da "teselli etmek" kelimesiyle de bağlantılıdır. Ye'cuc-Me'cuc'un, Enok'un(İdris'in) babası Yered zamanında ortaya çıktığı ve torunu Nuh zamanında da "Tufan"la helak oldukları burada hatırlanmalıdır.
"İNSANLIK TARİHİ, MU-ATLANTİS VE "YE'CUC-ME'CUC"" çalışmamızda Nuh peygamberin, insanlık tarihini ikiye böldüğünü; "küresel yok oluş"un arkasından kurtuluşun sembolü olduğunu ortaya koymuş ve şu tespiti yapmıştık:
Birinci insanlık periyodu içinde ademoğulları öyle yoldan çıkmış; o derece sapkın hale gelmişlerdir ki; ya peygamberlerini öldürmüşler ya da peygamber gönderilemeyecek derecede Yüce Rabb'imizin gazabını üzerlerine çekmişler ve böylece Yüce Rabb'imiz de bu dönemi, "sessiz karanlığa" mahkum etmiştir. Evrensel Nuh tufanını davet eden insanlık tarihinin bu en önemli "azgınlaşma-şeytanlaşma süreci"ni kısaca tekrar hatırlayalım:
Azazel, melek boyutundan düşürülerek İblisleşmiş ve lanetli olarak ademoğullarının peşine düşmüştür. Adem'i cennetten kaydırdığı gibi oğullarını da "Hak Yol"dan saptırıp şeytanlaştırmak için elinden geleni arkasına koymamıştır. Azazel iken kendisine tabi olan cinlerin ileri gelenlerinin ayağını kaydırarak; onları da kendisi gibi şeytanlaştırmıştır. Arkasından da İblis, Allah'a olan teslimiyetlerini bozan bu şeytanlaşmış cinlerini, ademoğlunun kızlarıyla yasak olan ilişkiye teşvik etmiş ve bu sapkın ilişki böylece başlamıştır.
Kısacası, Nuh tufanından önce yeryüzünde bugüne benzer küresel bir hakimiyet kurmuş olan bir toplumun; muhtemelen "Mu-Atlantis"in, "üstün insan"; yani "cin-insan" arzularını yem olarak kullanan İblis, insanlığı Ye'cuc-Me'cuc belasına ve arkasından da Tufan felaketine sürüklemiştir.
Kanıtlarını önceki araştırmamızda ortaya koyduğumuz yukarıdaki gerçekleri kavramadan "Tufan"ın küreselliğini anlayamayız. Neden Yüce Allah, Nuh kavmi iman etmedi diye tüm insanlığı cezalandırsın ve helak etsin? Böyle bir kabul Kur'an'la ve Sonsuz Yüce Rabb'imizin Adalet ve Rahmet sıfatıyla bağdaşır mı? Burada sorulması gereken haklı bir soru da şudur: Şeytanlaşmanın ve şerrin yaygın olduğu bir Dünya'da insanlığın tamamı mutlak anlamda suçlu olabilir mi? Bu da sünnetullaha aykırı bir durumdur. Elbette helakı hak etmeyen topluluklar vardı ve olması da beklenirdi. Böyle olduğu için bazı topluluklar "küresel tufan"dan kurtulmuşlardır. Özellikle yükseklerde yaşayan; şehir merkezlerinden; dolayısıyla ifsattan uzak olan topluluklar kurtulmuşlardır. Zülkarneyn'in yolculuğunda karşılaştığı topluluklar, işte böyle "Tufan artığı topluluklar"dır. Önceki "İNSANLIK TARİHİ, MU-ATLANTİS VE "YE'CUC-ME'CUC"" çalışmamızda bu "artık kavimler"e işaret edilmiştir.
Sonuç olarak Dünya tamamen fesada uğramış; şeytanlaşma süreci küresel boyutlara ulaşmış; Nuh kavmi, kendilerine resul(elçi) gönderilebilecek tek kavim olmasına rağmen; yıllarca elçilerinin uyarılarına kulak tıkamış; onları alaya almış, eziyet etmiş ve öldürmeye teşebbüs etmiştir. İşte "küresel helak"ı davet eden dünya, böyle bir dünyadır! Bir tarafta iblisleşen insanlık, diğer tarafta dünyayı istila eden insanlıktan bozma "dev nesli": Ye'cuc-Me'cuc. Ne hazindir ki dünyada tek elçi gönderilebilecek kavim, Nuh kavmidir ve bu kavmin elçisine olan cevabı da ortadadır! İşte Nuh'un kavmine çağrıları ve aldığı cevaplar:
TARİHİ İKİYE BÖLEN ELÇİ: NUH
Kur'an'a baktığımızda insanlık tarihinin; Adem-Nuh ve Nuh-Yaklaşansaat olmak üzere iki ana periyoda ayrıldığını görürüz. Peygamberimizden gelen bir habere göre; "Adem-Nuh arasında 10 çağ-dönem(nesil-yönetici kral) gelip geçmiştir."(Rudani, C.5, Hno: 8348) Sümer-Babil tabletlerinde de bu haberi teyid eden ifadeler mevcuttur. Bu on yöneticiye Adem ve Nuh'u da ilave edersek 12 dönem; yaklaşık 12.000 yıl eder. Nuh'a kadar ortalama insan ömrü, 1000 yıl civarındadır. Nuh-Yaklaşansaat periyodunun ise 12.000 yıl olduğunu "saklı metinler"den bilmekteyiz. Bu demektir ki bugünden Tufan'a kadar geçen süre 12.000 yıldır.
"Küresel tufan"la ilgili tüm bilimsel kanıtlar da bizi 12.000 yıl önceki Nuh Tufanı'na götürmektedir. Bize göre İnsanlık tarihi toplamda 24 çağ-dönem yahut 24.000 yıldır ki; bu da oldukça anlamlıdır. Kur'an'da bu kavrayışı destekleyen ayetler, işaretler vardır. Nitekim Kur'an'da HAC(22)/47'de; "1000 yıl karşılığı bir günde hesap görüldüğü"ne işaret edilmektedir. Kur'an'da bu konuya ışık tutan ayetlerin tamamı gözden geçirilecek olursa; 24.000 yılın anlamlılığı daha da artacaktır. Nitekim TAHA(20)/103-104'te de; "Mahşer Günü" bir grup aralarında fısıldaşarak; Dünya'da "on gün" kaldığını söylerken; daha makul düşünen başka bir grup "bir gün(24 saat) kaldık" derler. Bütün bu ayet ifadeleri, Dünya'da "insanlık tarihi"nin "bir gün(24 saat)" karşılığı 24.000 yıl olduğuna bir işarettir. Yani 1 saat karşılığı 1000 yıl; 24 saat karşılığı 24.000 yıl... En iyisini elbette Sonsuz Yüce Rabb'imiz bilir.
İnsanlık tarihinin muhtemelen tam ortasında duran Nuh kimdir? Tevrat(Bereşit:5/5-32)'deki ifadelere göre; Adem oğlu Şet(Şit) oğlu Enoş oğlu Kenan oğlu Maalalel oğlu Yered oğlu Hanoh(Hanok-Enok-İdris) oğlu Metuşelah oğlu Lemeh oğludur Noah. İbranice'de "dinlenme" anlamındaki LaNuah fiilinden türemiştir. Aynı zamanda "Naham; Rahatlık-huzur vermek" ya da "teselli etmek" kelimesiyle de bağlantılıdır. Ye'cuc-Me'cuc'un, Enok'un(İdris'in) babası Yered zamanında ortaya çıktığı ve torunu Nuh zamanında da "Tufan"la helak oldukları burada hatırlanmalıdır.
"İNSANLIK TARİHİ, MU-ATLANTİS VE "YE'CUC-ME'CUC"" çalışmamızda Nuh peygamberin, insanlık tarihini ikiye böldüğünü; "küresel yok oluş"un arkasından kurtuluşun sembolü olduğunu ortaya koymuş ve şu tespiti yapmıştık:
Birinci insanlık periyodu içinde ademoğulları öyle yoldan çıkmış; o derece sapkın hale gelmişlerdir ki; ya peygamberlerini öldürmüşler ya da peygamber gönderilemeyecek derecede Yüce Rabb'imizin gazabını üzerlerine çekmişler ve böylece Yüce Rabb'imiz de bu dönemi, "sessiz karanlığa" mahkum etmiştir. Evrensel Nuh tufanını davet eden insanlık tarihinin bu en önemli "azgınlaşma-şeytanlaşma süreci"ni kısaca tekrar hatırlayalım:
Azazel, melek boyutundan düşürülerek İblisleşmiş ve lanetli olarak ademoğullarının peşine düşmüştür. Adem'i cennetten kaydırdığı gibi oğullarını da "Hak Yol"dan saptırıp şeytanlaştırmak için elinden geleni arkasına koymamıştır. Azazel iken kendisine tabi olan cinlerin ileri gelenlerinin ayağını kaydırarak; onları da kendisi gibi şeytanlaştırmıştır. Arkasından da İblis, Allah'a olan teslimiyetlerini bozan bu şeytanlaşmış cinlerini, ademoğlunun kızlarıyla yasak olan ilişkiye teşvik etmiş ve bu sapkın ilişki böylece başlamıştır.
Kısacası, Nuh tufanından önce yeryüzünde bugüne benzer küresel bir hakimiyet kurmuş olan bir toplumun; muhtemelen "Mu-Atlantis"in, "üstün insan"; yani "cin-insan" arzularını yem olarak kullanan İblis, insanlığı Ye'cuc-Me'cuc belasına ve arkasından da Tufan felaketine sürüklemiştir.
Kanıtlarını önceki araştırmamızda ortaya koyduğumuz yukarıdaki gerçekleri kavramadan "Tufan"ın küreselliğini anlayamayız. Neden Yüce Allah, Nuh kavmi iman etmedi diye tüm insanlığı cezalandırsın ve helak etsin? Böyle bir kabul Kur'an'la ve Sonsuz Yüce Rabb'imizin Adalet ve Rahmet sıfatıyla bağdaşır mı? Burada sorulması gereken haklı bir soru da şudur: Şeytanlaşmanın ve şerrin yaygın olduğu bir Dünya'da insanlığın tamamı mutlak anlamda suçlu olabilir mi? Bu da sünnetullaha aykırı bir durumdur. Elbette helakı hak etmeyen topluluklar vardı ve olması da beklenirdi. Böyle olduğu için bazı topluluklar "küresel tufan"dan kurtulmuşlardır. Özellikle yükseklerde yaşayan; şehir merkezlerinden; dolayısıyla ifsattan uzak olan topluluklar kurtulmuşlardır. Zülkarneyn'in yolculuğunda karşılaştığı topluluklar, işte böyle "Tufan artığı topluluklar"dır. Önceki "İNSANLIK TARİHİ, MU-ATLANTİS VE "YE'CUC-ME'CUC"" çalışmamızda bu "artık kavimler"e işaret edilmiştir.
Sonuç olarak Dünya tamamen fesada uğramış; şeytanlaşma süreci küresel boyutlara ulaşmış; Nuh kavmi, kendilerine resul(elçi) gönderilebilecek tek kavim olmasına rağmen; yıllarca elçilerinin uyarılarına kulak tıkamış; onları alaya almış, eziyet etmiş ve öldürmeye teşebbüs etmiştir. İşte "küresel helak"ı davet eden dünya, böyle bir dünyadır! Bir tarafta iblisleşen insanlık, diğer tarafta dünyayı istila eden insanlıktan bozma "dev nesli": Ye'cuc-Me'cuc. Ne hazindir ki dünyada tek elçi gönderilebilecek kavim, Nuh kavmidir ve bu kavmin elçisine olan cevabı da ortadadır! İşte Nuh'un kavmine çağrıları ve aldığı cevaplar: