MURATS44
Özel Üye
Vaktiyle, bir şeyhin sadık bir talebesi, yıllarca dergahın içinde mürşidine hizmet ediyor, manen mertebeler elde etmek için uğraşıyordu. Birgün dergaha genç bir mürid geldi. Kısa zamanda hali değişmiş, gözyaşları sel oluyor, ağlamaktan konuşamaz hale geliyordu. Dergahtakiler bu hale şaşırmışlar ne kadar ihlaslı, takva ehli diye gıbta ile bakıyorlardı. Bu hal, senelerce hizmette bulunan müridin de dikkatini çekti. Demek ki bende bir hata var ki, bunca zaman içersinde adam olamadım diye hayıflanarak mürşidinin huzuruna çıktı ve:
“Efendi hazretleri, bunca zamandır buradayım, hizmetinizde kusur etmemeye gayret gösteriyorum. Ancak yeni gelen arkadaşın halini görünce, bende bir istidadın olmadığını anladım. Müsaade ederseniz ben köyüme döneyim” dedi.
Şeyh efendi dedi ki:
“Evladım, sen şu karşıda, ateşin üstündeki koca kazan gibisin. Kaynaması için saatlerce odun yakmak gerekir. Fakat kaynayınca da, soğuması geç olur, akşama kadar soğumaz. O gencin maneviyatı ise cezvedeki su gibidir, ateşimiz karşısında hemen kaynayıverdi, ancak soğuması da çabuk olur. Sen çalışmana gayretle devam et, kaynaman için daha çok ateş lazım, fakat kaynayınca bir daha soğumazsın” dedi.
Mürşidinin anlatmak istediğini kavrayan mürid, neşe içersinde hizmetlerine devam etti
“Efendi hazretleri, bunca zamandır buradayım, hizmetinizde kusur etmemeye gayret gösteriyorum. Ancak yeni gelen arkadaşın halini görünce, bende bir istidadın olmadığını anladım. Müsaade ederseniz ben köyüme döneyim” dedi.
Şeyh efendi dedi ki:
“Evladım, sen şu karşıda, ateşin üstündeki koca kazan gibisin. Kaynaması için saatlerce odun yakmak gerekir. Fakat kaynayınca da, soğuması geç olur, akşama kadar soğumaz. O gencin maneviyatı ise cezvedeki su gibidir, ateşimiz karşısında hemen kaynayıverdi, ancak soğuması da çabuk olur. Sen çalışmana gayretle devam et, kaynaman için daha çok ateş lazım, fakat kaynayınca bir daha soğumazsın” dedi.
Mürşidinin anlatmak istediğini kavrayan mürid, neşe içersinde hizmetlerine devam etti