Kur'ân okurken kelimelerin yanlış telaffuz edilmesi doğru değildir. İnsan, doğru öğrendiği hâlde sürç-i lisan veya hata ile yanlış okuyabilir.
Allah bundan dolayı —inşâallah— onu sorumlu tutmaz. Ancak kişinin doğru okuması biraz gayretle mümkünken, bu işe fazla önem vermeyip lâkayt ve laubali kalması, Kur'ân-ı Kerim'e karşı bir saygısızlık sayılır. Mü'min, Allah'ın kelâmı olan Kur'ân'ı, en saygılı bir eda ile saygı dolu bir hisle, en saygılı nağmelerle ve en saygılı olduğu bir ruh hâleti içinde eda etmeye çalışmalıdır.
Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), "Kur'ân okuyan bir insan, Allah ile konuştuğunu söylese ve yemin etse yemininde yalancı çıkmaz." buyurmaktadır. Kur'ân okurken Allah ile konuştuğunun şuurunda olan bir insan, mutlaka kendine çekidüzen verecektir. İnsanın, komutanının karşısında emir tekrarı yapıyor gibi kelimesi kelimesine ve her kelimenin ruhî seviyesine göre üzerine basa basa, onlardan zevk duya duya ve o kelimeleri âdeta içiyor gibi okuması, Kur'ân'a ve Sahib-i Kur'ân'a karşı saygısının ifadesidir.
Kur'ân kıraatinde eksikleri olan bir mü'min, fırsatları değerlendirmeli, bir bilenin huzurunda Kur'ân'ı doğru telaffuz edebilecek şekilde öğrenmeli ve namazlarını çok Kur'ân okuyarak eda etmelidir.
Kur'ân, Allah kelâmı olarak okunmalıdır. Mevlâna İkbal şöyle demektedir: Ben sık sık Kur'ân okurdum. Buna rağmen babam her defasında bana "Oğlum, Kur'ân oku!" derdi. Bir gün canıma tak etti ve babama, "Baba, ben hiç elimden bırakmıyorum ki bu mübarek kelâmı." dedim. Bunun üzerine babam bana şöyle dedi: "Oğlum, Allah'ın şerefli elçisi Hz. Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı, Hz. Muhammed'e inmiş bir Kur'ân olarak okuma! Kur'ân'ı, doğrudan doğruya Mütekellim-i Ezelî'den dinliyor gibi oku! Yani Sana söylediği şeyleri, emri tekrar ediyor mahiyetinde dön Allah'a karşı tekrar et ve öyle oku!"
Bir kere daha arz etmeliyim ki, Kur'ân, dikkatle muhtevasına inilerek ve Allah kelâmı olduğu şuuruyla, tadı dudağımızda bir burukluk, içimizde bir ürperti hâsıl edecek şekilde okunmalıdır. Muhbir-i Sadık, "Kur'ân hüzünle inmiştir, onu hüzünle okuyun." buyurmaktadır.
Kur'ân, dertli insanın veya çölde yalnız yürüyen sahipsiz birinin, Rabb'ine teveccüh ve O'na iç dökmesinin nağmeleridir. Dertli gönüllere dost olsun diye gönderilen bu kitap, hüzünle inmiştir ve onu hüzünle okumak gerekir. Ne var ki, bu da vicdanların duymasına vâbeste bir hâldir.
Rabb'im, Kur'ân'a karşı sinelerimizi saygıyla mamur kılsın.
Son düzenleme: