TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Kafkasya geçiş bölgesi olması münasebetiyle yüzyıllarca doğudan batıya, batıdan doğuya, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye yapılan kavim göçlerinin ardında her bir kavim Kafkasya’ da bir iz bırakmış yerleşik kavimlerle de birlikte adeta Kafkasya milletler karışımı haline gelmiştir.
Kafkasyayı oluşturan etnik unsurların derinliğine inmek güçlüğü kavim, dil ve muhtelif tasniflerde de kendini gösterir. Kafkas kavimleri, Kafkas dilleri gibi kaba tasniflere gitmek mecburiyeti doğmuştur.
Kafkasya’da yaşayan kavimler ki, hala isminin duyulmadığı kavimlerin olması da muhtemeldir, sayacak olursak bu kaviler arasında dili ve kültürü muhafaza ederek Karaçay- Malkar Türklüğünün ayakta kalması Türk ruhunun güçlülüğünü göstermektedir.
Kuzey Kafkasya’da ki bugünkü yerlerine yerleşmeleri 15. yüzyılda tamamlanan Karaçay Türklerinin günümüze kadar yerleştikleri yerler Anadolu, Kırım yarımadası, Kıpçak ve Kuman Bozkırları, Kuzey Kafkasya dağları, Elbruz Dağı etekleri, Bashan Vadisi, Kuban, Teberdi, Duut, Hurzuk ırmakları, boyları, Laba, Büyük Zelençuk, Kuban, Kuma ırmakları etrafındaki vadiler, Terek, Çerek, Malka vadileri ve sürgün yıllarında ise Sibirya, Orta Asya, Kırgızistan.
Karaçay- Malkar Türklerinin coğrafyası sadece Kafkasya ile kalmıyor Türkiye’de Afyon, Ankara, Eskişehir, İstanbul, Kayseri, Konya ve Tokat vilayetlerinde, ayrıca Suriye’ de ve Amerikanın New Jersey eyaletinde Karaçaylıların bulunması sebebiyle Karaçay- Malkar coğrafyasına buraları da katmamız gerekiyor. Ayrıca Karaçay- Malkar Türklerinin Türkiye’ ye ilk göçü 1893 Moskof Harbi öncesi ve sonrasında olur. Abdülhamit Han’ ın Anadolu’ da Kafkasya muhacirlerini iskan etmesiyle birlikte Karaçay- Malkar Türkleri de Anadolu’ da yer alır. İkinci göçte 2. Dünya Harbi sonlarında Almanlarla birlikte Rus zulmünden Avrupa’ ya kaçabilen ya da doğrudan Türkiye’ ye geçebilen Karaçay- Malkarlılar yoluyla olmuştu.
Türkiye’ de Afyon’un İscehisar’a bağlı Doğlat ve Gökçeyayla köyleri Ankaranın Gölbaşı’na bağlı Yağlıpınar ( Cavlupınar) köyü, Eskişehir’ in çiftelere bağlı Akhisar, Belpınar, Yazılıkaya köyleri, Sivrihisar’a bağlı Ertuğrul köyü, İstanbul’un Yalova’ya bağlı Çiftlik köyü, Kayserinin Pınarbaşı’ya bağlı Eğrisöğüt köyü, Konya’nın Sarayönü’ ye bağlı Başhöyük köyü, Tokat’ın Artova’ya bağlı Arpacıkaraçay ve Reşadiye’ye bağlı Çilehane köylerinde Karaçay- Malkar Türkleri yaşamaktadır.
Bu köylerin yanında dağınık olarak İzmir, Malatya, Sivas, Muş’ ta da Karaçay- Malkar Türklerinin olduğu bilinmektedir.
Karaçay-Malkar ülkesi Kafkasyanın Orta Kafkaslar olarak bilinen merkezi kısmında yer almaktadır.Yalnızca Kafkasyanın değil Avrupanın başlıcaları Ming Tav(Elbruz), Dıh Tav, Koştan Tav, Uşba, Dambay, Ölgen gibi zirvelerdir.
Baştan başa buzullarla kaplı olan Karaçay-Malkar dağlarının en önemli buzulları Bızıngı ve Alibek buzullarıdır.
2200 metreye kadar çam, ladin ve köknar ormanlarıyla kaplı olan dağların yukarı kısımlarında alp tipi otlak ve yaylak bulunmaktadır.3000 metreden yukarı kısımlar ise buzullarla kaplıdır.Bazı vadilerde buzulların 2000 metreye kadar indiği görülmektedir.
Kafkasyanın en büyük ırmakları Mingi Tav buzul kaynaklarından doğmaktadır.Bunlardan Hurzuk, Ullu Iham ve Uçkulan ırmakları birleşerek Karaçayın Uçkulan köyü yakınlarında Kuban ırmağı adını almaktadır. Mingi Tav’ın batısındaki Karaçay dağlarından doğan Duvut, Teberdi, Arhız, Laba ırmakları da Kuban ırmağını beslemektedir.Elbruz’un doğusundaki buzullardan ise Malka ve Bashanırmakları doğmaktadır. Daha doğudaki Çegem ve Çerek ırmakları da Bashan (1) ve Malka ırmakları ile birlikte Terek ırmağı ile birleşmektedir.
Karaçay’ın kuzeyindeki Biyçe Sın yaylasından doğan Kuma (Gum) ırmağı da Hazar Deniz’ine dökülmektedir. Bunların dışında Karaçay-Malkar da dağlardan doğan yüzlerce küçük ırmak ve dereler bulunmaktadır.
Karaçay-Malkar yer, ırmak, dağ ve köy adları incelendiğinde bunların büyük bölümünün Kıpçak ve Hun Bulgar kökenli eski Türkçe adlar oldukları görülmektedir. Bu durum bize, Karaçay- Malkar halkının atalarının bu dağların ve toprakların asıl sahipleri olduklarını belgelemektedir (2).
a) Karaçay-Malkar Ülkesinin Coğrafi Konumu
Kafkas dağlarının üzerinde yer alan Karaçay-Malkar topraklarının güney sınırları baştan başa Kafkas dağları ile kaplıdır. Karaçay–Malkar halkının “tav Artı” (Dağ Arkası) adını verdikleri Kafkas ötesi ülkelerden Abhazya ve Gürcü-Svanetya bölgeleri Karaçay-Malkarlılaırn güney komşularıdır.Batıda Rusya Federe Cumhuriyetine bağlı topraklar ve az ötede Adige bölgesi yer alır. Karaçay-Malkarların kuzeyinde yer alan düzlüklerde ise Abazinler, Nogaylar ve Besleney- Kabardey Çerkezlerinin toprakları uzanmaktadır.Doğuda Kuzey Osetya Cumhuriyeti ile komşudurlar.(3)
b) Nüfusları:
Karaçay- Malkar Türkleri’ ne ait elimize geçen ilk nüfus verileri 19. yüzyıl başlarına aittir. Daha sonraki dönemlerde de bunların nüfuslarına değişik kaynaklarda rastlıyoruz. Şimdi elimize geçen ilk nüfus verilerinden günümüze kadar tespit edilenlerini veriyoruz:
Elimizdeki ilk veri olarak 1897 yılına göre Karaçay nüfusu 27000, Malkar nüfusu ise 23000’ dir.
1926 yılı resmi sayımlarına göre Karaçaylıların nüfusu 55000, Malkarlıların ise 33000’ dir.
1939 sayımlarına göre ise Karaçay nüfusu 76000, Malkar nüfusu ise 43000’ dir.
1959 yılında Karaçaylıların nüfusu 81000, Malkarlılar nüfusu ise 42000’ dir. 1970 sayımına göre ise Karaçay nüfusu % 39.5 artarak 113000 olurken, Malkar nüfusu ise % 42.8 lik bir artışla 60000 olmuştur .(4)
Karaçay- Malkar Türklerinin Kafkasya’ daki nüfusları 200000’ i bulmaktadır, ayrıca sürgünden dönmeyen 26000 Karaçaylının da Orta Asya’ da yaşadığı biliniyor.
Birleşik Devletler Topluluğunda 1989 yılında yapılan nüfus sayımı verilerine göre toplulukta 156000 Karaçaylı, 88771 Malkarlı yaşamaktadır.
Türkiye’de yaşayan Karaçay- Malkar Türklerinin nüfusu 20000 civarındadır.Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan diğer Karaçay- Malkar nüfusunu da hesaba katarsak 250000 nüfusa ulaşmış durumdadırlar.(5)
a) Menşeileri:
Karaçay ve Balkarların menşe’leri hakkında muhtelif nazariyeleri ileri sürülmektedir. Malkarları da ihtiva etmek üzere müşterek bir ad olarak alınan Karaçay’ ın, kabilenin efsanevi ceddi Karaçay ve Karça’ dan geldiği hakkındaki yaygın bir rivayete göre, bu kabile aslen Anadolu Türklerinden olup, sultanın gazabına uğrayan reisleri Karça tarafından, önce Kırım’a ve oradan da Kafkasya’ ya götürülmüştür. İkinci bir rivayete göre, Çerkezlere karşı savaşlarda bozguna uğrayan Kırım askerlerinin, üçüncü bir rivayete göre de, Timur ordusunun Kafkasya dağlarına sığınmış bakiyesinden teşekkül etmişlerdir.(6)
Etnik menşeileri hususunda çeşitli görüşler mevcut olan Karaçay- Balkarların Kuman- Kıpçak bakiyesi ve eski Hazarlar ile Bulgarların torunları oldukları da söylenmektedir.( 7)
Karaçay ve Balkarlar, Rusların takip etmiş oldukları siyaset neticesi farklı toplumlarmış gibi iki ayrı cumhuriyette yaşamak zorunda bırakıldılar. Karaçay Türkleri artık, Karaçay Çerkez Muhtar Cumhuriyetinde, Balkarlar da Kabartay- Balkar Muhtar Cumhuriyetinde yaşamaktadırlar.(8)
Karaçay- Çerkez Cumhuriyeti Rusya Federasyonu sınırları içinde yer alan Kuzey Kafkas Cumhuriyetlerinde biridir. Cumhuriyetin yüzölçümü, 14100 km , toplam nüfusu 500000’ dir. Nüfusun % 42’ sini Rus ve Ukraynalılar, % 33’ ünü Karaçaylılar, % 10’ unu Adigeler, % 6’ sını Abazalar ve % 3’ ünü Nogaylar oluşturmaktadır.
Rusya Federasyonu içinde yer alan Kabardey- Balkar Cumhuriyeti yüzölçümü 12500 km olan küçük bir cumhuriyettir. Nüfus 730000’ dir. Nüfusun % 45’ ini Adiğe ve Kabardeyler, %37’ sini Ruslar ve % 8’ ini Balkarlar teşkil etmektedir.(9)
b) Tarihleri:
XIII.-XV. Asırlarda vukua gelen Kabartay yayılışına kadar, Karaçay ve Balkarlar, Kafkasya dağ silsilesinin şimal sath-ı mailinde, asetler ( osetler) ile Çerkezler arasında, geniş bir saha işgal ediyorlardı. Terek, Çerek, Baksan ve Malka vadileriyle Kuban ve Kuman’ ın yukarı ve orta mecralarında ve bu ırmaklara akan çaylar üzerinde yaşayan Karaçay ve Balkarlar büyük at, koyun ve sığır sürüleri için, cenuptaki Elbrus yayları ile şimalde ki düzlükleri yaylak ve kışlak olarak kullanmakta idiler.(10)
XV. yüzyıldan XIX.‘u yüzyıla kadar Karaçaylılar, bu bölgede Çerkez Abaza, Svan ve diğer kabilelerle yaşamakla beraber zaman zaman da mücadele etmişlerdir.(11)
Kabartayların tazyiki altında ikiye ayrılan Karaçay ve Balkarların Balkar kolu Kafkasya dağlarının Dıh- Tav ve Koştan- Tav gibi, en yüksek zirvelerine doğru sıkıştırılıp sert ve kayalık dağ boğazlarında kapatıldıktan sonra, uzun müddet mukavemetlerinde devam eden Karaçayları da nihayet Kabartay hakimiyeti altında görüyoruz. Mamafih o tarihlerde Kırım yoluyla yayılmaya başlayan İslamiyet sayesinde, Kabartaylar ile Karaçay ve Balkarlar arasında bir tesanüt vücuda gelmiş ve Ruslar ile asırlarca devam eden kanlı savaşlar bunu siyasi bir vahdete çevirmiştir.(12)
XV. asrın son yarısında, Kırım’ ın Osmanlı himayesine geçmesi ile Çerkezistan üzerindeki hakimiyet hakkı da Osmanlılar intikal etmiş bulunuyordu. İslamiyetin temelli olarak yerleşmesi, bilhassa bu tarihten sonra Osmanlı hakimiyeti devrinde başlar. Resmen hiçbir muahedeye istinat etmeyen Osmanlı hakimiyeti zaten bu mıntıka ahalisinin İslamiyet sayesinde manen hilafet makamına bağlanmasıyla teessüs edebilmiştir. Bu devirde Rus istilasına karşı başlayan savaşlardan Karaçay ve Balkarlar Osmanlı devleti tarafında olarak faal bir rol oynamışlardır. (13) Kabartay beylerinin temsil ettiği ve Rusya tarafına iltizam eden Baksan zümresine karşı Osmanlı ve Kırım tarafını tutan Kaşkatav zümresini bu Türkler teşkil etmekteydi. 1804’ te bütün Kafkasya dağlıları ile Ruslar arasında cereyan eden Çegem Meydan Muharebesinde, Karaçaylar ön safta çarpıştılar.Rusya ile nüfus bölgeleri arasında Kuban Irmağını hudut tayin eden 1812 anlaşmasından sonra Rus bölgesine isabet eden Karaçay üzerinde Rus tazyiki şiddetlendi. 1822’ de Rus tabiiyetinde oldukları ilan edilen Karaçaylar buna karşı isyan ettiler. Karaçaylar boyun eğdirmek için, Ruslar 1828’ de taarruza geçtiler. Kart- Curt, bir aylık muhasaradan sonra Elbruz’un eteğinde Karaçay’ın istinat noktası zapt edilmiş ise de, mücadele devam etmiştir.(14)
Rusların Kafkasya’ ya karşı taarruzları bölgede yaşayan halkları siyasi ve askeri bakımdan birleşmeye sevk etti. Şeyh Şamil, Dağıstanlı Çeçen, Çerkez, Oset, Karaçaylı ve diğer dağlı kabilelerinden müteşekkil ilk Kuzey Kafkasya Birleşik Devletini kurarak onlardan topladığı askerlerle tek bir yönetim altında Ruslara karşı koydu. Şeyh Şamil Ruslara esir düşünce mücadele başta Dağıstan da, daha sonra Adige ülkesinde son buldu.(15) Şeyh Şamil’ in savaş yıllarında ve onun naipleri Süleyman Efendi ile Muhammed Emin zamanlarında, yani 1845 1860 yıllarında, Karaçay sahasında Ruslara karşı mukavemet devam etmekte idi. Balkarlar ise, Kabartayların 1825 de vuku bulan tesliminden 2 yıl sonra, 1827’de silahlarını bırakmak zorunda kalmıştır.(16)
Rusların Kafkasya’ya girmesi ile bölgede çok yoğun Rus isyanı başlatıldı. Haksızlıklara dayanamayan Karaçaylıların bir bölümü 1850- 1885 ve 1905 yıllarında mallarını- mülklerinin bırakarak, Osmanlı Türkiyesine göçtüler.(17)
Çarlık Rusya’ sının, Bolşeviklerce yıkılmasından sonra Kafkasya’ da tüm halklar Bolşevik vahşetine karşı ayaklandılar. 1918 yılı mayısında Kafkas halkları, birleşerek Kuzey Kafkasya Birleşik Cumhuriyetini ilan etti. Rusya’ da rejime hakim olan Bolşevikler, 1920’ de Kuzey Kafkasya Birleşik Cumhuriyetini tehdit etmeye başladı. Ruslara karşı general Mirzakul Kırımşamhal ile Çerkez Generali Kılıç Geri Han mukavemet ettiler.(18) Karaçay generali Kırımşamhal komutasındaki silahlı Karaçay birlikleri Bolşevik ordusuna karşı beş yıllık bir silahlı mücadele verdiler. Karaçay’ın direnişini kırmaya Bolşevikler bu direnişin bütün Kafkasya’ ya yayılabileceğinden korkarak Karaçaylılara daha geniş özerklik vaadinde bulundular. Sonunda Karaçay milli idaresi Ruslarla anlaşmaya mecbur oldu. Ancak Kızıl ordu 1922 Şubatında en seçkin birliklerinden oluşan bir süvari ordusu ile ansızın Karaçay’ a saldırdı. Bu saldırıyı beklemeyen Karaçaylılar Rus işgaline uğradılar. 3 ay süren bu işgal sırasında Karaçay halkının bütün ileri gelenleri ve subayları kurşuna dizildi.
Sovyet hükumeti bu sırada Karaçay- Malkar halkını ikiye bölerek her birisine sözde özerk yönetimler verdi. Karaçaylılar Çerkezlerle aynı idare altında birleştirilerek 1922 yılında Karaçay- Çerkez Özer Otonom Bölgesi kuruldu. Malkarlar ise Karaçaylılardan ayrılarak Kabartay Çerkezleri ile aynı yönetim bölgesi altına aldılar ve Kabardin Balkar Özerk Cumhuriyetine Bağlandılar. Böylece Bolşevikler Karaçay- Malkar halkını birbirlerinden koparıp Çerkezlerle birleştirerek, güçlerini bölmeyi ve daha kolay asimile edebilmeyi planlıyorlardı. Bolşevikler Karaçay- Malkar’ da sosyal tabakalaşma sonucunda oluşmuş bulunan sınıf mücadelesini körükleyerek halkı birbirine düşürme çalışmalarına girdiler ve Karaçay- Malkar halkının Sovyetleştirilmesi çabalarını hızlandırdılar.(19)
1926’ da ise SBKP Merkez Komitesi Karaçay- Çerkezleri Karaçay ve Çerkez diye iki otonom Oblosta ayırdı.
İkinci Dünya Savaşının sürdüğü yıllarda Karaçay bölgesinde bazı kıpırdanmalar oldu. 1942 yılında Kafkasya’ ya gelen Almanlarda önce Türkler bütün dağ ve geçitleri tutmuşlardı. Almanların bu bölgedeki halklara özgürlük vereceklerini vadetmeleri onlara karşı bir sempatinin doğmasına sebep olmuş, bu yüzden Karaçay yurdu 1942 Ağustosundan 1943 Ocak ayına kadar Almanların yönetiminden kalkmıştır. Fakat Almanların çekilmesiyle birlikte, Kızıl Ruslar tekrar bu Türk topraklarını işgal ettiler. 12 Ekim 1945’ te komünist Rus yöneticiler Karaçay Türklerinin topyekün sürgün edilmelerine karar verdiler. 2 Kasım 1943 günü bütün Karaçay kasabaları ve köyleri Rus askerleri tarafından kuşatıldı. Karaçay Türkleri diğer soydaşlarıyla beraber Sibirya’ya ve K. Kazakistan’ a sürüldüler. Türklerin terk ettiği topraklara Rusları ve Gürcüleri yerleştirdiler.(20)
Kafkasyayı oluşturan etnik unsurların derinliğine inmek güçlüğü kavim, dil ve muhtelif tasniflerde de kendini gösterir. Kafkas kavimleri, Kafkas dilleri gibi kaba tasniflere gitmek mecburiyeti doğmuştur.
Kafkasya’da yaşayan kavimler ki, hala isminin duyulmadığı kavimlerin olması da muhtemeldir, sayacak olursak bu kaviler arasında dili ve kültürü muhafaza ederek Karaçay- Malkar Türklüğünün ayakta kalması Türk ruhunun güçlülüğünü göstermektedir.
Kuzey Kafkasya’da ki bugünkü yerlerine yerleşmeleri 15. yüzyılda tamamlanan Karaçay Türklerinin günümüze kadar yerleştikleri yerler Anadolu, Kırım yarımadası, Kıpçak ve Kuman Bozkırları, Kuzey Kafkasya dağları, Elbruz Dağı etekleri, Bashan Vadisi, Kuban, Teberdi, Duut, Hurzuk ırmakları, boyları, Laba, Büyük Zelençuk, Kuban, Kuma ırmakları etrafındaki vadiler, Terek, Çerek, Malka vadileri ve sürgün yıllarında ise Sibirya, Orta Asya, Kırgızistan.
Karaçay- Malkar Türklerinin coğrafyası sadece Kafkasya ile kalmıyor Türkiye’de Afyon, Ankara, Eskişehir, İstanbul, Kayseri, Konya ve Tokat vilayetlerinde, ayrıca Suriye’ de ve Amerikanın New Jersey eyaletinde Karaçaylıların bulunması sebebiyle Karaçay- Malkar coğrafyasına buraları da katmamız gerekiyor. Ayrıca Karaçay- Malkar Türklerinin Türkiye’ ye ilk göçü 1893 Moskof Harbi öncesi ve sonrasında olur. Abdülhamit Han’ ın Anadolu’ da Kafkasya muhacirlerini iskan etmesiyle birlikte Karaçay- Malkar Türkleri de Anadolu’ da yer alır. İkinci göçte 2. Dünya Harbi sonlarında Almanlarla birlikte Rus zulmünden Avrupa’ ya kaçabilen ya da doğrudan Türkiye’ ye geçebilen Karaçay- Malkarlılar yoluyla olmuştu.
Türkiye’ de Afyon’un İscehisar’a bağlı Doğlat ve Gökçeyayla köyleri Ankaranın Gölbaşı’na bağlı Yağlıpınar ( Cavlupınar) köyü, Eskişehir’ in çiftelere bağlı Akhisar, Belpınar, Yazılıkaya köyleri, Sivrihisar’a bağlı Ertuğrul köyü, İstanbul’un Yalova’ya bağlı Çiftlik köyü, Kayserinin Pınarbaşı’ya bağlı Eğrisöğüt köyü, Konya’nın Sarayönü’ ye bağlı Başhöyük köyü, Tokat’ın Artova’ya bağlı Arpacıkaraçay ve Reşadiye’ye bağlı Çilehane köylerinde Karaçay- Malkar Türkleri yaşamaktadır.
Bu köylerin yanında dağınık olarak İzmir, Malatya, Sivas, Muş’ ta da Karaçay- Malkar Türklerinin olduğu bilinmektedir.
I-COĞRAFİ YAPI
Karaçay-Malkar ülkesi Kafkasyanın Orta Kafkaslar olarak bilinen merkezi kısmında yer almaktadır.Yalnızca Kafkasyanın değil Avrupanın başlıcaları Ming Tav(Elbruz), Dıh Tav, Koştan Tav, Uşba, Dambay, Ölgen gibi zirvelerdir.
Baştan başa buzullarla kaplı olan Karaçay-Malkar dağlarının en önemli buzulları Bızıngı ve Alibek buzullarıdır.
2200 metreye kadar çam, ladin ve köknar ormanlarıyla kaplı olan dağların yukarı kısımlarında alp tipi otlak ve yaylak bulunmaktadır.3000 metreden yukarı kısımlar ise buzullarla kaplıdır.Bazı vadilerde buzulların 2000 metreye kadar indiği görülmektedir.
Kafkasyanın en büyük ırmakları Mingi Tav buzul kaynaklarından doğmaktadır.Bunlardan Hurzuk, Ullu Iham ve Uçkulan ırmakları birleşerek Karaçayın Uçkulan köyü yakınlarında Kuban ırmağı adını almaktadır. Mingi Tav’ın batısındaki Karaçay dağlarından doğan Duvut, Teberdi, Arhız, Laba ırmakları da Kuban ırmağını beslemektedir.Elbruz’un doğusundaki buzullardan ise Malka ve Bashanırmakları doğmaktadır. Daha doğudaki Çegem ve Çerek ırmakları da Bashan (1) ve Malka ırmakları ile birlikte Terek ırmağı ile birleşmektedir.
Karaçay’ın kuzeyindeki Biyçe Sın yaylasından doğan Kuma (Gum) ırmağı da Hazar Deniz’ine dökülmektedir. Bunların dışında Karaçay-Malkar da dağlardan doğan yüzlerce küçük ırmak ve dereler bulunmaktadır.
Karaçay-Malkar yer, ırmak, dağ ve köy adları incelendiğinde bunların büyük bölümünün Kıpçak ve Hun Bulgar kökenli eski Türkçe adlar oldukları görülmektedir. Bu durum bize, Karaçay- Malkar halkının atalarının bu dağların ve toprakların asıl sahipleri olduklarını belgelemektedir (2).
a) Karaçay-Malkar Ülkesinin Coğrafi Konumu
Kafkas dağlarının üzerinde yer alan Karaçay-Malkar topraklarının güney sınırları baştan başa Kafkas dağları ile kaplıdır. Karaçay–Malkar halkının “tav Artı” (Dağ Arkası) adını verdikleri Kafkas ötesi ülkelerden Abhazya ve Gürcü-Svanetya bölgeleri Karaçay-Malkarlılaırn güney komşularıdır.Batıda Rusya Federe Cumhuriyetine bağlı topraklar ve az ötede Adige bölgesi yer alır. Karaçay-Malkarların kuzeyinde yer alan düzlüklerde ise Abazinler, Nogaylar ve Besleney- Kabardey Çerkezlerinin toprakları uzanmaktadır.Doğuda Kuzey Osetya Cumhuriyeti ile komşudurlar.(3)
b) Nüfusları:
Karaçay- Malkar Türkleri’ ne ait elimize geçen ilk nüfus verileri 19. yüzyıl başlarına aittir. Daha sonraki dönemlerde de bunların nüfuslarına değişik kaynaklarda rastlıyoruz. Şimdi elimize geçen ilk nüfus verilerinden günümüze kadar tespit edilenlerini veriyoruz:
Elimizdeki ilk veri olarak 1897 yılına göre Karaçay nüfusu 27000, Malkar nüfusu ise 23000’ dir.
1926 yılı resmi sayımlarına göre Karaçaylıların nüfusu 55000, Malkarlıların ise 33000’ dir.
1939 sayımlarına göre ise Karaçay nüfusu 76000, Malkar nüfusu ise 43000’ dir.
1959 yılında Karaçaylıların nüfusu 81000, Malkarlılar nüfusu ise 42000’ dir. 1970 sayımına göre ise Karaçay nüfusu % 39.5 artarak 113000 olurken, Malkar nüfusu ise % 42.8 lik bir artışla 60000 olmuştur .(4)
Karaçay- Malkar Türklerinin Kafkasya’ daki nüfusları 200000’ i bulmaktadır, ayrıca sürgünden dönmeyen 26000 Karaçaylının da Orta Asya’ da yaşadığı biliniyor.
Birleşik Devletler Topluluğunda 1989 yılında yapılan nüfus sayımı verilerine göre toplulukta 156000 Karaçaylı, 88771 Malkarlı yaşamaktadır.
Türkiye’de yaşayan Karaçay- Malkar Türklerinin nüfusu 20000 civarındadır.Dünyanın muhtelif yerlerinde yaşayan diğer Karaçay- Malkar nüfusunu da hesaba katarsak 250000 nüfusa ulaşmış durumdadırlar.(5)
II-KARAÇAY MALKARLARIN TARİHİ
a) Menşeileri:
Karaçay ve Balkarların menşe’leri hakkında muhtelif nazariyeleri ileri sürülmektedir. Malkarları da ihtiva etmek üzere müşterek bir ad olarak alınan Karaçay’ ın, kabilenin efsanevi ceddi Karaçay ve Karça’ dan geldiği hakkındaki yaygın bir rivayete göre, bu kabile aslen Anadolu Türklerinden olup, sultanın gazabına uğrayan reisleri Karça tarafından, önce Kırım’a ve oradan da Kafkasya’ ya götürülmüştür. İkinci bir rivayete göre, Çerkezlere karşı savaşlarda bozguna uğrayan Kırım askerlerinin, üçüncü bir rivayete göre de, Timur ordusunun Kafkasya dağlarına sığınmış bakiyesinden teşekkül etmişlerdir.(6)
Etnik menşeileri hususunda çeşitli görüşler mevcut olan Karaçay- Balkarların Kuman- Kıpçak bakiyesi ve eski Hazarlar ile Bulgarların torunları oldukları da söylenmektedir.( 7)
Karaçay ve Balkarlar, Rusların takip etmiş oldukları siyaset neticesi farklı toplumlarmış gibi iki ayrı cumhuriyette yaşamak zorunda bırakıldılar. Karaçay Türkleri artık, Karaçay Çerkez Muhtar Cumhuriyetinde, Balkarlar da Kabartay- Balkar Muhtar Cumhuriyetinde yaşamaktadırlar.(8)
Karaçay- Çerkez Cumhuriyeti Rusya Federasyonu sınırları içinde yer alan Kuzey Kafkas Cumhuriyetlerinde biridir. Cumhuriyetin yüzölçümü, 14100 km , toplam nüfusu 500000’ dir. Nüfusun % 42’ sini Rus ve Ukraynalılar, % 33’ ünü Karaçaylılar, % 10’ unu Adigeler, % 6’ sını Abazalar ve % 3’ ünü Nogaylar oluşturmaktadır.
Rusya Federasyonu içinde yer alan Kabardey- Balkar Cumhuriyeti yüzölçümü 12500 km olan küçük bir cumhuriyettir. Nüfus 730000’ dir. Nüfusun % 45’ ini Adiğe ve Kabardeyler, %37’ sini Ruslar ve % 8’ ini Balkarlar teşkil etmektedir.(9)
b) Tarihleri:
XIII.-XV. Asırlarda vukua gelen Kabartay yayılışına kadar, Karaçay ve Balkarlar, Kafkasya dağ silsilesinin şimal sath-ı mailinde, asetler ( osetler) ile Çerkezler arasında, geniş bir saha işgal ediyorlardı. Terek, Çerek, Baksan ve Malka vadileriyle Kuban ve Kuman’ ın yukarı ve orta mecralarında ve bu ırmaklara akan çaylar üzerinde yaşayan Karaçay ve Balkarlar büyük at, koyun ve sığır sürüleri için, cenuptaki Elbrus yayları ile şimalde ki düzlükleri yaylak ve kışlak olarak kullanmakta idiler.(10)
XV. yüzyıldan XIX.‘u yüzyıla kadar Karaçaylılar, bu bölgede Çerkez Abaza, Svan ve diğer kabilelerle yaşamakla beraber zaman zaman da mücadele etmişlerdir.(11)
Kabartayların tazyiki altında ikiye ayrılan Karaçay ve Balkarların Balkar kolu Kafkasya dağlarının Dıh- Tav ve Koştan- Tav gibi, en yüksek zirvelerine doğru sıkıştırılıp sert ve kayalık dağ boğazlarında kapatıldıktan sonra, uzun müddet mukavemetlerinde devam eden Karaçayları da nihayet Kabartay hakimiyeti altında görüyoruz. Mamafih o tarihlerde Kırım yoluyla yayılmaya başlayan İslamiyet sayesinde, Kabartaylar ile Karaçay ve Balkarlar arasında bir tesanüt vücuda gelmiş ve Ruslar ile asırlarca devam eden kanlı savaşlar bunu siyasi bir vahdete çevirmiştir.(12)
XV. asrın son yarısında, Kırım’ ın Osmanlı himayesine geçmesi ile Çerkezistan üzerindeki hakimiyet hakkı da Osmanlılar intikal etmiş bulunuyordu. İslamiyetin temelli olarak yerleşmesi, bilhassa bu tarihten sonra Osmanlı hakimiyeti devrinde başlar. Resmen hiçbir muahedeye istinat etmeyen Osmanlı hakimiyeti zaten bu mıntıka ahalisinin İslamiyet sayesinde manen hilafet makamına bağlanmasıyla teessüs edebilmiştir. Bu devirde Rus istilasına karşı başlayan savaşlardan Karaçay ve Balkarlar Osmanlı devleti tarafında olarak faal bir rol oynamışlardır. (13) Kabartay beylerinin temsil ettiği ve Rusya tarafına iltizam eden Baksan zümresine karşı Osmanlı ve Kırım tarafını tutan Kaşkatav zümresini bu Türkler teşkil etmekteydi. 1804’ te bütün Kafkasya dağlıları ile Ruslar arasında cereyan eden Çegem Meydan Muharebesinde, Karaçaylar ön safta çarpıştılar.Rusya ile nüfus bölgeleri arasında Kuban Irmağını hudut tayin eden 1812 anlaşmasından sonra Rus bölgesine isabet eden Karaçay üzerinde Rus tazyiki şiddetlendi. 1822’ de Rus tabiiyetinde oldukları ilan edilen Karaçaylar buna karşı isyan ettiler. Karaçaylar boyun eğdirmek için, Ruslar 1828’ de taarruza geçtiler. Kart- Curt, bir aylık muhasaradan sonra Elbruz’un eteğinde Karaçay’ın istinat noktası zapt edilmiş ise de, mücadele devam etmiştir.(14)
Rusların Kafkasya’ ya karşı taarruzları bölgede yaşayan halkları siyasi ve askeri bakımdan birleşmeye sevk etti. Şeyh Şamil, Dağıstanlı Çeçen, Çerkez, Oset, Karaçaylı ve diğer dağlı kabilelerinden müteşekkil ilk Kuzey Kafkasya Birleşik Devletini kurarak onlardan topladığı askerlerle tek bir yönetim altında Ruslara karşı koydu. Şeyh Şamil Ruslara esir düşünce mücadele başta Dağıstan da, daha sonra Adige ülkesinde son buldu.(15) Şeyh Şamil’ in savaş yıllarında ve onun naipleri Süleyman Efendi ile Muhammed Emin zamanlarında, yani 1845 1860 yıllarında, Karaçay sahasında Ruslara karşı mukavemet devam etmekte idi. Balkarlar ise, Kabartayların 1825 de vuku bulan tesliminden 2 yıl sonra, 1827’de silahlarını bırakmak zorunda kalmıştır.(16)
Rusların Kafkasya’ya girmesi ile bölgede çok yoğun Rus isyanı başlatıldı. Haksızlıklara dayanamayan Karaçaylıların bir bölümü 1850- 1885 ve 1905 yıllarında mallarını- mülklerinin bırakarak, Osmanlı Türkiyesine göçtüler.(17)
Çarlık Rusya’ sının, Bolşeviklerce yıkılmasından sonra Kafkasya’ da tüm halklar Bolşevik vahşetine karşı ayaklandılar. 1918 yılı mayısında Kafkas halkları, birleşerek Kuzey Kafkasya Birleşik Cumhuriyetini ilan etti. Rusya’ da rejime hakim olan Bolşevikler, 1920’ de Kuzey Kafkasya Birleşik Cumhuriyetini tehdit etmeye başladı. Ruslara karşı general Mirzakul Kırımşamhal ile Çerkez Generali Kılıç Geri Han mukavemet ettiler.(18) Karaçay generali Kırımşamhal komutasındaki silahlı Karaçay birlikleri Bolşevik ordusuna karşı beş yıllık bir silahlı mücadele verdiler. Karaçay’ın direnişini kırmaya Bolşevikler bu direnişin bütün Kafkasya’ ya yayılabileceğinden korkarak Karaçaylılara daha geniş özerklik vaadinde bulundular. Sonunda Karaçay milli idaresi Ruslarla anlaşmaya mecbur oldu. Ancak Kızıl ordu 1922 Şubatında en seçkin birliklerinden oluşan bir süvari ordusu ile ansızın Karaçay’ a saldırdı. Bu saldırıyı beklemeyen Karaçaylılar Rus işgaline uğradılar. 3 ay süren bu işgal sırasında Karaçay halkının bütün ileri gelenleri ve subayları kurşuna dizildi.
Sovyet hükumeti bu sırada Karaçay- Malkar halkını ikiye bölerek her birisine sözde özerk yönetimler verdi. Karaçaylılar Çerkezlerle aynı idare altında birleştirilerek 1922 yılında Karaçay- Çerkez Özer Otonom Bölgesi kuruldu. Malkarlar ise Karaçaylılardan ayrılarak Kabartay Çerkezleri ile aynı yönetim bölgesi altına aldılar ve Kabardin Balkar Özerk Cumhuriyetine Bağlandılar. Böylece Bolşevikler Karaçay- Malkar halkını birbirlerinden koparıp Çerkezlerle birleştirerek, güçlerini bölmeyi ve daha kolay asimile edebilmeyi planlıyorlardı. Bolşevikler Karaçay- Malkar’ da sosyal tabakalaşma sonucunda oluşmuş bulunan sınıf mücadelesini körükleyerek halkı birbirine düşürme çalışmalarına girdiler ve Karaçay- Malkar halkının Sovyetleştirilmesi çabalarını hızlandırdılar.(19)
1926’ da ise SBKP Merkez Komitesi Karaçay- Çerkezleri Karaçay ve Çerkez diye iki otonom Oblosta ayırdı.
İkinci Dünya Savaşının sürdüğü yıllarda Karaçay bölgesinde bazı kıpırdanmalar oldu. 1942 yılında Kafkasya’ ya gelen Almanlarda önce Türkler bütün dağ ve geçitleri tutmuşlardı. Almanların bu bölgedeki halklara özgürlük vereceklerini vadetmeleri onlara karşı bir sempatinin doğmasına sebep olmuş, bu yüzden Karaçay yurdu 1942 Ağustosundan 1943 Ocak ayına kadar Almanların yönetiminden kalkmıştır. Fakat Almanların çekilmesiyle birlikte, Kızıl Ruslar tekrar bu Türk topraklarını işgal ettiler. 12 Ekim 1945’ te komünist Rus yöneticiler Karaçay Türklerinin topyekün sürgün edilmelerine karar verdiler. 2 Kasım 1943 günü bütün Karaçay kasabaları ve köyleri Rus askerleri tarafından kuşatıldı. Karaçay Türkleri diğer soydaşlarıyla beraber Sibirya’ya ve K. Kazakistan’ a sürüldüler. Türklerin terk ettiği topraklara Rusları ve Gürcüleri yerleştirdiler.(20)