MustafaCİLASUN
Özel Üye
Bilmem ki hangi lahzanın farkındayım
Dinmeyen gözyaşlarım, ruhumu bırakmayan ve figan eden yalnızlığım
İdrakim ne vakit aşkın sadrına erişecek, vuslatı anbean vecdiyle yadedecek
İçimi kuşatan bu hüzün dinecek, ahuzarım baharın süruruyla ey hak diyebilecek
Saklı gelimeler geliyor bir bir önüme
Her ne kadar yazmaamak adına dirensem de, içim gidiyor her ne hikmetse
Neden anlaşılamıyor, öğrenmek için bir gayrete tevessül edilmiyor u sual etsem de
Boyun bükesim geliyor,merakım dinmek bilmiyor durmuyor sancılar hucüm ediyor
Mütemadiyen şikateyetçi mi olacağız
Nefesin azizliğinde hiç buluşmayacağız, harsedileni edebiyle anlayamayacağız
Sual etmeyi bilmeyen, bilmem ki nasıl bir fikrin erbabıdır, yoksa heves mi kardır
Ar kayboloan bir zamanın hicranı mıdır sessiz çığlıkları duymak kime için gamdır
Bahar niye saklı zamanın ummanıdır
Vecdin ve sevdanın vucut bulduğu maveradır, öteyi önemsemeyen insan mı vardır
Nasıl bir ruhun ve kalbin lahzasında anlamlaşmaktadır nefis edebe niye muhtaçtır
Vefa kula kulluk nispetinde edadr, lakin lebbeyk diyen ruh, hangi lahzada ki aşktır
Anlamak istiyorum bu aşk-ı vakıayı
Kaderden kazaya eriştiren nazarı, kalbin sahifelerinde ki gizlenen muştu sevdayı
Ne vakit ayılmaya erişeceğim, dinmeyen bahanelerden arileşerek itminana erceğim
Hangi kapıyı çalsam ve umut içinde anlamlaşanın hicanıyla arınmayı dileyeceğim
Geceden sabaha kadar zikredeceğim
Beni ben yapan hikmetin, nefes-i sahibin, müddet-i emanet aşkıyla nefesleneceğim
Kimseye söz etmeden, ruhumun hicran damlalarını evet, esirgemeden serdedeciğim
Göçüp gitmeden, ne dereleri öncelemeden, istikameti hakikat adına belirleyeceğim
Mustafa CİLASUN