ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıması, Filistinlilerin 'Kudüs'ün Yahudileştirilmesi faaliyetlerine' ilişkin endişelerini artırıyor.
Bu kararın, Kudüs'teki Filistinlilere yönelik "tehcir politikaları" konusunda İsrail'e cesaret verdiği ifade ediliyor.
İsrail kurumlarının resmi verilerine göre, Filistinliler, Kudüs nüfusunun yüzde 37'sini oluşturuyor ve 324 bin Filistinlinin Kudüs'te oturma izni bulunuyor. Ancak, İsrail yönetiminin ABD'den aldığı son destekle bu sayıyı 100 binin altına düşürmeyi hedeflediği belirtiliyor.
Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Kudüslüler, oturum belgelerinin ellerinden alınması da dahil birçok ihlale maruz kalma endişesi taşıyor.
Kudüs Sosyal ve Ekonomik Haklar Merkezi Müdürü Ziyad el-Hamuri, ABD Başkanı Donald Trump'ın kararının Kudüslülerin hayatını etkileyecek farklı boyutları bulunduğunu ancak bunun yanı sıra bazı siyasi dengeleri de değiştirebileceğini söyledi.
İsrail'in, 200 binden fazla Filistinliyi Kudüs'ten çıkarma ve en az 300 bin Yahudi yerleşimciyi şehre yerleştirme projesini uygulamaya koymak için ABD'nin kararını sabırsızlıkla beklediğini belirten Hamuri, bu projenin uygulamaya konulması durumunda Filistinlilerin Kudüs'teki nüfuslarının yüzde 37'den yüzde 6-7'lere düşeceğini ifade etti.
ABD'nin attığı bu adımın İsrail'i cesaretlendirdiğini, zorla göç ettirme politikası önünde caydırıcı hiçbir unsurun bulunmadığını kaydeden Hamuri, "Kudüs'te halihazırda sürekli oturum belgesine sahip 320 bin Filistinli var. İsrail bu rakamı 100 binin altına düşürmeye çalışıyor." dedi.
İsrail'in Kudüs'teki Filistinlilere vatandaşlık vermesini uzak bir ihtimal olarak değerlendiren Hamuri, ABD'nin, aldığı kararla uluslararası platformda yalnız kaldığı, bu durumun Filistin davası ve Kudüs meselesinde dengeleri değiştirebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Kudüs'teki Esirler Cemiyeti Komitesi Başkanı Emced Ebu Asab, "Trump'ın kararı, İsrail'in Filistinlileri Kudüs'ten göç ettirme planı için açık bir hazırlıktır." ifadesini kullandı.
Ebu Asab, bu planın uygulanması ve Filistinlilere İsrail vatandaşlığı verilmesi durumunda Kudüs'teki tutuklu Filistinlilerin hükümlerinin katlanacağını, bu kez "hain" muamelesi göreceklerini belirtti.
ABD'nin kararının Kudüs'te eğitim, ekonomi ve sosyal durumu da olumsuz etkileyeceğini dile getiren Ebu Asab, kararın, İsrail'in uluslararası toplum önünde küstahlığını daha da artıracağını vurguladı.
Filistinli araştırmacı Tarık el-Bekri ise Kudüs sakinleri olarak sosyal ve ekonomik açıdan içine düşecekleri durumdan endişe duyduklarını dile getirdi.
"İsrail'in alınan karar nedeniyle Filistinlilere karşı atacağı her adımda artık bir gerekçesi olacak" diyen Bekri, İsrail'in Kudüs sakini Filistinlilerden oturum belgelerini almak başta olmak üzere birtakım uygulamalara başvuracağını kaydetti.
Birzeit Üniversitesi'nde hukuk dersleri veren Mahmud Ebu Savi de Trump'ın kararının hukuki değil siyasi yansımaları olacağını ifade etti.
İsrail'in Filistinlilere karşı ırkçı tutumunu ve işgal politikalarını artıracağına dikkati çeken Ebu Savi, "Kudüs'te yaşayan bir Filistinli olarak çocuklarımın geleceğinden endişe duyuyorum." diye konuştu.
Bu kararın, Kudüs'teki Filistinlilere yönelik "tehcir politikaları" konusunda İsrail'e cesaret verdiği ifade ediliyor.
İsrail kurumlarının resmi verilerine göre, Filistinliler, Kudüs nüfusunun yüzde 37'sini oluşturuyor ve 324 bin Filistinlinin Kudüs'te oturma izni bulunuyor. Ancak, İsrail yönetiminin ABD'den aldığı son destekle bu sayıyı 100 binin altına düşürmeyi hedeflediği belirtiliyor.
Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Kudüslüler, oturum belgelerinin ellerinden alınması da dahil birçok ihlale maruz kalma endişesi taşıyor.
Kudüs Sosyal ve Ekonomik Haklar Merkezi Müdürü Ziyad el-Hamuri, ABD Başkanı Donald Trump'ın kararının Kudüslülerin hayatını etkileyecek farklı boyutları bulunduğunu ancak bunun yanı sıra bazı siyasi dengeleri de değiştirebileceğini söyledi.
KUDÜS'E 300 BİN YAHUDİYİ YERLEŞTİRME PROJESİ
İsrail'in, 200 binden fazla Filistinliyi Kudüs'ten çıkarma ve en az 300 bin Yahudi yerleşimciyi şehre yerleştirme projesini uygulamaya koymak için ABD'nin kararını sabırsızlıkla beklediğini belirten Hamuri, bu projenin uygulamaya konulması durumunda Filistinlilerin Kudüs'teki nüfuslarının yüzde 37'den yüzde 6-7'lere düşeceğini ifade etti.
ABD'nin attığı bu adımın İsrail'i cesaretlendirdiğini, zorla göç ettirme politikası önünde caydırıcı hiçbir unsurun bulunmadığını kaydeden Hamuri, "Kudüs'te halihazırda sürekli oturum belgesine sahip 320 bin Filistinli var. İsrail bu rakamı 100 binin altına düşürmeye çalışıyor." dedi.
İsrail'in Kudüs'teki Filistinlilere vatandaşlık vermesini uzak bir ihtimal olarak değerlendiren Hamuri, ABD'nin, aldığı kararla uluslararası platformda yalnız kaldığı, bu durumun Filistin davası ve Kudüs meselesinde dengeleri değiştirebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Kudüs'teki Esirler Cemiyeti Komitesi Başkanı Emced Ebu Asab, "Trump'ın kararı, İsrail'in Filistinlileri Kudüs'ten göç ettirme planı için açık bir hazırlıktır." ifadesini kullandı.
Ebu Asab, bu planın uygulanması ve Filistinlilere İsrail vatandaşlığı verilmesi durumunda Kudüs'teki tutuklu Filistinlilerin hükümlerinin katlanacağını, bu kez "hain" muamelesi göreceklerini belirtti.
ABD'nin kararının Kudüs'te eğitim, ekonomi ve sosyal durumu da olumsuz etkileyeceğini dile getiren Ebu Asab, kararın, İsrail'in uluslararası toplum önünde küstahlığını daha da artıracağını vurguladı.
FİLİSTİNLİLERİN "OTURUM BELGELERİNİN ELLERİNDEN ALINMASI" ENDİŞESİ
Filistinli araştırmacı Tarık el-Bekri ise Kudüs sakinleri olarak sosyal ve ekonomik açıdan içine düşecekleri durumdan endişe duyduklarını dile getirdi.
"İsrail'in alınan karar nedeniyle Filistinlilere karşı atacağı her adımda artık bir gerekçesi olacak" diyen Bekri, İsrail'in Kudüs sakini Filistinlilerden oturum belgelerini almak başta olmak üzere birtakım uygulamalara başvuracağını kaydetti.
Birzeit Üniversitesi'nde hukuk dersleri veren Mahmud Ebu Savi de Trump'ın kararının hukuki değil siyasi yansımaları olacağını ifade etti.
İsrail'in Filistinlilere karşı ırkçı tutumunu ve işgal politikalarını artıracağına dikkati çeken Ebu Savi, "Kudüs'te yaşayan bir Filistinli olarak çocuklarımın geleceğinden endişe duyuyorum." diye konuştu.