İSLAMİ VAHDETİN OLUŞMAMASI İÇİN KARDEŞLİĞİMİZE YARA AÇMAK İSTİYORLAR.
Selamün Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berakatuhu.
Selam onun resulüne ashabına ve aline.
Hayatın akışı bizleri kovalarken bizlerde olayları kovalıyoruz.
İşte!
Bir gün Filistin, li, birgün Irak, lı, birgün Cezayir, li, birgün Tunus, lu, birgün dünya, nın herhangi bir yerinden.
Yıkılan evler, vurulan yavrular, ağlıyan anneler, umudu yitirilmiş babalar.
Bütün bunlar olurken yitirilmiş vijdanlar ortalıkta cirit atıyor.
İnsanlar ağlarken kan ve gözyaşı mezalim durmazken, hala vahdete karşı olumsuz bakanlar.
İçimizdeki vampirler, ayrılık ateşini körüklerken.
İçimizde kan döken zalimlerin zulümleri diz boyunu aşarken.
Biz, biz olmak istemeyişimizin nedeni ni bulamamışken.
Vahdetin hasretine dağ gibi engel olanlar kendimiz olmamalıydık.
Her tarafımda kan her tarafımda mezalim varken.
Hala sömürmekten bıkmadı içimizdeki zalimler ve diğer zalimler.
Artık uyanalım…
Vahdete çomak sokmak isteyenlere cevabını vermek zamanı gelmiştir.
Yine yalnızları oynuyoruz insanlar arasındaki güven problemi derya gibi büyürken adaletli olanlarımız bir, bir ebedi hayata giderken.
Vahdetin kapısına hiç bir kul uğrama ya tenezzül etmezken kendi doğrularının peşinden süratle gitmektedir.
Vahdetin tam ortasına çomak sokarak her gurup veya hizip kendine göre cennette yer edinmektedir.
Ötekileri cehennemü zümeraya göndermektedir.
Bu din hiçbir zaman kimi isimlere veya hanedanlara gelmemiştir.
Bu din insanlara bir uyarı ve ikazdan başka bir şey değildir.
Yaptıklarınızın birde hesabını vereceginizi unutmayın.
Bu yaşama biçimini sizin nasıl algıladığınız değil nasıl daha iyi uygularız.
Densede herkes allame olmuş, ilmi delilleri önceden hazırlanmış.
(Kendilerine göre Şartlanmışlar)
Kulaklar mühürlenmiş.
Vakti zamanını beklemekte.
İşte burada!
Vefanın ne olduğunu bir türlü insanların anlamak istemediğini görüyoruz.
Anlatmak isteyenleri de anlamak istemediler.
Üstelik kuru gürültü yaparak anlatılanları sabote ederek dinlemediler bile..
İyiki de defterler varmış, iyiki de yazı varmış.
Bu beyaz sahifelerin olması insan için büyük bir nimet.
Senelerdir dertlerimi şikayetlerimi bu sahifelere yazarak dertlerime hamal ediyorum.
İnsanlar dünyanın bu hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışırken kıymetli ömürlerini de kıymetsiz şeylerle tüketme peşinde.
Kimsenin nasihat dinleyecek kulağı örnek alacağı idraki yok.
Bu halleri düşünürken geceleri ağlıyorum ve dışarı bakıyorum.
Onlarla birlikte diri, diri gömüldüğümü anımsıyorum.
Ama gecenin ve gündüzün RAB'bi olan ALLAH c.c. hatırlıyor içime bir sıcaklık ve rahatlık geliyor.
ALLAH’ım sana şükürler olsun beni Müslüman yarattın akıl ve idrak verdin.
Beni ve atalarımı senin doğru yolundan yürüttün ne kadar şükretsem azdır.
Gelecek nesillerimi de kıyamete kadar senin yolundan yürüt ya RAB’bim.
RAB'bim sana şükürler olsun.
M.S.A
Selamün Aleyküm ve Rahmetullahu ve Berakatuhu.
Selam onun resulüne ashabına ve aline.
Hayatın akışı bizleri kovalarken bizlerde olayları kovalıyoruz.
İşte!
Bir gün Filistin, li, birgün Irak, lı, birgün Cezayir, li, birgün Tunus, lu, birgün dünya, nın herhangi bir yerinden.
Yıkılan evler, vurulan yavrular, ağlıyan anneler, umudu yitirilmiş babalar.
Bütün bunlar olurken yitirilmiş vijdanlar ortalıkta cirit atıyor.
İnsanlar ağlarken kan ve gözyaşı mezalim durmazken, hala vahdete karşı olumsuz bakanlar.
İçimizdeki vampirler, ayrılık ateşini körüklerken.
İçimizde kan döken zalimlerin zulümleri diz boyunu aşarken.
Biz, biz olmak istemeyişimizin nedeni ni bulamamışken.
Vahdetin hasretine dağ gibi engel olanlar kendimiz olmamalıydık.
Her tarafımda kan her tarafımda mezalim varken.
Hala sömürmekten bıkmadı içimizdeki zalimler ve diğer zalimler.
Artık uyanalım…
Vahdete çomak sokmak isteyenlere cevabını vermek zamanı gelmiştir.
Yine yalnızları oynuyoruz insanlar arasındaki güven problemi derya gibi büyürken adaletli olanlarımız bir, bir ebedi hayata giderken.
Vahdetin kapısına hiç bir kul uğrama ya tenezzül etmezken kendi doğrularının peşinden süratle gitmektedir.
Vahdetin tam ortasına çomak sokarak her gurup veya hizip kendine göre cennette yer edinmektedir.
Ötekileri cehennemü zümeraya göndermektedir.
Bu din hiçbir zaman kimi isimlere veya hanedanlara gelmemiştir.
Bu din insanlara bir uyarı ve ikazdan başka bir şey değildir.
Yaptıklarınızın birde hesabını vereceginizi unutmayın.
Bu yaşama biçimini sizin nasıl algıladığınız değil nasıl daha iyi uygularız.
Densede herkes allame olmuş, ilmi delilleri önceden hazırlanmış.
(Kendilerine göre Şartlanmışlar)
Kulaklar mühürlenmiş.
Vakti zamanını beklemekte.
İşte burada!
Vefanın ne olduğunu bir türlü insanların anlamak istemediğini görüyoruz.
Anlatmak isteyenleri de anlamak istemediler.
Üstelik kuru gürültü yaparak anlatılanları sabote ederek dinlemediler bile..
İyiki de defterler varmış, iyiki de yazı varmış.
Bu beyaz sahifelerin olması insan için büyük bir nimet.
Senelerdir dertlerimi şikayetlerimi bu sahifelere yazarak dertlerime hamal ediyorum.
İnsanlar dünyanın bu hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışırken kıymetli ömürlerini de kıymetsiz şeylerle tüketme peşinde.
Kimsenin nasihat dinleyecek kulağı örnek alacağı idraki yok.
Bu halleri düşünürken geceleri ağlıyorum ve dışarı bakıyorum.
Onlarla birlikte diri, diri gömüldüğümü anımsıyorum.
Ama gecenin ve gündüzün RAB'bi olan ALLAH c.c. hatırlıyor içime bir sıcaklık ve rahatlık geliyor.
ALLAH’ım sana şükürler olsun beni Müslüman yarattın akıl ve idrak verdin.
Beni ve atalarımı senin doğru yolundan yürüttün ne kadar şükretsem azdır.
Gelecek nesillerimi de kıyamete kadar senin yolundan yürüt ya RAB’bim.
RAB'bim sana şükürler olsun.
M.S.A