Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
İkinci Makale
Belâgatın ruhuna taalluk eden birkaç meselenin beyanındadır.
Birinci Mesele
Tarih lisan-ı teessüfle bize ders veriyor ki: Saltanat-ı Arab’ın cazibesiyle a'cam, Arablara muhtelit olduklarından; Kelâm-ı Mudarî*nin melekesi denilen belâgat-ı Kur’aniyenin madenini müşevveş ettikleri gibi, öyle de acemlerin ve acemîlerin belâgat-ı Arabiyenin sanatına girdiklerinden fikrin mecra-yı tabiîsi olan nazm-ı maaniden, zevk-i belâgatı nazm-ı lâfza çevirmişlerdir. Şöyle ki:
Efkâr ve hissiyatın mecra-yı tabiîsi nazm-ı maanidir. Nazm-ı maani ise mantıkla müşeyyeddir. Mantığın üslûbu ise müteselsil olan hakaika müteveccihtir. Hakaika giren fikirler ise, karşısında olan dekaik-ı mahiyatta nafizdirler. Dekaik-i mahiyat ise, âlemin nizam-ı ekmeline mümid ve müstemiddirler. Nizam-ı ekmelde her bir hüsnün menbaı olan hüsn-ü mücerred mündemiçtir. Hüsn-ü mücerred ise mezâyâ ve letaif denilen belâgat çiçeklerinin bostanıdır. Çiçeklerin bostanı, cinan-ı hilkatte cilveger olan ezhara perestiş eden ve şair denilen bülbüllerin nağamatıdır. Bülbüllerin nağamatına aheng-i ruhanî veren ise, nazm-ı maanidir. Hal böyle iken, Arab'dan
1- Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
2- Bütün tahiyyatlar Allah'a, salavatlar da resulünün üzerine olsun.
Belâgatın ruhuna taalluk eden birkaç meselenin beyanındadır.
Birinci Mesele
Tarih lisan-ı teessüfle bize ders veriyor ki: Saltanat-ı Arab’ın cazibesiyle a'cam, Arablara muhtelit olduklarından; Kelâm-ı Mudarî*nin melekesi denilen belâgat-ı Kur’aniyenin madenini müşevveş ettikleri gibi, öyle de acemlerin ve acemîlerin belâgat-ı Arabiyenin sanatına girdiklerinden fikrin mecra-yı tabiîsi olan nazm-ı maaniden, zevk-i belâgatı nazm-ı lâfza çevirmişlerdir. Şöyle ki:
Efkâr ve hissiyatın mecra-yı tabiîsi nazm-ı maanidir. Nazm-ı maani ise mantıkla müşeyyeddir. Mantığın üslûbu ise müteselsil olan hakaika müteveccihtir. Hakaika giren fikirler ise, karşısında olan dekaik-ı mahiyatta nafizdirler. Dekaik-i mahiyat ise, âlemin nizam-ı ekmeline mümid ve müstemiddirler. Nizam-ı ekmelde her bir hüsnün menbaı olan hüsn-ü mücerred mündemiçtir. Hüsn-ü mücerred ise mezâyâ ve letaif denilen belâgat çiçeklerinin bostanıdır. Çiçeklerin bostanı, cinan-ı hilkatte cilveger olan ezhara perestiş eden ve şair denilen bülbüllerin nağamatıdır. Bülbüllerin nağamatına aheng-i ruhanî veren ise, nazm-ı maanidir. Hal böyle iken, Arab'dan
1- Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
2- Bütün tahiyyatlar Allah'a, salavatlar da resulünün üzerine olsun.
Moderatör tarafında düzenlendi: