İffetin Sembolü, Tesettür (3)

ceylannur

Yeni Üyemiz
İffetin Sembolü, Tesettür (3)

En mükemmel din olan İslam, kadınların örtünmelerini ılımlı bir şekilde topluma sundu ve bu konuda var olan aşırıcılıklardan kaçınmaya çalıştı. İslam dini kadın ve erkeğin şahsiyetlerinin incelikleri ve psikolojik özelliklerinin bilincinde olup, böylece kadın ve erkek için oldukça ince ve zarif konulara temas ederek aile ve toplum içindeki konumlarının korunması için gereken tedbirleri almıştır. İslam dini kadın ve erkeğin yaratılış amacını insani erdemlikler şeklinde ifade ediyorlar. Bu dinin yüce tealimi de erdemliğe giden yolu aydınlatıyor. Bu yüzden toplumun sağlığı için kadınlardan örtünmelerini istiyor ve erkekleri de nefislerini kontrol etmeye davet ediyor.

İslam dinine göre uygun şekilde giyinmek kadın ve erkeğe her türlü cinsel eğilimden uzak, sağlıklı bir ortamda faaliyet imkanı sağlıyor. Bir başka tabirle islamda tesettürün temeli, kadın ve erkeklerin yeteneklerinin geliştirilmesine dayanır. Yüce Allah kadınlardan ve erkeklerden toplumu yararlı faaliyetler için sağlıklı tutmaya ve kadını, erkekler için bir tüketim malzemesi veya bir lükse dönüştürmeye davet ediyor. Bu din kadınların da erkekler gibi kendilerine layık haklardan yararlanmalarını istiyor. Tesettür kadının insani makamından uzaklaşmasını ve bir meta haline gelmesini engeller. Bu çerçevede Rus şair ve şarkiyatçı bayan Ludmina Eviva şöyle diyor: Tesettür, kadınları heveslerine kurban etmek ve onları bir meta gibi kullanmak isteyenlere karşı bir savunma aracıdır.

İslam dini akıl ve olgunluk dinidir ve programları insanların erdemliğe ulaşması için gereklidir. Doğru örtünmek bu programlardan biri olup, elbette bu programda kadınlar için özel şartlar belirlenmiştir. İslam dininde tesettürün amacı kadınları evde hapsetmek ve iktisadı veya sosyal faaliyetlerden mahrum bırakmak değildir. Tesettürün amacı, kadın ve erkek ilişkilerine özgü bazı durumların özellikle evde sınırlı kalmasıdır. Böylece toplum diğer faaliyetler için sağlıklı bir hal alır.

Böyle bir tesettür sosyal alanda iş gücünü de geliştirir. Bu konuda Şehit Murtaza Mutahhari şöyle diyor: İslamın kadınlar için belirlediği tesettürün anlamı, onların evden çıkmayıp, hapis hayatı yaşamaları değil, bu asla söz konusu değil. İslam'da kadınların tesettürü demek, kadının erkeklerle ilişkilerinde vücudunu örtmesi ve kendini teşhir etmemesi demektir.
Gerçi tesettür diğer sosyal yasa ve kurallar gibi bir takım kısıtlamaları da beraberinde getiriyor, ancak aynı zamanda toplumun düşünce, kültürel ve psikolojik özgürlüğünü de güvence altına alıyor. Bu kuralın riayet edilmesiyle insanların ruhu ve düşüncesi, heveslerin tutsağı olmaktan kurtulur. İngiliz araştırmacı bayan Liv şöyle diyor: Eğer Müslüman kadınlar Avrupalı kadınlardan daha özgür yaşıyor desek, pek de abartmış olmayız, çünkü müslüman kadın gerçekten özgürdür ve özgürlüğün ne demek olduğunu çok iyi bilir. Ancak günümüz Avrupalı kadını özgürlükte aşırıya kaçmakla bedbaht durumdadır. O zaman tesettür özgürlüğe karşı olmadığı gibi, bizzat özgürlük yaratır.

Tesettürün bir başka hedefi, toplumun güvenliğini korumaktır. Kadın ve erkek için güvenlik sınırının belirlenmiş olmaması, ayrıca sağlıksız ilişkiler cinsel heyecanları tırmandırır. Yani güvenlik sınırı kaldırılınca sadece kadınlar değil, toplum da tehlikeye girer. Bir başka tabirle toplumun güvenliği kadının örtünmesine endekslidir. Tesettür kültürü, cinsel duyguları kontrol altına almak ve doğru kanala yönlendirmeye dayalıdır. Bu kültürde tesettürlü olmak ve doğru kanala yönlendirmeye dayalıdır. Bu kültürde tesettürlü olmak ilk adın sayılır. Şehit Mutahhari cinsel iç güdüyü oldukça güçlü, derin ve deniz gibi olduğunu söylüyor ve bu içgüdüye uyuldukça daha da isyankar olduğunu vurguluyor. Dolaysıyla kadınların toluma girmeleri için cinsel açıdan vücutlarının tahrik edici bölümlerini örtmeleri gerekiyor.

Bütün bu anlatılanların dışında tesettür aile yapısının güçlenmesine de katkı sağlıyor. Eğer toplumda erkekler evlilik dışı ilişkilerde bulunuyor veya eşlerinin konumunu zayıflatacak sahnelerle karşılaşacak olurlarsa eşleriyle olan ilişkileri zayıflar, böylece aile düzeni çöker. Bir toplumda kadın ve erkek karşılıklı güvenleri kaybeder ve her biri eşinin, başkasında gözü olduğunu düşünür. Batıda yayınlanan resmi verilere göre, boşanmaların başta gelen sebebi kadınların laubaliliği ve tesettürsüz olmasıdır. Tesettürün bir başka hedefi, sağlıklı toplum yaratmaktır. Daha önce de belirtildiği üzere cinsel ihtiyaçların evlilik dışında karşılanması iç ve çalışma gücünü etkiler. İslam dini, kadınları sosyal faaliyetlerden veya bilim öğrenmekten men etmiyor. İslam dini kadın erkek ilişkilerinin evin dışında ve toplum içerisinde sağlıklı olmasını istiyor.

Ve son olarak kadın konumuna saygı göstermek, tesettürün bir başka amacıdır. İslam dini, kadın her nekadar ağır başlı ve iffet sahibi olursa, bir o kadar saygı görür diyor. Belki bazı kadınlar gösteriş meraklısı olabilir, ancak tesettür bu eğilimi denetim altına alıyor. Bir başka tabirle kadınların kendi şahsiyetlerini korumaları tesettürde tecelli buluyor. Şehit Mutahhari'ye göre haya, iffet ve tesettür, kadının kendi değer ve konumunu korumak için başvurduğu fıtrî bir ilhamdır.

Kaliforniya'da oturan üniversite öğretim üyesi bayan Manol Elhacuî şöyle diyor: Ben şimdi büyük bir onur duyarak tesettürümle Müslüman olduğunu sergilemek istiyorum. Çünkü ben bu konuyu mütalaa ettim ve şimdi seçtiğim örtünme metodu ile insanî kimliğime döndüğümü hissediyorum.

Yüce Allah Nur suresinin 30 ve 31. ayetlerinde şöyle buyuruyor:
Müminlere söyle gözlerini harama çevirmekten kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu onlar için daha temizdir. Gerçekten Allah yapmakta olduklarından haberi olandır. Mümin kadınlara da söyle; gözlerini harama çevirmekten kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar, süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Başörtülerini yakalarının üstünü kapatacak şekilde koysunlar. Süslerini kendi kocalarından ve de mahremlerinden başkasına göstermesinler.

Yüce Allah Nur ve Ahzab surelerinde kadın-erkek ilişkisi, ayrıca kadınların giyim kurallarına değinmekte. Tabii ki bu konu toplumun güvenliği ve genel iffeti açısından önemli ve gereklidir. Mealini dinlediğiniz ayetlerde erkeklere bakışlarına hakim olunmaları tavsiye ediliyor. "Bakmak" insanların en kolay iletişim yoludur. Zahiret'ul Muluk, kitabının yazarı Kaşifi'den şöyle naklediliyor: "Şeytanın insan vücudundaki en hızlı ve etkin aracı gözdür." Göz insanın özellikle de erkeğin günah işlemesi ve sapmasında büyük payı vardır. İnsanın diğer organları böyle bir özelliğe sahip değildir.

Bakmak birkaç açıdan incelenebilir. Bazı bakışlar sevgi göstergesidir ve bu tarzda bakmaya vurgu yapılmıştır. Resulullah efendimiz şöyle buyuruyor: "Alimin yüzüne, adil imama, sevgi üzerine anne ve babaya, ayrıca Allah'ın rızası için sevdiğin kardeşinin yüzüne bakmak ibadettir". Fakat ne yazık ki bazı bakışlar şehvet üzerinedir. Bu gibi bakışlar kötü ve tehlikelidir. Heves üzerinden bakmak, doğru yoldan sapmanın ilk belirtileridir. Bakışlarını kontrol edemeyen, nefsini kontrol edemez ve şehvetin pençesine düşer. Zira bakmaktan sonra insanın hevesi kabarır ve tahrik olur.Bu durumda nefsin kontrol edilmesi ve ardından yaşanan olaylar kontrol dışına çıkabilir. Şehvetli bakışlara sahip olan biri, istediğini elde edemediği için sürekli huzursuz olur ve bazen çıldırmaya kadar varır.

Psikyatristlere göre hüsranla biten aşklar ve intihar girişimleri gibi tehlikeli girişimlerin birçoğu bazen bir bakışla başlar. Bu sebepten dolayı İslam hevesle bakmayı toplum üzerine bırakacağı olumsuz etkileri sebebiyle yasaklamıştır.

Bir çok zaman bir erkeğin bir kadına şehvetle bakması, o kadını eşiyle karşılaştırmasına sebep olur, bu da ailede bir çok ihtilaf ve nihayeten birçok ayrılık ve boşanmanın başlangıcı olur. Will Dorant şöyle yazıyor: "Günümüzde yaşayan erkeklerin bir çoğu "haya" olgusunu yok etmek istediği, çağdaş kadının da vücudunu her zamankinden daha ziyade sergilemeye çalıştığına şahit oluyoruz. Bu olay dikkati geçici olarak kendine cezb ediyor, fakat uzun sürmüyor". Hindistan'ın lideri Gandi de kadınlara tavsiyede bulunarak şöyle diyor: "Bayanlar, erkeklerin şehvetini kabartmak için süslenmeyin ve böyle bir rezalete boyun eğmeyin."

İslam dini, yabancı kadın ve erkeklerin gayrî iradi birbirlerine baktıklarında, tekrar bakmaktan sakındırırken, bu durumda her türlü vesveseden uzak durmalarını tavsiye ediyor. Zira ancak bu vesile ile psikolojik bunalımlardan korunabilirler. İslamın bu tavsiyesi kişi ve toplumun sağlığı için çok önemlidir. Yüce Allah Müslüman erkeklerden takvalı olmaları için günah işlememelerini ve ilk etapta bakışlarını kontrol etme ve korumalarını istiyor. Hz. Muhammed'in -sav- mutahhar ehl-i beytinden hz. İmam Cafer Sadık -as- şöyle buyuruyor: "Şehvetli bakış, şeytanın zehirli oklarından biridir ve nitekim ardından birçok pişmanlık ve zorluk yaşanır." O hazret başka bir vecizede şöyle buyuruyor: "Bir kadını görüp bakışlarını ondan kaçırarak diğer tarafa bakanlara, yüce Allah en kısa zamanda imanın tatlılığını tattıracaktır.

Bu arada bu noktaya değinmemiz gerekiyor, o da göz ve bakışı kontrol edin, derken amaç, kadın ve erkeklerin gözlerini kapatmaları değil, amaç bakışı kontrol etme ve biçimidir. Böylece özgürce sosyal faaliyetlere katılma imkanı sağlanır. Bakışlarını kontrol etmeyen erkeklerin bulunduğu mekanlarda erkekler düzensiz çalışırken, kadınlar da rahatsız olur ve güvensizlik duyarlar. Ünlü Fransız yazar bayan Siman Dö Buvar "2 cins" adlı kitabında şöyle yazıyor: "Şüphesiz günümüzde "tek başına evden çıkan genç kızlar güven içinde değiller. Zira onları tehlikeye atacak olan bir çok göz ve bakışa maruz kalıyorlar.

İslam, toplumdaki fesadın sebeplerini en ince detaylarıyla inceleyerek, kadın ve erkeğin toplumun hem saadet, hem çöküşü yolunda iki önemli faktör olduğunu ve bu doğrultuda sorumlu olduklarını belirtiyor. Rivayetlerde kadın ve erkeğin vücut organlarına karşı bile sorumlu oldukları söyleniyor. Ahirette bedenin değişik organları ve özellikle de göz hakkında sorular sorulacak.
 
Üst Alt