Dil demeğe, yüz gülmeğe, el yazmağa zemin arıyor... Bazı menbalara ve mecralara ve meydanlara hasretimiz var... Ne demişler; "Ahirette iman, dünyada MEKAN gibi.
Dostlar, iyi dostlar... Gönülden gönüle bir saniyede kurulan köprüler üstünden hep birlikte yeryüzüne bakar gibiyiz... Bu dostluk tarif edilemez, farkedilir CAN gibi.
İçimde şavkı bol, iri meş’aleler yanıyor... Artık, dolu-dizgin atlılar geçiyor yüreğimden... Bol hâreli, ebrûli ufuklarda kartal yüreğim pır pır dolanıp durmada... Gözlerimde bayraklar uçuşuyor... Şuurumda düğün-dernek kurulmuş... İnanın tıpkı BAYRAM gibi.
Özlenen nesil “Aranan” nesildir... Mutlaka varılacak ve bulunacak.. Yeni insan “hesapsız” olmayacak... Yeni insan, içinden pazarlıklı ve “hesaplı” da olmayacak... Bu toprağa yakışacak!.. Tıpkı insan oğlu İNSAN gibi.
Biz, aydınlık ufukların talibiyiz... Bir olmayı, “Biz” olmayı özlemişiz...
Can telakkilerimizi, bir iklimi ve bu toprağı parçalanmış görmeğe
tahammülümüz yok!.. Bu can bu tende kaldıkça sahip biziz, sahip biziz!.. Bölmeyiz ve böldürmeyiz FALAN FİLAN gibi.
Kâinatı gergefleyip bezeyen Kuvvet!
Seven, sevdiren, sevindiren Haşmet!
Dört mevsimi bir yıla sığdıran Kudret!
Şükür ki, en dürüst öğretmeni her birimizin yanıbaşında hazır tutuyor..
....ZAMAN gibi.
Güzeller en güzeli deyip gitmişler..
Verip gitmişler..
Onların yanında fakirin seslenişi teli kopmuş,
....KEMAN gibi.