mahzungarip
Yönetici
İbadet Nedir?
İbadet, Allah'a tâzim ( Allah’ı yüceltme ve kendimizi fakir ve aciz görüp, muhtaç olduğumuz tek ve biricik yaradanımıza sığınma) ve yine Allah’a saygı göstermek ve O'nun verdiği sayısız nimetlere karşı şükran borcumuzu ifa etmemizdir. İbadet yüce yaratıcımız Allah'a karşı gösterilecek/gösterilebilecek saygı, tazim ve hürmet demektir. Buna kısaca kulluk (taat) da diyebiliriz. İnsan sadece Allah'ın kulu olduğunu idrak eder, yalnız ona ibadet eder ve yalnız ondan yardım isterse[1] dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Nitekim Din, akıl sahibi insanları kendi istek ve hür iradeleri ile iyiliğe ve mutluluğa, dünya ve ahiret saadetine ulaştıran ilahi bir kanundur ve Allah’a karşı kulluğumuz, ibadetlerimizde bu kanuna uymak, yerine getirmek demektir. İbadet, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasakladığı bütün haramlardan uzaklaşmak manasındadır. Ve yine aynı şekilde önce kendi nefsinde iyiliği emredip, kötülükten sakınmak/sakındırmaktır. Bu, Allah için cihad etmek, namaz kılmak, oruç tutmak yahut kâfirlere benzememek, içkiden, kumardan, dedikodu/gıybet ve diğer tüm kötü emel ve düşünecelerden kaçmak/uzaklaşmak gibi örnekler Allah’a karşı kulluk vazifemizin neticelerini doğurur. Ayrıca Emr-i bi'l-maruf, nehy-i ani'l-münker (iyiliği emredip kötülükten men etmek) bu anlamda izlenilmesi gereken en önemli düstur olmalıdır.
İnsanlar Allah'a kulluk görevlerini en güzel şekilde ifa edip yerine getirmek ve O'nun yüceliğine sarılmakla huzur bulurlar. Kuran’ın ifadesiyle;
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur."[2] Çekilen bütün bela, sıkıntı ve musibetler ibadet sayesinde hafifler. Zira mümin her türlü iyiliğin ve her türlü kötülüğün Allah'ın yaratmasıyla olduğunu, yine her türlü sayısız nimetlerin insana Allah tarafından bir Rahmet hazinesi membaından süzülüp ihsa n edildiğini bilerek ve Allah'a, onun istediği ve gösterdiği şekilde ibadet ederek ulaştığı makamdır kulluk/mümin. Bu itibarla, ibadet Allah'a şükranın ve verdiği sayısız nimetlere hamd (teşekkür) etmenin tezahürüdür.
Allah'a kulluk, yaratılışın en büyük gayesidir. Zira yüce Allah cinleri ve insanları ancak kendisine kulluk etsinler diye yarattığını bildirmiştir.[3]Ayrıca içinde yaşadığımız dünya, ölüm ve hayat, yine insanların bu kulluk görevlerini nasıl yapacakları belli olsun diye var edilmiştir. Tehlikesi ölüm olan bir hayatta yaşarken, insanın kendi eliyle yapmış olduğu şeylerin bile garantisi varken, insanın kendi garantisi yok. Zira Azrail’le yapılmış bir sözleşme, elimizde bir senet yok. Dolayısıyla garantimiz imanımız ve Rabbimize kullukta sonsuzluğa yükselmek, va’dedilen altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdelenen müminler[4] kervanın elindeki senet olmalı.
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
“Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için, ölümü ve dirimi (hayatı) yaratan O’dur. O, güçlüdür, bağışlayandır.”[5]
İbadet yüce Allah'ın emri olduğu için emre karşı gelip itaatsizlik etmek (haram) günahtır ve mutlak cezayı gerektirir. Akıl buluğ olan her müslüman sınırları İslam’da belirtilmiş çeşitli ibadetler ve kanunlarla yükümlüdür, boyun eğmelidir. Zira geçmişte bir karşılık vermemişken/veremezken bizi yoktan var eden Allah’a borçluyuz ve hiçbir şekilde bir istemde bulunmamız gibi bir lüksümüz yok sadece bunun bilincinde olmak, insana ilerde Allah’ın lutf-u kereminden cenneti bedavadan kazandıracaktır. Allah’a karşı borçlu olduğumuz kulluğumuz, ibadetimiz niyeti itibariyle 3 şekilde ifa edilir.
Niyeti İtibariyle İbadet Çeşitleri
1:Cennete girmeyi umarak yapılan ibadetler,
2:Cehenneme girmekten korkarak yapılan ibadetler,
3:Allah rızası için yapılan ibadetler. Tabi bu hususlardan en makbul olanı sırf rıza-i ilahi için yapılan ibadetlerdir.
İhsan ÇALİŞİR
[1]Fatiha, 1-5
[2]Râd, 13-28
[3]Zariyat, 51-56
[4] Bakara 2/25
[5]Mülk, 67/2
İbadet, Allah'a tâzim ( Allah’ı yüceltme ve kendimizi fakir ve aciz görüp, muhtaç olduğumuz tek ve biricik yaradanımıza sığınma) ve yine Allah’a saygı göstermek ve O'nun verdiği sayısız nimetlere karşı şükran borcumuzu ifa etmemizdir. İbadet yüce yaratıcımız Allah'a karşı gösterilecek/gösterilebilecek saygı, tazim ve hürmet demektir. Buna kısaca kulluk (taat) da diyebiliriz. İnsan sadece Allah'ın kulu olduğunu idrak eder, yalnız ona ibadet eder ve yalnız ondan yardım isterse[1] dünya ve ahiret saadetine kavuşur. Nitekim Din, akıl sahibi insanları kendi istek ve hür iradeleri ile iyiliğe ve mutluluğa, dünya ve ahiret saadetine ulaştıran ilahi bir kanundur ve Allah’a karşı kulluğumuz, ibadetlerimizde bu kanuna uymak, yerine getirmek demektir. İbadet, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasakladığı bütün haramlardan uzaklaşmak manasındadır. Ve yine aynı şekilde önce kendi nefsinde iyiliği emredip, kötülükten sakınmak/sakındırmaktır. Bu, Allah için cihad etmek, namaz kılmak, oruç tutmak yahut kâfirlere benzememek, içkiden, kumardan, dedikodu/gıybet ve diğer tüm kötü emel ve düşünecelerden kaçmak/uzaklaşmak gibi örnekler Allah’a karşı kulluk vazifemizin neticelerini doğurur. Ayrıca Emr-i bi'l-maruf, nehy-i ani'l-münker (iyiliği emredip kötülükten men etmek) bu anlamda izlenilmesi gereken en önemli düstur olmalıdır.
İnsanlar Allah'a kulluk görevlerini en güzel şekilde ifa edip yerine getirmek ve O'nun yüceliğine sarılmakla huzur bulurlar. Kuran’ın ifadesiyle;
الَّذِينَ آمَنُواْ وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُم بِذِكْرِ اللّهِ أَلاَ بِذِكْرِ اللّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur."[2] Çekilen bütün bela, sıkıntı ve musibetler ibadet sayesinde hafifler. Zira mümin her türlü iyiliğin ve her türlü kötülüğün Allah'ın yaratmasıyla olduğunu, yine her türlü sayısız nimetlerin insana Allah tarafından bir Rahmet hazinesi membaından süzülüp ihsa n edildiğini bilerek ve Allah'a, onun istediği ve gösterdiği şekilde ibadet ederek ulaştığı makamdır kulluk/mümin. Bu itibarla, ibadet Allah'a şükranın ve verdiği sayısız nimetlere hamd (teşekkür) etmenin tezahürüdür.
Allah'a kulluk, yaratılışın en büyük gayesidir. Zira yüce Allah cinleri ve insanları ancak kendisine kulluk etsinler diye yarattığını bildirmiştir.[3]Ayrıca içinde yaşadığımız dünya, ölüm ve hayat, yine insanların bu kulluk görevlerini nasıl yapacakları belli olsun diye var edilmiştir. Tehlikesi ölüm olan bir hayatta yaşarken, insanın kendi eliyle yapmış olduğu şeylerin bile garantisi varken, insanın kendi garantisi yok. Zira Azrail’le yapılmış bir sözleşme, elimizde bir senet yok. Dolayısıyla garantimiz imanımız ve Rabbimize kullukta sonsuzluğa yükselmek, va’dedilen altlarından ırmaklar akan cennetlerle müjdelenen müminler[4] kervanın elindeki senet olmalı.
الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
“Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için, ölümü ve dirimi (hayatı) yaratan O’dur. O, güçlüdür, bağışlayandır.”[5]
İbadet yüce Allah'ın emri olduğu için emre karşı gelip itaatsizlik etmek (haram) günahtır ve mutlak cezayı gerektirir. Akıl buluğ olan her müslüman sınırları İslam’da belirtilmiş çeşitli ibadetler ve kanunlarla yükümlüdür, boyun eğmelidir. Zira geçmişte bir karşılık vermemişken/veremezken bizi yoktan var eden Allah’a borçluyuz ve hiçbir şekilde bir istemde bulunmamız gibi bir lüksümüz yok sadece bunun bilincinde olmak, insana ilerde Allah’ın lutf-u kereminden cenneti bedavadan kazandıracaktır. Allah’a karşı borçlu olduğumuz kulluğumuz, ibadetimiz niyeti itibariyle 3 şekilde ifa edilir.
Niyeti İtibariyle İbadet Çeşitleri
1:Cennete girmeyi umarak yapılan ibadetler,
2:Cehenneme girmekten korkarak yapılan ibadetler,
3:Allah rızası için yapılan ibadetler. Tabi bu hususlardan en makbul olanı sırf rıza-i ilahi için yapılan ibadetlerdir.
İhsan ÇALİŞİR
[1]Fatiha, 1-5
[2]Râd, 13-28
[3]Zariyat, 51-56
[4] Bakara 2/25
[5]Mülk, 67/2
