Hz.YUNUS AS ÜMETİ

faruk islam

Özel Üye
HZ. YUNUS (A.S.)'UN ÜMMETİ
Hz. Yunus (a.s.) İle İlgili Bilgiler
İncil'de adı Jonah veya Yonah olarak geçen ve yaşadığı devir M.Ö. 860-784 olarak bildirilen Hz. Yunus aleyhisselâm İsrail oğullarının peygamberi değildi, ama kendisi "Asurlar"ı ıslâh etmek üzere Irak'a gönderilmişti. Bu sebeple burada Asur'lardan, Hz. Yunus'un ümmeti olarak bahsetmeyi uygun gördük. Asur'lann başkenti Ninova adlı eski çağların en meşhur şehirlerinden biriydi. Bu şehrin geniş alana yayılmış olan tarihî kalıntıları, Dicle nehrinin doğu yakasında bugünkü Musul kentinin tam karşısında bulunuyor. Burada "Yunus Nebi" isminde bir bölge de vardır. Asur kavminin geliştirdiği büyük medeniyet ve ihtişamın en büyük sim­gesi bu şehrin kalıntılarıdır. Bir tahmine göre bu şehir 100 kilometrelik bir alana yayılmıştı.
Kur'ân-ı Kerîm İle İncil'de Hz. Yunus'un Kıssası
Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Yunus'un kıssasına dört yerde işaret edilmiştir ve bu hususta etraflıca bilgiler verilmemiştir. Bu sebeple, Allah katında bir milletin helâk edilmesine karar verildikten sonra iman etme ve yalvar­manın hiçbir faydası olmadığına dair umumi kaidenin Asurlar için neden bozulduğunu kesinlikle söylemek güçtür. İncil'de Yonah adlı bölümde ba­zı ayrıntılara rastlıyorsak da bunlara fazla güvenemeyiz. Çünkü bu bölüm­de yer alan hususlar ve sözler, ilâhi kelâm değildir ve bunların Hz. Yunus (a.s.) tarafından söylendiği de sabit değildir. Gerçek şu ki, Hz. Yunus'tan 400-500 yıl sonra meçhul bir kişi bu bölümü yazarak Mukaddes Kitab'a (İncil'e) ekleyivermiştir. Ayrıca, bu bölümde akıl ve mantığa sığmayan ba­zı kayıtlara da rastlanıyor. Fakat hem Kur'ân-ı Kerîm, hem İncil'in kayıtla­rını karşılaştıracak olursak Kur'an'ı Kerîm müfessirlerinin anlattıklarının daha doğru olduğunu anlarız. Durum kısaca şöyle idi. Hz. Yunus (a.s.) Al­lah'tan gelecek azap hakkında ümmetine haber verdikten sonra, ümmeti­nin inatçılığına ve sapıklığına dayanamayarak, Allah tarafından hicret izni gelmeden, bulunduğu yeri terk etmişti. Bu müstesna bir vaziyetti ve Asurlar, günahlarından pişmanlık duyarak tövbe edince Allah'ta onları affetti
İlâhi kanunun değişmez kurallarından biri, bir millete son uyarı yapıl­madan ilâhî azabın gelmemesidir. Hz. Yunus son ana kadar beklemediği ve ümmetine son bir mühlet vermeden bulunduğu bölgeyi terk ettiği için ilâhî adalet, Asur'ların cezalandırılmasını uygun görmedi ve kendileri piş­manlıklarını bildirince ecelleri gelinceye kadar onları affetti.
Hz. Yunus'un Ümmetinin Son Defa Azaba Uğraması
Hz. Yunus'un ümmeti, yani Asurlar tekrar Allah'a iman edince dünya­daki ömürleri bir süre uzatıldı. Verilen mühlette bu ulus giderek yozlaştı ve kötü yola saptı. Nahum Peygamber (M.Ö. 720-698) bunları doğru yola getirmeye çalıştı, ama herhangi bir başarı kazanamadı. Daha sonra Safniyâh peygamber (M.Ö. 640-609) kendilerini son defa ikaz etli. Bu da fayda etmedi. Nihayet, M.Ö. 602 civarında Cenab-ı Allah bunlara Midyalıları musallat etti. Midya kralı, Babillilerden de destek alarak Asur'lara saldırdı. Asur ordusu yenilerek Ninova'da mahsur kaldı. Bir müddet mu­hasara altında direnmeye çalıştıysa da Dicle nehrinin su baskını yüzünden kalenin yüksek duvarları yıkıldı ve Midyalılar kaleye girdi. Kale teslim alındı ve bütün şehir yağmalandı, yakılıp yıkıldı. Civardaki diğer kasaba ve köyler de aynı akıbete uğradı. Asur kralı ise kendi sarayında kendisini yakarak intihar etti. Böylece saltanatı ve medeniyeti bir daha dirilmemek üzere tarihe karıştı. Bu bölgenin tarihî kalıntılarında geniş bir yağma ve yangının işaretleri bulunuyor.ALINTI
 
Üst Alt