MustafaCİLASUN
Özel Üye
Orjinal boyutu icin tiklayin 700x700px and 132KB.
Ne söylesem
Sinemi aşikar eylemeden
sessizce göçüp gitsem
Umudun
senasında dirilmenin
itminanlığına erişip sevinsem
Şevkin lahzasında
tebessüm etmeyi öğrenip,
hikmetini şehretsem
Vurgun
yemiştir nice gönüller
Sanki intizarın
halvetinden nükseden,
ruhu yoran dehlizler
Issız sokaklarda,
eşiklerin kucak aştığı
nazarlardadır kimsesizler
Bir lokma ekmeğe
muhtaç kalan nefesler,
nefislerin terketmediği zafiyetler
Hangi
nisayı fark etsem
Bir köşede
suskun ve kederli
halini merak edip düşünsem
Parmaklarının
arasında tüten sigaranın
acziyetinden medet
beklemekten mi söz etsem
Kahkaha atan
ve fakat fark etmekten
uzak talebelerin
ufuklarından ne beklesem
Yalan, yanlış
niçin devam eder
Tefekkür etmek
bu kadar mı ruha azap
eden nahoş bir keder
Ellerden
düşmeyen telefonlar
hangi meramın derdine
derman olacak bir bedel
Aklım ve izanım,
irademe hükmetmeyen
bir belanın intirarında
inleyen hangi neden
En yakın
dostum vefat etmiş...
Bir ömrü
ilim tahsili için derlemiş
ve tebessüm için ne naif bir
nefesin sahibiydi
Her vakit
umudun içinde cehdeden,
emri bilmaruf için seferden
sefere giden bir arifti
Gençlik yıllarımı
en güzel ve en anlamlı
kılan bir rehberdi,
yokluğunda umutla beklenirdi
İmamhalipli yılları,
ilahiyat fakültesinde ki
azimli secaatı her vakit
dikkatimi cekmiştir
Bazen
sefil halimi Hazreti Ömerin
hasletlerine benzetirdi
ve muhabbetle gülerdi
Kimi zaman
üstadım, “şu sözlerime
darılma der ve eğer
“yenge hanım
cennete giderse senin
titizliğine sabrettiği için
gideceğine inanırım” derdi
Simsiyah
ve gür kaşları vardı,
sangi saçlarına nispet yapmak
için adeta yarıştalardı.
Cenabı Hak
Talaslı Mehmet Muchan
kardeşime Rahmet eylesin
ve mekanını cennetle müjdelesin.
Mustafa CİLASUN