harekat
Özel Üye
Mazhar-ı feyz olamaz düşmeyicek hâke nebât
Mütevâzi olanı rahmet-i rahmân büyütür.
“Adaletle bulan halk içre şöhret
Unutulmaz ilâ yevmi’l-kıyamet.” (molla cami)
“Zulümkârlık dağıtır, berbat eder ülkeyi
Adâlet saadetle âbâd eder ülkeyi.” (Genceli Nizami)
“Halkı rencîde eden âlemde
Kendi rencîde olur son demde” (şeyhülislam Yahya Efendi)
Açılır bahtımız bir gün hemen battıkça batmaz ya
Sebepler halk eder Hâlık, kerem bâbın kapatmaz ya.
Benim Hakk’a münacâtım değildir rızk için hâşâ
Hüdâ Rezzâk-ı âlemdir rızıksız kul yaratmaz ya. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
"Mülk-ü dünya kimseye bâkî değil, akıbet berbad olur.
Ey Muhibbî, Şöyle farz et kim Süleyman olmuşuz." (kanuni sultan süleyman)
BARBAROS HAYRETTİN PAŞA'DAN
Bir kişinin ki yardımcısı Allah ola,
Var kıyas eyle ol ne şah ola.
Er odur ki dünyada koya bir eser,
Esersiz kişinin yerinde yerler eser.
Olacak olsa gerek çar ü naçar,
Gerek kalbin gen tut, gerek dar.
Sürahi kırılırsa kadeh ortada kalmaz;
Ey saki, baş gitse ayak payidar olmaz.
Na-murad olma dila düştün ise bahr-i gama,
Hele emvac-ı felaket geçer inşaAllah.
Eğer dilden gelen elden geleydi,
Gedalar kalmayıp sultan olaydı.
Ne kadar çok olsa koyunun sürüsü,
Yeter imiş ana kasabın birisi.
Yar odur ki bun deminde yar ola,
Şadlıkta her kim olur yar ola.
Kanadı bitse bir marın, sanır hayra delalettir,
Veli bilmez anı, ol kim zevaline işarettir.
Ne denlü çoğ olursa ördek ü kaz,
Yeter imiş ana bir şahin-i baz.
Sakın sanma ki hayın berhudar olur,
Akıbet ya boynu vurulur ya berdar olur.
Kişi nam ile işler bir işi,
Namsız bir pula değmezmiş kişi.
Ey birader, pekçe sakla rızkını etme telef,
Düşmana kalırsa kalsın, dosta muhtaç olma tek.
Revâdır gerçi öldürmek yılanı,
Derviş isen incitme canı. (Mârifetnâme’den)
Mert olan kizbe tenezzül etmez,
Zillet-i kizbe tahammül etmez. (Nâbi)
Gör zâhidi kim sâhib-i irşad olayım der
Dün mektebe vardı bugün üstâd olayım der. (Bağdatlı Ruhi)
Gezdim Haleb'i Şam'ı eyledim ilmi taleb,
Meğer ilim gerideymiş, illâ edep illâ edep.
Edep bir tac imiş nûru Hüdâ'dan
Giy o tacı emin ol her beladân
YAVUZ SULTAN SELİM HAN'DAN
Hakir düştüyse millet, şanına noksan gelir sanma,
Yere düşmekle cevher, sakıt olmaz kadrü kıymeten.
Felek her türlü esbab-ı cefasını toplasın gelsin,
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten.
Ne gam, pür-ateş-i hevl olsa da kavgayı hürriyet,
Kaçar mı merd olan bir can için meydanı gayretten
Ölürsem görmeden millete, ümit ettiğim feyzi,
Yazılsın seng-i kabrime vatan mahzun, ben mahzun.
SULTAN 1.AHMED HAN'dan
iftirakınla efendim bende takat kalmadı
yah-pare oldu dil, aşkta mahabbet kalmadı
şol kadar ağlattı ben bi-çareyi hükm-i kaza
giryedeh hiç hazreti Yakuba nevbet kalmadı...
Atılma dur, sühan-ı ehl-i hâli anlamadan,
Cevâba etme tasaddî suâli anlamadan. (Nâcî)
Hak tecelli eyleyince her işi âsân eder,
Halk eder esbâbını bir lahzada ihsân eder. (Lâ Edri)
Erişir menzil-i maksûduna âheste giden.
Tîz-reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır,
(Menzil-i maksûd: Gidilmek istenen yer. Âheste: Yavaş, ağır. Tîz-reftâr:
Hızlı yürüyen Pây: Ayak. Dâmen: Etek.)
Fâriğ ol aybın gözetme kimsenin,
Tâ ki Hakk setreyleye aybın senin. (Lâ edrî)
Fâriğ ol: Vazgeç, Setreyleye: Örte.
Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrin merhabasını bilmedim (Ahmet Paşa)
Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dîl
Ne nîza eyleyelim ol ne senindir ne benim (Fuzuli)
Padişahı âlem olmak bir kuru kavga imiş
Bir veliye bende olmak cümleden âlâ imiş. (Yavuz Sultan Selim)
Kendi kendine ettiğin âdem
Bir yere gelse idemez âlem. (Adlî)
"Kimsesiz hiç kimse yok her kimsenin var kimsesi
Kimsesiz kaldım yetiş ey kimsesizler kimsesi”
Ruşeni
Cümleler doğrudur sen doğru isen
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.(Yunus Emre)
Yürü deryadil olup eyle tahammül yoksa
Rüzgârın önüne düşmeyen âdem yorulur
Lâedri
İhtiyârımla aceb ben hiç olur muydum tabîb,
Ger bileydim âlemin bunca devâsız derdini
Lâedrî
Erbab-ı fazlü marifet olmazdı muteber
Herkes cihanda olsa eğer sahib-i hüner.(Sâmih)
Tevbe Yâ Rabb hatâ râhına gittiklerime,
Bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime.
Nizamettin
Meşveretsiz kim ki bir iş işleye
Şol nedamet parmağın çok dişleye.(Zarifî )
Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne
Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne.(La edri)
Nadir bulunur tıyneti kamilde kusur
Kem mayeden eyler ne ki eylerse zuhur(Ragıb Paşa)
Leb zikirde amma ki gönül fikr-i cihanda
Kaldı arada sübha-i mercan mütereddid. (Nâbî)
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakki kötektir. (Ziya Paşa)
Yâri bil, ağyârı bil aklın başında var iken
Fevt-i fursat eyleme fursat yedinde var iken. (Dertli)
İlim bir lücce-i bî sâhildir.
Anda âlim geçinen câhildir. (Nabî)
Bir hurûşuyla eder bin hâne–i ikbâli pest
Ehl–i derdin seyl–i eşk–i inkisârın görmüşüz (Nabî)
(Dertlilerin, güceniklikle akıttıkları gözyaşlarının sellerini gördük. Bir
kere coşup çağladığı vakit, binlerce ikbal sarayını yerle bir
ediveriyordu…)
Ne dünyadan safa bulduk, ne ehlinden recamız var,
Ne dergâhı Huda'dan maada bir ilticamız var.(Nefi)
Aşk derdinin devası kâbil-i derman değil
Terk-i can derler bu derdin mûteber dermanına (Fuzûlî)
Kısmetindir yer yer gezdiren seni
Akibet;gururlanma bir gün yer,yer seni
Onun için yerin adı olmuş yer
Önce kendi besler. sonra kendi yer seni
Nîk ü bed herkes bulur âlemde bir gün ettiğin,
Kendi çekmezse cezâ mîrâs kalır evlâdına" Ziya Paşa