Nur Hanım
Aktif Üyemiz
Hazret-i Cerîr (radıyallâhu anh) anlatıyor:
Bir kere biz, gün ortasında Resûlüllâh'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) huzurunda iken Mudar kabilesinden aç ve çıplak bir kafile gelmişti. Bunları derin bir yokluk ve sıkıntı içinde gören Resûlullâh'ın (s.a.v.) müşfik simasının rengi derhal değişmişti. Bilâl'e ezan okumasını ve kâmet getirmesini emrettiler. Öğle namazını kıldıktan sonra îrad ettiği beliğ bir hutbesinde Ashabını sadaka vermeye ve yardıma teşvik buyurdular.
İlk önce Ensar'dan bir zât, eli ile taşıyamayacağı kadar ağır ve para ile dolu bir torba getirdi. Bundan sonra iki büyük yiyecek ve giyecek kümesi bunu takip etti. Bunun üzerine Resûlullâh'ın (s.a.v.) mübârek yüzünün, altın yaldızlı gümüş bir levha gibi parladığını gördüm.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:
“Kim İslam’da tesis buyrulan güzel bir hayrı işler ve kendisinden sonra da bu hayır işlenirse, işlediği hayrın sevabı verilir. Ayrıca kendisine, o hayrı işleyenlerin sevabından hiçbir şey eksilmeden aynı sevab verilir.
Kim de İslam’da bildirilen bir kötülüğü işler, kendisinden sonra da bu kötülük işlenirse, işlediği münkerin (kötülüğün) günahı verilir. Ayrıca kendisine, o kötülüğü işleyenlerin günahından hiçbir şey eksilmeden aynı günah verilir.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Ensar'dan ilk ve mühim yardımda bulunan zâtı kastederek onun hem kendi verdiği sadakadan hem de şu hayırlı yardımların hepsinden sevap kazanacağına işaret buyurdular.
[Tecrid-i Sarih Terc.]
Bir kere biz, gün ortasında Resûlüllâh'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) huzurunda iken Mudar kabilesinden aç ve çıplak bir kafile gelmişti. Bunları derin bir yokluk ve sıkıntı içinde gören Resûlullâh'ın (s.a.v.) müşfik simasının rengi derhal değişmişti. Bilâl'e ezan okumasını ve kâmet getirmesini emrettiler. Öğle namazını kıldıktan sonra îrad ettiği beliğ bir hutbesinde Ashabını sadaka vermeye ve yardıma teşvik buyurdular.
İlk önce Ensar'dan bir zât, eli ile taşıyamayacağı kadar ağır ve para ile dolu bir torba getirdi. Bundan sonra iki büyük yiyecek ve giyecek kümesi bunu takip etti. Bunun üzerine Resûlullâh'ın (s.a.v.) mübârek yüzünün, altın yaldızlı gümüş bir levha gibi parladığını gördüm.
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:
“Kim İslam’da tesis buyrulan güzel bir hayrı işler ve kendisinden sonra da bu hayır işlenirse, işlediği hayrın sevabı verilir. Ayrıca kendisine, o hayrı işleyenlerin sevabından hiçbir şey eksilmeden aynı sevab verilir.
Kim de İslam’da bildirilen bir kötülüğü işler, kendisinden sonra da bu kötülük işlenirse, işlediği münkerin (kötülüğün) günahı verilir. Ayrıca kendisine, o kötülüğü işleyenlerin günahından hiçbir şey eksilmeden aynı günah verilir.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Ensar'dan ilk ve mühim yardımda bulunan zâtı kastederek onun hem kendi verdiği sadakadan hem de şu hayırlı yardımların hepsinden sevap kazanacağına işaret buyurdular.
[Tecrid-i Sarih Terc.]
Moderatör tarafında düzenlendi: