Küçük bir yazı . alıntıdır....
Zaman herşeye alışmamızı sağlıyor.
3 yaşında cıvıl cıvıl minik bir kız çocuğu idim, annemin özenle ördüğü kırmızı mini elbisem, beyaz çoraplarım
kırmızı ayakkabılarım, uzun dalga dalga saçlarım ile o zamanlar bir kelebeğe benzediğimi söyler ailem. O gün akşama kadar sokakta koşturup oyunlar oynamıştım. Gece olduğunda yüksek ateş başgösterdi. Ailem Sigorta hastanelerinde iyi ilgilenilemecegini düşünerek beni özel doktora götürdü. Doktor felçli bir hastadan geldiğini söyledi ve iğne yapacağı aletleri kaynatmadan (ki o zamanlar tek kullanımlık steril malzemeler yoktu.) bana iğne yapmaya başladı. Bu esnada annem doktara
- Kızım daha önce hiç iğne olmadı demiş,
- Doktor ise:aman dikkat edelim sıkı tutun felç yapmayalım demiş.
Bana iğneyi yaptılar. Aradan iki gün geçti ve ben ayaklarımın üzerine basamıyordum. Hemen aynı doktora gittik. Doktor annemi tanımadığı için konuşmaya başlamış bu çocuğu kim böyle felç yaptı diye .Tam o esnada içeriye babam girince doktor tanımış ve hemen bu çocuğu götürün demiş. Daha sonrasını inanın hatırlamıyorum. Hayatımın bu kısmını bilincimden sildim. Doktorlar ve hastanelerle geçen uzun ve acı günler. Neyseki sol ayağımda hiçbir problem yok sağ ayağımdaki sinirlerin büyük kısmı ölü ve simdi protezle yürüyorum. İlk okuldan sonra artık tedavi yöntemleri araştırmaktanda vazgeçtim. Çünkü bir sonuç alamıyordum ve bıkmıştım. Zaman herşeye alışmamızı sağlıyor. Bende çoktan kabullendim. Aslında bunu bilinçli yapmadım ama hayatım boyunca sanki hiçbir engelim yokmuş gibi davrandım. Enterasan bir biçimde çevremdekilerede öyle davranmaya başladı ve kabullendiler. Ben engelleri kaldırmıştım.Artık toplumda beni öyle görmüyordu. Tabii ortada bir gerçek var ama bu hayatı yaşanmaz kılmıyor.Sağlıklı insanlarında benimkinden farklı bir sürü derdi var, ben durumuma şükrediyorum.
Diğer insanlara nazaran bazı şeyleri yapmam daha geç olabiliyor. Örneğin yüksek bir kaldırımla göz göze geldiğimizde ben kaldırımın bana uygun kısmını bulup çıkmak zorunda olabilirim. Ama sonuçta hedeflerime varıyorum. Kendime baska pozitif güçler ekleyerek.
Şu anda 27 yaşındayım. Mücadeleyle geçen uzun yıllar sonunda şu anda özel bir şirkette muhasebe şefi olarak görev yapıyorum. Arkadaşlarım şaşırıyorlar, bu kadar çok işi nasıl başarıyorsun? Nasıl yetişiyorsun diye. Ama ben hayatı hızlandırılmış turda yaşıyorum. Yapmadığım bir şey olsun istemiyorum.Kendime güveniyorum. Geziyorum, dans ediyorum, yeni insanlar tanıyorum, yoga yapıyorum, spor yapıyorum,çalışıyorum, okuyorum. Zırhımı giydim mücadeye, hazırım.Ben yaşamayı seviyorum…