karakız
Aktif Üyemiz
Küçük bir çocuk hafızlığını ikmal etmiştir. Sabaha kadar Kur'an-ı Kerim'i hatmediyor
namazını kılıyor
ertesi gün de hocasının karşına çıkıyor; çıkıyor ama biraz da rengi-benzi sararmış olarak çıkıyor. Hocası maddi-manevi mürşit olabilecek durumda bir Üstattır. Talebesinin bu halini diğer talebelerine soruyor. Onlar da:
"Üstadım
bu talebeniz sabaha kadar Kur'an-ı Kerim'i hatmedip duruyor ve tabii sabaha kadar gözüne uyku girmiyor
sabah olunca da kalkıp derse geliyor." diyorlar.
Üstad talebesinin Kur'an-ı Kerim'i böyle okumasını arzu etmediği için onu karşısına alır ve ona:
"Kur'an
indiği gibi okunmalıdır evladım" der
"Bugünden itibaren sen Kur'an'ı
şu ana kadar okuduğun gibi değil
onu okurken beni karşında farz et ve üstadına dersini iade ediyorsun gibi oku" tavsiyesinde bulunur.Çocuk gider
O gece Kur'an-I Kerim'i okur ve sabah üstadının huzuruna geldiğinde:
"Efendim
bu gece ancak Kur'an-ı Kerim'i yarısına kadar okuyabildim" der. Üstad:
"Pekala
sen bu gece de Kur'an-ı Kerim'i
doğrudan doğruya Resulü Ekrem(s.a.s.)'in huzurunda okuyor gibi oku" der.
Talebe
"Ben
kendisine Kur'an nazil olan zatin huzurundayım; doğru okumalıyım" heyecanıyla daha bir dikkatlice tilavet eder...ve o gün üstadına
ancak Kur'an-ı Kerimin dörtte birini okuyabildiğini belirtir. Üstadı da terakkiyi görünce
bir mürşidin
müridinin dersini arttırması gibi:
"Sen simdi de emin melek Cibril'in
Resulü Ekrem(s.a.s.)'e tebliğ ettiği anda dinliyor gibi Kur'an-ı Kerim'i oku" der. Talebe gelir:
"VALLAHi üstadım
bugün ancak bir sure okuyabildim" der. Üstadı da:
"Evladım simdi de onu
binlerce hicabın verasında bulunan Mevla-ı Muteal'in huzurunda okuyor gibi oku. Düşün ki
okuduğunu ALLAH(c.c) dinliyor
senin için indirdiği kelamını seninle mukabele ediyor."
Talebesi ertesi gün ağlayarak üstadının karşısına gelir:
"Üstadım
'elhamdu lillahi rabbi'l-alemin'de idim
'maliki yevmi'd-din'e kadar geldim
'iyyake na'budu' demeye bir türlü dilim varmadı. Çünkü bunun manası
'SADECE SANA KULLUK YAPARIM'
halbuki ben o kadar çok şeye kulluk yapıyorum ve o kadar çok şey karşısında serfuri ediyorum ki (baş eğme
itaat etme)
Onu karşımda hazır ve nazır mülahazaya alınca 'iyyake na'budu'yu aşamadım" der.
Bu menkıbeyi nakletmekle
"Böyle düşünmezseniz
Kur'an okumayınız." demek istemiyoruz; istemiyoruz ama
kelimat-i Kur'an bize ne anlatıyor
ruhumuzda ne gibi bir değişiklik hasıl ediyor vb. hususlar üzerinde durmamızın
ona muhatap seçilmemizin gereği olduğunu düşünüyorum. Ruhlarımız da inkılaplar meydana getirmeyen Kur'an'ın
ferdi ve ictimai hayatımızda müessir olacağı düşünülemez. Biz Kuran�a değişebilmeli
onun ufkuna yönelmeli
onu kendi derinlikleriyle duymalıyız ki
o da esrarını gönül gözlerimizin önüne seriversin... (F.GüLEN)
Bizim en büyük sorunumuz
okuduğumuz Kur'an'ın gırtlaktan aşağıya inmemesidir. Kur'an
günümüzde
sevinçlerimizi paylaşmak ve ölülerimizi anmak adına okunan bir kitap haline getirildi. Tüm bunların dışında da yaldızlı kabında
evlerimizin en yüksek ve kapalı yerlerinde
değer vermek adına hapsettiğimiz bir kitap...
"Onlar
kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman
onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır." (Furkan-73)
"Üstadım
Üstad talebesinin Kur'an-ı Kerim'i böyle okumasını arzu etmediği için onu karşısına alır ve ona:
"Kur'an
"Efendim
"Pekala
Talebe
"Sen simdi de emin melek Cibril'in
"VALLAHi üstadım
"Evladım simdi de onu
Talebesi ertesi gün ağlayarak üstadının karşısına gelir:
"Üstadım
Bu menkıbeyi nakletmekle
Bizim en büyük sorunumuz
"Onlar