lübabe
Aktif Üyemiz
HACI ADAYLARINA 10 TAVSİYE
Hac mevsimine girdik. Bu günler, hacı adaylarının heyecan basamaklarını tırmandıkları günler. Tatlı bir telaş var her hacının evinde. Kolay değil. "Mahşerin provasına" çıkacak. İhramını kefeni bilecek, geride bıraktıklarını Allah'a emanet edecek ve Hz. İbrahim'in binlerce yıl öteden gelen davetine koşacak. Yeryüzünün göbeğine, insanlığın ilk misafirhanesine, dünyanın ilk mabedine yürüyecek.
Hz. İbrahim'in, Hz. Hacer'in, Hz. İsmail'in, Hz. Muhammed'in kokusunun peşine düşecek. Arafat'ta marifete erip Adem gibi "adam" olacak. Meş'ari'l-Haram'da (Müzdelife) şuura erecek. Mina'da, içindeki ve dışındaki şeytanlarla savaşmak için atış talimi yapacak. Kurban kesip Hz. İbrahim ve İsmail'in teslimiyetini örnek alacak. Dahası, İsmail'i almayıp üstüne bir de İshak'ı bahşeden Allah'ın cömertliğine bakıp, "Eğer Allah isterse, almak için istemez, vermek için ister" diyecek ve Allah için verme yarışına girecek.
İşte böyle bereketli bir yolculuk hac yolculuğu. Kim için? Tabii ki her giden için değil. Eğer işin şuurunda değilse kişi, değil gitmek, Kâbe'nin avlusunda yaşayıp ölse hiçbir şey fark etmez. Unutmayın, Ebu Cehil'in evi Kâbe'ye Allah Rasulü'nün evinden yakındı.
Gidip "acı" olmak da var, gidip "hacı" olmak da. Mührü bozulmadan gidip gelenler, zahmetli bir turistik yolculuk yapmış olurlar. Anadan doğduğu günkü gibi temiz ve pak dönmek isteyenler, haccı "ana rahmine" bir yolculuk bilmeliler. Ana rahmine yolculuk yapan insan, yiyecek, içecek, giyecek derdine düşmez. Ana rahminde bunların esamisi okunmaz. Tüm unvanlarını, statülerini, afrasını, tafrasını bırakır. Tüm elbiselerinden soyunur gibi dünyayı soyunur. "Rahmeti" bir ihram gibi kuşanır.
İşte şu tavsiyeler, onlar için:
1. Hac yoluna çıkarken, Allah'ın size emanet ettiklerini Allah'a emanet etmeyi öğreniniz. Gözünüz arkada kalmasın, yoksa bu, emanet ettiğinizin emaneti koruyacağından şüphe duyduğunuz anlamına gelir. Gözünüz, gönlünüz gibi Kâbe'ye dönük olsun.
2. Hac yolu, bir mahşer yürüyüşüdür. Mahşere çıkarken mide cilalanmaz. Kalp ve kafa hazırlanır. Hacı adayı, mutlaka haccın ruhunu aktaran eserlerle kendisini hazırlamalı. Haccın ruhunu kavramalı. Nereye gittiğini bilmeli. Nafileleri artırarak kalbini hazırlamalı.
3. Hacı adayı, ihramını kefeni bilmeli. Nefsini öldürüp kendini yeniden doğurmak için yola çıkmalı. Mahşere yürürken, gözü ve gönlü dünyalıklarda takılı kalmamalı. Ömrünün muhasebesini baştan sona yapmalı ve yarım kalmış hesapları kapatmalı. Kırgınlıklara nokta koymalı. Küskünlüklere son vermeli. Kırdığı gönülleri almalı. Yıktığı kalpleri yapmalı. Üzerinde hakkı olanların hakkını vermeli.
4. Hacı adayı, yoldan önce yol arkadaşını iyi seçmeli. Yoldan çıkaran da, yola sokan da yoldaştır, bilmeli. Kendisi gibi yolcu olanların hukukunu gözetmeli. Sefer, insanın içini dışına döker. Tüm maskeler yolculukta düşer. Kişi gerçek karakteriyle yolculukta görünür.
5. Hac boyunca, başkalarına eziyet vererek sevap kazanacağını sanmamalı. Nafile ibadet sevabı alacağım diye, haram işlememeli. Hacda "cidal" haramdır. Cidal, başkalarıyla takışmak, çekişmek, kırmak, gücendirmektir.
6. Hacı, "otomatik ibadet motoru" olmak yerine, şu sayıda umre yaptım diye övünmek yerine, mukaddes mekanların kokusunu alacak, Peygamberlerin ayak izini görecek, Rasulullah'ın sesini duyacak bir kalbe sahip olmak için gayret etmeli.
7. Kâbe'den fazla çarşı pazarı tavaf etmek, Kâbe'ye karşı ayıptır. Milletin evi takke, tespih ve seccade doldu. İsraftan başka bir şey olmayan bu tür hediyelerin yerini, okuyanı diriltici bir hacca ikna edecek kitaplar almalı.
8. Hacı, başlarında giden din görevlilerini "amigo", kafilesini "futbol takımı", haccı bir "maç" gibi görmemeli. En makbul dua, içinden gelen duadır. Çünkü dua kalbin Allah'la konuşmasıdır. Duasını bile görevliye sipariş veren bir hacı, elleriyle göğsünü yoklamalı.
9. Hac, İslâm ümmetinin genel kongresidir. Orada baş dilinden öte kalp dili konuşulur. Siyahın beyazdan, Arab'ın Acem'den, Türk'ün Kürt'ten farkı yoktur. Bir selam, bir tebessüm, bir ikram, bir yer gösterme, kalp diliyle konuşmaktır.
10. Hac, kulun Allah'la sözleşme yenilemesidir. Hacı, Allah'la yaptığı bu sözleşmenin farkında olmalıdır. O zaman hac, kişinin imanına şahit olur.
Gidenlerin haccı, şimdiden mübarek olsun. Gidemeyenlere Allah kapılar açsın!
Hz. İbrahim'in, Hz. Hacer'in, Hz. İsmail'in, Hz. Muhammed'in kokusunun peşine düşecek. Arafat'ta marifete erip Adem gibi "adam" olacak. Meş'ari'l-Haram'da (Müzdelife) şuura erecek. Mina'da, içindeki ve dışındaki şeytanlarla savaşmak için atış talimi yapacak. Kurban kesip Hz. İbrahim ve İsmail'in teslimiyetini örnek alacak. Dahası, İsmail'i almayıp üstüne bir de İshak'ı bahşeden Allah'ın cömertliğine bakıp, "Eğer Allah isterse, almak için istemez, vermek için ister" diyecek ve Allah için verme yarışına girecek.
İşte böyle bereketli bir yolculuk hac yolculuğu. Kim için? Tabii ki her giden için değil. Eğer işin şuurunda değilse kişi, değil gitmek, Kâbe'nin avlusunda yaşayıp ölse hiçbir şey fark etmez. Unutmayın, Ebu Cehil'in evi Kâbe'ye Allah Rasulü'nün evinden yakındı.
Gidip "acı" olmak da var, gidip "hacı" olmak da. Mührü bozulmadan gidip gelenler, zahmetli bir turistik yolculuk yapmış olurlar. Anadan doğduğu günkü gibi temiz ve pak dönmek isteyenler, haccı "ana rahmine" bir yolculuk bilmeliler. Ana rahmine yolculuk yapan insan, yiyecek, içecek, giyecek derdine düşmez. Ana rahminde bunların esamisi okunmaz. Tüm unvanlarını, statülerini, afrasını, tafrasını bırakır. Tüm elbiselerinden soyunur gibi dünyayı soyunur. "Rahmeti" bir ihram gibi kuşanır.
İşte şu tavsiyeler, onlar için:
1. Hac yoluna çıkarken, Allah'ın size emanet ettiklerini Allah'a emanet etmeyi öğreniniz. Gözünüz arkada kalmasın, yoksa bu, emanet ettiğinizin emaneti koruyacağından şüphe duyduğunuz anlamına gelir. Gözünüz, gönlünüz gibi Kâbe'ye dönük olsun.
2. Hac yolu, bir mahşer yürüyüşüdür. Mahşere çıkarken mide cilalanmaz. Kalp ve kafa hazırlanır. Hacı adayı, mutlaka haccın ruhunu aktaran eserlerle kendisini hazırlamalı. Haccın ruhunu kavramalı. Nereye gittiğini bilmeli. Nafileleri artırarak kalbini hazırlamalı.
3. Hacı adayı, ihramını kefeni bilmeli. Nefsini öldürüp kendini yeniden doğurmak için yola çıkmalı. Mahşere yürürken, gözü ve gönlü dünyalıklarda takılı kalmamalı. Ömrünün muhasebesini baştan sona yapmalı ve yarım kalmış hesapları kapatmalı. Kırgınlıklara nokta koymalı. Küskünlüklere son vermeli. Kırdığı gönülleri almalı. Yıktığı kalpleri yapmalı. Üzerinde hakkı olanların hakkını vermeli.
4. Hacı adayı, yoldan önce yol arkadaşını iyi seçmeli. Yoldan çıkaran da, yola sokan da yoldaştır, bilmeli. Kendisi gibi yolcu olanların hukukunu gözetmeli. Sefer, insanın içini dışına döker. Tüm maskeler yolculukta düşer. Kişi gerçek karakteriyle yolculukta görünür.
5. Hac boyunca, başkalarına eziyet vererek sevap kazanacağını sanmamalı. Nafile ibadet sevabı alacağım diye, haram işlememeli. Hacda "cidal" haramdır. Cidal, başkalarıyla takışmak, çekişmek, kırmak, gücendirmektir.
6. Hacı, "otomatik ibadet motoru" olmak yerine, şu sayıda umre yaptım diye övünmek yerine, mukaddes mekanların kokusunu alacak, Peygamberlerin ayak izini görecek, Rasulullah'ın sesini duyacak bir kalbe sahip olmak için gayret etmeli.
7. Kâbe'den fazla çarşı pazarı tavaf etmek, Kâbe'ye karşı ayıptır. Milletin evi takke, tespih ve seccade doldu. İsraftan başka bir şey olmayan bu tür hediyelerin yerini, okuyanı diriltici bir hacca ikna edecek kitaplar almalı.
8. Hacı, başlarında giden din görevlilerini "amigo", kafilesini "futbol takımı", haccı bir "maç" gibi görmemeli. En makbul dua, içinden gelen duadır. Çünkü dua kalbin Allah'la konuşmasıdır. Duasını bile görevliye sipariş veren bir hacı, elleriyle göğsünü yoklamalı.
9. Hac, İslâm ümmetinin genel kongresidir. Orada baş dilinden öte kalp dili konuşulur. Siyahın beyazdan, Arab'ın Acem'den, Türk'ün Kürt'ten farkı yoktur. Bir selam, bir tebessüm, bir ikram, bir yer gösterme, kalp diliyle konuşmaktır.
10. Hac, kulun Allah'la sözleşme yenilemesidir. Hacı, Allah'la yaptığı bu sözleşmenin farkında olmalıdır. O zaman hac, kişinin imanına şahit olur.
Gidenlerin haccı, şimdiden mübarek olsun. Gidemeyenlere Allah kapılar açsın!