Okyay
ÖZEL ÜYE
Hacerü’l- Esved Taşı'nın
yerleştirilmesi
İnsanlar için ilk ev- Beytullah, Kutsal Kâbe,
Çağlar boyu Kavimler-kutsamışlar bu evi.
Uğrunda pek çok kere- savaşıp- dövüşmüşler,
Çoğu kez de anlaşıp- feyzini bölüşmüşler.
Değişik zamanlarda- çeşitli etkenlerden,
Harâbe olmuş iken- onarılmış yeniden.
Hazreti Peygamberin- zamanında Kâbe’nin,(s.v)
Duvarları alçakmış- girmesi kolaymış hemen,
Bu yüzden, zaman- zaman, içersine girilmiş,
Değerli eşyalara – zarar ziyan verilmiş.
Artık Kureyş düşünüp- buna tedbir almıştı.
Daha bir korunaklı- şekle karar vermişti.
İşte tam bu dönemde- yangında yanan Kâbe,
Bir sel felaketiyle de- sanki oldu harâbe.
Yangın tahrip etmişti- selde, duvar yıkmıştı.
Tekrardan inşa ile- hem güvenli olmuştu.
Lâkin Hâcerü’l- Esved- yerine konmak vardı,
Konu tartışmalıydı- herkesi telaş sardı.
Bencil Kabileler de- “hak bizimdir” deyince,
Bu şerefi kimseye- vermek istemeyince,
Sorun gayet büyüdü-öyle hâl aldı; hatta;
Nerdeyse savaş için- kılıçlar kından çıktı.
Gene de akli’selim- gâlip geldi duruma,
Taraflar kan dökmeden- çare buldu sonunda.
“Kâbe’ye ilk gelecek- kişi Hakem olsundu
Ne yapılmak gerekse- öyle karar kılsındı”
Böyle kararlaştırıp- beklemeye dururken,
Kabe’nin çevresinde- gözler mekik dokurken,
Kararlaştırdıkları günün- sabâhnda ilk gelen,
MUHAMMEDü’l- Emin’di- ki; Kâbeye ilk giren.
Hazreti Peygamberi- görüp rahatladılar, (s.v)
Çünkü O Emin idi- güvende ‘tam’dediler.
Henüz Peygamber değil- Nübüvvet gelmemişti,
Düşman olacakları- dönem oluşmamıştı.
Eza verecekleri zamana daha vardı,
Rabbimiz'in hikmeti- O’nu münasip gördü
Ve Hazreti MUHAMMED- bir parça bez istedi,(s.a)
Getirilen o bezi- güzelce yere serdi,
Başka bir rivâyette- Abasını açmıştı.
Ve Hâcerü’l- Esved’i- elleri ile aldı,
Bezin veya Aba’nın- tam üzerine koydu.
Sonra her Kabileden- bir temsilci istedi,
Her birine bir uçtan- tutmasını söyledi.
Sonra da hep beraber- bezi kaldırın dedi..
Onların kaldırdığı- O Hâcerü’l- Esved’i,
Mübarek Elleriyle- alıp yerine koydu.
Mevlâmız bu Şerefi- Kendi Peygamberine,
Lütfuyla nasip edip- yerleştirtti yerine.
Kabilelerse memnun- sevinçte yarıştılar.
Ortakça kaldırmanın- şevkiyle barıştılar.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Dünyamız kararmışken- 'İmdat' diyorken insan.
Mazlumun, çaresizin- imdadına yetiştin.
Nurunla aydınlandı- barıştı bütün cihan,
Ey İftihar Tablomuz- Baş Tacımız Efendim.
.
Sen Hatemü'l- Enbiya- dahi Habibullahsın,
Şefkatin, Merhametin- Sevginin Timsalisin.
İns'e, Cinne Peygamber- Şanlı Resulullahsın,
Kainat Efendisi- Baş Tacımız Efendim.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.:
Sallü ala Resulüna MUHAMMED
ALLAHümme salli ala MUHAMMED
Şevket OKYAY
İnsanlar için ilk ev- Beytullah, Kutsal Kâbe,
Çağlar boyu Kavimler-kutsamışlar bu evi.
Uğrunda pek çok kere- savaşıp- dövüşmüşler,
Çoğu kez de anlaşıp- feyzini bölüşmüşler.
Değişik zamanlarda- çeşitli etkenlerden,
Harâbe olmuş iken- onarılmış yeniden.
Hazreti Peygamberin- zamanında Kâbe’nin,(s.v)
Duvarları alçakmış- girmesi kolaymış hemen,
Bu yüzden, zaman- zaman, içersine girilmiş,
Değerli eşyalara – zarar ziyan verilmiş.
Artık Kureyş düşünüp- buna tedbir almıştı.
Daha bir korunaklı- şekle karar vermişti.
İşte tam bu dönemde- yangında yanan Kâbe,
Bir sel felaketiyle de- sanki oldu harâbe.
Yangın tahrip etmişti- selde, duvar yıkmıştı.
Tekrardan inşa ile- hem güvenli olmuştu.
Lâkin Hâcerü’l- Esved- yerine konmak vardı,
Konu tartışmalıydı- herkesi telaş sardı.
Bencil Kabileler de- “hak bizimdir” deyince,
Bu şerefi kimseye- vermek istemeyince,
Sorun gayet büyüdü-öyle hâl aldı; hatta;
Nerdeyse savaş için- kılıçlar kından çıktı.
Gene de akli’selim- gâlip geldi duruma,
Taraflar kan dökmeden- çare buldu sonunda.
“Kâbe’ye ilk gelecek- kişi Hakem olsundu
Ne yapılmak gerekse- öyle karar kılsındı”
Böyle kararlaştırıp- beklemeye dururken,
Kabe’nin çevresinde- gözler mekik dokurken,
Kararlaştırdıkları günün- sabâhnda ilk gelen,
MUHAMMEDü’l- Emin’di- ki; Kâbeye ilk giren.
Hazreti Peygamberi- görüp rahatladılar, (s.v)
Çünkü O Emin idi- güvende ‘tam’dediler.
Henüz Peygamber değil- Nübüvvet gelmemişti,
Düşman olacakları- dönem oluşmamıştı.
Eza verecekleri zamana daha vardı,
Rabbimiz'in hikmeti- O’nu münasip gördü
Ve Hazreti MUHAMMED- bir parça bez istedi,(s.a)
Getirilen o bezi- güzelce yere serdi,
Başka bir rivâyette- Abasını açmıştı.
Ve Hâcerü’l- Esved’i- elleri ile aldı,
Bezin veya Aba’nın- tam üzerine koydu.
Sonra her Kabileden- bir temsilci istedi,
Her birine bir uçtan- tutmasını söyledi.
Sonra da hep beraber- bezi kaldırın dedi..
Onların kaldırdığı- O Hâcerü’l- Esved’i,
Mübarek Elleriyle- alıp yerine koydu.
Mevlâmız bu Şerefi- Kendi Peygamberine,
Lütfuyla nasip edip- yerleştirtti yerine.
Kabilelerse memnun- sevinçte yarıştılar.
Ortakça kaldırmanın- şevkiyle barıştılar.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
Dünyamız kararmışken- 'İmdat' diyorken insan.
Mazlumun, çaresizin- imdadına yetiştin.
Nurunla aydınlandı- barıştı bütün cihan,
Ey İftihar Tablomuz- Baş Tacımız Efendim.
.
Sen Hatemü'l- Enbiya- dahi Habibullahsın,
Şefkatin, Merhametin- Sevginin Timsalisin.
İns'e, Cinne Peygamber- Şanlı Resulullahsın,
Kainat Efendisi- Baş Tacımız Efendim.
::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::.:
Sallü ala Resulüna MUHAMMED
ALLAHümme salli ala MUHAMMED
Şevket OKYAY
KAYNAK
Türkiye Gazetesi
İslam Alimleri serisi 1. Cilt
Muhammed Aleyhisselam bölümü.
.....................
Türkiye Gazetesi
Yeni rehber Ansiklopedisi
Hacer-ül esved bölümü
cilt 8 sayfa 195
İslam Alimleri serisi 1. Cilt
Muhammed Aleyhisselam bölümü.
.....................
Türkiye Gazetesi
Yeni rehber Ansiklopedisi
Hacer-ül esved bölümü
cilt 8 sayfa 195
Moderatör tarafında düzenlendi: