Gurbet Mektupları 26
Selam olsun memleketimin yağız insanına, selam olsun gurbetimin garib kuşlarına. Selam olsun Hz. Hüseyin gibi Hüseyin’ce haksızlıklığa karşı gelene, selam olsun Hz. Zeynep gibi Zeynep’çe Yezidlere haykırana. ALLAH'ın selamı, rahmeti, bereketi, magfireti, hidayeti ebedi ve daima üzerinize olsun.
Dostlar!
ALLAH c.c. bir ayetlerinde şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır.”
Bakara Suresi Ayet 267
''Akrabalara, çevresi çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcuya, ALLAH'ın tanıdığı - belirlediği sorumluluğu yerine getir ve onların haklarını ver. Malını layık olmayan yerlerde harcayarak saçıp savurma. Mallarını layık olmayan yerlerde harcayarak saçıp savuranlar şeytanın - şeytan karakterli ahlâksız azgınların - şeytani güçlerin kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.''
İsra Suresi Ayet 26-27
Allah’u zül Celâl maddi ve manevi paylaşmamızı kaynaşmamızı istiyor. Ya biz ne yapıyoruz. Hayata yanlış açıdan bakıyoruz. Hayata yanlış açıdan bakınca herşey bizlere olumsuz görünüyor. İnsanoğlu nefsine daha çok düşkün oluyor.
Çok azı müstesna. Fakat! Yukarılardan aşağıya doğru kuşbakışı bakınca bir hareketlilik görünür gözlerimize.Herkes birşeyin peşinde koşup birşeyleri feda eden veya bencil, asalak insanlarla doludur sokaklar.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu çoğumuz bilmeden, ne olduğunu bilemeden. Bir koşturmaca başlar her sabah, istisnalar hariç 70-80 senelik ömüre bedel. Müddeti, olması muhtelif olmayan hesapları, ömründen fazla olan.
Yarını ne olacağı belli olmayan. Birçok merhale geçilir, inişli yokuşlu, kimisi hayata meydan okumak ister, kimisi olaylara teslim olur, direnmeden. Hırs insana haksızlık yapmaya hazır hale getirirken, haksızlık yapılan hak aramak aklına gelmez.
Haksızlık yapan zaten kendi tırnaklarını sökmüştür, kendisine eziyet olsun diye, bir anlık dünyalık için. Ah ne günlerden ne günlere geldik, haklılar haksız oldu, verilecek hükmü bekler.
Ve insanlık olarak hiç durulmadık, hep kendi kalemize gol atar olduk.Ölüm olduğunu bildiğimiz bir hayata meydan okuduk, cürmümüzü aşarak. Verilen müddet bitince çekip gittik, geriye dönülmez yurda. İstesekte istemesekte, bu kader bizi bulacak.Yıkılan, bozulan, haksızlık yapılanları, sömürülen toprakları, sahte yarğılanları, uygulanmayan adaleti, doğruluğu, helali, güzellikleri, saygıyı, sevgiyi geride bırakarak.
Yalan dolanlar havada dolaşırken kurtuluşun hakka teslim olmak olduğunu bilmeyen yoktur. Aile yapımız çatırdamış, çekirdek aile kavramı bile yıkılmaya yüz tutmuştur. Ahlakın ne olduğunu bilmeyen milyarlarca insan olan bir dünya’da yaşarken, sinemizde bir yürek taşıdığımızdan haberimiz bile yoktur. Artık insana dünya zehir olmuştur adeta. Her köşede ağıtlar, ahlar nice yuvaları nice canları nice yavrucakları yakar olmuştur.
Evimizdeki Çocuklarımızdan herhangi biri.
Herhangi bir çocuğun ailesi hakkında kısa bir iç geçirmesi:
- Yahu bunlarda neyin nesi, kendileri anlatırken benim ninem şöyle masal anlatırdı, dedem böyle bizimle kırlara giderdi, babam hergün saçlarımı okşardı, annem bizimle ilgilenirdi, komşularımız, akrabalarımız, tanıdıklarımız hepsi güleryüzlü, sevgi ve saygılıydık diye. Ya biz öylemiyiz, kreşlerde okullarda ve genel hayatta bunların hiçbirini görmedik. Para ile sevgi alınmıyor ve sevginin olmadığı yerde saygıda olmuyor.
Evin hatununun söylediklerine kulak veriyoruz.
- Ey oğul! Sana gerçekleri söylesem ne kadar dinleyeceksin.Utanmadan birde hatalarını savunacaksın. Sonrada beni güzel bir suçlayacaksın. En iyisi ben senin sigara içtiğini babana söylemeliyim. Bütün işlediğin suçlar sonunda benim başımda kalıyor. Bunlarda ne ya; baba, oğul hep aynı kafada, arada hep ben kalıyorum. Güya evin annesi, kadını, hizmetçisi, ahçısı, ütücüsü, temizlikçisi, dadısı, çamaşırcısı, bulaşıkcısı, artık ne derseniz.
Diğer taraftan baba!
Aynı anda evin ekmek getireni çocukların babası evin hatununun eşi eve ekmek getirmek için emeğinin hakkını vermektedir. Çocuklarım muhannete muhtaç olmasın diye.
İş dönüşü yorgun argın evine gelip birazcık güleryüz görmek yerine, daha kapıdan girmeden suratlar asık ve şikayetler kulakları tırmalarken dinlenmek için yatak odasına gidip yatağa yatacakken bile duydukları kulaklarında çınlar ve yine duyduğu sözler beyninde akisler yaparken uyku muallakta kalır.
Ya birde anne çalışıyorsa ve baba evde yardım etmiyorsa kavga gürültüsüz geçmeyen günler ve evdekilerin psikolojik durumu gelin siz hesap edin.
Bütün bunlar niçinmi olur?
Sevginin ve saygının yerini para almışken, tüketim hızlanmışken, elinde olmayan 15-20 yıllık parayı harcayarak ailenin temelini dinamitlemek ve hayatını zehirlemekle eşdeğer. Hayatın ritmine ne kadarda kaptırmışız kendimizi.
Yıkılan, dökülen, sökülen, atılan da cabası. Kuşbakışı bütün bu olanları görmek ise bu olanları hissetmek değildir. Hakikatin çarkını geriye çevirmekle geçen bir ömür ve bu düzene karşı direnen hakikat. Rahat yaşamak hayatı tatmak gerçekleri görmemek belleklere yerleşmişken,nefse kolay gelene evet demek seni ahirette kurtarmayacaktır. Artık hayatı paylaşmadığımız ve bireysel yaşadığımız şu dünyada, Maddi olarakta paylaşamıyoruz.
Peygamber Efendimiz şöyle demiştir:
Çocuk bulunmayan evde bereket yoktur.”
Kenzül-İrfân; 338/844. Menavî’den
Kimin çocuğu varsa, onunla çocuklaşsın.”
İbn Mıhled, Ahbârus-Sığar, s.: 135.
“Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi günah olarak kendisine yeter”
Riyazü's-Salihin, C. 1, s. 331
Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın.”
Kütüb-i Sitte, cilt: 17, sayfa: 473, Hadis No: 7091
Allah yolunda harcanan paraların sevabı en çok olanı, aile fertlerine harcanan paradır.''
Riyazü's-Salihin, C. 1, s. 329
Hz. Ali şöyle demiştir:
''Çocuklarınızı bulunduğunuz zamandan başka bir zaman için yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamanınızdan başka bir zaman için yaratılmışlardır. ,,
Sizleri düşünmeye davet ediyorum.Ve bu minval üzere sizleri ALLAH’a emanet ediyorum, dostlarım.
Selam ve dua ile.
M.S.A.
Selam olsun memleketimin yağız insanına, selam olsun gurbetimin garib kuşlarına. Selam olsun Hz. Hüseyin gibi Hüseyin’ce haksızlıklığa karşı gelene, selam olsun Hz. Zeynep gibi Zeynep’çe Yezidlere haykırana. ALLAH'ın selamı, rahmeti, bereketi, magfireti, hidayeti ebedi ve daima üzerinize olsun.
Dostlar!
ALLAH c.c. bir ayetlerinde şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler, kazandıklarınızın iyi olanından ve sizin için yerden bitirdiklerimizden infak edin. Kendinizin göz yummadan alamayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki, şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, övülmeye layık olandır.”
Bakara Suresi Ayet 267
''Akrabalara, çevresi çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcuya, ALLAH'ın tanıdığı - belirlediği sorumluluğu yerine getir ve onların haklarını ver. Malını layık olmayan yerlerde harcayarak saçıp savurma. Mallarını layık olmayan yerlerde harcayarak saçıp savuranlar şeytanın - şeytan karakterli ahlâksız azgınların - şeytani güçlerin kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.''
İsra Suresi Ayet 26-27
Allah’u zül Celâl maddi ve manevi paylaşmamızı kaynaşmamızı istiyor. Ya biz ne yapıyoruz. Hayata yanlış açıdan bakıyoruz. Hayata yanlış açıdan bakınca herşey bizlere olumsuz görünüyor. İnsanoğlu nefsine daha çok düşkün oluyor.
Çok azı müstesna. Fakat! Yukarılardan aşağıya doğru kuşbakışı bakınca bir hareketlilik görünür gözlerimize.Herkes birşeyin peşinde koşup birşeyleri feda eden veya bencil, asalak insanlarla doludur sokaklar.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu çoğumuz bilmeden, ne olduğunu bilemeden. Bir koşturmaca başlar her sabah, istisnalar hariç 70-80 senelik ömüre bedel. Müddeti, olması muhtelif olmayan hesapları, ömründen fazla olan.
Yarını ne olacağı belli olmayan. Birçok merhale geçilir, inişli yokuşlu, kimisi hayata meydan okumak ister, kimisi olaylara teslim olur, direnmeden. Hırs insana haksızlık yapmaya hazır hale getirirken, haksızlık yapılan hak aramak aklına gelmez.
Haksızlık yapan zaten kendi tırnaklarını sökmüştür, kendisine eziyet olsun diye, bir anlık dünyalık için. Ah ne günlerden ne günlere geldik, haklılar haksız oldu, verilecek hükmü bekler.
Ve insanlık olarak hiç durulmadık, hep kendi kalemize gol atar olduk.Ölüm olduğunu bildiğimiz bir hayata meydan okuduk, cürmümüzü aşarak. Verilen müddet bitince çekip gittik, geriye dönülmez yurda. İstesekte istemesekte, bu kader bizi bulacak.Yıkılan, bozulan, haksızlık yapılanları, sömürülen toprakları, sahte yarğılanları, uygulanmayan adaleti, doğruluğu, helali, güzellikleri, saygıyı, sevgiyi geride bırakarak.
Yalan dolanlar havada dolaşırken kurtuluşun hakka teslim olmak olduğunu bilmeyen yoktur. Aile yapımız çatırdamış, çekirdek aile kavramı bile yıkılmaya yüz tutmuştur. Ahlakın ne olduğunu bilmeyen milyarlarca insan olan bir dünya’da yaşarken, sinemizde bir yürek taşıdığımızdan haberimiz bile yoktur. Artık insana dünya zehir olmuştur adeta. Her köşede ağıtlar, ahlar nice yuvaları nice canları nice yavrucakları yakar olmuştur.
Evimizdeki Çocuklarımızdan herhangi biri.
Herhangi bir çocuğun ailesi hakkında kısa bir iç geçirmesi:
- Yahu bunlarda neyin nesi, kendileri anlatırken benim ninem şöyle masal anlatırdı, dedem böyle bizimle kırlara giderdi, babam hergün saçlarımı okşardı, annem bizimle ilgilenirdi, komşularımız, akrabalarımız, tanıdıklarımız hepsi güleryüzlü, sevgi ve saygılıydık diye. Ya biz öylemiyiz, kreşlerde okullarda ve genel hayatta bunların hiçbirini görmedik. Para ile sevgi alınmıyor ve sevginin olmadığı yerde saygıda olmuyor.
Evin hatununun söylediklerine kulak veriyoruz.
- Ey oğul! Sana gerçekleri söylesem ne kadar dinleyeceksin.Utanmadan birde hatalarını savunacaksın. Sonrada beni güzel bir suçlayacaksın. En iyisi ben senin sigara içtiğini babana söylemeliyim. Bütün işlediğin suçlar sonunda benim başımda kalıyor. Bunlarda ne ya; baba, oğul hep aynı kafada, arada hep ben kalıyorum. Güya evin annesi, kadını, hizmetçisi, ahçısı, ütücüsü, temizlikçisi, dadısı, çamaşırcısı, bulaşıkcısı, artık ne derseniz.
Diğer taraftan baba!
Aynı anda evin ekmek getireni çocukların babası evin hatununun eşi eve ekmek getirmek için emeğinin hakkını vermektedir. Çocuklarım muhannete muhtaç olmasın diye.
İş dönüşü yorgun argın evine gelip birazcık güleryüz görmek yerine, daha kapıdan girmeden suratlar asık ve şikayetler kulakları tırmalarken dinlenmek için yatak odasına gidip yatağa yatacakken bile duydukları kulaklarında çınlar ve yine duyduğu sözler beyninde akisler yaparken uyku muallakta kalır.
Ya birde anne çalışıyorsa ve baba evde yardım etmiyorsa kavga gürültüsüz geçmeyen günler ve evdekilerin psikolojik durumu gelin siz hesap edin.
Bütün bunlar niçinmi olur?
Sevginin ve saygının yerini para almışken, tüketim hızlanmışken, elinde olmayan 15-20 yıllık parayı harcayarak ailenin temelini dinamitlemek ve hayatını zehirlemekle eşdeğer. Hayatın ritmine ne kadarda kaptırmışız kendimizi.
Yıkılan, dökülen, sökülen, atılan da cabası. Kuşbakışı bütün bu olanları görmek ise bu olanları hissetmek değildir. Hakikatin çarkını geriye çevirmekle geçen bir ömür ve bu düzene karşı direnen hakikat. Rahat yaşamak hayatı tatmak gerçekleri görmemek belleklere yerleşmişken,nefse kolay gelene evet demek seni ahirette kurtarmayacaktır. Artık hayatı paylaşmadığımız ve bireysel yaşadığımız şu dünyada, Maddi olarakta paylaşamıyoruz.
Peygamber Efendimiz şöyle demiştir:
Çocuk bulunmayan evde bereket yoktur.”
Kenzül-İrfân; 338/844. Menavî’den
Kimin çocuğu varsa, onunla çocuklaşsın.”
İbn Mıhled, Ahbârus-Sığar, s.: 135.
“Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi günah olarak kendisine yeter”
Riyazü's-Salihin, C. 1, s. 331
Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın.”
Kütüb-i Sitte, cilt: 17, sayfa: 473, Hadis No: 7091
Allah yolunda harcanan paraların sevabı en çok olanı, aile fertlerine harcanan paradır.''
Riyazü's-Salihin, C. 1, s. 329
Hz. Ali şöyle demiştir:
''Çocuklarınızı bulunduğunuz zamandan başka bir zaman için yetiştiriniz. Çünkü onlar, sizin zamanınızdan başka bir zaman için yaratılmışlardır. ,,
Sizleri düşünmeye davet ediyorum.Ve bu minval üzere sizleri ALLAH’a emanet ediyorum, dostlarım.
Selam ve dua ile.
M.S.A.
Moderatör tarafında düzenlendi: