Muhtazaf | M.Salih AYDIN
Gurbet Mektupları 22
Selamların en güzeli olan Allah’ın selamı ile selamlarım.
Uzun bir izin döneminden sonra yine Almanyadayız.
Türkiyedeki izin döneminde en belirgin şeyin hayasızlık oldugunu gördüm.
Bir çok gencin ve gençlerin batılılar gibi serbest hareket ettiğini gördüm.
Hak benim egosu ile yaşamın her alanında devam ettiğini gördüm.
Anlatamayacağım durum ve hareketleri ile batıdan daha fazla bataklığa gittiklerini gördüm.
Bu durum beni çok, çok üzdü.
Ve dedimki!
EDEP, hayatımızın her alanını kapsar.
Terk etme edebi, edep seni terk etmesin.
Yaş gidince edepsizlik, boş bir hayatmış dersin.
Hayat, yaşam edep ile yaşanır.
Yoksa edepsiz bir yaşam boşa yaşanmış bir ömürdür.
Yüreğinde ALLAH aşkı varsa edeple sabret vuslatını bekle.
Bir taş, bir gül!
Bir taş atarsak şeytana bütün şirkler yıkılır,
Sizde bir taş atarsanız zalim şeytana,
Onunda saltanatı ta yerinden sarsılır.
Bir şiir ateşlersek yanan yüreklere,
Mazlumun bedduaları yükselerek gidecek zalim Nemrutlara.
Sömürülenlerin sesi o zaman yükselir bir anda,
Duyurmak için dertlerini, sağır ve ıssız sokaklara.
Binlerce insan yetişir, duvar olur, sel olur acılara,
Derman olur, bulunan bütün nehirlerdeki yataklara.
Şehitlerimizi şimdi, elbette anarız, anacağız,
Duyuracağız, hep birlikte, ve dirlikte, sağır kulaklara.
Şafak atıp Sabah olunca ve gece olunca,
Gönlümüzden barikat kurarız, bütün kötülere ve kötülüklere.
Zalimler buralardan geçemesinler, uğramasınlar diye,
Binlerce kafadan, binlerce hayaller kuralım diye..
İnsanlık hür kalsın diye hürriyet kulvarında,
Yüzümüze maske takmadan, İslam barışı söylerdik, sokaklarda.
Tarihimize, sokaklarımıza sahip çıkarız, çıkacağız elbet,
Gideriz, sınırlara koşarak, hızlı ve sert.
Bir slogan atarız, bin kurşun yeriz, onbin can vererek,
Bir tohum atarız, bin can kucaklar bizi, hak dava için.
Bir fitili ateşleriz, binlerce kulak duyar, ve onbinlerce göz bakar,
Her duyan kulak ve gören gözün, binlercesi katılır doğru yola.
Terle, bir yara sar, bir dosta sevgi göster, bir öksüzün başını okşa,
Hakikati söyle, gökyüzüne bak, kendi kalbini çal, bir ümit ışığı gör,
Bir damla gözyaşı akıt, hainlerle hesaplaş, ağırlığını hakkıyla taşı.
Sevmek için mücadele et, ve ispat et, sevginin hakikatini bakışınla anlat,
Mücadelende asla yılma ve teslim olma şeytanların soyuna!
Bir gül at dostuna düşmanına ve gülümse,
Hayata sımsıkı sarıl, dostlarını önemse.
Irkını öne alma, soyunu asla övme, Ümmet olmayı bil, insan olmayı dene,
Katılma asla zalime, sonsuza giden yolda dur sakın yıkılma....
Nostalji!
Rahmetle andığım Cahit Zarifoğlu'nun 40 yıl önce yazdığı bir bayram tebriği.
İYİ BAYRAMLAR....
“Büyüklerin ellerinden
Küçüklerin gözlerinden
Suriye’nin toprağından
Bosna’nın bayrağından
Ebu Zer in yalnızlığından
Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
Filistinli Cafer’in haykırışından
Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz…
İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.
İyi bayramlar utancımız,açlığımız Afrika.
İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları.
İyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.
İyi bayramlar Recep onbaşı,Salih uzman,er Mehmet.
İyi bayramlar kırılganlıklar,üzüntüler
İyi bayramlar ey Hüzün…”
Değişen aktörler, imtihan dünyası aynı...
Allah kabul etsin.
Bayramımız mübarek olsun.
Cahit Zarifoğlu.
Ve!
Bizde diyoruzki bütün güzel yüreklere.
Sen kimsin, ben kimim, diye, diye yorulduk.
İkimizde aynı hamurdan aynı balçıktan yoğrulduk.
Bırak senliği, benliği bir olmaya birliğe git.
Birlik ol, dirlik ol, hak’kın sözü ol, doğru ol.
Hakikatin yolunda yürü, kini garezi kıskançlığı bırak.
Kardeş olmaya, kurban olmaya, aşk bağına gir a gülüm.
Diyerek sevgi, saygı tohumlarını ekerek hayata bir iz bırakarak gidelim, son yolculuğa.
Bu vesile ile içimdekileri (kaleme) klavyeye dökerek bir nebze anlatabilmişimdir inşaAllah.
Eğer anlatabilmişsem anlatmak istediklerimi mutlu olurum.
Burada ayrılma zamanı geldi diye üzülmeyin dostlarım.
Sağolursak gelecek bir yazıda buluşmak üzere.
ALLAH’a emanet olun dostlarım.
Selam ve dua ile.
M.S.A.