Rezonans, bir nesnenin en doğal olarak titreşmeyi istediği frekans olarak tanımlanabilir. Örneğin: Tutarlı sistemlerde, bir nesne eğer aynı rezonant frekansı paylaşıyorsa, başka bir nesneyi harekete geçirebilir. Örneğin, eğer bir diyapazonu saniyede 100 döngü titreştirirseniz ve onu aynı frekanstaki bir başka diyapazonun yakınına getirirseniz, ikinci diyapazon harekete geçer. İkinci diyapazon ellenmese bile titreşmeye başlar ve yalnızca titreşen diyapazon ile aynı alanda bulunarak ses yayar.
Diyapazon örneğine benzer şekilde,
kanıtlar beynin bir Schumann rezonansı sinyalini belirlemesinin, ona uyumlanmasının ve tepki vermesinin mümkün olduğunu gösteriyor.
___________________________________
Güneş ve Yerküre Bağlantısı – 4
Schumann rezonansına nasıl uyumlanabiliyoruz?
Yanıt, beynimizin Zeitgeber’e sahip olmasıdır, Zeitgeber zaman vericiler şeklinde tercüme edilen Almanca bir sözcüktür ve sinyaller sağlayan dışsal ajanlar veya olaylarla – bu durumda, Schumann rezonansları – ilgilidir. Bu dışsal sinyaller insan biyolojik sisteminin, yerkürenin günlük ritmik döngüleri ile senkronize olmasına yardımcı olur.
Son on yıldaki araştırmalar, jeomanyetik fırtınalar gibi olayların neden olduğu güneş ve jeomanyetik aktivitedeki önemli değişikliklerin, Schumann rezonans sinyalinin yoğunluğu ve istikrarında önemli değişimlere neden olabileceğini gösteriyor. Bu, Schumann rezonans sinyalini normal aralığının dışına çıkarabilir ve beyin ve kalp senkronizasyonunda değişiklikler ve beynin melatonin seviyesinde değişiklikler başlatabilir.
Güneş jeomanyetik aktivitesindeki değişimlerle ilişkili olan bazı zararlı etkiler:
• Değişen kan basıncı
• Üreme, bağışıklık sistemi, kalp – damar ve nörolojik problemler.
• Zihinsel rahatsızlıklar, depresyon ve intihar.
• Artan hastane yatışları, kazalar ve ani ölümler, ayrıca sayısız diğer stresle ilişkili durumlar.
Dışsal olaylar ve Schumann rezonansları ile ilişkili, insan reaksiyon – zamanı deneyleri yapıldı. Örneğin 1974’te, König insan reaksiyon zamanlarının 8-10 Hz Schumann sinyalinin yoğunluğu ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu gösterdi. 10 Hz’in reaksiyon zamanlarını hızlandırdığı gösterildi, yerel yıldırımlardan gelen 3 Hz sinyallerin reaksiyon zamanlarını önemli ölçüde yavaşlattığı gösterildi. Bu fenomen EEG modellerindeki ve beyindeki kalsiyum iyon alımındaki değişimlerle gösterilebilir.
_________________________________
Güneş ve Yerküre Bağlantısı – 5
İnsan yapımı elektromanyetik alanların insan sağlığına etkileri
Elektrik besleme sistemleri, telekomünikasyonlar, cihazlar, bilgisayarlar ve insanlar tarafından üretilen diğer teknoloji tarafından üretilen elektromanyetik alanlar çok güçlüdür ve bazı durumlarda kanser, kalp hastalıkları, depresyon ve diğer hastalıkların artışı ile ilişkilendirilmiştir.
Oturulan bölgelerde ve bazı işyerlerinde kuvvetli elektromanyetik alanlara maruz kalmanın, listelenen hastalıkların sıklığını veya riskini önemli ölçüde artırdığı belgelenmiştir. Yaşlı, çocuk, hamile kadınlar ve güçsüz olanlar gibi bazı insan gruplarının, bu alanlardan gelen ters etkilere nüfusun geri kalanından çok daha hassas veya duyarlı oldukları bulunmuştur.
Böylece, Schumann rezonansları, jeomanyetik ve güneş aktivitesinin insan sağlığını ve davranışını etkilediğini görüyoruz. Schumann rezonanslarının incelenmesinin her şeyin birbirine bağlılığını (bizler, dünya gezegenimiz, güneş ve muhtemelen henüz farkında olmadığımız birçok başka gezegensel faktörler) işaret ettiğini görmek heyecan verici.
Özet olarak araştırmacılar insan sağlığının ve davranışının Schumann rezonanslarındaki değişikliklerden etkilendiğini gösteren kanıtlar buldular. Ayrıca, birçok bilim insanı bu rezonansların insan biyolojik döngülerinde önemli olabileceğine inanıyor.
Schumann rezonansları ile ilgili olarak bilim adamlarının gelecekteki olası düşünceleri, neden bazı insanların bu rezonansların değişmesinden ters etkilendiğini, neden çoğu insanın etkilenmediğini ve etkilenenlere yardım etmek için ne yapılabileceğini öğrenmeyi kapsıyor.
Solar Döngü 24’ün Enerji Dalgasında Sörf Yapmak: Kişisel ve Küresel Dönüşümü Hızlandırmak İçin Fırsat Zamanı
Güneş yaklaşık yüz yıldır en derin solar minimumda.
Güneş lekelerinin sayısı toplam güneş aktivitesinin, özelde güneşin UV radyasyonu çıkışının bir göstergesidir. Güneş lekesi sayısı ayrıca güneş patlamaları sayısıyla da ilişkilidir. Günlük güneş lekeleri 0 – 200 veya daha fazlası arasında değişebilir. Güneş lekesince – zengin oldukça aktif güneş, iyonosfer adı verilen atmosferin üst kenarındaki plazma yoğunluğunda artışa neden olur. Son zamanlarda haftalar, bazen aylar tek bir güneş lekesi olmadan geçti. NASA’ya göre bu solar sessizlik iki yıldan fazla sürmekte. Ancak bilim insanları güneş lekelerinin yeniden ortaya çıkışını gözlüyor ve bundan sonraki 11 yıllık Solar Döngü 24’ün yavaşça hız kazanmaya başladığı görülüyor. Yukarıda 1995’ten günümüze kadar güneş lekesi döngüsünün ve tahmin edilen Solar Döngü 24’ün NASA tarafından yapılan grafiğine bakınız.
________________________________
Güneş ve Yerküre Bağlantısı – 6
Güneş ve Dünya arasındaki etkileşim
Aşağıdaki paragraf NASA’dan Dr. Friedemann Freund ile yapılan görüşmeden alınmıştır.
Güneş lekesince zengin oldukça aktif bir güneş, iyonosfer adı verilen atmosferin üst kenarındaki plazma yoğunluğunda artışa neden olur. Plazma yoğunluğu özellikle çok sayıda iyonlar ve serbest elektronlara karşılık gelen Dünya’nın güneşle aydınlanan tarafında yüksektir. Bu iyonlar ve elektronlar iyonosferin elektriksel olarak oldukça iletken olmasına neden olur. Dünya dönerken, Dünya’nın manyetik alanı da döner. Bu bir şekilde bir elektrik motoruna benzeyen ilginç bir durum yaratır: Dünyanın mıknatısı, kürenin güneşle aydınlanan tarafında durağan, elektriksel olarak iletken plazmanın altında dönerken, plazma kuzey ve güney yarıkürelerin üzerinde akım vorteksleri oluşturur. Bunlar bizden 100 km ve daha yukarıda akarlar. Yüz binlerce amper taşırlar. Dünya dönerken, bu akım vorteksleri, Dünya’nın okyanuslarında ve kıtalarında – günlük olan bir modelde – elektrik akımlarına neden olurlar. Katı Dünya’da bu başlatılan akımlar, günün zamanına bağlı olarak Dünya’nın yerkabuğunu farklı yönlere iten bir kuvvet üretirler. Sert levhalar şeklinde davranan Dünya’nın yerkabuğunun bölümleri üzerinde birleşerek, bu kuvvetler 5 veya daha büyüklüğe sahip depremlere eşit olan enerjiyi taşıyabilirler. Güneş patlamaları Dünya’ya ulaştığı zaman, iyonosferi etkilerler, onu deforme ederler ve ekstra yüksek seviyede iyonlaşmaya neden olurlar. Böylece katı Dünya’da ekstra büyük indüklenmiş akımlara ve ekstra büyük kuvvetlere neden olurlar.
Burada tanımlanan şey, iyonosferin aracılık yaptığı güneş ve Yerküre arasındaki büyüleyici etkileşimdir. Katı Yerkürede üretilen kuvvetler tüm kıtalarda, herhangibir yerde hissedilebilir. Bunlar güneşin aktivitesine bağlı olarak günlük, mevsimlik ve on yıllık bir model izlerler. Kıtasal yerkabuğunun stabil bölgelerinde, örneğin sismik olarak aktif olmayan bölgelerde, bu kuvvetlerin etkisi süptil olabilir ve ayırt edilmesi zordur. Ancak, sismik olarak aktif bölgelerde, bunların etkileri depremleri tetikleme kapasitelerinde çarpıcı şekilde görülebilir. Bu tetikleme, indüklenmiş kuvvetler yerel tektonik gerilim vektörleri ile çakıştığı zaman ve bazı faylardaki kayalar önceden kırılma noktasına yakın gerilimde olduğu zaman gerçekleşir. Bu koşullar altında indüklenmiş kuvvetler sıklıkla sistemi “çılgınlığa” itmek ve depremleri tetiklemek için yeterlidir. Tüm dünyada sismik modellerde gözlenen günlük, mevsimlik ve on yıllık değişkenlikler muhtemelen güneşten bize gelen bu kuvvetlerin en çarpıcı ifadesidir.
İndüklenmiş kuvvetlerin dikkate değer etkilerinden biri, derinlerdeki kayaları, büyük miktarda oldukça yüksek hareketli elektronik yük taşıyıcılar salıverdikleri noktaya kadar gerebilmeleridir. Pozitif delikler adı verilen bu yük taşıyıcılar kayaların üzerinde kilometrelerce yayılabilir ve Yerküre’nin yüzeyine çıkabilirler. Yerkürenin yüzeyinde çok fazla, mikroskobik olarak kısa – menzilli elektrik alanları oluştururlar. Bu alanlar yeterince yüksek değerlere ulaştıklarında hava moleküllerini iyonlaştırırlar, hava pozitif iyonlarla dolmaya başlar. Tıp topluluğu on yıllardır pozitif havada taşınan iyonların insanın ruhsal halini ve aktivitesini artırdığını bilmektedir.
________________________________
Güneş ve Yerküre Bağlantısı – 7
Güneş ve insanın uyarılabilirliği arasındaki etkileşim
Daha önce de belirtildiği gibi, güneş patlamaları sadece küresel iklim modelleri ile ilişkili değildir, ayrıca insan sosyal aktivitesi ile de ilişkilidir.
A.L. Tchijevsky (1897-1964)
Birinci Dünya Savaşı sırasında, Rus Astronomi ve Biyolojik Fizik profesörü A.L. Tchijevsky, 1916 – 17 güneş lekesi zirve periyodu sırasında, güneş patlamalarını ciddi savaşların takip ettiğini fark etti. İnsanın davranışının güneş fiziğiyle bağlantısı ilgisini çekince, “
Kitlesel İnsan Uyarılabilirliğinin İndeksi”ni düzenledi. Korelasyonlarını ifade etmek üzere veri tabanı sağlamak için MÖ 500 – MS 1922 tarihleri arasında 72 ülkenin tarihini derledi. En önemli olayları değerlendirdikten sonra, Tchijevsky en önemli insan olaylarının %80’inin maksimum güneş lekesi aktivitesi sırasında gerçekleştiğini buldu.
Yerküreye ait olaylarla güneş bağlantısı o zamandan bu yana bilim adamları tarafından incelenmektedir, ancak odağın çoğu güneşin kendisine ve güneş döngüsünün iklim, hava durumu, ziraat, mal borsası ve insana ait olmayan diğer fenomenlere etkisi üzerinde oldu.
Veriler incelendiği zaman, güneş – jeomanyetik aktivite en hızlı şekilde değiştiği ve solar döngünün yükselişinde veya inişinde olduğu zaman, güneş lekeleri göreli olarak hızla arttığı veya azaldığı zaman, insanın ruhsal halini, davranış kalıplarını, yaratıcılığını ve tarihi trendlerini en yüksek etkileme potansiyeline sahip olduğu görülüyor.
Tarih boyunca, Mısır, Hopi, Kadim Hindistan, Maya, Aztek ve Çin gibi kültürler, kollektif davranışlarının güneş tarafından etkilenebileceğine inandılar. Ünlü psişik Edgar Cayce gibi görürler, birlikte meditasyon yapan insanların güneş aktivitesini etkileyebileceğini ve bu tür meditasyonların daha barış dolu bir gelecek oluşturmaya ve bireysel ve kollektif gerilimi azaltmaya yardımcı olabileceğini iddia ettiler. Bu niyetle sürekli olarak daha fazla sayıda gruplar oluşmaktadır. Onlar dua, meditasyonlar ve kollektif niyetlerin zamanla bilinci yükseltmeye ve bütün gezegen için pozitif sonuçları kolaylaştırmaya yardımcı olabileceğine inanıyorlar. Bu özellikle artan “insan uyarılabilirliği” zamanlarıyla bağıntılıdır ve bundan dolayı güneş aktivitesinin artışı sırasında gerçekleşen enerji akışlarından kaynaklanan artan yaratıcılık ve fırsat mevcuttur.
Bunun kanıtı güneş aktivitesi ve insan yaratıcılığındaki salınımlar arasındaki ilişkiyi inceleyen Suitbert Ertel’in gerçekleştirdiği tarihsel bir araştırmadan sağlanmaktadır (Güneş aktivitesi ile ilişkili yaratıcılık patlamaları – 1997). Zaman serileri analizini kullanarak bilim ve sanatlarda gelişme periyotlarını ve artan yaratıcılık yıllarını inceledi (örneğin, resim, şiir ve roman).
Sonuçlar artan güneş aktivitesi sırasında, insan yaratıcı aktivitesinin zirveye ulaştığını açıkça gösteriyor. Tchijevsky, güneş ve yerkürenin radyasyonu ile yayılan enerji miktarı en fazla olduğu zaman, insanın sinir sistemindeki etkisinin en fazla olduğu gerçeği ile bu gözleme katkıda bulunuyor.
Bundan sonraki 4 – 6 yılda artacak olan bir sonraki Solar Döngü 24’ün başlangıcındayız. Gezegenle interaktif etkisi olan herhangi yeni enerjisel döngülerle ilişkili olan iyimser ve korkuya dayalı yansıtmalar her zaman vardır. Ancak, gezegende artan ışık ve ahenk yeni seçimleri ve enerji akışlarına tepkimizi değiştirme gücünü kolaylaştırıyor. Küresel bilinç değişimi bununla ilgilidir: kalbe – dayalı seçimleri yapma şansı, sonra sorumluluğu üstlenme ve şeyleri farklı yapma ve daha fazla bilinç, saygı, sevgi ve şefkat ile karşılık verme. Gezegende – güneş aktivitesi ve diğer enerjisel etkiler gibi – enerji akışı olduğu her seferinde aynı eski gerilim üreten “oyunları” tekrarlama ve yaratma eğilimine son vermenin zamanıdır, bu insanlığın aktif zeka ve kalbe – dayalı yaşamanın sonraki boyutuna spiral yükselişine yardım eden yararlar ve yaratıcı fırsatlar getirebilir.
Daha fazla sayıda insan, solar ve evrensel enerji akımlarının doğal döngünün parçası olduğunu kavrıyor. Onların etkileri, onlara nasıl karşılık vermeyi seçtiğimize bağlıdır. Bu akımların insanlığa büyük katkısı olabilir. Yine de insanlar kendi enerjilerinin sorumluluğunu ve bu yaratıcı enerji akışını birbirimizle ve Dünya Ana ile daha derin bağlantılar ve daha özenli etkileşimler yaratmak için kullanmayı seçmenin sorumluluğunu üstlenmeli.
1. Tüm canlı varlıklar birbirine bağlıdır ve birbirimizle biyolojik ve elektromanyetik alanlar vasıtasıyla iletişim kurarız.
2. Bu tür enerjisel alanlardan sadece insanlar etkilenmez, tersine Yerkürenin enerji sistemleri de kolektif insan duygularından ve bilincinden etkilenir. Gezegensel alan ortamının çoğu sakinlerinin kolektif bilincinden oluşmuştur.
3. Kalp – uyumlu özen, sevgi, şefkat ve takdir hallerini niyetle yaratan çok sayıda insan, şu andaki gezegensel gerilim, uyumsuzluk ve ahenksizlik dalgasını dengelemeye yardımcı olabilecek tutarlı durağan bir dalga üretir.
Küresel bilinç değişiminde önemli bir faktör, yeterince insanın kendi enerjilerinden, hislerinden ve eylemlerinden daha fazla sorumlu olma gereksinimini kavramasıdır. Kendi içinde ve Dünya ile denge oluşturmak her insanın sorumluluğudur. Bu şekilde bu geçiş ve bilinç yükselmesi küresel ortamda da yansıtılır. Bu da, insan varlıklar ve Yerkürenin enerji sistemleri arasında karşılıklı faydalı geri besleme döngüsü yaratır.
Uyumluluğumuzu artırmak için meditasyonlarla birlikte, zihinsel ve duygusal sistemlerimizi dengelemek ve idare etmek için kalbimizin zekasını kullanmak kişisel frekansımızı yükseltir ve bizi güneş aktivitesinin bu sonraki döngüsüyle gelebilecek olan yaratıcı fırsatlara ve faydalara enerjisel olarak hizalar. Daha fazla sayıda insan ister spiritüel, astrolojik, solar, çevresel veya ister sosyal olsun, yeni enerji akımlarıyla nasıl etkileşileceğinin seçimine sahip olduklarının farkında varıyor.