TÜRKOĞLU
Aktif Üyemiz
Eski Türklerin (Göktürklerin,Uygurların ve Türgişlerin) sikkeleri üzerindeki araştırmalar 1890’lı yıllarda numismat Edmond Drouin’in çalışmaları ile başlar.E. Drouin’in ”Turan Sikkeleri” adlı çalışması bu sahadaki öncü araştırmadır.
Bu araştırmayı E Durouin ile Otto Donner’in Yenisey havalisinde bulunup Minusinsk Müzesi’nde muhafaza edilen ön yüzlerinde ”Kay yuan harcama sikkesi” yazılı olan,arka yüzlerine ise runik harfli metin kazılan Çin sikkesi hakkındaki çalışmaları takip eder.Ancak Vilhelm Thomsen daha Göktürk alfabe sistemini çözmediğinden Drouin ile Donner yayınlarında bu Çin sikkelerinin ikinci yüzlerine kazılan ikincil metinler hakkında bir fikir beyan etmezler.
Kay yuan tun bao sikkelerinin arka yüzlerindeki ikincil metinler ilk olarak Wilhelm Radloff tarafından değerlendirilir.Sonra da M. Rasanen’e hatta A.M. Şçerbak’a kadar,57 hatta 65 yıl süren,uzun bir sessizlik devresine girilir.
Yenisey havalisi ile Moğolistan’da bulunan Göktürk sikkelerinin haricinde ön ve arka yüzlerinde Uygur harfleriyle Türkçe yazılı kağan sikkeleri de bulunmuştur.Bu konuda da Kiang Ch’ihiang,Yang Fuh-hsüeh gibi Çinli ve François Thierry gibi Fransız araştırmacıların değerli yayınları vardır.
1500 YILLIK AY YILDIZLI TÜRK PARALARI
Kırgızistan,Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Göktürklere ait ay-yıldızlı paralar ‘Türk uygarlığında ‘Orhun yazıtları kadar önemli’ bir keşif’ olarak değerlendirildi.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin Bişkek’te düzenlediği İkinci Uluslararası Türk Uygarlığı Kongresi’ne katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Daloğlu,burada tanıştığı Özbek tarihçi Gaybullah Dr. Babayar’ın eski Türk devletleri paraları üzerinde yaptığı çalışmayı inceledi.Daloğlu,bu paralar arasında daha önce hiç duymadığı,görmediği Göktürk paralarıyla karşılaştı.Dr. Daloğlu,Dr. Babayar’la yaptığı çalışma sonunda,Göktürk paralarının bulunuşunu ‘Türk uygarlığında önemli bir keşif’ olarak açıkladı.
Sikkelerden birinde ortada kağan kabartması ve kenarlarda üç tane ay-yıldız olduğunu söyleyen Daloğlu,bu sikkenin Türk uygarlığı açısından çok büyük önemi olduğunu belirtti.Daloğlu, şöyle dedi:
“Göktürklerden sonra 8′inci yüzyılda Türgişlere ait paralar bulunmuştu.Ancak Göktürklere ait paralar onlardan 150-200 sene daha önceye,576-600 yıllarına ait.Gök-Türk sikkelerinin bulunuşunun kuşkusuz ki, günümüz açısından çok önemli tarihsel ve siyasal sonuçları vardır.Bunlardan en önemlisi bu sikkelerin toplumumuza dayatılan ‘Türkler barbardı, Türklerin uygarlığı yoktu,Türkler yağmacıydı,Türkler kaç-göçlü bir toplumdu vb.’ gibi Avrupa merkezli tarih ve kültür anlayışı ile bunun siyasal sonuçlarını bir kez daha yerle bir etmesidir.
Avrupa merkezli tarih dayatmasını alt-üst eden, Türk ve dünya tarihinin yeniden yazılmasını gerektirecek bu çok önemli buluşu Türk Ulusu’na açıklamaktan kıvanç duyuyorum !”
Kuşkusuz ki bilim insanlarımız,Avrupa merkezli bu iddiaları çürüten pek çok bilimsel çalışma ve kanıt ortaya koymuştur.Şimdi ben de bunlara çok önemli bir katkı koyarak,Gök-Türk sikkelerini gündeme taşıyarak, Türklerin büyük uygarlık birikimini ve bunun günümüze ulaşan kanıtlarını bir kez daha Türk kamuoyuna ve dünyaya sunuyorum.
Gök-Türk sikkelerinin bulunuşu, Orhun Yazıtları’nın bulunuşu kadar önemlidir.
Türkler (Gök-Türkler ve diğer Türk kavimleri ve devletleri) tarihin derinliklerinde,dünya uygarlığına büyük katkı sunmuştur. Askeri örgütlenme,büyük ordular meydana getirme,Avrasya’nın büyük coğrafyasında bağımsız,başı dik devletler kurma,paranın geçerli olduğu ekonomik ve toplumsal bir ticaret yaşamı,şehirleşme ve yerleşik yaşam biçimi,hiçbir dönemde köleci toplumsal yapının egemen olmaması,güzel sanatları yaratma ve yaşatma ve daha pek çok unsur Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyetini göstermektedir.
Eski Türk devletlerinde kağanlığın (sonrakilerde hükümdârlığın) sembolü “tuğ” (bayrak, sancak ve davul) ve “sikke”dir. Sikke ekonomik,tuğ da siyasi bağımsızlığın göstergesi olan bayrağı ve bağımsızlık marşını (milli marşını) temsil etmektedir.Gök-Türkler tuğ’u ve sikke’siyle,yani bayrağı,marşı ve parası ile bağımsız,başı dik bir devlet kurmuş ve büyük bir uygarlık oluşturmuştur.”
TÜRGEŞ PARALARI
Hermitage Devlet Müzesi’nin Madeni Paralar bölümünde Türk-Çin sikkeleri de denilen ve haklarında nümizmatik literatüründe çok az sayıda yayın bulunan madeni para koleksiyonu vardır.Bu sikkelerin bir kısmının Soğd hükümdarları Gurek,Tarhun ve diğerlerinin adına darp edildiği ortaya çıkmıştır.Diğer kısmı ise Türgeşlere ait paralardır.
1938 tarihli Kazakistan ve Kıgızistan topraklarında yürüttüğümüz çalışmalar sırasında hem özel şahıslardan, hem de Taraz şehri harabelerindeki kazılardan elde ettiğimiz paralar bu tür sikkelerin sayısının oldukça artmasına vesile olmuştur.Özellikle antik Taraz şehri harabelerinde çok sayıda para bulundu.Bu şehirde darphanelerin de olduğu düşünülmektedir.Tespit edildiği toprak katmanları dikkate alındığında bu buluntular stratografik bakımdan çok ilginç diye nitelendirilebilir,zira söz konusu sikkeler Taraz harabelerinin 8-9. yüz yıllara tarihlendirilen dördüncü katmanın alt düzleminden başlayıp 11-12. yüzyıllara tarihlendirilen üçüncü katmana kadar bulunmaktaydı.Bu katmandan sonrasında ise 10. yüz yılın sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan erken İlek dirhemlere rastlanmaktadır.Kazılar sırasında Samanilere ait sikkelere hiç rastlanılmamıştır, zaten ne Şaş’ın doğusunda Samani paralarının darp edildiğine dair bilgi vardır,ne de böyle paralar Yedi su’da görülmüştür.Taraz harabelerinde ortaya çıkarılan söz konusu sikkelerin Çin örneklerine göre darp edildiği anlaşılmaktadır.Daire şeklindeki bu bakır paraların çapı 2.4 cm olup,ağırlığı 5.1 gramdan 5.5 grama kadar değişmektedir.Bulunan paraların hemen hemen hepsinin ortasında kare şeklinde bir delik vardır.Sikkelerin bir yüzünde Uygur harfleriyle yazılmış daire şeklinde bir yazıt,öteki yüzünde ise kavis şeklinde bir damga tasviri yer almaktadır.Bunlarla birlikte bu tipten olmayan sikkeler de bulunmuştur, fakat onlar daha kötü durumdadır.
”Türgeş Kağan” şeklindeki unvana tarihi kaynaklardan aşinayız.Türk kökenli kabilelerden oluşan Türgeşler ”Tu-tsi-şi” adıyla daha çok Çin tarih kitaplarında etraflıca anlatılmaktadır.
Türgeş kabileleri önceleri Balhaş gölünün güney tarafları ile İli havzasında ikamet ediyordu.8. yüzyılın başlarında güçlü hale gelen Türgeşler Doğu Türk kağanı Kapagan’ın (Çin kaynaklarında Mo-ço) 704’te Batı Türk Kağanlığı’nı paramparça etmesinden istifade ederek (Batı) Türklerinin son hükümdarı Aşina Sin’i Kulan (Çin kaynaklarında Tszyuylan) olup,bugünkü Türkistan-Sibirya demiryolu hattındaki Lugovoye istasyonu yakınındaki harabelerde özdeşleştirilmektedir) şehrinde öldürdüler.Türgeşlerin yükselme devri işte bu tarihe denk gelmektedir.Türgeşler ”sarı” ve ”kara” olmak üzere ikiye ayrılmaktaydılar.Sarı Türgeşler 708-717 yıllarında hükümdarlık yapan Türgeş kağanı Soge’nin soyundan gelmektedirler.Kara Türgeşler ise 717-738 yıllarında iktidarı elinde bulunduran Sulu’nun neslidir.Türgeşlerin ikiye ayrıldığını eski Türk yazılı kaynakları da teyit etmektedir.Bu metinlerde Türgeşlerin bir kısmına sadece Türgeşler denilmektedir,diğer kısmı ise Kara Türgeşler olarak anılmaktadır.
Aleksandr Nathanoviç BERNŞTAM
UYGURLARIN UYGUR HARFLİ PARALARI
Eski Uygurların siyasi hayatını aksettiren kültür belgelerinin başında para ile ilgili belgeler gelir.Uygurlar 8. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar para birimi olarak altun,gümüş ve bakır külçelerini kullanmışlardır.Uygur harfleriyle yazılan 32 para belgesinde para birimleri olarak yastuk,yarmak,bakır vun ve çav gibi terimlerin kullanıldığı görülmektedir.
Yastuk takriben 2000 gram ağırlığındaki külçedir.Altun yastuk,Kümiş yastuk-Kümüş yastuk,Yastuk kümüş,Ak yastuk,Çav yastuk,Yastuk çav gibi cinsleri vardır.
Yarmak takriben 40 gram ağırlığındaki külçedir.(1 yastuk=50 yarmak) Satır-Sıtır yarmak,Bakır yarmak şeklinde ayrı ayrı da kullanılmıştır.
Bakır takriben 4 gram ağırlığındaki birimdir.Bakır yarmak,Bakır çav,Bakır Sökti altun,Bakır kümüş,Bakır lal gibi kullanılışları tespit edilmiştir.
Vun takriben0.4 gram ağırlığındaki birimdir.(1 yastuk=5000 vun;1 yarmak=100 vun;1 bakır= 10 vun).Vun ve Vun çav kullanılışları tespit edilmiştir.
Çav kağıt para,banknot,Cengiz Han’ın ölümünden 9 yıl sonra oğlu ve halefi Ögedey Han tarafından 1236’da bastırılmıştır.Çav yanında Ço ve Çav yastuk,Yastuk çav,Sıtır çav,Bakır çav,Vun çav,Çungdung bav çav gibi cinsleri vardır.
Diğer belgelerde geçen başka para birimleri arasında tartma kümüş,tamga kümüş,Küsen yarmakı,kuan bakır vs gibi terimlerin kullanıldığı da görülmektedir.
Doğu Türkistan’da Göktürk Devleti dönemlerine ait üzerlerinde kağanların isimlerinin yazılı olduğu paralar da bulunmuştur.Bu paraların ilki Kimsar’da bulundu.Bugünkü Doğu Türkistan’ın şehirlerinden olan Kimsar’ın Çince tarihi adı Peit’ing,eski Uygurca adı ise Biş Balık’tır.
Bulunan para daire şeklinde bir çevresi olan ve ortasında kare şeklinde dört köşe bir boşluk bulunan Çin paraları tarzındadır.Bakırdan kesilen paranın ön yüzünün dört yönünde Uygur harfleri ile 6 kelime,arka yüzünde ise üst ve altta üç kelime yazılıdır.Paranın ön yüzündesol,yukarıdan aşağıya KWYLPYLK KÖL BİLGE alt,soldan sağa TNKRY TENGRİ sağ,aşağıdan yukarıya PWQWQ WYQWR BUKUK UYGUR üst,sağdan sola Q’Q’N KAĞAN kelimeleri okunmaktadır.Sikke yazıtı saat yelkovanının aksi istikametinde köl bilge tengri bukuk uygur kağan şeklinde okunabilir.
Sikkenin arka yüzünde ise üstte soldan sağa doğru YLTWTMYŞ İL TUTMIŞaltta sağdan sola doğru YRLQ-YNK YARLIĞ-INGA
Bu araştırmayı E Durouin ile Otto Donner’in Yenisey havalisinde bulunup Minusinsk Müzesi’nde muhafaza edilen ön yüzlerinde ”Kay yuan harcama sikkesi” yazılı olan,arka yüzlerine ise runik harfli metin kazılan Çin sikkesi hakkındaki çalışmaları takip eder.Ancak Vilhelm Thomsen daha Göktürk alfabe sistemini çözmediğinden Drouin ile Donner yayınlarında bu Çin sikkelerinin ikinci yüzlerine kazılan ikincil metinler hakkında bir fikir beyan etmezler.
Kay yuan tun bao sikkelerinin arka yüzlerindeki ikincil metinler ilk olarak Wilhelm Radloff tarafından değerlendirilir.Sonra da M. Rasanen’e hatta A.M. Şçerbak’a kadar,57 hatta 65 yıl süren,uzun bir sessizlik devresine girilir.
Yenisey havalisi ile Moğolistan’da bulunan Göktürk sikkelerinin haricinde ön ve arka yüzlerinde Uygur harfleriyle Türkçe yazılı kağan sikkeleri de bulunmuştur.Bu konuda da Kiang Ch’ihiang,Yang Fuh-hsüeh gibi Çinli ve François Thierry gibi Fransız araştırmacıların değerli yayınları vardır.
1500 YILLIK AY YILDIZLI TÜRK PARALARI
Kırgızistan,Özbekistan ve Tacikistan’da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan Göktürklere ait ay-yıldızlı paralar ‘Türk uygarlığında ‘Orhun yazıtları kadar önemli’ bir keşif’ olarak değerlendirildi.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin Bişkek’te düzenlediği İkinci Uluslararası Türk Uygarlığı Kongresi’ne katılan Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Daloğlu,burada tanıştığı Özbek tarihçi Gaybullah Dr. Babayar’ın eski Türk devletleri paraları üzerinde yaptığı çalışmayı inceledi.Daloğlu,bu paralar arasında daha önce hiç duymadığı,görmediği Göktürk paralarıyla karşılaştı.Dr. Daloğlu,Dr. Babayar’la yaptığı çalışma sonunda,Göktürk paralarının bulunuşunu ‘Türk uygarlığında önemli bir keşif’ olarak açıkladı.
Sikkelerden birinde ortada kağan kabartması ve kenarlarda üç tane ay-yıldız olduğunu söyleyen Daloğlu,bu sikkenin Türk uygarlığı açısından çok büyük önemi olduğunu belirtti.Daloğlu, şöyle dedi:
“Göktürklerden sonra 8′inci yüzyılda Türgişlere ait paralar bulunmuştu.Ancak Göktürklere ait paralar onlardan 150-200 sene daha önceye,576-600 yıllarına ait.Gök-Türk sikkelerinin bulunuşunun kuşkusuz ki, günümüz açısından çok önemli tarihsel ve siyasal sonuçları vardır.Bunlardan en önemlisi bu sikkelerin toplumumuza dayatılan ‘Türkler barbardı, Türklerin uygarlığı yoktu,Türkler yağmacıydı,Türkler kaç-göçlü bir toplumdu vb.’ gibi Avrupa merkezli tarih ve kültür anlayışı ile bunun siyasal sonuçlarını bir kez daha yerle bir etmesidir.
Avrupa merkezli tarih dayatmasını alt-üst eden, Türk ve dünya tarihinin yeniden yazılmasını gerektirecek bu çok önemli buluşu Türk Ulusu’na açıklamaktan kıvanç duyuyorum !”
Kuşkusuz ki bilim insanlarımız,Avrupa merkezli bu iddiaları çürüten pek çok bilimsel çalışma ve kanıt ortaya koymuştur.Şimdi ben de bunlara çok önemli bir katkı koyarak,Gök-Türk sikkelerini gündeme taşıyarak, Türklerin büyük uygarlık birikimini ve bunun günümüze ulaşan kanıtlarını bir kez daha Türk kamuoyuna ve dünyaya sunuyorum.
Gök-Türk sikkelerinin bulunuşu, Orhun Yazıtları’nın bulunuşu kadar önemlidir.
Türkler (Gök-Türkler ve diğer Türk kavimleri ve devletleri) tarihin derinliklerinde,dünya uygarlığına büyük katkı sunmuştur. Askeri örgütlenme,büyük ordular meydana getirme,Avrasya’nın büyük coğrafyasında bağımsız,başı dik devletler kurma,paranın geçerli olduğu ekonomik ve toplumsal bir ticaret yaşamı,şehirleşme ve yerleşik yaşam biçimi,hiçbir dönemde köleci toplumsal yapının egemen olmaması,güzel sanatları yaratma ve yaşatma ve daha pek çok unsur Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyetini göstermektedir.
Eski Türk devletlerinde kağanlığın (sonrakilerde hükümdârlığın) sembolü “tuğ” (bayrak, sancak ve davul) ve “sikke”dir. Sikke ekonomik,tuğ da siyasi bağımsızlığın göstergesi olan bayrağı ve bağımsızlık marşını (milli marşını) temsil etmektedir.Gök-Türkler tuğ’u ve sikke’siyle,yani bayrağı,marşı ve parası ile bağımsız,başı dik bir devlet kurmuş ve büyük bir uygarlık oluşturmuştur.”
TÜRGEŞ PARALARI
Hermitage Devlet Müzesi’nin Madeni Paralar bölümünde Türk-Çin sikkeleri de denilen ve haklarında nümizmatik literatüründe çok az sayıda yayın bulunan madeni para koleksiyonu vardır.Bu sikkelerin bir kısmının Soğd hükümdarları Gurek,Tarhun ve diğerlerinin adına darp edildiği ortaya çıkmıştır.Diğer kısmı ise Türgeşlere ait paralardır.
1938 tarihli Kazakistan ve Kıgızistan topraklarında yürüttüğümüz çalışmalar sırasında hem özel şahıslardan, hem de Taraz şehri harabelerindeki kazılardan elde ettiğimiz paralar bu tür sikkelerin sayısının oldukça artmasına vesile olmuştur.Özellikle antik Taraz şehri harabelerinde çok sayıda para bulundu.Bu şehirde darphanelerin de olduğu düşünülmektedir.Tespit edildiği toprak katmanları dikkate alındığında bu buluntular stratografik bakımdan çok ilginç diye nitelendirilebilir,zira söz konusu sikkeler Taraz harabelerinin 8-9. yüz yıllara tarihlendirilen dördüncü katmanın alt düzleminden başlayıp 11-12. yüzyıllara tarihlendirilen üçüncü katmana kadar bulunmaktaydı.Bu katmandan sonrasında ise 10. yüz yılın sonlarından itibaren kullanılmaya başlanan erken İlek dirhemlere rastlanmaktadır.Kazılar sırasında Samanilere ait sikkelere hiç rastlanılmamıştır, zaten ne Şaş’ın doğusunda Samani paralarının darp edildiğine dair bilgi vardır,ne de böyle paralar Yedi su’da görülmüştür.Taraz harabelerinde ortaya çıkarılan söz konusu sikkelerin Çin örneklerine göre darp edildiği anlaşılmaktadır.Daire şeklindeki bu bakır paraların çapı 2.4 cm olup,ağırlığı 5.1 gramdan 5.5 grama kadar değişmektedir.Bulunan paraların hemen hemen hepsinin ortasında kare şeklinde bir delik vardır.Sikkelerin bir yüzünde Uygur harfleriyle yazılmış daire şeklinde bir yazıt,öteki yüzünde ise kavis şeklinde bir damga tasviri yer almaktadır.Bunlarla birlikte bu tipten olmayan sikkeler de bulunmuştur, fakat onlar daha kötü durumdadır.
”Türgeş Kağan” şeklindeki unvana tarihi kaynaklardan aşinayız.Türk kökenli kabilelerden oluşan Türgeşler ”Tu-tsi-şi” adıyla daha çok Çin tarih kitaplarında etraflıca anlatılmaktadır.
Türgeş kabileleri önceleri Balhaş gölünün güney tarafları ile İli havzasında ikamet ediyordu.8. yüzyılın başlarında güçlü hale gelen Türgeşler Doğu Türk kağanı Kapagan’ın (Çin kaynaklarında Mo-ço) 704’te Batı Türk Kağanlığı’nı paramparça etmesinden istifade ederek (Batı) Türklerinin son hükümdarı Aşina Sin’i Kulan (Çin kaynaklarında Tszyuylan) olup,bugünkü Türkistan-Sibirya demiryolu hattındaki Lugovoye istasyonu yakınındaki harabelerde özdeşleştirilmektedir) şehrinde öldürdüler.Türgeşlerin yükselme devri işte bu tarihe denk gelmektedir.Türgeşler ”sarı” ve ”kara” olmak üzere ikiye ayrılmaktaydılar.Sarı Türgeşler 708-717 yıllarında hükümdarlık yapan Türgeş kağanı Soge’nin soyundan gelmektedirler.Kara Türgeşler ise 717-738 yıllarında iktidarı elinde bulunduran Sulu’nun neslidir.Türgeşlerin ikiye ayrıldığını eski Türk yazılı kaynakları da teyit etmektedir.Bu metinlerde Türgeşlerin bir kısmına sadece Türgeşler denilmektedir,diğer kısmı ise Kara Türgeşler olarak anılmaktadır.
Aleksandr Nathanoviç BERNŞTAM
UYGURLARIN UYGUR HARFLİ PARALARI
Eski Uygurların siyasi hayatını aksettiren kültür belgelerinin başında para ile ilgili belgeler gelir.Uygurlar 8. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar para birimi olarak altun,gümüş ve bakır külçelerini kullanmışlardır.Uygur harfleriyle yazılan 32 para belgesinde para birimleri olarak yastuk,yarmak,bakır vun ve çav gibi terimlerin kullanıldığı görülmektedir.
Yastuk takriben 2000 gram ağırlığındaki külçedir.Altun yastuk,Kümiş yastuk-Kümüş yastuk,Yastuk kümüş,Ak yastuk,Çav yastuk,Yastuk çav gibi cinsleri vardır.
Yarmak takriben 40 gram ağırlığındaki külçedir.(1 yastuk=50 yarmak) Satır-Sıtır yarmak,Bakır yarmak şeklinde ayrı ayrı da kullanılmıştır.
Bakır takriben 4 gram ağırlığındaki birimdir.Bakır yarmak,Bakır çav,Bakır Sökti altun,Bakır kümüş,Bakır lal gibi kullanılışları tespit edilmiştir.
Vun takriben0.4 gram ağırlığındaki birimdir.(1 yastuk=5000 vun;1 yarmak=100 vun;1 bakır= 10 vun).Vun ve Vun çav kullanılışları tespit edilmiştir.
Çav kağıt para,banknot,Cengiz Han’ın ölümünden 9 yıl sonra oğlu ve halefi Ögedey Han tarafından 1236’da bastırılmıştır.Çav yanında Ço ve Çav yastuk,Yastuk çav,Sıtır çav,Bakır çav,Vun çav,Çungdung bav çav gibi cinsleri vardır.
Diğer belgelerde geçen başka para birimleri arasında tartma kümüş,tamga kümüş,Küsen yarmakı,kuan bakır vs gibi terimlerin kullanıldığı da görülmektedir.
Doğu Türkistan’da Göktürk Devleti dönemlerine ait üzerlerinde kağanların isimlerinin yazılı olduğu paralar da bulunmuştur.Bu paraların ilki Kimsar’da bulundu.Bugünkü Doğu Türkistan’ın şehirlerinden olan Kimsar’ın Çince tarihi adı Peit’ing,eski Uygurca adı ise Biş Balık’tır.
Bulunan para daire şeklinde bir çevresi olan ve ortasında kare şeklinde dört köşe bir boşluk bulunan Çin paraları tarzındadır.Bakırdan kesilen paranın ön yüzünün dört yönünde Uygur harfleri ile 6 kelime,arka yüzünde ise üst ve altta üç kelime yazılıdır.Paranın ön yüzündesol,yukarıdan aşağıya KWYLPYLK KÖL BİLGE alt,soldan sağa TNKRY TENGRİ sağ,aşağıdan yukarıya PWQWQ WYQWR BUKUK UYGUR üst,sağdan sola Q’Q’N KAĞAN kelimeleri okunmaktadır.Sikke yazıtı saat yelkovanının aksi istikametinde köl bilge tengri bukuk uygur kağan şeklinde okunabilir.
Sikkenin arka yüzünde ise üstte soldan sağa doğru YLTWTMYŞ İL TUTMIŞaltta sağdan sola doğru YRLQ-YNK YARLIĞ-INGA