MustafaCİLASUN
Özel Üye
Günler bir bir göçüp gitti
Kalbim sessizlik içinde sabırla yetindi, umutla bekledi
Kanaat etmeyi şehretmek için gönül ehlinin vecdinde ki feyze müracaat etti
Bir ömür dinledi, yad edip şükretti, hasretin bendinde kalan nefesini anbean tüketti
Neydi bu hale düşüren saikler
Sukut ettiren bedeller, firkatin halinde yaşatan bedbinlikler
Hüzün zerk eden elemler, hicrana gark edip, hissiyatı sızlatan kederler
Solmaya yüz tutmuş ümitler, nazar ederken çekindiren özlem ve dillenen sitemler
Kim bilir nerdesin, üzensin
Derd-i gamıma rucu etmeyen hedersin, nasıl bir vicdansın
Kalbinden bu kadar uzak mısın, ruhuna ne bilmem ki kadar yakınsın
Bir kelam etmekten sakınan mana mısın, edebin hangi halinde ki bir hazansın
Artık pes ettim ve eridim
Kalmayan hevesimle şimdi tarifsiz ve de takatsiz canım
Gecenin hüznüyle bakan ahım, ferini erk eden nazarım, ne kadar perişanım
Gönül ırmağım kurudu, umutlarım hazanlaştı, ruhum ki firkatinden uzaklaştı
Nasıl yaşarsan yaşa, anma
Halinde bir hüzün tufanı başlarsa, nafile yere yakınma
Geriye kalan ne varsa yâd etmek için çırpınma, sadece halinde yaşa
Çilenin ah u zarını anla ve harap olan bir kalbin çehresine bakıp ta çıldırma
Aynalar ruhun aks edasıdır
Saatlerce karşısında oyalanma, tenine vakit ayırma
Cezp etmek için bir nefesi sakın niyetine alma, nefsini ezmeyi anla
Nefesin müddetlidir dünyayı nihayetsiz sanma, hesabın hülasası var korkma
Aşk; ruha erişen bir ilhamdır
Nefsi halden uzak olan bir hicrandır ve de firkattir
Ötenin sevdasıyla hemhal olmuş bir nazardır, rızay-ı bari için vardır
Ne kadar hevesin varsa, esaretiyle yol alma, lahza seni sana bırakmayan fırsattır
Mustafa CİLASUN