MURATS44
Özel Üye
Geleceğin enerji kaynağıTürkiye'de bol bulunan 'Yanan buz'u doğalgaz üretiminde bir an önce kullanmak için harekete geçildi.
Karadeniz ve Akdeniz'de karasuları içinde "yanan buz" olarak da tanımlanan metan hidrat yatakları tespit edilen Türkiye'nin bu kaynakları doğalgaz üretiminde bir an önce kullanmaya başlaması için Milli Metan Hidrat Projesi hazırlandı. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Entitüsü Deniz Teknolojisi ABD Başkanı Prof. Dr. Çifçi "Metan hidrat Türkiye'nin enerji sorununu çözebilecek bir kaynaktır" dedi.
Dünyada geleceğin enerji kaynağı olarak bilinen ve "yanan buz" olarak da tabir edilen metan hidratın Japonlar tarafından sürpriz şekilde üretilmeye başlanması uluslararası enerji hesaplarını değiştirdi. Çok büyük kaynaklara sahip olduğu belirlenen Türkiye'nin rezerv tespiti ve üretim konusunda mesafe alabilmesi için Milli Metan Hidrat Projesi hazırlandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Günay Çifçi, Türkiye'nin acil olarak Milli Metan Hidrat Projesi'ni uygulamaya koyması ve yeni gemileri devreye alması gerektiğine dikkati çekti.
Yüksek basınç ve düşük sıcaklık nedeniyle katı buz parçalarının içinde metan gazının hapsolması ile oluşan metan hidratın dünyada ilk kez Karadeniz'de 1974 yılında Sovyet bilim insanları tarafından tespit edildiğini anlatan Çifçi, 1 metreküpünden 164 metreküp doğalgaz sağlanabilen metan hidratın, dünya fosil yakıt kaynaklarının yüzde 53'ünü oluşturduğunu belirtti.
Bu kaynağın tespiti ve enerjide kullanılması için özellikle 2000'li yıllar sonrası ardı ardına projeler açıklandığını, ABD, Almanya, Rusya, Fransa gibi ülkelerden üniversite ve enstitülerin bilimsel projeler yürüttüğünü, bu konuda son yıllarda doğalgaz fakiri olan Japonya, Çin, Güney Kore ve Hindistan'ın da araştırmalara başladığına değinen Çifçi, şu bilgileri verdi:
"Petrol şirketlerinin de dahil olduğu bu araştırmalar sırasında metan hidratın gelecekte dünyanın en önemli enerji kaynağı olabileceği yorumları yapılıyordu. Metan hidratın fizibil olarak çıkarılabilmesi için petrol ve doğal gaz kaynaklarının azalması ve fiyatlarının yükselmesi bekleniyordu.
Ancak Japonya'nın geçen yıl Nankai çukurundan metan hidrat elde etmeyi başarması hesapları değiştirdi. Şimdi herkes bir an önce üretim teknolojisini geliştirerek bu rekabette arkada kalmamanın mücadelesini veriyor. Örneğin Almanya kendisine 2016 yılını hedef olarak koydu. AB de bu konuda planlarını yaptı."
Bu tablo içinde Türkiye'nin çok özel bir konuma sahip olduğuna işaret eden Çifçi, mevcut verilere göre Türkiye'nin metan hidrat konusunda kaynak zengini olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Çifçi, şöyle konuştu:
"Kesinlikle söyleyebiliriz ki Türkiye, metan hidrat konusunda kaynak zengini bir ülke. Akdeniz'de bilinen tek gaz hidrat yatakları Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi içinde. Dünyada halen bu konuda en çok araştırmanın yürütüldüğü Karadeniz'de varlığı saptanmış belli başlı tüm kaynaklar da yine bizim münhasır alanımız içinde.
Karadeniz'de henüz araştırmaları devam eden onlarca alanın bulunduğu dikkate alınırsa en geniş sahil şeridine sahip Türkiye'nin bu konudaki potansiyeline açıklık getirmiş oluruz. Enerji ithalatı nedeniyle cari açık sorunuyla mücadele eden bir ülke için bu kaynağın önemi çok büyük."
Tek laboratuvar tek gemi
Türkiye'nin uluslararası akreditasyonu bulunan tek jeofizik sismik laboratuvarına sahip DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Entitüsü'nün yine Türkiye'nin tek bilimsel araştırma gemisi olan Koca Piri Reis ile ülkeyi çevreleyen denizlerde sismik haritalama ve veri toplama çalışması yaptığını anlatan Çifçi, denize kıyısı küçük olan Almanya'nın bile 15 gemiyle bu çalışmaları yürüttüğünü vurguladı.
Çalışmalarda halen veri toplama aşamasında olduklarını, rezervleri tespit etme ve üretim teknolojisini geliştirme aşamasına henüz gelemediklerini kaydeden Çifçi, enerji ithalatının neden olduğu cari açık problemiyle savaşan Türkiye'nin bu çalışmalara "gaz vermesi gerektiğini" dile getirdi.
Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Metan hidrat Türkiye'nin enerji sorununu çözebilecek bir kaynaktır. Ancak bunun için bir an önce Milli Gaz Hidrat Projesi'nin uygulamaya sokulması gerekiyor. Bu konuda enstitümüz tarafından bir proje hazırlandı. TPAO, ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi gibi kurumların da dahil olduğu proje kapsamında metan hidrat kaynaklarına yönelik haritalandırma, örneklendirme, üretim ve sondaj tekniklerinin geliştirilmesi konusunda çalışma yapılacak. Ayrıca bu çalışmalarda değerlendirilmek üzere 2007 yılında DPT'nin kabul ettiği ancak Maliye Bakanlığı bürokrasisine takılan Çakabey isimli bilimsel araştırma gemisi projesinin de hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Projeyi TÜBİTAK'a sunmaya hazırlanıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da gaz hidratlar konusunda bir hareketlilik içinde. Bu konuda bir birim oluşturuldu. Ancak elimizi çabuk tutmalıyız. Türkiye'nin bu konudaki bilim insanı potansiyeli yeterli seviyede. Projeye başlanırsa metan hidrat yataklarından katma değerinin büyük bölümü ülkemize kalacak bir teknoloji geliştirebiliriz."
Karadeniz ve Akdeniz'de karasuları içinde "yanan buz" olarak da tanımlanan metan hidrat yatakları tespit edilen Türkiye'nin bu kaynakları doğalgaz üretiminde bir an önce kullanmaya başlaması için Milli Metan Hidrat Projesi hazırlandı. DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Entitüsü Deniz Teknolojisi ABD Başkanı Prof. Dr. Çifçi "Metan hidrat Türkiye'nin enerji sorununu çözebilecek bir kaynaktır" dedi.
Dünyada geleceğin enerji kaynağı olarak bilinen ve "yanan buz" olarak da tabir edilen metan hidratın Japonlar tarafından sürpriz şekilde üretilmeye başlanması uluslararası enerji hesaplarını değiştirdi. Çok büyük kaynaklara sahip olduğu belirlenen Türkiye'nin rezerv tespiti ve üretim konusunda mesafe alabilmesi için Milli Metan Hidrat Projesi hazırlandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Günay Çifçi, Türkiye'nin acil olarak Milli Metan Hidrat Projesi'ni uygulamaya koyması ve yeni gemileri devreye alması gerektiğine dikkati çekti.
Yüksek basınç ve düşük sıcaklık nedeniyle katı buz parçalarının içinde metan gazının hapsolması ile oluşan metan hidratın dünyada ilk kez Karadeniz'de 1974 yılında Sovyet bilim insanları tarafından tespit edildiğini anlatan Çifçi, 1 metreküpünden 164 metreküp doğalgaz sağlanabilen metan hidratın, dünya fosil yakıt kaynaklarının yüzde 53'ünü oluşturduğunu belirtti.
Bu kaynağın tespiti ve enerjide kullanılması için özellikle 2000'li yıllar sonrası ardı ardına projeler açıklandığını, ABD, Almanya, Rusya, Fransa gibi ülkelerden üniversite ve enstitülerin bilimsel projeler yürüttüğünü, bu konuda son yıllarda doğalgaz fakiri olan Japonya, Çin, Güney Kore ve Hindistan'ın da araştırmalara başladığına değinen Çifçi, şu bilgileri verdi:
"Petrol şirketlerinin de dahil olduğu bu araştırmalar sırasında metan hidratın gelecekte dünyanın en önemli enerji kaynağı olabileceği yorumları yapılıyordu. Metan hidratın fizibil olarak çıkarılabilmesi için petrol ve doğal gaz kaynaklarının azalması ve fiyatlarının yükselmesi bekleniyordu.
Ancak Japonya'nın geçen yıl Nankai çukurundan metan hidrat elde etmeyi başarması hesapları değiştirdi. Şimdi herkes bir an önce üretim teknolojisini geliştirerek bu rekabette arkada kalmamanın mücadelesini veriyor. Örneğin Almanya kendisine 2016 yılını hedef olarak koydu. AB de bu konuda planlarını yaptı."
Bu tablo içinde Türkiye'nin çok özel bir konuma sahip olduğuna işaret eden Çifçi, mevcut verilere göre Türkiye'nin metan hidrat konusunda kaynak zengini olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Çifçi, şöyle konuştu:
"Kesinlikle söyleyebiliriz ki Türkiye, metan hidrat konusunda kaynak zengini bir ülke. Akdeniz'de bilinen tek gaz hidrat yatakları Türkiye'nin münhasır ekonomik bölgesi içinde. Dünyada halen bu konuda en çok araştırmanın yürütüldüğü Karadeniz'de varlığı saptanmış belli başlı tüm kaynaklar da yine bizim münhasır alanımız içinde.
Karadeniz'de henüz araştırmaları devam eden onlarca alanın bulunduğu dikkate alınırsa en geniş sahil şeridine sahip Türkiye'nin bu konudaki potansiyeline açıklık getirmiş oluruz. Enerji ithalatı nedeniyle cari açık sorunuyla mücadele eden bir ülke için bu kaynağın önemi çok büyük."
Tek laboratuvar tek gemi
Türkiye'nin uluslararası akreditasyonu bulunan tek jeofizik sismik laboratuvarına sahip DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Entitüsü'nün yine Türkiye'nin tek bilimsel araştırma gemisi olan Koca Piri Reis ile ülkeyi çevreleyen denizlerde sismik haritalama ve veri toplama çalışması yaptığını anlatan Çifçi, denize kıyısı küçük olan Almanya'nın bile 15 gemiyle bu çalışmaları yürüttüğünü vurguladı.
Çalışmalarda halen veri toplama aşamasında olduklarını, rezervleri tespit etme ve üretim teknolojisini geliştirme aşamasına henüz gelemediklerini kaydeden Çifçi, enerji ithalatının neden olduğu cari açık problemiyle savaşan Türkiye'nin bu çalışmalara "gaz vermesi gerektiğini" dile getirdi.
Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Metan hidrat Türkiye'nin enerji sorununu çözebilecek bir kaynaktır. Ancak bunun için bir an önce Milli Gaz Hidrat Projesi'nin uygulamaya sokulması gerekiyor. Bu konuda enstitümüz tarafından bir proje hazırlandı. TPAO, ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesi gibi kurumların da dahil olduğu proje kapsamında metan hidrat kaynaklarına yönelik haritalandırma, örneklendirme, üretim ve sondaj tekniklerinin geliştirilmesi konusunda çalışma yapılacak. Ayrıca bu çalışmalarda değerlendirilmek üzere 2007 yılında DPT'nin kabul ettiği ancak Maliye Bakanlığı bürokrasisine takılan Çakabey isimli bilimsel araştırma gemisi projesinin de hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Projeyi TÜBİTAK'a sunmaya hazırlanıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da gaz hidratlar konusunda bir hareketlilik içinde. Bu konuda bir birim oluşturuldu. Ancak elimizi çabuk tutmalıyız. Türkiye'nin bu konudaki bilim insanı potansiyeli yeterli seviyede. Projeye başlanırsa metan hidrat yataklarından katma değerinin büyük bölümü ülkemize kalacak bir teknoloji geliştirebiliriz."