MURATS44
Özel Üye
Temel Paris'te bir otelde kalır. Barmenin biri, değişik
şivesi nedeniyle Temel'i pek bir sever ve ona bir soru
sorar:
- Mösyö, babamın bir oğlu var, ama benim kardeşim değil. Bu
kimdir?
Temel düşünür, taşınır, dener, bulamaz.
- Pilemedum, kimdur?
der. barmen yanıtlar:
- Ben mösyö, ben!
Bu cevap Temel'in pek hoşuna gider, aynı soruyu o da köy
kahvesinde sorar, kimse bilemez.
Temel'e sorarlar:
- Pilemeduk kimdur?
- Paris'te kaldiğum otelin parmenudur!
*********************************
Temel' in bir gün kaynanası kaybolur. Temel hemen
gazeteye ilan verir.
İlan aynen şöyledir:
- Kaynanamu kaypettum. Körenlerin insaniyet namına körmemezlikten kelmeleri rica olunur..
*********************************
İngiliz Fransız birde Temel varmış bunları bir deney için uzaya gönderceklermiş.
İngilize sormuşlar uzayda yanına ne alırsın?
İngiliz;
-Bana sınırsız Cola verin demiş.
Fransıza sormuşlar oda şarap istemiş.
Temel'e sormuslar Usagım bana sınırsız sigara verin demiş.
Bunları Uzaya göndermişler aradan baya bi zaman geçmiş bunlar geri geliyorlar.
İngilize sormuşlar nasıl geçti günlerin İngiliz Kafein komasında geçti demiş.
Fransızda sarhoş geçti demiş.
Bizim Temel gelir gelmez ateş verin Lütfen ateş verin demiş.
*********************************
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alış veriş yaparken 'kahrolsun amerika'diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
*********************************
Arabasıyla Almanya'ya giden Dursun, arkadaşı Temel'i lastiğinin havasını indirirken yakalar:
- Ne yapaysun uşağum?
Temel oldukça duygusal bir modda cevap verir:
- Biraz memleket havasi koklayalum dedik da!
*********************************
Dünyanın en ünlü kalp doktoru Michael'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Michael'a dönerek:
- "Size bir şey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine Michael tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
*********************************
Meksikalinin biri bisikletle Amerika'dan ulkesine donuyormus.
Elinde bir torba, agir agir sinir kapisina gelmis.
Kapidaki gorevli, Meksikalinin elindeki torbadan suphelenmis ve aramak istemis. Torbayi acinca kum dolu oldugunu gormus. Arastirmis karistirmis ama kumdan baska bir seye rastlayamamis ve Meksikalinin gecmesine izin vermek zorunda kalmis.
Aradan iki hafta gecmeden ayni Meksikali yine bisikletle ve elinde bir torbayla ayni sinir kapisindan gecmek istemis. Ayni gorevli yine torbadan suphelenip aramis ve yine kumdan baska bir sey bulamamis. 3 boyle 5 boyle...
Her seferinde ayni sekilde gecen bu adamda hic bir sey bulamamak gorevliyi cildirtiyormus ama yapabilecegi bir sey de yokmus.
1 yil sonra gorevli bir barda icki icerken, sinirda arayip durdugu Meksikalinin da ayni barda oldugunu gormus. Hemem yanina gitmis ve:
- Artik sana bir sey yapamam. Cok iyi biliyorum ki sinirdan bir sey kaciriyordun. 1 yildir icim icimi yiyor, lutfen bana ne kacirdigini soyle, demis.
Meksikali kafasini hafifce cevirip umarsizca mirildanmis:
- Bisiklet.
*********************************
şivesi nedeniyle Temel'i pek bir sever ve ona bir soru
sorar:
- Mösyö, babamın bir oğlu var, ama benim kardeşim değil. Bu
kimdir?
Temel düşünür, taşınır, dener, bulamaz.
- Pilemedum, kimdur?
der. barmen yanıtlar:
- Ben mösyö, ben!
Bu cevap Temel'in pek hoşuna gider, aynı soruyu o da köy
kahvesinde sorar, kimse bilemez.
Temel'e sorarlar:
- Pilemeduk kimdur?
- Paris'te kaldiğum otelin parmenudur!
*********************************
Temel' in bir gün kaynanası kaybolur. Temel hemen
gazeteye ilan verir.
İlan aynen şöyledir:
- Kaynanamu kaypettum. Körenlerin insaniyet namına körmemezlikten kelmeleri rica olunur..
*********************************
İngiliz Fransız birde Temel varmış bunları bir deney için uzaya gönderceklermiş.
İngilize sormuşlar uzayda yanına ne alırsın?
İngiliz;
-Bana sınırsız Cola verin demiş.
Fransıza sormuşlar oda şarap istemiş.
Temel'e sormuslar Usagım bana sınırsız sigara verin demiş.
Bunları Uzaya göndermişler aradan baya bi zaman geçmiş bunlar geri geliyorlar.
İngilize sormuşlar nasıl geçti günlerin İngiliz Kafein komasında geçti demiş.
Fransızda sarhoş geçti demiş.
Bizim Temel gelir gelmez ateş verin Lütfen ateş verin demiş.
*********************************
Üç Amerikan askeri ıraklı bir amcanın bakkal dükkanına girerler.alış veriş yaparken 'kahrolsun amerika'diye bir ses duyarlar.Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.Bunun Üzerine ıraklı bakkal amcaya 'bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz'derler.
Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir.Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir.Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve'Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim'der.Hoca kobul eder ve değişim gerçekleşir.
Ertesi gün işgalci amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak
-biz sana bunu yok edeceksin demedikmi?deyince
Bakkal amca bu papağan o değil desede inandıramaz.Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:kahrosun amerika!!
ses çıkmyınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım
*********************************
Arabasıyla Almanya'ya giden Dursun, arkadaşı Temel'i lastiğinin havasını indirirken yakalar:
- Ne yapaysun uşağum?
Temel oldukça duygusal bir modda cevap verir:
- Biraz memleket havasi koklayalum dedik da!
*********************************
Dünyanın en ünlü kalp doktoru Michael'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve Michael'a dönerek:
- "Size bir şey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyor da siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine Michael tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"
*********************************
Meksikalinin biri bisikletle Amerika'dan ulkesine donuyormus.
Elinde bir torba, agir agir sinir kapisina gelmis.
Kapidaki gorevli, Meksikalinin elindeki torbadan suphelenmis ve aramak istemis. Torbayi acinca kum dolu oldugunu gormus. Arastirmis karistirmis ama kumdan baska bir seye rastlayamamis ve Meksikalinin gecmesine izin vermek zorunda kalmis.
Aradan iki hafta gecmeden ayni Meksikali yine bisikletle ve elinde bir torbayla ayni sinir kapisindan gecmek istemis. Ayni gorevli yine torbadan suphelenip aramis ve yine kumdan baska bir sey bulamamis. 3 boyle 5 boyle...
Her seferinde ayni sekilde gecen bu adamda hic bir sey bulamamak gorevliyi cildirtiyormus ama yapabilecegi bir sey de yokmus.
1 yil sonra gorevli bir barda icki icerken, sinirda arayip durdugu Meksikalinin da ayni barda oldugunu gormus. Hemem yanina gitmis ve:
- Artik sana bir sey yapamam. Cok iyi biliyorum ki sinirdan bir sey kaciriyordun. 1 yildir icim icimi yiyor, lutfen bana ne kacirdigini soyle, demis.
Meksikali kafasini hafifce cevirip umarsizca mirildanmis:
- Bisiklet.
*********************************