NuSReT
Aktif Üyemiz
Gezi Parkı olaylarını bir ay önce kitabında yazan gazeteci-yazar Turgay Güler, yazdıklarıyla herkesi şaşkına çevirdi. Başbakan Erdoğan'ın eylemlerden sonra dile getirdiği 'faiz lobisi'ne değinen Güler, kitabın satır aralarına olaylarla ilgili gizli şifreleri ustaca yerleştirmiş. Başbakanın Kaderini Okuyan Kitap "Sır Küpü"
Bütün dikkatler Gezi Parkı eylemleriyle birlikte tüm yurda yayılan komplike olayların ve Başbakanın üzerindeyken, yayınlanan bir kitap okuyucularının zihinlerinde şimşek etkisi yarattı. Turgay Güler önceki kitabında neredeyse tamamı gerçekleşen öngörülerine, çok çarpıcı ve iddialı yeni öngörüler eklemişti, serinin ikinci kitabı Sır Küpü'nde.
Turgay Güler imzası ile 1 Mayıs itibariyle raflarda yerini alan kitap son bir ay içerisinde yaşanan olumlu olumsuz ne varsa sihirli satırlarında çok detaylı bir biçimde anlatıyordu üstelik temellendirerek. Barış sürecinin tamamlanmadığı, IMF ile ilişkilerin sonlandırılmadığı, Gezi Parkı eylemlerinin henüz esamesinin okunmadığı, bir tarihte yayınlandığını göz önüne aldığımız zaman, kitabın içeriği daha da şaşırtıyor okuyucuları.
Gezi Parkı eylemlerini sadece basit bir çevrecilik eylemiyken, yanlış müdahale ve orantısız şiddetin bu hale getirdiğini düşünenlerin Sır Küpü'nü okumaları gerekiyor. Özellikle şu an fısıltı gazetesinin manşetinde yer alan ve sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi tutumunu örtbas etmek için "faiz lobisi" konusunu ortaya attığını düşünenlerinin yanıldığını yine bu sihirli satırlarda şaşkınlıkla okuyoruz.
Faiz lobisi konusunda Yiğit Bulut ve birçok finans uzmanının televizyon ekranlarında, köşelerinde yaptığı açıklamaları samimi ve yanlı bulanların kitaptaki bu satırları çok dikkatli okuması gerekiyor. Üstelik ekonomiden ve finanstan anlamayan sade vatandaşın bile çok rahat anlayacağı şekilde detaylandırılmış ekonomik gelişmeler ve faiz lobisi.
KİTABI OKUYANLAR ŞAŞIP KALDI
Gazeteci-yazar Turgay Güler'in yaptığı programın ismi ile müsemma sıra dışı bir kimlik olduğunu ortaya koyduğu eserlerinden biliyoruz. Ama kendisinin ekonomist ya da finans uzmanı olmadığını da hepimiz biliyoruz. Bu yüzden kitapta, ekonomi ve enerji piyasası hakkında, bu kadar sade ve tutarlı öngörülerde bulunması kitabı bir kat daha ilginç hale getiriyor. Neydi bu faiz lobisi Sır Küpü'nün satırlarından;
"Türkiye'nin faizleri düşürme noktasındaki yoğun çabası, "patronu" çileden çıkarmıştı. Tabi parmaklarını yalayanları da"
"Yetmezmiş gibi Rusya ve Latin Amerika'daki petrol şirketleri millileştiriliyor, patronunun petrol üzerindeki kontrolü de kırılıyordu"
"Patron kendisi için yeni kaynaklar bulmuştu, lakin bu kaynakları pazara ulaştırabilmek için savaş açtığı Türkiye'ye ihtiyacı vardı. Başbakan, oyundaki bu kartı güçlü bu bir koz olarak masaya koymuştu.
Kitap sadece faiz lobisinden bahsetmiyor elbette. Yakın zaman içerisinde gerçekleşen olayları da net bir biçimde satırlar arasında özenle şifrelenmiş olarak görebiliyoruz şaşırtıcı bir şekilde. Günlerdir ulusal ve uluslar arası medyanın gündemin düşmeyen, önce basit bir çevre eylemi gibi başlayan ve tüm yurda yayılan Gezi Parkı eylemlerinin gerçekleşme şeklini ve zamanlamasını da çok iyi şekilde özetlemiş Sır Küpü. Hem de nedenlerinden tutun da, medya ayağına varıncaya kadar. Hatta pankartlarda yazılan sloganlara, sosyal medyanın nasıl kullanılacağına kadar görünce akıl tutulması yaşamak, kaçınılmaz. Sır Küpü'nün işte o sihirli satırları eyleme dair;
"Dinamit ona yapıştı, kopmuyor. Denedik ‘bahar dedik, demokrasi dedik' olmadı"
"Ben başka şey söylüyorum. Daha büyük bir terörden bahsediyorum. Çıldırmışçasına sağa sola saldıran, yakan yıkan milyonlardan"
"Adam ‘medyamızı' yok etti. Artık söz geçirebildiğimiz, güçlü ekranlarımız, kalemlerimiz yok. Hepsini ele geçirdi"
"Rukofil ve Roşild farklı güçlere, lakin aynı ideale sahip iki ortak tanrıydı. Yarattıkları dünyayı, inşa ettikleri krallığı birlikte yönetiyorlardı. Yerin altındakileri, üstündekileri her şeyi, herkesi onlar idare ediyordu. Yaklaşık 7 milyar insan ne konuşuyor biliyorlardı. Yediklerini, giydiklerini, hastalıklarını, kullandıkları ilaçları, borçlarını, alacaklarını, zaaflarını…"
"Nihayet buldular da! Önce "Yeni bir dünya" inşa ettiler. Sonra bu yenidünyanın kapılarını ardına kadar açıp, insanoğlunu içeri buyur ettiler. Herkese bir kredi kartı, cep telefonu, bilgisayar verdiler. Milyarlarca insanı, küçücük bir "vadiye" toplamayı başardılar. Hepsine de bu vadi içinde yeni bir adres verdiler. Koca dünyayı bu küçücük vadiye hapsettiler."
"Herkese dair her şeyden haberdar oldular. Ürettikleri akıllı oyuncaklarla milyarlarca parmak izini, retina bilgisini toplamayı başardılar. Büyük tepegözler yapıp, her şeyi gözetlediler."
Şaşırdınız değil mi? Tüm bu satırlara baktığınız zaman, neden CNN, BBC ve REUTERS gibi uluslar arası yayın kuruluşlarının günlerdir, saatlerce canlı yayın verdiğini daha iyi anlıyoruz. Ülkemiz üzerine daha önce oynanan komplo teorilerindeki basın gücünü ve destekleyen yapıları, Silivri'yi de göz önünde bulundurunca desteğin dışarıdan gelmesi anlaşılabilir hale geliyor.
Bu satırları okuduktan sonra şimdi bir kez daha düşünün. Son olaylarda, sosyal mecralar ve akıllı telefonların birçok silahtan daha tehlikeli bir biçimde nasıl kullanıldığını. Tehlikeli insanların elindeki yazılımlar, bilinçsiz kullanılan akıllı telefonlar ve kişisel hesaplar C4 etkisi yaratabiliyor toplum üzerinde üstelik bir tuşla
Yaklaşık 15 gündür izlediğimiz, duyduğumuz, gördüğümüz ne varsa düşünüp bu satırlarla değerlendirdiğimiz zaman, kurulanı oyunu ve oyuncuları anlamamak, yok saymak imkansız neredeyse. Sistemin ve yenidünya düzeninin tarifi, herkesin sahip olduğu ve nimet diye değerlendirdiği teknolojik gelişmelerin deşifresi ise dudak uçuklatır cinsten.
.
Barış sürecine dair verdiği bilgiler, yaptığı tespitler ve bulunduğu öngörüler birçok terör uzmanından, analistten daha tutarlı.
"Dinamit ona yapıştı, kopmuyor. Denedik ‘bahar dedik, demokrasi dedik' olmadı"
"Ben başka şey söylüyorum. Daha büyük bir terörden bahsediyorum. Çıldırmışçasına sağa sola saldıran, yakan yıkan milyonlardan.
"Şu; Bağlılarımız ve biz çok sıkıldık artık. Umutsuzluğa düştük. İsa Mesih bir türlü gelmiyor. Topraklarımız genişlemiyor. Çünkü biz son vazifemizi yerine getiremedik."
PKK'nın ülke topraklarını terk etmesi ve barış süreciyle bir operasyonun başladığı aşikar. Sır Küpü bu operasyonu satırlarında, başlamasından bir ay önce deşifre etmiş. Üstelik birçok noktada yapılacak olan görev değişiklerini, Silivri'de tutuklu bulunanlar denklemini de gayet iyi özetlemiş kitap.
Neler yok ki başka. Başbakanın Afrika gezisi dönüşü havaalanında gerçekleştirdiği konuşmadan tutun da, ilk kez bir konuşmasını yazılı metinden halk önünde okuyor olmasına kadar var. Kitabın 259 sayfadan oluştuğunu düşünürsek sihirli satırların sadece bu kadar sınırlı kalmadığını anlayacaksınız. Paylaşılan satırlar sadece güncel olan olaylar, gerçekleşmiş olan öngörüler. Bütün bunların ışığında yazarına kahin dedirtecek kadar önemli bu kitabın herkes tarafından okunması gerekiyor toplumda. Yakın tarihi ve geçmişi anlamak, gelecekteki olaylara karşı da akli selim bir tavır sergilemek konusunda çok iyi bir kaynak.
Turgay Güler tarafından kaleme alınan bu kitabın Başbakanın ve milletin kaderinin ön okuması dersek çok da abartmış sayılmayız. Ya bundan sonrası diyorsanız Sır Küpü mutlaka okunmalı.