ceylannur
Yeni Üyemiz
Engelli Çocuk ve Oyun
Benimle Oynar Mısın
Su olsam ateş olsam göklerdeki güneş olsam
Konuşmasam taş olsam yine de oynar mısın benimle
Sus olsam kusur olsam ağızdaki küfür olsam
Doğuştan esir olsam yine de oynar mısın benimle
Sayılmasam kaç olsam topraktaki güç olsam
Aptal gibi suç olsam yine de oynar mısın benimle
Benimle oynar mısın benimle oynar mısın
ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR
Zihinsel Engel;
Doğum öncesinde, doğum anında ve sonrasında çeşitli nedenlere bağlı olarak merkezi sinir sisteminde, daha doğrusu beyinde meydana gelen tahribatlar sonucu, beyin fonksiyonlarındaki yetersizlik veya bozukluk durumudur (Oymak,1998:9)
Bazı araştırmacılar, zihinsel engelli olan ve olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştırmışlardır. Zihinsel engelli olan ve olmayan çocuklar takvim yaşlarına göre karşılaştırıldıklarında, zihinsel engelli çocukların işlevsel oyun, yalnız, sembolik oyun gibi daha alt düzeydeki oyunlara yönlendikleri gözlenmiştir. Fogel ve Melson (1987) zihinsel engelli okul öncesi çocukların oyunlarının, engelli olmayan yaşıtlarına göre daha az aktif, daha az esnek ve sembolik olduğunu bulmuşlardır.
Zihinsel engelli olan ve olmayan çocuklar zeka yaşlarına göre karşılaştırıldıklarında ise iki grubun oyunlarının türü ve düzeylerinin farklılaşmadığı görülmemektedir. Aynı türde yada düzeyde oyun organizasyonları aynı zeka yaşında ya da aynı gelişimsel yaşta görülebilmektedir. Engelli olmayan çocuklarda olduğu gibi zihinsel engelli çocuklarda da sembolik oyunun ortaya çıkmasının en temel koşulu zeka yaşının 20 ay olmasıdır (özenmiş, 2000, s.27)
Zihinsel Engelli çocukların beyin fonksiyonlarındaki yetersizlikten dolayı bilişsel, bedensel ve sosyal alanlarda bazı sıkıntılar yaşamaktadırlar. Oyun ile bu çocuklarımızın; kapasitelerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlayabiliriz. Oynanan oyunlar ve kullanılacak oyuncaklar çocuğun seviyesine uygun olarak seçilmelidir. Karmaşık ve çocuğun anlamayacağı oyunlar ve oyuncaklar seçilmemelidir. Oyun ve oyunda kullanılan oyuncakları reddeden engelli çocuğun hemen pes etmemesi için destek olunmalı ve gerektiğinde model olunmalıdır. Çocuğa model olduktan sonra aşama aşama oyunun hakimiyeti çocuğa bırakılmalıdır.
Özel Eğitime yeni başlayan ve tüm ürkekliği ile sizi reddeden bir çocuğun, ilgisini çeken bir oyun-oyuncak ile çocukla aranızda kurulmuş olan buzdan duvarları eritebilirsiniz.
Bir çok engel grubu gibi Zihinsel Engelli çocukların eğitiminde de oyunun çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Kavramlar (renk, sayı vb.) özbakım becerileri (el-yüz yıkama, soyunma-giyinme vb.) dil ve konuşma becerileri (obje sürekliliği, taklit etme, sıra alma, dinleme,vb.) kazandırılırken oyun ve oyuncaklar en iyi yardımcılarımızdır ve işimizi oldukça kolaylaştırırlar. Oyun ile zihinsel engelli çocuklar paylaşmayı, iletişim kurmayı, sosyalleşmeyi, kurallara uymayı öğrenirler.
DOWN SENDROMLU ÇOCUKLAR
Down Sendromu;
İnsan vücudunda normalde 23 ü anneden 23 ü babadan olmak üzere 46 kromozom bulunmaktadır. Down Sendromlu çocuklarda 21. kromozomun 3 adet olmasından dolayı toplam 47 kromozom bulunmaktadır. Kromozom sayısının 47 olması genetik bir farklılıktır.
Beeghly ve ark. (1989) Down sendromlu çocukların oyunlarının gelişimsel sırasının ve yapısının engelli olmayan yaşıtlarına oldukça benzer olduğunu vurgularken; Down Sendromlu çocukların engelli olmayan çocuklar ile takvim yaşlarına göre ya da zeka yaşlarına göre eşleştiren bazı araştırmalarda, Down sendromlu çocukların engelli olmayan çocuklara göre nesneye daha fazla baktıkları ve keşfetme davranışının daha az olduğu vurgulanmaktadır (Akt. Ruskin, Mundy, Kasari ve Sigman (1994)
Erken yıllarda Down Sendromlu çocuklarda dikkat gelişimini inceleyen araştırmacılar, bu çocukların oyuncaklara bakma ve keşfetme davranışlarında güçlükleri olduğunu bulmuşlardır. Yaşadıkları bu dikkat yetersizliği Down Sendromlu çocukların erken sosyal etkileşimlerini ve bağımsız oyunlarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yaşamın ilk bir iki ayında engelli olmayan çocuklar iletişimin en erken yoluyla, anneleri ile etkileşimde bulunmakta, yaklaşık 6 ay civarında oyuncaklara olan ilgileri artarken, bu çocukların anneleri ile olan etkileşimleri yüz yüze olmaktan çıkarak oyuncak merkezli hale gelmektedir.
Down sendromlu çocuklar ise dikkat yetersizliğine bağlı olarak , yüz yüze ve oyuncak merkezli etkileşimde güçlükler yaşamaktadırlar (özenmiş,2000, s.29-30)
Down sendromlu çocuklar fiziksel görüntüleri ve dildeki gecikme ve yetersizlikten dolayı her ortamda kendilerine oyun arkadaşları bulamayabilirler. Dikkat eksikliğinden dolayı oyunlardan çok çabuk sıkılıp oyunu bırakabilirler. Oyunlardaki arkadaş ortamının oluşması için aileler ve eğitimciler çocuklara rehberlik etmelilerdir.
OTİZM VE OTİSTİK ÇOCUKLAR
OTİZM;
Otistik sendrom, değişik edinsel ve gelişimsel nedenlere bağlı olarak, 3 yaş öncesinde çocuklarda ortaya çıkan, sözel ve sözel olmayan iletişim, sembolik etkinlik, oyun ve sosyal ilişki alanlarında bozukluk ve stereotipiler ile karakterize olan bir bozukluktur (Aydın, 2003:18)
Otistik, zihinsel engelli ve engelli olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştıran araştırmalardan biri DeMeyer tarafından 1967 yılında yapılmış ve yaşları 2 ile 7 arasında değişen 30 otistik ve 30 engelli olmayan çocuğun yaşa uygun oyun davranışları karşılaştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda, engelli olmayan çocuklar yaşlarına uygun oyun davranışları gösterirken, otistik çocukların oyunlarının stereotip bir nitrlik gösterdikleri ve oyuncakları keşfetme ve işlevsel olarak kullanma yerine ağza alma, çevirme ve yere vurma gibi tekrarlı davranışlar sergiledikleri bulunmuştur (Akt. Wulff, 1985)
Araştırmaların çoğunda otistik çocuklar zihinsel engelli ve engelli olmayan çocuklarla zeka yaşına göre eşleştirildiğinde, otistik çocukların serbest oyun ortamında nesnelerle keşif davranışlarını diğer iki gruba göre daha az kullandıkları bulunmuştur.
Otistik çocukların sembolik oyun yetersizliklerinin taklit yetersizliklerine bağlanarak açıklanmaya çalışılmasının yanı sıra, bu çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal işlevlerinin engelli olmayan çocuklarda olduğu gibi bir bütünlük içinde çalışmadığı vurgulanmaktadır (özenmiş, 2000, s.31-32)
Otistik çocuklar çoğunlukla grup dışında bireysel oyunlar ile zamanını geçirirler. Bireysel oyunlarında kullandıkları oyuncakları genelde amacına uygun kullanmayabilirler (Örneğin oyuncak arabayı ters çevirip tekerlerini döndürmek, verilen oyuncakları birbirine vurarak ses çıkarttırmak, oyuncağı döndürüp izlemek gb.)
Aynı zamanda bir çok otistik su ile oynamayı sevmektedir. Tercih ettikleri oyuncaklar renkli, hareket eden, görsellikleri ön planda olan oyuncaklardır. Hayal gücüne dayanan oyunları hayal güçleri yeterince gelişmediği için oynayamazlar. Görsel hafızaları iyi olan otistikler yapbozlar ve inşa gerektiren oyunlara ilgi gösterirler.
Taklit etmeye dayalı oyunları oynarken zorlanırlar. Bazı Otistik çocuklar bilgisayar oyunlarını sevebilirler. Ancak bu oyunlar çocukta saplantı haline gelebilir ve aile için sıkıntı yaratabilir anne babaların buna dikkat etmesi gerekir.
Benimle Oynar Mısın
Su olsam ateş olsam göklerdeki güneş olsam
Konuşmasam taş olsam yine de oynar mısın benimle
Sus olsam kusur olsam ağızdaki küfür olsam
Doğuştan esir olsam yine de oynar mısın benimle
Sayılmasam kaç olsam topraktaki güç olsam
Aptal gibi suç olsam yine de oynar mısın benimle
Benimle oynar mısın benimle oynar mısın
ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR
Zihinsel Engel;
Doğum öncesinde, doğum anında ve sonrasında çeşitli nedenlere bağlı olarak merkezi sinir sisteminde, daha doğrusu beyinde meydana gelen tahribatlar sonucu, beyin fonksiyonlarındaki yetersizlik veya bozukluk durumudur (Oymak,1998:9)
Bazı araştırmacılar, zihinsel engelli olan ve olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştırmışlardır. Zihinsel engelli olan ve olmayan çocuklar takvim yaşlarına göre karşılaştırıldıklarında, zihinsel engelli çocukların işlevsel oyun, yalnız, sembolik oyun gibi daha alt düzeydeki oyunlara yönlendikleri gözlenmiştir. Fogel ve Melson (1987) zihinsel engelli okul öncesi çocukların oyunlarının, engelli olmayan yaşıtlarına göre daha az aktif, daha az esnek ve sembolik olduğunu bulmuşlardır.
Zihinsel engelli olan ve olmayan çocuklar zeka yaşlarına göre karşılaştırıldıklarında ise iki grubun oyunlarının türü ve düzeylerinin farklılaşmadığı görülmemektedir. Aynı türde yada düzeyde oyun organizasyonları aynı zeka yaşında ya da aynı gelişimsel yaşta görülebilmektedir. Engelli olmayan çocuklarda olduğu gibi zihinsel engelli çocuklarda da sembolik oyunun ortaya çıkmasının en temel koşulu zeka yaşının 20 ay olmasıdır (özenmiş, 2000, s.27)
Zihinsel Engelli çocukların beyin fonksiyonlarındaki yetersizlikten dolayı bilişsel, bedensel ve sosyal alanlarda bazı sıkıntılar yaşamaktadırlar. Oyun ile bu çocuklarımızın; kapasitelerini en üst düzeyde kullanmalarını sağlayabiliriz. Oynanan oyunlar ve kullanılacak oyuncaklar çocuğun seviyesine uygun olarak seçilmelidir. Karmaşık ve çocuğun anlamayacağı oyunlar ve oyuncaklar seçilmemelidir. Oyun ve oyunda kullanılan oyuncakları reddeden engelli çocuğun hemen pes etmemesi için destek olunmalı ve gerektiğinde model olunmalıdır. Çocuğa model olduktan sonra aşama aşama oyunun hakimiyeti çocuğa bırakılmalıdır.
Özel Eğitime yeni başlayan ve tüm ürkekliği ile sizi reddeden bir çocuğun, ilgisini çeken bir oyun-oyuncak ile çocukla aranızda kurulmuş olan buzdan duvarları eritebilirsiniz.
Bir çok engel grubu gibi Zihinsel Engelli çocukların eğitiminde de oyunun çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Kavramlar (renk, sayı vb.) özbakım becerileri (el-yüz yıkama, soyunma-giyinme vb.) dil ve konuşma becerileri (obje sürekliliği, taklit etme, sıra alma, dinleme,vb.) kazandırılırken oyun ve oyuncaklar en iyi yardımcılarımızdır ve işimizi oldukça kolaylaştırırlar. Oyun ile zihinsel engelli çocuklar paylaşmayı, iletişim kurmayı, sosyalleşmeyi, kurallara uymayı öğrenirler.
DOWN SENDROMLU ÇOCUKLAR
Down Sendromu;
İnsan vücudunda normalde 23 ü anneden 23 ü babadan olmak üzere 46 kromozom bulunmaktadır. Down Sendromlu çocuklarda 21. kromozomun 3 adet olmasından dolayı toplam 47 kromozom bulunmaktadır. Kromozom sayısının 47 olması genetik bir farklılıktır.
Beeghly ve ark. (1989) Down sendromlu çocukların oyunlarının gelişimsel sırasının ve yapısının engelli olmayan yaşıtlarına oldukça benzer olduğunu vurgularken; Down Sendromlu çocukların engelli olmayan çocuklar ile takvim yaşlarına göre ya da zeka yaşlarına göre eşleştiren bazı araştırmalarda, Down sendromlu çocukların engelli olmayan çocuklara göre nesneye daha fazla baktıkları ve keşfetme davranışının daha az olduğu vurgulanmaktadır (Akt. Ruskin, Mundy, Kasari ve Sigman (1994)
Erken yıllarda Down Sendromlu çocuklarda dikkat gelişimini inceleyen araştırmacılar, bu çocukların oyuncaklara bakma ve keşfetme davranışlarında güçlükleri olduğunu bulmuşlardır. Yaşadıkları bu dikkat yetersizliği Down Sendromlu çocukların erken sosyal etkileşimlerini ve bağımsız oyunlarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yaşamın ilk bir iki ayında engelli olmayan çocuklar iletişimin en erken yoluyla, anneleri ile etkileşimde bulunmakta, yaklaşık 6 ay civarında oyuncaklara olan ilgileri artarken, bu çocukların anneleri ile olan etkileşimleri yüz yüze olmaktan çıkarak oyuncak merkezli hale gelmektedir.
Down sendromlu çocuklar ise dikkat yetersizliğine bağlı olarak , yüz yüze ve oyuncak merkezli etkileşimde güçlükler yaşamaktadırlar (özenmiş,2000, s.29-30)
Down sendromlu çocuklar fiziksel görüntüleri ve dildeki gecikme ve yetersizlikten dolayı her ortamda kendilerine oyun arkadaşları bulamayabilirler. Dikkat eksikliğinden dolayı oyunlardan çok çabuk sıkılıp oyunu bırakabilirler. Oyunlardaki arkadaş ortamının oluşması için aileler ve eğitimciler çocuklara rehberlik etmelilerdir.
OTİZM VE OTİSTİK ÇOCUKLAR
OTİZM;
Otistik sendrom, değişik edinsel ve gelişimsel nedenlere bağlı olarak, 3 yaş öncesinde çocuklarda ortaya çıkan, sözel ve sözel olmayan iletişim, sembolik etkinlik, oyun ve sosyal ilişki alanlarında bozukluk ve stereotipiler ile karakterize olan bir bozukluktur (Aydın, 2003:18)
Otistik, zihinsel engelli ve engelli olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştıran araştırmalardan biri DeMeyer tarafından 1967 yılında yapılmış ve yaşları 2 ile 7 arasında değişen 30 otistik ve 30 engelli olmayan çocuğun yaşa uygun oyun davranışları karşılaştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda, engelli olmayan çocuklar yaşlarına uygun oyun davranışları gösterirken, otistik çocukların oyunlarının stereotip bir nitrlik gösterdikleri ve oyuncakları keşfetme ve işlevsel olarak kullanma yerine ağza alma, çevirme ve yere vurma gibi tekrarlı davranışlar sergiledikleri bulunmuştur (Akt. Wulff, 1985)
Araştırmaların çoğunda otistik çocuklar zihinsel engelli ve engelli olmayan çocuklarla zeka yaşına göre eşleştirildiğinde, otistik çocukların serbest oyun ortamında nesnelerle keşif davranışlarını diğer iki gruba göre daha az kullandıkları bulunmuştur.
Otistik çocukların sembolik oyun yetersizliklerinin taklit yetersizliklerine bağlanarak açıklanmaya çalışılmasının yanı sıra, bu çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal işlevlerinin engelli olmayan çocuklarda olduğu gibi bir bütünlük içinde çalışmadığı vurgulanmaktadır (özenmiş, 2000, s.31-32)
Otistik çocuklar çoğunlukla grup dışında bireysel oyunlar ile zamanını geçirirler. Bireysel oyunlarında kullandıkları oyuncakları genelde amacına uygun kullanmayabilirler (Örneğin oyuncak arabayı ters çevirip tekerlerini döndürmek, verilen oyuncakları birbirine vurarak ses çıkarttırmak, oyuncağı döndürüp izlemek gb.)
Aynı zamanda bir çok otistik su ile oynamayı sevmektedir. Tercih ettikleri oyuncaklar renkli, hareket eden, görsellikleri ön planda olan oyuncaklardır. Hayal gücüne dayanan oyunları hayal güçleri yeterince gelişmediği için oynayamazlar. Görsel hafızaları iyi olan otistikler yapbozlar ve inşa gerektiren oyunlara ilgi gösterirler.
Taklit etmeye dayalı oyunları oynarken zorlanırlar. Bazı Otistik çocuklar bilgisayar oyunlarını sevebilirler. Ancak bu oyunlar çocukta saplantı haline gelebilir ve aile için sıkıntı yaratabilir anne babaların buna dikkat etmesi gerekir.