mahzungarip
Yönetici
E F E N D İ M
Sultan-ı Rusul Şah-ı Mümeccedsin efendim
Biçarelere devlet-i sermedsin efendim
Divan-ı İlahide ser-amedsin efendim
Menşur-ı le'amrük'le müebbedsin efendim
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Tabişgeh-i ervah-i mücerred güherindir
Malişgeh-i ruhsar-ı melek hak-i derindir
Ayine-i didar-ı tecelli nazarındır
Bu Bekr-i Ömer Osman Ali yarlerindir
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Hutben okunur minber-i iklim-i bekada
Hükmün tutulur mahkeme-i ruz-i cezada
Gülbang-i kudümün çekilür arş-ı Hüda'da
Esma-i Şerifin anılır arz ü semada
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Ol dem ki nebilerle veliler kala hayran
"Nefsi" deyü dehşetle kopa cümleden efgan
Ye's ile üsatın ola ahvali perişan
Düstur-i şefaatle Senindir meydan
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Bir gün ki dalıp bahr-i gam-ı firkate gittim
İlden yetirüp kendümi bi hodluğa yettim
İsyanum anup akıbetümden hazer ettim
Bu matla'ı yad eyledi bir Seyyid işittim
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Ümiddeyiz ye's ile ah eylemeyiz biz
Sermaye-ı imanı tebah eylemeyiz biz
Babın koyup ağyarı penah eylemeyiz biz
Biz kimseye sayende nigah eylemeyiz biz
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Biçaredir ümmetlerin isyanına bakma
Dest-i red urup hasret ile duzahe yakma
Rahm eyle aman ateş-i hicranına yakma
Ezcümle kulun Galib-i pür-cürm bırakma
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Türkçeleştirilmiş şekli;
Efendim!...
Resullerin sultanı, övülenlerin şahı Efendim!
Çaresizlere daimi devletsin Efendim!
Huzur-u İlahide, en önde gelensin Efendim!
‘Ömrün hakkı için' ayetine mazharsın Efendim!
Sen Ahmed-i Mahmud - Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Parıltılı ruhlar arasında yerin cevherdir…
Kapı eşiğin, meleklerin yüz sürdüğü yerdir...
Senin baktığın yerleri yüzün nurlandırır...
Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali dostlarındır.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Minberde hutben okunur, Alem-i bekâ 'da…
Mahkemede hükmün tutulur, Yevm-i cezâ'd a…
Salavat-ı Şerife'n çekilir, Arş-ı hudâ' da…
Güzel isimlerin anılır, arz ve semâda…
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
O an ki velilerle nebiler sana hayrân…
‘Nefsî' deyip dehşetle kopsa herkesde figân
Ümitsizlik içinde günahkarların hali perişan.
Şefaat elindedir, senindir yine meydan…
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim.
Bir gün hüzün denizinde ayrılığa dalıp gittim.
Çaresizliğe düşüp, kendimi kaybettim.
İsyanımı anıp, akıbetimden endişe ettim.
Bu beyti okuyup yâd etti, bir seyyid işittim.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Ümitliyiz, ümitsizlikle ah eylemeyiz biz!
İman sermayesini harap eylemeyiz biz.
Kapını bırakıp, gayrisine gitmeyiz biz.
Sayende, bir kimseye yönelmeyiz biz.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Biçaredir, ümmetlerin isyanına bakma…
Elinin tersiyle itip, hasret ile ateşe atma…
Merhamet eyle, amân hicran ateşinle yakma…
Ez cümle, günahkar galip kulunu bırakma.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Şeyh Galip
Sultan-ı Rusul Şah-ı Mümeccedsin efendim
Biçarelere devlet-i sermedsin efendim
Divan-ı İlahide ser-amedsin efendim
Menşur-ı le'amrük'le müebbedsin efendim
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Tabişgeh-i ervah-i mücerred güherindir
Malişgeh-i ruhsar-ı melek hak-i derindir
Ayine-i didar-ı tecelli nazarındır
Bu Bekr-i Ömer Osman Ali yarlerindir
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Hutben okunur minber-i iklim-i bekada
Hükmün tutulur mahkeme-i ruz-i cezada
Gülbang-i kudümün çekilür arş-ı Hüda'da
Esma-i Şerifin anılır arz ü semada
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Ol dem ki nebilerle veliler kala hayran
"Nefsi" deyü dehşetle kopa cümleden efgan
Ye's ile üsatın ola ahvali perişan
Düstur-i şefaatle Senindir meydan
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Bir gün ki dalıp bahr-i gam-ı firkate gittim
İlden yetirüp kendümi bi hodluğa yettim
İsyanum anup akıbetümden hazer ettim
Bu matla'ı yad eyledi bir Seyyid işittim
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Ümiddeyiz ye's ile ah eylemeyiz biz
Sermaye-ı imanı tebah eylemeyiz biz
Babın koyup ağyarı penah eylemeyiz biz
Biz kimseye sayende nigah eylemeyiz biz
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Biçaredir ümmetlerin isyanına bakma
Dest-i red urup hasret ile duzahe yakma
Rahm eyle aman ateş-i hicranına yakma
Ezcümle kulun Galib-i pür-cürm bırakma
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammed'sin efendim
Hak'dan bize Sultan-ı müeyyedsin efendim...
Türkçeleştirilmiş şekli;
Efendim!...
Resullerin sultanı, övülenlerin şahı Efendim!
Çaresizlere daimi devletsin Efendim!
Huzur-u İlahide, en önde gelensin Efendim!
‘Ömrün hakkı için' ayetine mazharsın Efendim!
Sen Ahmed-i Mahmud - Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Parıltılı ruhlar arasında yerin cevherdir…
Kapı eşiğin, meleklerin yüz sürdüğü yerdir...
Senin baktığın yerleri yüzün nurlandırır...
Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali dostlarındır.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Minberde hutben okunur, Alem-i bekâ 'da…
Mahkemede hükmün tutulur, Yevm-i cezâ'd a…
Salavat-ı Şerife'n çekilir, Arş-ı hudâ' da…
Güzel isimlerin anılır, arz ve semâda…
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
O an ki velilerle nebiler sana hayrân…
‘Nefsî' deyip dehşetle kopsa herkesde figân
Ümitsizlik içinde günahkarların hali perişan.
Şefaat elindedir, senindir yine meydan…
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim.
Bir gün hüzün denizinde ayrılığa dalıp gittim.
Çaresizliğe düşüp, kendimi kaybettim.
İsyanımı anıp, akıbetimden endişe ettim.
Bu beyti okuyup yâd etti, bir seyyid işittim.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Ümitliyiz, ümitsizlikle ah eylemeyiz biz!
İman sermayesini harap eylemeyiz biz.
Kapını bırakıp, gayrisine gitmeyiz biz.
Sayende, bir kimseye yönelmeyiz biz.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak'tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Biçaredir, ümmetlerin isyanına bakma…
Elinin tersiyle itip, hasret ile ateşe atma…
Merhamet eyle, amân hicran ateşinle yakma…
Ez cümle, günahkar galip kulunu bırakma.
Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed' sin Efendim!
Hak' tan bize gönderilmiş sultansın Efendim!
Şeyh Galip