İlâhî dinlerin ortak özelliklerinden biri de temizliktir. İlâhî olmayan dinler de büyük oranda temizliği teşvik etmekle beraber bazı putperest dinler kirliliği, yıkanmamayı bir değer gibi görüp bu hareketi dünyadan uzaklaşmak olarak görmüşlerdir. Temizliğin insan sağlığı açısından önemi bugün daha iyi bilinmekte ve kirliliğin bir erdem olarak kabul edilemeyeceği apaçık ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Dinler temizliği genelde iki grupta ele alırlar. Birincisi maddi temizlik, ikincisi ise manevî temizlik.
Maddi temizlik insanın bedeninin, elbiselerinin ve yaşadığı evin, mahallenin, çevrenin temiz olması anlamına gelir.
Manevî temizlik ise kötülüklerden, günahlardan, zarar verici şeylerden uzak durmak, tövbe etmek, bağışlanma dilemek, ruhu günahlardan arıtmak demektir.
Maddi kirlilik insanın vücuduna ve sağlığına zarar verir, onun hastalıklara yakalanmasına neden olur. Bu açıdan Peygamberimizin sünnetine uyarak ellerimizi her fırsatta yıkamalı, elimizi, amaçsız sağa sola sürmemeli, elimizi veya elimizdeki kalem, silgi gibi cisimleri ağzımıza götürmemeliyiz. Bir çok hastalıklar ağızda biriken bakterilerin kana karışması sonucu ortaya çıkar. Bu yüzden ağız ve diş temizliğine çok dikkat etmeli, Peygamberimizin sık sık dişlerini dal parçasından yaptığı fırçayla (misvak) temizlediği gibi biz de diş fırçasıyla güzelce temizlemeliyiz.
Toplum içine gelişigüzel çıkmamak, temiz ve düzenli olmak insanlara verdiğimiz saygıyı gösterir. Temiz ve düzenli giyinenler de toplum tarafından saygı görür. Sevilen ve saygı duyulan biri olmak istiyorsak bunun birinci şartı giyimimize özen göstermemizdir.
Manevî kirlilik de insan ruhuna zarar verir, onun çeşitli saplantılara gömülmesine, kararmasına, acımasızlaşmasına neden olur. Manevî kirlilik insan ruhuna çökünce, ona dünyadaki güzellikleri göstermez, kalbini katılaştırır, merhamet duygusunu kaybettirir. Manevî kirlilik insanı acımasız bir canavar yapar, masum bebekleri bile göz kırpmadan öldürebilecek kadar canileştirir. Günahlar, vicdanını işlemez hâle soktuğu için kötülük yapmaktan hiç rahatsız olmaz.
Vücudumuzu temizlemek için banyo yaparız. Peki ruhumuzu nasıl temizleyeceğiz? Bunun yolunu dinimiz şöyle öğretmiştir: Ruhumuzu günahlardan arıtmak için:
1. Öncelikle işlediğimiz kötülüğe hemen son vermeliyiz.
2. İşlediğimiz kötülükten dolayı içten pişmanlık duymalı, kendimizi yaptığımız bu kötü hareketten dolayı ayıplamalıyız.
3. Yaptığımız kötülük başka insanları ilgilendiriyorsa onlardan özür dilemeli, haklarını helal etmelerini istemeliyiz.
4. Kötü davranışımızdan dolayı Allah’a tövbe etmeli, bizi bağışlaması için dua etmeliyiz.
5. İnsan nefsi çoğu kez kötülüğü tekrar tekrar işlemeye yatkındır. Bunun önüne geçmek için yaptığımız kötülüğün tam tersi yönünde bir iyilik yapmalıyız. Örneğin bir arkadaşımızın kalemini çalmışsak, bu çok çirkin davranışımızın önüne geçmek için hem çaldığımız kalemi sahibine verip, ondan özür dilemeli, hem de sevdiğimiz bir arkadaşımıza bir kalem hediye etmeliyiz. Böylece kendimizi eğitmiş ve bu çirkin davranıştan kendimizi kurtarmış oluruz.
Manevi kirliliği arttıran en büyük tehlike, kötülük yapan kimsenin “Ne var, bunu sadece ben mi yapıyorum, herkes yapıyor” diyerek yaptığı kötülüğü içine sindirmesi ve vicdanını susturmasıdır. Böyle diyen biri, kötülüklere açıkça davetiye çıkarmış demektir. Böyle düşünen biri, bu anlayışını değiştirmezse kısa süre içinde ruhsal temizliğini kaybeder. Sürekli vicdanını susturduğu için bir zaman sonra artık vicdanı çalışmaz hale gelir.
İslam dininin emrettiği ibadetler, maddi ve manevi temizliği sağlar. Allah’ın ve insanların sevdiği, temiz, pırıl pırıl, ışıl ışıl insanlar olmamız için Yüce Allah bize bu ibadetleri yapmamızı istemektedir.
Dinler temizliği genelde iki grupta ele alırlar. Birincisi maddi temizlik, ikincisi ise manevî temizlik.
Maddi temizlik insanın bedeninin, elbiselerinin ve yaşadığı evin, mahallenin, çevrenin temiz olması anlamına gelir.
Manevî temizlik ise kötülüklerden, günahlardan, zarar verici şeylerden uzak durmak, tövbe etmek, bağışlanma dilemek, ruhu günahlardan arıtmak demektir.
Maddi kirlilik insanın vücuduna ve sağlığına zarar verir, onun hastalıklara yakalanmasına neden olur. Bu açıdan Peygamberimizin sünnetine uyarak ellerimizi her fırsatta yıkamalı, elimizi, amaçsız sağa sola sürmemeli, elimizi veya elimizdeki kalem, silgi gibi cisimleri ağzımıza götürmemeliyiz. Bir çok hastalıklar ağızda biriken bakterilerin kana karışması sonucu ortaya çıkar. Bu yüzden ağız ve diş temizliğine çok dikkat etmeli, Peygamberimizin sık sık dişlerini dal parçasından yaptığı fırçayla (misvak) temizlediği gibi biz de diş fırçasıyla güzelce temizlemeliyiz.
Toplum içine gelişigüzel çıkmamak, temiz ve düzenli olmak insanlara verdiğimiz saygıyı gösterir. Temiz ve düzenli giyinenler de toplum tarafından saygı görür. Sevilen ve saygı duyulan biri olmak istiyorsak bunun birinci şartı giyimimize özen göstermemizdir.
Manevî kirlilik de insan ruhuna zarar verir, onun çeşitli saplantılara gömülmesine, kararmasına, acımasızlaşmasına neden olur. Manevî kirlilik insan ruhuna çökünce, ona dünyadaki güzellikleri göstermez, kalbini katılaştırır, merhamet duygusunu kaybettirir. Manevî kirlilik insanı acımasız bir canavar yapar, masum bebekleri bile göz kırpmadan öldürebilecek kadar canileştirir. Günahlar, vicdanını işlemez hâle soktuğu için kötülük yapmaktan hiç rahatsız olmaz.
Vücudumuzu temizlemek için banyo yaparız. Peki ruhumuzu nasıl temizleyeceğiz? Bunun yolunu dinimiz şöyle öğretmiştir: Ruhumuzu günahlardan arıtmak için:
1. Öncelikle işlediğimiz kötülüğe hemen son vermeliyiz.
2. İşlediğimiz kötülükten dolayı içten pişmanlık duymalı, kendimizi yaptığımız bu kötü hareketten dolayı ayıplamalıyız.
3. Yaptığımız kötülük başka insanları ilgilendiriyorsa onlardan özür dilemeli, haklarını helal etmelerini istemeliyiz.
4. Kötü davranışımızdan dolayı Allah’a tövbe etmeli, bizi bağışlaması için dua etmeliyiz.
5. İnsan nefsi çoğu kez kötülüğü tekrar tekrar işlemeye yatkındır. Bunun önüne geçmek için yaptığımız kötülüğün tam tersi yönünde bir iyilik yapmalıyız. Örneğin bir arkadaşımızın kalemini çalmışsak, bu çok çirkin davranışımızın önüne geçmek için hem çaldığımız kalemi sahibine verip, ondan özür dilemeli, hem de sevdiğimiz bir arkadaşımıza bir kalem hediye etmeliyiz. Böylece kendimizi eğitmiş ve bu çirkin davranıştan kendimizi kurtarmış oluruz.
Manevi kirliliği arttıran en büyük tehlike, kötülük yapan kimsenin “Ne var, bunu sadece ben mi yapıyorum, herkes yapıyor” diyerek yaptığı kötülüğü içine sindirmesi ve vicdanını susturmasıdır. Böyle diyen biri, kötülüklere açıkça davetiye çıkarmış demektir. Böyle düşünen biri, bu anlayışını değiştirmezse kısa süre içinde ruhsal temizliğini kaybeder. Sürekli vicdanını susturduğu için bir zaman sonra artık vicdanı çalışmaz hale gelir.
İslam dininin emrettiği ibadetler, maddi ve manevi temizliği sağlar. Allah’ın ve insanların sevdiği, temiz, pırıl pırıl, ışıl ışıl insanlar olmamız için Yüce Allah bize bu ibadetleri yapmamızı istemektedir.