Demirtaşa MİT kapağı

Ömer-28

Aktif Üyemiz
İMRALI'DA SİYASİ HEYET İDDİALARINA CEVAP

Bir gazetecinin, “İmralı adasında Abdullah Öcalan’la görüşen HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in ‘Siyasi heyetler üzerinden görüşmeler başladı’ şeklinde bir ifade kullandı. HDP ve MİT dışında başka kişi ve kurumlar görüşüyor mu?” diye sorması üzerine Başbakan Erdoğan, “Bir defa çok ham hayal bir şey. Böyle bir görüşme söz konusu değil. Tabii bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Bunu da çok açık söyleyeyim. Şuanda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP daha önce BDP mensupları adaya gitmişlerdir. Bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında bizim müsaademiz zaman zaman uluslararası veyahutta sağlık noktasındaki gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olaylar olmuştur. Asla bunun dışında böyle siyasi heyetin, ekibin oraya gitmesi veya basın mensuplarının gitmesi böyle bir şeye müsaade etmiş değiliz. Böyle bir şey olamaz. İleride olur mu olmaz mı bunlar şartların oluşturacağı, olgunlaştıracağı şeylerdir” diye konuştu.
ERDOĞAN'DAN DEMİRTAŞ'A MİT TEPKİSİ

Başbakan Erdoğan, aynı gazetecinin BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bugün Diyarbakır’da eylem yapan bazı ailelerin çocuklarının dağda olmadığını ve MİT tarafından para ile yönlendirildiği yönündeki iddiasını hatırlatması üzerine ise şunları kaydetti:
“Bir defa ismini zikrettiğiniz şahıs zaten bunlar doğru konuşmamakla tanınmış kişilerdir. Bunlarda dürüstlük yok. Bunlar yalanı çok rahat kullanıyorlar ve şuanda dağa götürülen bu yavrularla ilgili anneler babalar orada feryat ediyor. Günlerce orada oturup bunlar evlatlarını istiyorlar. Bugün de söyledim bizzat annesi, babası, dedesi, ninesiyle telefonla görüştüm. Telefonda hüngür hüngür ağlıyorlar. Tabi evladı ABD, İngiltere de olanlar paralarını oraya akıtıyorlar. Ama burada MİT’in para vermek suretiyle dağa kaçırıldığını söyleyen biz eğer dağa kaçırılmadığını ispat ediyorlarsa nerededir bu çocuklar bulsunlar getirsinler. İddia her zaman iddiayı ortaya atanların bunu ispatıyla ortaya çıkar. İddia sahibi iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Şimdi bu kişi eğer böyle bir şey söylüyorsa ispatla mükelleftir. Sen kalkıp da milli istihbarat teşkilatı oradaki annelere babalara para vermek suretiyle böyle bir eylemi yaptırıyor derseniz bu çok kuru temeli olmayan aslı astarı olmayan bir iddiadır.”
ERDOĞAN: BU İŞİN TAHAMMÜL EDİLİR TARAFI KALMADI

Yazılı ve görsel medyayı da davet ettiğini de sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, “Çünkü şuanda bu süreç gerçekten dayanılır, tahammül edilebilir bir süreç değildir. Sizler, medya mensupları olarak çok iyi biliyorsunuz ki dağlara kaçırılmış olan bir yıl iki yıl içerisinde değil yıllar yılı dağlara kaçırılmış olan bu gençlerin akıbetini sizler de hep yaşadınız. Medya olarak bunları gördünüz. Biliyorsunuz ve bunlardan geri dönenlerden sayıları azda olsa bunlarda hepimizin malumudur. İşte ben bugün grup konuşmamdan da söyledim. Beş tane kaçırılanların daha sonra nasıl öldürüldüğünü, öldürüldükten sonra bilinmeyen bir yere gömülmesi ve yine o teröristler içerisinde bulunan bir İranlı kadının bunu açıklamasıyla ortaya çıkmıştır. Ortada… Bu anneler ve babalar içinde bu durum çok açık net ortada. Şuanda HDP bunun altında ezilmiş buradan çıkamamanın sıkıntısını yazıyor ve zaten bunun altında da kalacaktır. Bunun altından da çıkamayacaktır. Ama yeter ki yazılı ve görsel medya bu gerçeğe kulağını tıkamasın, açsın ve milletçe biz burada evlatları kaçırılan annelerin, babaların yanında hep birlikte yer alalım. Daha önce söylediğim gibi biz zaten B-C planını zaten uygulamaya koyduğumuz zaman bazı şeyler çok daha açıkça ortaya çıkacaktır” diye konuştu.

“ANNELERİN YAVRULARINI DAĞA KAÇIRANLAR BU ÜLKEDE BARIŞTAN BAHSEDEMEZLER”

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, çözüm sürecinde yeni aşamaya geçildiği yönündeki açıklaması sorulması üzerine ise Başbakan Erdoğan, “Ben işin sadece eve dönüş kısmını söyleyeyim. Eve dönüş başından itibaren çözüm sürecinin başından itibaren var. Bu projenin en önemli hedefi eve dönüştür ama bu ne yazık ki zaman zaman hep provoke edilmiştir. Gerek 30 Mart seçimleri gerekse 1 Haziran seçimleri bütün bunlar Türkiye'de 1 buçuk yıllık çözüm sürecinin meydana getirdiği atmosfer içinde yapılmıştır. Temennimiz odur ki bu atmosferi bulandırmak isteyenlerin oyunu ile ortadan kaldırmayalım, bu atmosfer daha olumlu istikamette gelişsin. Böylece şu ülkemiz arzuladığı gerçek anlamda barışa huzura ve özgürlüğe kavuşsun. Türkiye'de özgürlük yok ifadesini kullananlar barış ortamı istenildiği gibi yok diyenler barış ortamını ortadan kaldırma kavgasını verenlerdir. Bunu da çok açık net olarak kendileri failleri olmuşlardır. Bunlar açık ve net ortadadır. Bölücü terör örgütünü savunduğunuz zaman barışı arıyorum özgürlük mücadelesi veriyorum diyemezsin. Molotoflarla halkın bindiği otobüsleri yakanlar barışın elçileri olamaz. Polisi yakan öldürmeye teşebbüs edenler ben barışı arıyorum diyemez. Esnafın camını kıranlar yağmalayanlar barıştan yana olduklarını söyleyemezler. İşçiyi dağa kaçıranlar annelerin yavrularını dağa kaçıranlar bu ülkede barıştan bahsedemezler, özgürlük mücadelesinde temel hak ve özgürlüklerden bahsedemezler. Bu gerçekler ortada. Bunları ortada gördüğümüz halde hala çıkıp rahatlıkla biz barıştan yanayız özgürlük istiyoruz temel hak ve hürriyetlerin savunucusuyuz diyorlar. Böyle de pişkinler. Ama milletim bunları yutmuyor. Bütün mesele belli bir ideolojinin dar kalıpları arasına sıkışıp kalmak değil, halkın tümünü kucaklamak suretiyle bu ülkeyi bir huzur ortamına, illegal örgütlerle yürümek değil bu ülkenin demokratik parlamenter sistemi kabul etmiş bir ülkedir. Beğenmiyorsa sandığa müracaat etmektir. Sandığın dışındaki yollar bu ülkenin huzurunu refahını getirecek yollar değildir" ifadelerini kullandı.
 
Üst Alt