Cuma Namazı kılmak şart mı?
Cuma namazı hakkında farz değil diyenlere ayetli delilleriyle açıklama. Cuma namazı hakkında farklı düşüncelere sahip insanlar, neye dayanarak böyle söylediklerini açıklayamadıkları halde, yine de bu düşünceden vazgeçememektedirler. "Cuma Namazı Farz Değil", "Ben radikal biriyim", "Kuran-ı Kerim'de cuma namazı yok" gibi bir çok bahanenin arkasına saklanarak, hele de 5 vakit namazını kılıp bu bahanelele cuma namazını kılmayanlara ....
Cuma namazı kitap, sünnet ve icma delillerine dayanır.
1) Kur’an-ı Kerim’in 62 sûresi, Cuma namazından söz ettiği için Cuma sûresi adını almıştır.
Yüce Allah bu sûrede şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrılınca Allah’ı anmaya (namaza) koşun ve alış-verişi bırakınız. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca yeryüzüne yayılın da Allah’ın lütfunu arayın ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.” [1]
Âyetteki “Allah’ın zikri” ifadesi cuma namazı ve hutbesi olarak tefsir edilmiştir.[2]
2) Sünnet delili: Cuma namazının fazileti, kuvvetli bir farz oluşu ve özürsüz olarak bu namazı terketmenin büyük günah sayıldığı konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Biz bunlardan bazısını vereceğiz:
“Beş vakit namaz, aralarda ve Cuma namazı sonraki Cuma namazına kadar olan sürede işlenen (küçük) günahlar için kefârettir.” [3]
“Allah, önemsemediği için üç cumayı terk eden kimsenin kalbini mühürler.” [4]
Semüre bin Cündeb (r.a)’ten nakledilen bir hadiste, özürsüz olarak Cuma namazını terk eden kimsenin, kefâret olmak üzere bir dinar (yaklaşık 4 gr. altın para), bunu bulamazsa, yarım dinar sadaka vermesi bildirilir.[5]
“Bir takım kimseler, ya Cuma namazını terk etmekten vazgeçerler ya da Allah onların kalplerini mühürler ve artık onlar gâfillerden olurlar.” [6]
3) İcma delili: İslâm bilginleri cuma namazının farz oluşunda görüş birliği içindedirler. Ancak kılınma şartları üzerinde görüş ayrılıkları olmuştur.[7]
Cuma namazı hakkında farz değil diyenlere ayetli delilleriyle açıklama. Cuma namazı hakkında farklı düşüncelere sahip insanlar, neye dayanarak böyle söylediklerini açıklayamadıkları halde, yine de bu düşünceden vazgeçememektedirler. "Cuma Namazı Farz Değil", "Ben radikal biriyim", "Kuran-ı Kerim'de cuma namazı yok" gibi bir çok bahanenin arkasına saklanarak, hele de 5 vakit namazını kılıp bu bahanelele cuma namazını kılmayanlara ....
Cuma namazı kitap, sünnet ve icma delillerine dayanır.
1) Kur’an-ı Kerim’in 62 sûresi, Cuma namazından söz ettiği için Cuma sûresi adını almıştır.
Yüce Allah bu sûrede şöyle buyurmuştur:
“Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrılınca Allah’ı anmaya (namaza) koşun ve alış-verişi bırakınız. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca yeryüzüne yayılın da Allah’ın lütfunu arayın ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.” [1]
Âyetteki “Allah’ın zikri” ifadesi cuma namazı ve hutbesi olarak tefsir edilmiştir.[2]
2) Sünnet delili: Cuma namazının fazileti, kuvvetli bir farz oluşu ve özürsüz olarak bu namazı terketmenin büyük günah sayıldığı konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Biz bunlardan bazısını vereceğiz:
“Beş vakit namaz, aralarda ve Cuma namazı sonraki Cuma namazına kadar olan sürede işlenen (küçük) günahlar için kefârettir.” [3]
“Allah, önemsemediği için üç cumayı terk eden kimsenin kalbini mühürler.” [4]
Semüre bin Cündeb (r.a)’ten nakledilen bir hadiste, özürsüz olarak Cuma namazını terk eden kimsenin, kefâret olmak üzere bir dinar (yaklaşık 4 gr. altın para), bunu bulamazsa, yarım dinar sadaka vermesi bildirilir.[5]
“Bir takım kimseler, ya Cuma namazını terk etmekten vazgeçerler ya da Allah onların kalplerini mühürler ve artık onlar gâfillerden olurlar.” [6]
3) İcma delili: İslâm bilginleri cuma namazının farz oluşunda görüş birliği içindedirler. Ancak kılınma şartları üzerinde görüş ayrılıkları olmuştur.[7]
KAYNAK
[1] Cum’a, 62/9 [2] Cassas, Ahkamü’l-Kur’an, V, Kahire, t.y, s.338, 339; Kâsânî, Bedayiu’s-Sanayi, I, Beyrut, 1974, s.256 [3] Müslim, Tahâre, 14-16; Ebû Dâvud, Tahâre, 127, Salât, 229; Tirmizî, Salât, 46. [4] Ebû Dâvud, Salât, 204; İbn Mâce, İkâme, 93; Tirmizî, Cum’a, 7; Nesâî, Cum’a, 2. [5] İbn Mâce, İkâme, 93, H. No: 1128; Nesâî, Cum’a, 3. [6] Müslim, Cum’a, 12; Nesâî, Cum’a, 2. [7] Serahsî, Mebsût, Beyrut, 1978, II, 22.