Ahmet Teker
Aktif Üyemiz
İnanıp yararlı işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar. (2/25)
AL'İ İMRAN 15,107,136,198. Ayet
De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür. (3/15)
Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (3/107)
İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir! (3/136)
Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır. (3/198)
NİSA 57,122. Ayet
İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız. (4/57)
İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir? (4/122)
MAİDE 65,85,119. Ayet
Eğer kitap ehli iman etmiş ve layıkıyla korunmuş olsalardı, onların kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardık. (5/65)
Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mükafatı budur. (5/85)
Allah buyurdu ki: "Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır". Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur. (5/119)
A'RAF 42,43,44,46,47,49,50. Ayet
İman edenler ve iyi amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz işte onlar cennet ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardır. (7/42)
Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler." derler. Onlara şöyle seslenilir: "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz". (7/43)
Cennet ehli, cehennem ehline: "Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da "evet" derler. Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir: "Allah'ın laneti zalimler üzerine olsun! (7/44)
Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. (7/46)
Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler. (7/47)
"Allah onları hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz" derler. (7/49)
Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler. (7/50)
ENFAL 4. Ayet
İşte gerçekten mümin olanlar onlardır. Onlara Rablerinin katında dereceler vardır, bağışlanma ve değerli rızık vardır. (8/4)
TEVBE 21,22,72,89,100. Ayet
Rab'leri, onları kendi katından bir rahmet, bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır. (9/21)
Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır. (9/22)
Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur. (9/72)
Allah onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İçlerinde ebedi kalacaklar. İşte o büyük kurtuluş budur. (9/89)
Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur. (9/100)
YUNUS 9,10. Ayet
Hiç şüphesiz iman edip salih ameller işleyenleri, imanlarından dolayı Rableri hidayete erdirir. Naîm cennetlerinde altlarından ırmaklar akar durur. (10/9)
Onların oradaki duaları: "Allahım, sen yücelerden yücesin"; sağlık dilekleri "selâm", dualarının sonu da "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun." diye şükretmek olacaktır. (10/10)
HUD 23,108. Ayet
Fakat iman edip salih amel işleyenler ve Rablerine karşı edepli olanlar, güvenen ve itaat edenler var ya, işte bunlar da cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalırlar. (11/23)
Mutlu olanlar ise cennettedirler. Orada gökler ve yer durdukça duracaklar, ancak Rabbinin diledikleri başka. (Bu) ardı arası kesilmeyen bir ihsan olacak. (11/108)
RA'D 23,24,29,35. Ayet
Adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler: (13/23)
"Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!" (13/24)
Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir! (13/29)
Müttakilere vaad olunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de. İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kâfirlerin akıbeti de ateştir. (13/35)
İBRAHİM 23. Ayet
İman edip salih ameller işleyenler ise, Rablerinin izniyle içinde sürekli kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetlere konulurlar. Oradaki dirlik temennileri "selâm!"dır. (14/23)
HİCR 45,46,47,48. Ayet
Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar. (15/45)
Onlara: "Selametle güven içinde oraya girin" denir. (15/46)
Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar. (15/47)
Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek. Oradan çıkarılacak da değillerdir. (15/48)
NAHL 31,32. Ayet
O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır. (16/31)
Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e..." derler. (16/32)
KEHF 31,107,108. Ayet
İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri! (18/31)
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar için Firdevs cennetleri konak olmuştur. (18/107)
İçlerinde ebedî olarak kalacaklar, oradan hiç ayrılmak istemeyeceklerdir. (18/108)
MERYEM 60,61,62,63. Ayet
Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. (19/60)
O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. (19/61)
Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. (19/62)
İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur. (19/63)
TAHA 76,117,121. Ayet
Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır. (20/76)
Biz de (Âdem'e) şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun)." (20/117)
Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı. (20/121)
ENBİYA 102,103. Ayet
Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar. (21/102)
O en büyük korku bunları üzmez; kendilerini melekler: "Size söz verilen gün işte bugündür" diye karşılarlar. (21/103)
Şüphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. (22/23)
Hem sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık (olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir. (22/24)
MÜ'MİNUN 10,11. Ayet
İşte asıl onlar varislerdir. (23/10)
Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar. (23/11)
FURKAN 10,15,16,24,75,76. Ayet
Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altından ırmaklar akan cennetler verir, sana köşkler de yapar. (25/10)
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir. (25/15)
Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar. Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir. (25/16)
O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir. (25/24)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. (25/75)
Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır. (25/76)
ŞUARA 90. Ayet
(O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır. (26/90)
ANKEBUT 58. Ayet
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir! (29/58)
RUM 15,44. Ayet
Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neşelenirler. (30/15)
Her kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kim de salih amel işlerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar. (30/44)
LOKMAN 8,9. Ayet
Fakat iman edip de salih amel işleyenlere gelince, onlar için nimet cennetleri vardır. (31/8)
Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek bir vaadidir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (31/9)
SECDE 19. Ayet
Evet, iman edip de salih amelleri işleyen kimselerin, yaptıklarına karşılık bir konukluk (ağırlanma) olarak me'vâ (barınak) cennetleri vardır. (32/19)
FATIR 33,34,35. Ayet
Onlara Adn cennetleri vardır. Onlar oraya gireceklerdir. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Orada elbiseleri de ipektir. (35/33)
Onlar orada şöyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden o üzüntüyü giderdi. Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir." (35/34)
"Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir." (35/35)
YASİN 55,56,57,58. Ayet
Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler. (36/55)
Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır. (36/56)
Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır. (36/57)
(Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır. (36/58)
SAFFAT 41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 ,60,61. Ayet
İşte onlar için belli bir rızık vardır. (37/41)
Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. (37/42-43)
(Onlar) Karşılıklı tahtlar üzerindedirler. . (37/44)
İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. (37/45-46)
Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. (37/47)
Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. (37/48)
Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. (37/49)
Derken birbirine dönüp sorarlar: (37/50)
İçlerinden bir sözcü der ki: "Gerçekten benim bir arkadaşım vardı." (37/51)
Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan mısın?" (37/52)
"Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?" (37/53)
"Siz onu tanır mısınız?" der. (37/54)
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. (37/55)
Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin." (37/56)
"Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım." (37/57)
İşte bu büyük kurtuluştur. (37/60)
Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar. (37/61)
SAD 50,51,52,53,54. Ayet
Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır. (38/50)
İçlerine kurularak orada birçok yemişle, bambaşka bir içki isteyeceklerdir. (38/51)
Yanlarında da bakışları yalnız kocalarına dönük hep aynı yaşta dilberler vardır. (38/52)
O hesap günü için size vaad edilen işte budur. (38/53)
İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur. (38/54)
ZÜMMER 20,73,74. Ayet
Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz. (39/20)
Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir. Nihayet oraya vardıkları zaman kapıları açılır ve bekçileri onlara: "Selâm sizlere, ne hoşsunuz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya!" derler. (39/73)
Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin! (39/74)
MÜMİN 8,40 Ayet
"Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy. Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." (40/8)
"Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık verilir." (40/40)
FUSİLET 30. Ayet
"Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin." (41/30)
ŞURA 22. Ayet
Sen kıyamet günü kazandıkları şeyin cezası başlarına gelirken zalimlerin korkudan titrediklerini görürsün. İman edip salih amel işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlar için istedikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. (42/22)
ZUHRUF 70,71,72,73. Ayet
Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz." (43/70)
Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. (43/71)
AL'İ İMRAN 15,107,136,198. Ayet
De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür. (3/15)
Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (3/107)
İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne güzeldir! (3/136)
Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır. (3/198)
NİSA 57,122. Ayet
İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız. (4/57)
İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir? (4/122)
MAİDE 65,85,119. Ayet
Eğer kitap ehli iman etmiş ve layıkıyla korunmuş olsalardı, onların kötülüklerini örter, nimeti bol olan cennetlere koyardık. (5/65)
Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mükafatı budur. (5/85)
Allah buyurdu ki: "Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır". Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş budur. (5/119)
A'RAF 42,43,44,46,47,49,50. Ayet
İman edenler ve iyi amellerde bulunanlar -ki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz işte onlar cennet ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardır. (7/42)
Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. "Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler." derler. Onlara şöyle seslenilir: "İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz". (7/43)
Cennet ehli, cehennem ehline: "Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da "evet" derler. Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir: "Allah'ın laneti zalimler üzerine olsun! (7/44)
Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir. (7/46)
Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler. (7/47)
"Allah onları hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz" derler. (7/49)
Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler. (7/50)
ENFAL 4. Ayet
İşte gerçekten mümin olanlar onlardır. Onlara Rablerinin katında dereceler vardır, bağışlanma ve değerli rızık vardır. (8/4)
TEVBE 21,22,72,89,100. Ayet
Rab'leri, onları kendi katından bir rahmet, bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır. (9/21)
Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır. (9/22)
Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur. (9/72)
Allah onlara, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İçlerinde ebedi kalacaklar. İşte o büyük kurtuluş budur. (9/89)
Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur. (9/100)
YUNUS 9,10. Ayet
Hiç şüphesiz iman edip salih ameller işleyenleri, imanlarından dolayı Rableri hidayete erdirir. Naîm cennetlerinde altlarından ırmaklar akar durur. (10/9)
Onların oradaki duaları: "Allahım, sen yücelerden yücesin"; sağlık dilekleri "selâm", dualarının sonu da "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun." diye şükretmek olacaktır. (10/10)
HUD 23,108. Ayet
Fakat iman edip salih amel işleyenler ve Rablerine karşı edepli olanlar, güvenen ve itaat edenler var ya, işte bunlar da cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalırlar. (11/23)
Mutlu olanlar ise cennettedirler. Orada gökler ve yer durdukça duracaklar, ancak Rabbinin diledikleri başka. (Bu) ardı arası kesilmeyen bir ihsan olacak. (11/108)
RA'D 23,24,29,35. Ayet
Adn cennetlerine girecekler, atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler: (13/23)
"Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!" (13/24)
Onlar ki, iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir, ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir! (13/29)
Müttakilere vaad olunan cennetin misali şöyledir: Altından ırmaklar akar durur, yemişleri süreklidir, gölgeleri de. İşte bu, takva yolunu tutanların akıbetidir. Kâfirlerin akıbeti de ateştir. (13/35)
İBRAHİM 23. Ayet
İman edip salih ameller işleyenler ise, Rablerinin izniyle içinde sürekli kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetlere konulurlar. Oradaki dirlik temennileri "selâm!"dır. (14/23)
HİCR 45,46,47,48. Ayet
Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar. (15/45)
Onlara: "Selametle güven içinde oraya girin" denir. (15/46)
Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar. (15/47)
Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek. Oradan çıkarılacak da değillerdir. (15/48)
NAHL 31,32. Ayet
O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır. (16/31)
Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını hoş ve rahat halde alırlar. "Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennet'e..." derler. (16/32)
KEHF 31,107,108. Ayet
İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri! (18/31)
İman edip salih ameller işleyenlere gelince, onlar için Firdevs cennetleri konak olmuştur. (18/107)
İçlerinde ebedî olarak kalacaklar, oradan hiç ayrılmak istemeyeceklerdir. (18/108)
MERYEM 60,61,62,63. Ayet
Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. (19/60)
O cennet, Rahmân (olan Allah)ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. (19/61)
Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. (19/62)
İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur. (19/63)
TAHA 76,117,121. Ayet
Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır. (20/76)
Biz de (Âdem'e) şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis) sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun (sıkıntı çeker, perişan olursun)." (20/117)
Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı. (20/121)
ENBİYA 102,103. Ayet
Bunlar onun (cehennemin) uğultusunu bile duymazlar. Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar. (21/102)
O en büyük korku bunları üzmez; kendilerini melekler: "Size söz verilen gün işte bugündür" diye karşılarlar. (21/103)
Şüphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. (22/23)
Hem sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık (olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir. (22/24)
MÜ'MİNUN 10,11. Ayet
İşte asıl onlar varislerdir. (23/10)
Ki, Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar. (23/11)
FURKAN 10,15,16,24,75,76. Ayet
Öyle yücedir O ki, dilerse sana ondan daha iyisini, altından ırmaklar akan cennetler verir, sana köşkler de yapar. (25/10)
De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir. (25/15)
Onlar için orada ne isterlerse var, hem orada ebedî kalacaklar. Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir. (25/16)
O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir. (25/24)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır. (25/75)
Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır. (25/76)
ŞUARA 90. Ayet
(O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır. (26/90)
ANKEBUT 58. Ayet
İman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. (Böyle iyi) işler yapanların mükafatı ne güzeldir! (29/58)
RUM 15,44. Ayet
Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neşelenirler. (30/15)
Her kim inkâr ederse, inkârı kendi aleyhinedir. Kim de salih amel işlerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar. (30/44)
LOKMAN 8,9. Ayet
Fakat iman edip de salih amel işleyenlere gelince, onlar için nimet cennetleri vardır. (31/8)
Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek bir vaadidir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (31/9)
SECDE 19. Ayet
Evet, iman edip de salih amelleri işleyen kimselerin, yaptıklarına karşılık bir konukluk (ağırlanma) olarak me'vâ (barınak) cennetleri vardır. (32/19)
FATIR 33,34,35. Ayet
Onlara Adn cennetleri vardır. Onlar oraya gireceklerdir. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. Orada elbiseleri de ipektir. (35/33)
Onlar orada şöyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden o üzüntüyü giderdi. Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir." (35/34)
"Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk gelmeyecek, burada bize usanç gelmeyecektir." (35/35)
YASİN 55,56,57,58. Ayet
Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler. (36/55)
Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır. (36/56)
Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır. (36/57)
(Onlara) Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır. (36/58)
SAFFAT 41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 ,60,61. Ayet
İşte onlar için belli bir rızık vardır. (37/41)
Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. (37/42-43)
(Onlar) Karşılıklı tahtlar üzerindedirler. . (37/44)
İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır. (37/45-46)
Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. (37/47)
Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. (37/48)
Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. (37/49)
Derken birbirine dönüp sorarlar: (37/50)
İçlerinden bir sözcü der ki: "Gerçekten benim bir arkadaşım vardı." (37/51)
Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan mısın?" (37/52)
"Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?" (37/53)
"Siz onu tanır mısınız?" der. (37/54)
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. (37/55)
Ona şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin." (37/56)
"Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım." (37/57)
İşte bu büyük kurtuluştur. (37/60)
Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar. (37/61)
SAD 50,51,52,53,54. Ayet
Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır. (38/50)
İçlerine kurularak orada birçok yemişle, bambaşka bir içki isteyeceklerdir. (38/51)
Yanlarında da bakışları yalnız kocalarına dönük hep aynı yaşta dilberler vardır. (38/52)
O hesap günü için size vaad edilen işte budur. (38/53)
İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur. (38/54)
ZÜMMER 20,73,74. Ayet
Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz. (39/20)
Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir. Nihayet oraya vardıkları zaman kapıları açılır ve bekçileri onlara: "Selâm sizlere, ne hoşsunuz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya!" derler. (39/73)
Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin! (39/74)
MÜMİN 8,40 Ayet
"Ey Rabbimiz! Hem onları, hem onların atalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy. Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." (40/8)
"Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık verilir." (40/40)
FUSİLET 30. Ayet
"Rabbimiz Allah'tır" deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, onların üzerine melekler iner ve derler ki: "Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin." (41/30)
ŞURA 22. Ayet
Sen kıyamet günü kazandıkları şeyin cezası başlarına gelirken zalimlerin korkudan titrediklerini görürsün. İman edip salih amel işleyenler ise cennet bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlar için istedikleri her şey vardır. İşte büyük lütuf budur. (42/22)
ZUHRUF 70,71,72,73. Ayet
Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz." (43/70)
Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. (43/71)