Canlılarda Mükemmel Savunma Tekniği: KAMUFLAJ
Her canlı, kendisini savunabileceği farklı yeteneklerle birlikte var edilmiştir. Kimisi çok hızlı ve çeviktir; düşmanlarından kaçarak kurtulur. Kimisi yerinden kımıldayamaz; ama sağlam zırhlarla kaplıdır. Kimisi, kendisini yılana benzeten tırtıl gibi olağanüstü "korkutma" becerilerine sahiptir. Bazıları, zehirli, yakıcı ya da kötü kokulu gazlar püskürtür. Bir kısmı da, ölü taklidi yapabilecek yetenekte yaratılmışlardır.
Allah bazı canlıları bulundukları ortamda gizlenebilecekleri şekle ve desenlere sahip olarak yaratmıştır. Bir yaprak ile ya da bir ağacın desenleri ile olağanüstü benzerlikte bedenlere sahip olan canlılar bu sayede düşmanlarından gizlenmeyi başarırlar. Allah'ın bu hayvanlara verdiği "kamuflaj" yeteneği o kadar mükemmeldir ki konuyla ilgili birçok resmin bir bitkiye mi, yoksa bir hayvana mı ait olduğunu anlamak veya o ortamın içinde canlıyı seçebilmek neredeyse imkansızdır. İlerleyen satırlarda verilecek örneklerde de açıkça görüleceği gibi kamuflaj özel biçimde planlanıp, "yaratılmış" bir savunma mekanizmasıdır.
Kamuflaj Allah'ın yarattığı evrende hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' olmadığını ve O'nun güç, akıl ve ilminin sonsuz olduğunu gösteren örneklerden yalnızca bir tanesidir. Mülk Suresi'nde Allah kainattaki kusursuz uyumu şöyle belirtmiştir:
"... Rahman'ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir." (Mülk Suresi, 3-4)
Kurumuş Yaprak mı? Kelebek mi?
İlk bakışta kurumuş bir yaprak sanılabilecek bu resim aslında bir kelebeğe ait. Damarlardan, çürümüş bölgelere ve tonlamalara kadar her türlü ayrıntıyı üzerinde taşıyan bu yaprak benzeri kanatlar, kelebekler için çok güzel bir korunma sağlıyor.
Kelebeğin yaprağa böylesine olağanüstü bir şekilde (yaprağın damarları ve kurumuş kısımları bile ihmal edilmeden)benzemesine "rastlantı" deyip geçmek elbette mümkün değil. Kelebeğin kendi kendini "yapraklaştırdığını" kabul etmekse aynı oranda mantık dışı bir iddiadır.
Mevsime ve Zemine Göre Değişen Tüy Rengi
Ortama göre renk değiştirme olayı, hayvanların vücutlarında yaratılmış olan oldukça karmaşık mekanizmalar sayesinde gerçekleşmektedir. Güneşte kalan insan derisinin kızarıp-koyulaşmasına benzetilebilecek bu mekanizmalar, hayvanların deri ve tüylerinde renk değişikliklerine yol açmaktadır.
Önemli olan, bu tüy değişiminin hayvan için büyük bir korunma mekanizması oluşturmasıdır. Kışın karlı günlerinde beyaz, diğer mevsimlerde toprak renginde olan tüyler, kamuflaj yönünde büyük avantaj sağlar.
Bunun tersi de olabilir ve hayvan kışın toprak rengi ya da yazın bembeyaz kalabilirdi. Ya da hiç renk değiştirmeyebilirdi. Kısacası renklerin mevsimlere göre değişmesinde açık bir akıl ve hesap vardır. Vücudumuzun güneşte yanmasını engelleyemememiz (özel korunma yöntemleri hariç) gibi hayvanlar da vücutlarındaki değişimi kontrol kabiliyetine sahip değillerdir. Bir hayvanın bunu kendisinin hesaplayıp kontrol etmesi mümkün değildir. Kuşkusuz ki Allah bu canlıları, böylesine bir korunma mekanizması ile birlikte yaratmıştır
Yapraklar Arasında Gizlenen Çekirgeler
yaprakla birebir benzeştiğinden, en büyük düşmanları olan kertenkele ve kuşların çekirgeleri fark etmeleri genelde mümkün olmaz. Böylece çekirgeler güvenlik içinde yaşamlarını sürdürür ve beslenirler.
Herhalde çekirgelerin yaprakların yanında dura dura "yapraklaştığını" kimse iddia edemez. Ya da kendi kendilerini, her nasılsa, "yapraklaştırdıklarını"...
Açıktır ki, yaprak yiyen çekirgeler, yaşamlarını sürdürmeleri için böyle bir kamuflaj özelliği ile birlikte yaratılmışlardır. Bu, herşeyi en güzel yapan Rabbimizin sanatıdır.
Moderatör tarafında düzenlendi: