Bugün Ahmet benim,
Ama dünkü Ahmet değil.
Bugün Anka benim,
Ama yemle beslenen kuşcağız değil.
Enelhak kadehiyle
Bir yudum içen sızdı
Tarılık şarabından.
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
Ben, sultanların aradığı sultan..
Ben hacetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben cuma mescidi değilim,
İnsanlık mescidiyim ben.
Ben saf aynayım,
Sırım dökülmemiş, paslanmamışım.
Ben kin dolu bir gönül değilim,
Sina dağının gönlüyüm ben.
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum,
Benim sarhoşluğumun sonu yok.
Tarhana çorbası içmem ben,
Can yemeği yerim,
İçerim can şerbeti.
İşte sararttı seni
Bir gümüş bedenlinin özlemi..
Altın haline geldin artık.
Sen altına âşıksın,
Altın benim rengime âşık.
Gönlü saf sofiyim ben,
Benim tekkem âlem,
Medresem dünya benim.
Değilim abalı sofilerden.
İster yakarış eri ol sen,
Meyhane eri istersen,
Bundan sanki ne çıkar?
Yok, cumartesiymiş, yok cumaymış,
Bence ne farkı var?
Gerçeğin tadını alan er
Ne altına aldırış eder,
Ne kalender tacına bakar.
Ne tasası vardır, ne kini.
Ey Tebriz'li hak Şems'i,
Yüzünü göstermediysen sen,
Yoksul çaresiz kalırdı kulun;
Ne gönlü olurdu, ne dini.
Mevlana Celaleddin Rumi...