MURATS44
Özel Üye
Bu İlmin Aletliği ve Vasıtasıyla İstihraç Edilen Gaybî İşler ve Sırlar, Tekellüflü Bir Sun'ilikle mi, Yoksa İlhamlı ve İhtarlı Bir Hâl ile mi Olmuştur?
Cevab: Araştırmamızın neticesi olarak diyebiliriz ki; bu ilimde sun'îlik kat'iyyen geçerli değildir. Hususan eğer mukaddes olan Kur'an âyetleri ve hadîslerin ifadelerinde gaybî ve istikbalî bir istihraç mes'elesi ise, ilham ve ihtar ve sünûhatların ışıkları altında olmazsa, kuru ve nakıs ve ruhsuz olurlar.
Amma Cifir ve Ebced'in sair dalları ve usulleriyle, bazı gaybî işlerin durumlarını öğrenmek hususunda olan işlemlerde, kasden teveccüh edilebilmesi mümkün ise de, lâkin kat'î şekilde sır olarak gizli ve hususî kalmasına ve rasgele herkese ifşa edilmemesine a'zamî dikkat lâzım geldiği gibi; [SUP][1][/SUP] Cifir ve Ebced usulleriyle o gibi işlere teveccüh edenlerin ve uğraşanların, mutlaka salih ve ehl-i takva kimselerin olması., ve işin künhüne vâkıf ehliyetli şahsiyetlerin bulunması lâzım ve şarttır.
Bu sualin (yani 10. sualin) cevabını en güzel şekilde veren, Hazret-i Üstad Bediüzzaman'dır. Şöyle demiş: Görüldüğü üzere, Üstad Bediüzzaman Cifir ve Ebced ilminin sun'îlikle, kasdî teveccüh ile ve ihtiyar ile değil, ilham ve ihtar ile hakikî veçhesinin bulunabileceğini ve bu ilmin geniş ihatalı bir ilim olduğunu; ve bunun en hâlis ve safi tarafı harflerin değerleriyle bazı sırların keşfine aid kısmı olduğunu gayet lâtif ve veciz bir şekilde beyan etmektedir.
Kaynaklar ve Dipnotlar
[1] Şems-ul Maarif sh: 344
Cevab: Araştırmamızın neticesi olarak diyebiliriz ki; bu ilimde sun'îlik kat'iyyen geçerli değildir. Hususan eğer mukaddes olan Kur'an âyetleri ve hadîslerin ifadelerinde gaybî ve istikbalî bir istihraç mes'elesi ise, ilham ve ihtar ve sünûhatların ışıkları altında olmazsa, kuru ve nakıs ve ruhsuz olurlar.
Amma Cifir ve Ebced'in sair dalları ve usulleriyle, bazı gaybî işlerin durumlarını öğrenmek hususunda olan işlemlerde, kasden teveccüh edilebilmesi mümkün ise de, lâkin kat'î şekilde sır olarak gizli ve hususî kalmasına ve rasgele herkese ifşa edilmemesine a'zamî dikkat lâzım geldiği gibi; [SUP][1][/SUP] Cifir ve Ebced usulleriyle o gibi işlere teveccüh edenlerin ve uğraşanların, mutlaka salih ve ehl-i takva kimselerin olması., ve işin künhüne vâkıf ehliyetli şahsiyetlerin bulunması lâzım ve şarttır.
Bu sualin (yani 10. sualin) cevabını en güzel şekilde veren, Hazret-i Üstad Bediüzzaman'dır. Şöyle demiş: Görüldüğü üzere, Üstad Bediüzzaman Cifir ve Ebced ilminin sun'îlikle, kasdî teveccüh ile ve ihtiyar ile değil, ilham ve ihtar ile hakikî veçhesinin bulunabileceğini ve bu ilmin geniş ihatalı bir ilim olduğunu; ve bunun en hâlis ve safi tarafı harflerin değerleriyle bazı sırların keşfine aid kısmı olduğunu gayet lâtif ve veciz bir şekilde beyan etmektedir.
Kaynaklar ve Dipnotlar
[1] Şems-ul Maarif sh: 344