Râbia-tül Adeviyye, bir gece, evinde geç vakitlere kadar namaz kılarken hasırın üzerinde uyuya kaldı.
Bu arada evine bir hırsız girdi.
Her tarafı aradı, çalacak bir şey bulamadı.
Giderken;
“Girmişken boş çıkmayayım” diyerek, Râbia hazretlerinin dışarıda giydiği örtüsünü aldı.
Evden çıkarken yolunu şaşırdı, kapıyı bulamadı.
Geri dönüp örtüyü aldığı yere bıraktı.
Bu sefer rahatlıkla kapıyı buldu.
Kapıyı bulunca tekrar geri dönüp, örtüyü aldı.
Fakat yine kapıyı bulamadı.
Bu hâl yedi defa tekrarlandı.
Yedinci defâ tekrar örtüyü eline alınca şöyle bir ses duydu:
“Ey kişi kendini yorma. O yıllardır kendini bize ısmarladı. Şeytanın ona yaklaşma gücü yok iken, hırsızın onun örtüsüne yaklaşması mümkün müdür? Git, yorulma, boşuna uğraşma. O uyuyorsa da dostu uyanıktır ve onu korumaktadır.”
Bu hâdiseden korkup dışarı fırlayan hırsız, tövbe edip bu kötü huyundan vazgeçti.
Bu arada evine bir hırsız girdi.
Her tarafı aradı, çalacak bir şey bulamadı.
Giderken;
“Girmişken boş çıkmayayım” diyerek, Râbia hazretlerinin dışarıda giydiği örtüsünü aldı.
Evden çıkarken yolunu şaşırdı, kapıyı bulamadı.
Geri dönüp örtüyü aldığı yere bıraktı.
Bu sefer rahatlıkla kapıyı buldu.
Kapıyı bulunca tekrar geri dönüp, örtüyü aldı.
Fakat yine kapıyı bulamadı.
Bu hâl yedi defa tekrarlandı.
Yedinci defâ tekrar örtüyü eline alınca şöyle bir ses duydu:
“Ey kişi kendini yorma. O yıllardır kendini bize ısmarladı. Şeytanın ona yaklaşma gücü yok iken, hırsızın onun örtüsüne yaklaşması mümkün müdür? Git, yorulma, boşuna uğraşma. O uyuyorsa da dostu uyanıktır ve onu korumaktadır.”
Bu hâdiseden korkup dışarı fırlayan hırsız, tövbe edip bu kötü huyundan vazgeçti.