MustafaCİLASUN
Özel Üye
Mevsim sonbahardı…
Ağaç dalları yalnızlığa hazırlanıyorlardı.
Zamanı dolan yeşil yapraklar, çaresizlerdi…
Derman buldukları dalları,
Terk etmek zorunda kalıyorlardı.
Kuşlar dahi bu duruma hüzünleniyorlardı,
Dal ve kuş açıktalardı.
Ağacın estetiğini,
Yeşil yapraklar oluşturuyordu.
Yapraklar, adeta ağacın saçları durumundaydı.
Saçsız bir kızı,
Tahayyül edebiliyor musunuz ne acı.
İşte bugün bu ağaç,
Hayatın öznesini muştuluyordu.
Hayat ve memat,
Can ve canan akıp giden bir zaman…
Hayat yaşamaktı, neşeydi,
Tecrübeydi, bir gözlemdi…
Himmetti, hizmetti,
Vefaydı, cefaydı, o bir sevdaydı…
Hayatı yaşarken,
Zorunda kalmadan, yaşamayı bilmektir…
Gülerken, ağlarken, severken,
Terk ederken anlaşılır olmaktır…
Bir ah çekmeden, kimseye
Çektirmeden paylaşmayı bilmektir.
Öncelikle saygıyı bilmektir,
Yoksa asla sayılmayacaktır.
Hoşgörü en büyük hazinemizdir,
Cimrilik rahmet eksikliğidir…
Ön yargı, bir hastalık olarak bilinmelidir,
Aksi takdirde sahibini bitirecektir…
Sevmek,
Hiçbir karşılık beklemeden,
Vermeyi bilmektir…
Aşk, yaşamaktır,
Halin yanmasıdır, nefsin külleşmesidir…
Enaniyet, âdemi beşerin değil,
İblise biat edenlerin işidir…
Hareket ve kuvvetin
Gerçek sahibini bilmek, kul olmaktır…
Kul, Rabbinin bir kölesidir,
Çünkü her şeyin sahibi odur.
Ağacın, dalın, yaprağın
Ve kuşun sahibi de Zül celaldir…
Rahmetin müjdecisi,
Kâinatın efendisi olan Peygamberimiz…
Kur’anı bizzat yaşayarak,
Anlaşılmayanı bırakmamıştı…
Dünya ve nimetlerinin,
Sabah namazının iki rekât sünnetinden…
Daha da önemli bulunamadığını,
Ashabına izah etmişti…
Bunun ne anlama geldiğini,
Teferruatıyla anlatmıştı…
Bir han, ister sahibi veya
Misafiri olman hiç fark etmiyor…
Varlığını ve metaını, Hak rızası adına
Ve insanlık için seferber etmek…
Bu konu da asla bir tereddüde
Düşmemek için, aşkı bilmelisin…
Aşk, Onun yolunda buharlaşmaktır,
Aşk, en büyük Hak rızasıdır…
Aşk, bedenin, tenin dili değil,
Kalbin, ruhun en önemli gıdasıdır…
Her müşkül iş, asan olur, her külfet,
Hakikatte bir nimettir…
Sevda onadır, aşk onadır, can odur,
Yar odur, her şey onda yok olur…
Mustafa CİLASUN