Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Cümle tahiyyat, ol Hâkim-i Ezel ve Hakîm-i Ezelî ve rahman-ı lemyezelîye elyaktır ki; bizi İslâmiyetle serfiraz ve şeriat-ı garra ile sırat-ı müstakime hidayet etmiştir.
Öyle bir şeriat ki; akıl ve nakil, dest be-dest ittifak vererek ol şeriatın hakaikinin hakkaniyetini tasdik etmişlerdir.
Öyle hakaik ki; kökleri hakikat zemininde rüsuh ile beraber dal ve budakları kemalâtın göklerine yükselip, intişar edip.. öyle füruat ki; meyveleri saadet-i dâreyndir. Ve bizi Kur’an-ı Mu’ciz ile irşad eylemiş...
Öyle kitab ki; kaideleri ile hilkat-ı âlemin kitabından dest-i kader ve kalem-i hikmet ile mektub ve cari olan kavanin-i amika-i dakika-i ilâhiyeyi izhar ettiğinden; ahkâm-ı âdilanesiyle nev-i beşerin nizam ve muvazenet ve terakkisine kefil-i mutlak ve üstad-ı küll olmuştur.
Salâvat-ı bînihaye, ol server-i kâinat ve fahr-i âleme hediye olsun ki; âlem, enva ve ecnasıyla onun risaletine şehadet ve mucizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği meta-ı âliye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinden her bir nev, kendi lisan-ı mahsusuyla alkışladığı gibi; Sultan-ı Ezel, zemin ve asumanın evtarını intak edip her bir tel başka lisan ile mucizatının nağamatını inşad etmekle, o sadâ-yı şirin bu kubbe-i minada ilelebed tanin-endaz etmiştir. Güya asuman, kendi mirac ve melek ve kamerin elsine-i semaviyesiyle risaletini tebrik ve zemin kendi hacer ve şecer ve
Öyle bir şeriat ki; akıl ve nakil, dest be-dest ittifak vererek ol şeriatın hakaikinin hakkaniyetini tasdik etmişlerdir.
Öyle hakaik ki; kökleri hakikat zemininde rüsuh ile beraber dal ve budakları kemalâtın göklerine yükselip, intişar edip.. öyle füruat ki; meyveleri saadet-i dâreyndir. Ve bizi Kur’an-ı Mu’ciz ile irşad eylemiş...
Öyle kitab ki; kaideleri ile hilkat-ı âlemin kitabından dest-i kader ve kalem-i hikmet ile mektub ve cari olan kavanin-i amika-i dakika-i ilâhiyeyi izhar ettiğinden; ahkâm-ı âdilanesiyle nev-i beşerin nizam ve muvazenet ve terakkisine kefil-i mutlak ve üstad-ı küll olmuştur.
Salâvat-ı bînihaye, ol server-i kâinat ve fahr-i âleme hediye olsun ki; âlem, enva ve ecnasıyla onun risaletine şehadet ve mucizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği meta-ı âliye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinden her bir nev, kendi lisan-ı mahsusuyla alkışladığı gibi; Sultan-ı Ezel, zemin ve asumanın evtarını intak edip her bir tel başka lisan ile mucizatının nağamatını inşad etmekle, o sadâ-yı şirin bu kubbe-i minada ilelebed tanin-endaz etmiştir. Güya asuman, kendi mirac ve melek ve kamerin elsine-i semaviyesiyle risaletini tebrik ve zemin kendi hacer ve şecer ve
Moderatör tarafında düzenlendi: