Ayyüzlüm
Yeni Üyemiz
Bir garip yolcuyum...
http://gecelerinsultani.blogcu.com/Makaleler/
Bir garip yolcuyum"
Depremler yaşanıyor yüreğimde
Kırık dökük duygularım
Sırtımda hüzün dolu bir heybe
İnsanlığımı sorgularım
Nerde vicdanım insafım nerde
Ve sadece kendimi yargılarım
Çünkü kendimi kendim düşürdüm derde..
Neler yaşar insanoğlu nefes aldığı zaman boyunca...Ne aşklar yaşar...Ne hüzünler acıtır yüreğini...Kimi zaman yüreği ağlar gözleri gülerken...Kimi zaman da gözleri ağlar yüreği gülerken... Herkesin gizli bir bahçesi vardır içinde, kimseleri sokmadığı...Ya da belki gizli bir heybesi vardır hayallerini,ümitlerini,hüzünlerini sakladığı....Zaman olup da yaşamanın dayanılmaz ağırlığı yüklenince insanın omzuna,solunca gizli bahçenin gülleri veya heybesi taşıyamayacağı kadar ağırlaşınca,paylaşmak ister insan...İçindeki yangını, yazarak söndürmek ister...Sonra yazmak bir tutku olur, yazmazsa ölür...
Çoğu zaman ürkek kelimelerle başlarım yazmaya...Korkarım içimdekileri olduğu gibi heybeme dökmeye...Ama sızar işte yine içimde sakladıklarım..Sızlar kelimelerim...Ağlar kalemim...Ve her seferinde dolar heybem,taşınmaz olur...
Bir garip yolcuyum diye başladım bu yolculuğa .Ne zaman biter bilemem.Belki bir gün ,belki bir hafta, belki bir yıl....Belki de bir nefes sonra...İstedim ki benden geriye bir şeyler kalsın...İstedim ki hissettiklerimi hissettirebileyim aşina gönüllere...İstedim ki gündelik telaşlar arasında unutulan duygulara hayat verebileyim.Ve bunları yazarken bir söz çınladı kulaklarımda:
"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme."
İşte heybem...İçine hayallerimi,umutlarımı, özlemlerimi,sevdalarımı doldurduğum heybem...Dünyada bıraktığım eser de heybemin içindekiler...Bunlar ahirette beni kurtarır mı bilemem...Ama dilerim....Bunu bütün kalbimle dilerimm...Okuduklarınızdan herhangi biri yüreğinizi sızlatır , gözlerinizi yaşartır veya yüzünüzde bir gülümsemeye sebep olursa, ellerinizi kaldırıp bir dua gönderin bu garip yolcuya....
Yalan olur her şey yalan
Yaşadığın aşkın sevdan
Yaradandır baki kalan
Hayat ne garip
Gariplikler dünyasında bir garibim!..Neredeydim, nereye geldim, nereye gidiyorum? Neler başladı iç dünyamda, ne fırtınalar koptu ve neler bitti?
Bir zamanlar üniversitedeydik! Kanımız kaynar dururdu. İçimiz coşku doluydu. Ve biz yine garibdik o dönemde...Necip Fazılca "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya." diye haykırırdık.
Ve sonra hayata atıldık. Dürüstçe, namusluca yaşamaya çalıştık. Bu halimizle de gariptik diğerleri yanında...
Gariplikler içinde yaşayıp giderken garibce, garip sürprizlerle karşılaşıyor insan. Bir bakıyorsun çok sevdiğin birinden nefret etmeye başlamışsın. Bir de bakıyorsun ki nefret ettiğin senin en sevdiğin olmuş. Yaşanan bu gel-gitler yıpratıyor insanı...Ve insan yaşadığı dünyaya yabancılaşıyor iyce...Kendini gurbetteki bir garib gibi hissediyor.
Hani hiç bilmediği bir ülkeye giden şaşırır kalır ya! Ne yana gideceğini ne yapacağını bilemez ya!
Hani en çok sevdiğin en çok güvendiğin insanlar seni terkeder, hiç arayıp sormaz ya!
Hani yalan oluverir herşey bir anda!
Hani koca dünyada bir başına hissedersin ya kendini!
Hani yalnızsındır aslında etrafın kalabalık olsa da!
Hani bazen kelimeler bile küser sana!
Garibliğini anlatmak bile garip gelir ya!
İŞTE O KADAR GARİBİM ŞU ANDA!...
http://gecelerinsultani.blogcu.com/Makaleler/
Bir garip yolcuyum"
Depremler yaşanıyor yüreğimde
Kırık dökük duygularım
Sırtımda hüzün dolu bir heybe
İnsanlığımı sorgularım
Nerde vicdanım insafım nerde
Ve sadece kendimi yargılarım
Çünkü kendimi kendim düşürdüm derde..
Neler yaşar insanoğlu nefes aldığı zaman boyunca...Ne aşklar yaşar...Ne hüzünler acıtır yüreğini...Kimi zaman yüreği ağlar gözleri gülerken...Kimi zaman da gözleri ağlar yüreği gülerken... Herkesin gizli bir bahçesi vardır içinde, kimseleri sokmadığı...Ya da belki gizli bir heybesi vardır hayallerini,ümitlerini,hüzünlerini sakladığı....Zaman olup da yaşamanın dayanılmaz ağırlığı yüklenince insanın omzuna,solunca gizli bahçenin gülleri veya heybesi taşıyamayacağı kadar ağırlaşınca,paylaşmak ister insan...İçindeki yangını, yazarak söndürmek ister...Sonra yazmak bir tutku olur, yazmazsa ölür...
Çoğu zaman ürkek kelimelerle başlarım yazmaya...Korkarım içimdekileri olduğu gibi heybeme dökmeye...Ama sızar işte yine içimde sakladıklarım..Sızlar kelimelerim...Ağlar kalemim...Ve her seferinde dolar heybem,taşınmaz olur...
Bir garip yolcuyum diye başladım bu yolculuğa .Ne zaman biter bilemem.Belki bir gün ,belki bir hafta, belki bir yıl....Belki de bir nefes sonra...İstedim ki benden geriye bir şeyler kalsın...İstedim ki hissettiklerimi hissettirebileyim aşina gönüllere...İstedim ki gündelik telaşlar arasında unutulan duygulara hayat verebileyim.Ve bunları yazarken bir söz çınladı kulaklarımda:
"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme."
İşte heybem...İçine hayallerimi,umutlarımı, özlemlerimi,sevdalarımı doldurduğum heybem...Dünyada bıraktığım eser de heybemin içindekiler...Bunlar ahirette beni kurtarır mı bilemem...Ama dilerim....Bunu bütün kalbimle dilerimm...Okuduklarınızdan herhangi biri yüreğinizi sızlatır , gözlerinizi yaşartır veya yüzünüzde bir gülümsemeye sebep olursa, ellerinizi kaldırıp bir dua gönderin bu garip yolcuya....
Yalan olur her şey yalan
Yaşadığın aşkın sevdan
Yaradandır baki kalan
Hayat ne garip
Gariplikler dünyasında bir garibim!..Neredeydim, nereye geldim, nereye gidiyorum? Neler başladı iç dünyamda, ne fırtınalar koptu ve neler bitti?
Bir zamanlar üniversitedeydik! Kanımız kaynar dururdu. İçimiz coşku doluydu. Ve biz yine garibdik o dönemde...Necip Fazılca "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya." diye haykırırdık.
Ve sonra hayata atıldık. Dürüstçe, namusluca yaşamaya çalıştık. Bu halimizle de gariptik diğerleri yanında...
Gariplikler içinde yaşayıp giderken garibce, garip sürprizlerle karşılaşıyor insan. Bir bakıyorsun çok sevdiğin birinden nefret etmeye başlamışsın. Bir de bakıyorsun ki nefret ettiğin senin en sevdiğin olmuş. Yaşanan bu gel-gitler yıpratıyor insanı...Ve insan yaşadığı dünyaya yabancılaşıyor iyce...Kendini gurbetteki bir garib gibi hissediyor.
Hani hiç bilmediği bir ülkeye giden şaşırır kalır ya! Ne yana gideceğini ne yapacağını bilemez ya!
Hani en çok sevdiğin en çok güvendiğin insanlar seni terkeder, hiç arayıp sormaz ya!
Hani yalan oluverir herşey bir anda!
Hani koca dünyada bir başına hissedersin ya kendini!
Hani yalnızsındır aslında etrafın kalabalık olsa da!
Hani bazen kelimeler bile küser sana!
Garibliğini anlatmak bile garip gelir ya!
İŞTE O KADAR GARİBİM ŞU ANDA!...