Bilmem ki ne haldeydim, yitik bir nefes misaliydim!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
171204.jpg



-





Gözlerimden yaş boşalıyordu.
Oysaki bu konuda pek alışkanlığım yoktu.
Halin fakirliğinde, kalbin
sevgiye hasret iklimiyle nefesleniyordum.

Yapraksız bir dal misaliydim.
Şevksizliğe gark olan hicranı abideydim.
Ne
gülmeyi bilirdim ve ne de tebessüm için yüreğimi hasredendim.

Bilmek için erdemden azadeydim.
Düşünmek için bilmeyi, idrakle hissetmeyi özümseyemezdim.
Hoyratlığın kadrindeydi takatsiz nefesim ve çok fakirdi bildiklerim.

Tekâmül adına, sevda babında,
Aşksız kurak ayazlarda, poyrazın hırçınlığında,
Kan çanağına dönen
gözler ve hissiz nefesler lahuti şiirler dinler.

Alp götüre bir
zaman dilimine,
Kahraman Tazeoğlunun sesinden arazını dinliyorum.
Yüreğin burkulduğunu, dilin kuruduğunu,
gözler boşalınca hissettim

Şiir adına her ne yazılsa az dedim.
Sarsılan hislerimle titremeye başladı tüm bedenim.
Ben ne kadar sefilim, kalbi hissedişleri ben nereden bilirim dedim.

Avuçladığım toprağı öylece sıktım,
Ve
gözlerimden akan yaşlarla onu nemlendirdim.
Kokusunu içime hasretle çektim ve iklimlerin seren camına kilitlendim.

Hissetmek adına kalbi olmak dedim.
Ruhun insicamından uzaklığımı bir bir
gözden geçirdim.
Hilkatin muvacehesince, aklın mücerretliğinde nefsimi güncellemiştim

Hasreti ve
özlemi yeniden anladım
Sevda adına yanmayı,
aşk babında kanmayı tanımladım.
Ötelerin hazzıyla, vuslatın kalan say
falarında, gül kokusuna yaslandım.

Çaresizliğimle el açıp yakardım.
Nefesin kalanlarıyla, ömrün devranında hardım.
Tek başıma kala kaldım, arkama dahi bakmadan suskunluğa uzanmıştım.


Mustafa CİLASUN

 
Üst Alt