ceylannur
Yeni Üyemiz
Allah'a yönelmeyenler sığır gibi yemeyi, yatmayı bilirler.Boyuna şehvetten konuşurlar bunu bilirler.
''Rahimlere döktüğünüz nutfeyi gördünüz mü? -Haber veriniz-'' ''Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcılar bizmiyiz?''
Cenab-ı Hak bütün insanlara soruyor, cevap versinler.Buna kimse tam cevap veremez. İnsanın yaratıldığı o su, daha evvel ekmekti, yemekdi, zeytindi, üzümdü, kavundu, karpuzdu, armutdu, elmaydı, etdi, sütdü, yağdı.Sonra ne oldu? O su oldu.Ama nerede oldu? Midede.Bütün dünyanın kimyagerleri, doktorları toplansalar yiyecek ve içeceklerden o suyu seçemezler.
Fakat midede nasıl seçildi? Mevla Teala cevap verin bakayım buyuruyor eğer bir iş görebiliyorsanız.Hani yağmurlarınız? Hani sebzeleriniz? Sadece gazetelerde, mecmualarda çıplak resimleri basmasını bilirsiniz.Ama insanın susuzluğunu giderecek bunlar değildir.Gökten yağan yağmurlardır, yerden biten bitkilerdir, meyvelerdir. Yağmuru siz yağdıramıyorsunuz.Onu ancak Allah-u Teala yağdırıyor.İşte bununla ilgili ayetler:
''O Allah, öyle Allah'dır ki size alametlerini gösteriyor sizin için gökten bir rızık (sebebi olan yağmur) indiriyor.Bu ayetleri hakka yönelenlerden başkası anıp düşünemez.''(Mü'min 13)
Allah'a yönelmeyenler sığır gibi yemeyi, yatmayı bilirler.Boyuna şehvetten konuşurlar bunu bilirler. Ya Rabbi! Ne ucuz şeylerle meşgul oluyorlar.Bize ahireti anlayacak akıl ver.Bize ancak sen acırsın başkası acıyamaz.Biz bile acıyamıyoruz kendimize.
Müminun suresinde şöyle buyuruluyor:
''Gökten kafi miktarda su indirdik sonra onu yerde yerleştirdik.Şüphe yok ki biz onu gidermek üzerine elbette kadiriz.''(Mü'minun 18)
Yani su yerin içinde sizin bulacağınız, oradan çıkaracağınız bir seviyede tutuluyor.Bu su insanların hem ağaçlarını, bağlarını, bahçelerini ve tarlalarını sulamaya yetiyor, hemde arzın derinliklerinde durdurulan bu sudan pınarlar, ırmaklar akıyor, kuyular açılıyor ve sarnıçlar doluyor.Her yönden insanların ihtiyaçları karşılanıyor.Kuyulardaki suların bazıları motorla çekiliyor, bazılarında kova kullanılıyor, yinede bitmiyor.
Mevla Teala:''Biz o suyu oradan gidermeye elbette kadiriz.'' buyuruyor.Öyleyse niye Allah'tan korkmuyoruz.Bu sözü söylemek bile ne kadar ağırdır.O gazetelerdeki, mecmualardaki rezillikler nedir öyle? Bizim müslümanlardan da o gazeteleri okuyanlar oluyor.
Mevla Teala buyuruyor ki:
''Habibim de ki: Bana haber veriniz, eğer suyunuz yerin dibine gidip çekiliverecek olsa artık size kim akarsu getirecektir?''(Mülk 30)
Bir çok yönlerden faydalanmakta olduğumuz sular yerin iyice altına çekilse de batıverse veya bütün sular kayboluverse, semalardan yağmurda yağmasa, akan bir suyu, bir pınarı, bir kaynağı bize Allah'tan başka kimse getiremez.İnsanoğlu bu durumda hiç bir şey yapamaz.
Şu ayeti celilede buyuruluyor ki:
''Semaada rızkınız ve vaad olunduğunuz şey vardır.''(Zariyat 22)
Bu ayetin tefsirinde diyor ki: Cenab-ı Hak her sene aynı ölçüde, aynı miktarda yağmur yağdırır.Ancak ahalisi isyan eden memleketlere yağdırmaz.Oranın yağmurunu başka yere yağdırır.Bu ayetleri bilmemiz lazım.
Yine Cenab-ı Hak buyuruyor ki:
''Eğer o ülkelerin ahalisi iman etselerdi ve (haramlardan) sakınmış olsalardı, elbette onlarınüzerine gökten ve yerden bereketler açardık.Fakat tekzib ettiler.Artık bizde onları kazanır oldukları şey sebebiyle tutup yakalayıverdik.''(Araf 96)
Bir bela geldiği vakitte çok kusurum vardır ''Estağfirullah Ya Rabbi'' demek lazım.
Nuh (Aleyhisselam)'ın kavmi uzun müddet peygamberlerini tekzip etmiş küfür üzerinde ısrar etmişlerdi.Mevla Teal Hazretleri kırk sene veya bir rivayete göre doksan sen boyunca onlardan rahmetini kesmişti, kadınlarıda kısır kalmıştı.Bunun üzerine halk Nuh (Aleyhisselam) a müracaat ederek ona:''Bizi bu durumdan kurtar.'' dediler.Nuh (Aleyhisselam) da onara istiğfar etmelerini söyledi.Şu ayeti kerimede bu açıklanmaktadır.
''Artık dedim ki:Rabbimizden mağfiret dileyiniz, şüphe yok ki O çok mağfiret edicidir.Üzerinize semayı bol yağmurlar ile gönderir ve size mallar ile oğullar ile imdad eder ve sizin için bağlar, bostanlar kılar ve sizin için ırmaklar vücuda getirir.''(Nuh 10-12)
Ey müslümanlar! Bakın bu insan acayiptir.Önce Allah'ın ipine sarılır sonra yavaş yavaş gevşetir.Çarşaf giyip sonra çarşaftan çıkanlar var.Aman dikkat edin.Azimli olalım.Bundan (çarşaftan) çıkıp kefene girilsin.(yani ölünceye kadar giyilsin) Hepiniz için Rabbimden istirhamım talebim bunu nasib etmesidir.Sebat edelim, devam edelim.Size seksen sene yaşamak uzun gelir.Halbuki elli bin sene gibi uzun bir zaman olan mahşer alanında kalındığında dünya da bir saat duruldu sanılacak
Cenab-ı Hak Müminun suresinde ne buyurmuştu:''Gökten arzın ihtiyacı kadar suları inzal ettik, onu yerde yerleştirdik.Şüphesiz ki biz onu gidermek üzere de kadiriz.''
Bu ayette Vacib Teala bizlere suyun başlı başına esas bir nimet olduğunu beyandan sonra ardından gelen ayet-i kerimelerde de bu su sebebiyle hasıl olan nimetleri beyan etmek üzere buyuruyor ki:
''Sonra sizin için onunla hurmalıklardan, üzümlüklerden bağlar inşa ettik ki onlardan sizin için bir çok meyvalar vardır.Ve onlardan yersiniz.
Ve bir ağaçta inşa ettik ki Tur-u Sina'dan çıkar.Yiyecekler için yağ ile bir katkılık ile biter.''(Mü'minun 19-20)
Birde şu ayeti celilede buyuruluyor ki:
''Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır.Size onların karnındaki işkemde pisliğiyle kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından afiyetle geçer.''(Nahl 66)
Allah-u Teala'nın bize veridiği ne kadar çok nimetler vardır.Bütün bunlar Kuran-ı Kerimde de beyan ediliyor.Ama bunları kim düşünüyor? Lisanı Kuran-ı Kerim okurken aklı o gazetelerdeki resimleri düşünüyor, televizyon düşünüyor.Şeytan ihvanlara (tasavvuf adamına) daha çok musallattır
Bu gibi işlerden dönelim.Böylelerine hastalık gelsede dönmezler, çürüseler dönmezler.Hep aynı inatta kalırlar.Bir doktor dediki:Bir hastam vardı kanserdi, hastalık her yanını sarmıştı.Bir keresinde:''hele bir iyileşeyim her tarafı televizyon ile donatacağım'' dedi.İki gün sonra öldü.Şu insanın inadına bakın.Sakın kendimizi beğenmeyelim.Herkesin inadı vardır.Ya Rabbi bizi kendi başımıza bırakma.Amiin.!
Şimdi ders ayetimize gelelim.Cenab-ı Hak soruyor:''Haber verin bakayım.Rahimlere döktüğünüz suyu siz mi yaratıyorsunuz.Yoksa biz mi yaratıcılarız.'' (Ders ayeti)
''Sizin aranızda ölümü biz takdir ettik ve biz önüne geçilmiş olanlar değiliz.''
Sure-i Ali İmran'da şöyle bir ayet vardır:
''Onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar.Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O'na boyun eğmiştir.Ve ahiette O'na çevrilip götürüleceklerdir.''(Ali İmran 83)
Ey müslümanlar! Bu vaazlar bizedir.Ya Rabbi sana şükürler olsun, bize duyuruyorsun.Namazlarımızı vaktinde kılalım.Abdestlerimizi güzel alalım.Yıkanması farz olan yerleri kuru bırakmayalım.İğne tepesi kadar kuru yer kalsa caiz olmaz.
Bunlara hep dikkat etmek lazım.Allah bizi görüyor.Bizden ibadetlerimizi tamam yapmamızı istiyor.Hacca gidiyorlar.Ne mina'ya uğruyorlar, ne de Müzdelife'ye.Mekke'ye ve Arafat'a gidiyorlar, tamam sanıyorlar.Halbuki Mevla Teala ayet-i kerimede buyuruyor ki:
''Haccı da Umre'yi de Allah için farz ve sünnetleriyle tam yapın.''(Bakara 196)
Ölüm aramızda dolaşıyor.Ama insan onu beklemiyor.Kendisinden evvel babasının olduğunu, anasının olduğunu, kardeşinin olduğunu düşünüyor.Bir de bakarsınız ki Mahmud gitmiş.Babası, anasıi kardeşi, arkadaşı duruyor.Onlardan sonraya kalsanda ölüm yine sana gelecek.Zira:''Her gelecek yakındır.''
Mevla Teala:
''Biz geçilmişlerden olmadık.'' buyurmuştu.
Mesela iki kişi yürüyorlar.Biri önde biri arkada.Arkada kalan geçilmiştir.İşte ''biz geçilmiş olmadık'' yani kimse kaçıp bizim önümüzden kurtulamaz.Biz onu yakalarız.Sure-i Rad'da Mevla Teala buyuruyor:
''Bir toplum da Allah bir kötülük diledimi, artık onun geri çevrilmesine hiç bir çare yoktur.''(Rad 11)
Mevla buyuruyor ki:Beni de gücendirseniz kendinize daha başka bir sahip bulamazsınız yanlız kalırsınız.Sure-i Şura'da Mevla Teala şöyle buyuruyor:
''Allah'dan (inecek azabın) geri çevrilmesine çare olmıyan bir gün gelmezden önce, Rabbimizin (hak dine olan) davetini kabul edin.O gün size ne sığınacak yer vardır, ne de inkara çare.''(Şura 47)
''Rahimlere döktüğünüz nutfeyi gördünüz mü? -Haber veriniz-'' ''Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcılar bizmiyiz?''
Cenab-ı Hak bütün insanlara soruyor, cevap versinler.Buna kimse tam cevap veremez. İnsanın yaratıldığı o su, daha evvel ekmekti, yemekdi, zeytindi, üzümdü, kavundu, karpuzdu, armutdu, elmaydı, etdi, sütdü, yağdı.Sonra ne oldu? O su oldu.Ama nerede oldu? Midede.Bütün dünyanın kimyagerleri, doktorları toplansalar yiyecek ve içeceklerden o suyu seçemezler.
Fakat midede nasıl seçildi? Mevla Teala cevap verin bakayım buyuruyor eğer bir iş görebiliyorsanız.Hani yağmurlarınız? Hani sebzeleriniz? Sadece gazetelerde, mecmualarda çıplak resimleri basmasını bilirsiniz.Ama insanın susuzluğunu giderecek bunlar değildir.Gökten yağan yağmurlardır, yerden biten bitkilerdir, meyvelerdir. Yağmuru siz yağdıramıyorsunuz.Onu ancak Allah-u Teala yağdırıyor.İşte bununla ilgili ayetler:
''O Allah, öyle Allah'dır ki size alametlerini gösteriyor sizin için gökten bir rızık (sebebi olan yağmur) indiriyor.Bu ayetleri hakka yönelenlerden başkası anıp düşünemez.''(Mü'min 13)
Allah'a yönelmeyenler sığır gibi yemeyi, yatmayı bilirler.Boyuna şehvetten konuşurlar bunu bilirler. Ya Rabbi! Ne ucuz şeylerle meşgul oluyorlar.Bize ahireti anlayacak akıl ver.Bize ancak sen acırsın başkası acıyamaz.Biz bile acıyamıyoruz kendimize.
Müminun suresinde şöyle buyuruluyor:
''Gökten kafi miktarda su indirdik sonra onu yerde yerleştirdik.Şüphe yok ki biz onu gidermek üzerine elbette kadiriz.''(Mü'minun 18)
Yani su yerin içinde sizin bulacağınız, oradan çıkaracağınız bir seviyede tutuluyor.Bu su insanların hem ağaçlarını, bağlarını, bahçelerini ve tarlalarını sulamaya yetiyor, hemde arzın derinliklerinde durdurulan bu sudan pınarlar, ırmaklar akıyor, kuyular açılıyor ve sarnıçlar doluyor.Her yönden insanların ihtiyaçları karşılanıyor.Kuyulardaki suların bazıları motorla çekiliyor, bazılarında kova kullanılıyor, yinede bitmiyor.
Mevla Teala:''Biz o suyu oradan gidermeye elbette kadiriz.'' buyuruyor.Öyleyse niye Allah'tan korkmuyoruz.Bu sözü söylemek bile ne kadar ağırdır.O gazetelerdeki, mecmualardaki rezillikler nedir öyle? Bizim müslümanlardan da o gazeteleri okuyanlar oluyor.
Mevla Teala buyuruyor ki:
''Habibim de ki: Bana haber veriniz, eğer suyunuz yerin dibine gidip çekiliverecek olsa artık size kim akarsu getirecektir?''(Mülk 30)
Bir çok yönlerden faydalanmakta olduğumuz sular yerin iyice altına çekilse de batıverse veya bütün sular kayboluverse, semalardan yağmurda yağmasa, akan bir suyu, bir pınarı, bir kaynağı bize Allah'tan başka kimse getiremez.İnsanoğlu bu durumda hiç bir şey yapamaz.
Şu ayeti celilede buyuruluyor ki:
''Semaada rızkınız ve vaad olunduğunuz şey vardır.''(Zariyat 22)
Bu ayetin tefsirinde diyor ki: Cenab-ı Hak her sene aynı ölçüde, aynı miktarda yağmur yağdırır.Ancak ahalisi isyan eden memleketlere yağdırmaz.Oranın yağmurunu başka yere yağdırır.Bu ayetleri bilmemiz lazım.
Yine Cenab-ı Hak buyuruyor ki:
''Eğer o ülkelerin ahalisi iman etselerdi ve (haramlardan) sakınmış olsalardı, elbette onlarınüzerine gökten ve yerden bereketler açardık.Fakat tekzib ettiler.Artık bizde onları kazanır oldukları şey sebebiyle tutup yakalayıverdik.''(Araf 96)
Bir bela geldiği vakitte çok kusurum vardır ''Estağfirullah Ya Rabbi'' demek lazım.
Nuh (Aleyhisselam)'ın kavmi uzun müddet peygamberlerini tekzip etmiş küfür üzerinde ısrar etmişlerdi.Mevla Teal Hazretleri kırk sene veya bir rivayete göre doksan sen boyunca onlardan rahmetini kesmişti, kadınlarıda kısır kalmıştı.Bunun üzerine halk Nuh (Aleyhisselam) a müracaat ederek ona:''Bizi bu durumdan kurtar.'' dediler.Nuh (Aleyhisselam) da onara istiğfar etmelerini söyledi.Şu ayeti kerimede bu açıklanmaktadır.
''Artık dedim ki:Rabbimizden mağfiret dileyiniz, şüphe yok ki O çok mağfiret edicidir.Üzerinize semayı bol yağmurlar ile gönderir ve size mallar ile oğullar ile imdad eder ve sizin için bağlar, bostanlar kılar ve sizin için ırmaklar vücuda getirir.''(Nuh 10-12)
Ey müslümanlar! Bakın bu insan acayiptir.Önce Allah'ın ipine sarılır sonra yavaş yavaş gevşetir.Çarşaf giyip sonra çarşaftan çıkanlar var.Aman dikkat edin.Azimli olalım.Bundan (çarşaftan) çıkıp kefene girilsin.(yani ölünceye kadar giyilsin) Hepiniz için Rabbimden istirhamım talebim bunu nasib etmesidir.Sebat edelim, devam edelim.Size seksen sene yaşamak uzun gelir.Halbuki elli bin sene gibi uzun bir zaman olan mahşer alanında kalındığında dünya da bir saat duruldu sanılacak
Cenab-ı Hak Müminun suresinde ne buyurmuştu:''Gökten arzın ihtiyacı kadar suları inzal ettik, onu yerde yerleştirdik.Şüphesiz ki biz onu gidermek üzere de kadiriz.''
Bu ayette Vacib Teala bizlere suyun başlı başına esas bir nimet olduğunu beyandan sonra ardından gelen ayet-i kerimelerde de bu su sebebiyle hasıl olan nimetleri beyan etmek üzere buyuruyor ki:
''Sonra sizin için onunla hurmalıklardan, üzümlüklerden bağlar inşa ettik ki onlardan sizin için bir çok meyvalar vardır.Ve onlardan yersiniz.
Ve bir ağaçta inşa ettik ki Tur-u Sina'dan çıkar.Yiyecekler için yağ ile bir katkılık ile biter.''(Mü'minun 19-20)
Birde şu ayeti celilede buyuruluyor ki:
''Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır.Size onların karnındaki işkemde pisliğiyle kan arasından halis bir süt içiriyoruz ki içenlerin boğazından afiyetle geçer.''(Nahl 66)
Allah-u Teala'nın bize veridiği ne kadar çok nimetler vardır.Bütün bunlar Kuran-ı Kerimde de beyan ediliyor.Ama bunları kim düşünüyor? Lisanı Kuran-ı Kerim okurken aklı o gazetelerdeki resimleri düşünüyor, televizyon düşünüyor.Şeytan ihvanlara (tasavvuf adamına) daha çok musallattır
Bu gibi işlerden dönelim.Böylelerine hastalık gelsede dönmezler, çürüseler dönmezler.Hep aynı inatta kalırlar.Bir doktor dediki:Bir hastam vardı kanserdi, hastalık her yanını sarmıştı.Bir keresinde:''hele bir iyileşeyim her tarafı televizyon ile donatacağım'' dedi.İki gün sonra öldü.Şu insanın inadına bakın.Sakın kendimizi beğenmeyelim.Herkesin inadı vardır.Ya Rabbi bizi kendi başımıza bırakma.Amiin.!
Şimdi ders ayetimize gelelim.Cenab-ı Hak soruyor:''Haber verin bakayım.Rahimlere döktüğünüz suyu siz mi yaratıyorsunuz.Yoksa biz mi yaratıcılarız.'' (Ders ayeti)
''Sizin aranızda ölümü biz takdir ettik ve biz önüne geçilmiş olanlar değiliz.''
Sure-i Ali İmran'da şöyle bir ayet vardır:
''Onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar.Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O'na boyun eğmiştir.Ve ahiette O'na çevrilip götürüleceklerdir.''(Ali İmran 83)
Ey müslümanlar! Bu vaazlar bizedir.Ya Rabbi sana şükürler olsun, bize duyuruyorsun.Namazlarımızı vaktinde kılalım.Abdestlerimizi güzel alalım.Yıkanması farz olan yerleri kuru bırakmayalım.İğne tepesi kadar kuru yer kalsa caiz olmaz.
Bunlara hep dikkat etmek lazım.Allah bizi görüyor.Bizden ibadetlerimizi tamam yapmamızı istiyor.Hacca gidiyorlar.Ne mina'ya uğruyorlar, ne de Müzdelife'ye.Mekke'ye ve Arafat'a gidiyorlar, tamam sanıyorlar.Halbuki Mevla Teala ayet-i kerimede buyuruyor ki:
''Haccı da Umre'yi de Allah için farz ve sünnetleriyle tam yapın.''(Bakara 196)
Ölüm aramızda dolaşıyor.Ama insan onu beklemiyor.Kendisinden evvel babasının olduğunu, anasının olduğunu, kardeşinin olduğunu düşünüyor.Bir de bakarsınız ki Mahmud gitmiş.Babası, anasıi kardeşi, arkadaşı duruyor.Onlardan sonraya kalsanda ölüm yine sana gelecek.Zira:''Her gelecek yakındır.''
Mevla Teala:
''Biz geçilmişlerden olmadık.'' buyurmuştu.
Mesela iki kişi yürüyorlar.Biri önde biri arkada.Arkada kalan geçilmiştir.İşte ''biz geçilmiş olmadık'' yani kimse kaçıp bizim önümüzden kurtulamaz.Biz onu yakalarız.Sure-i Rad'da Mevla Teala buyuruyor:
''Bir toplum da Allah bir kötülük diledimi, artık onun geri çevrilmesine hiç bir çare yoktur.''(Rad 11)
Mevla buyuruyor ki:Beni de gücendirseniz kendinize daha başka bir sahip bulamazsınız yanlız kalırsınız.Sure-i Şura'da Mevla Teala şöyle buyuruyor:
''Allah'dan (inecek azabın) geri çevrilmesine çare olmıyan bir gün gelmezden önce, Rabbimizin (hak dine olan) davetini kabul edin.O gün size ne sığınacak yer vardır, ne de inkara çare.''(Şura 47)