Okyay
ÖZEL ÜYE
BENİM ÇOCUKLUĞUMDA =3=
Benim çocukluğumda- Bayramlar bi başkaydı..
Bayram bahşişi almak- çocuklara, baştaydı.
Bayramlık ayakkabım- çalınmasın korkardım,
Yastığımın altından- açar- açar bakardım.
Tabi yeni elbisem- gömleğim de olurdu,
Gece kalkar, bakardım- baş ucumda dururdu.
Sabah olmak bilmezdi- sanki gece uzardı.
Ah şu bayram sabahı- oluverse ne vardı?
Akraba büyükleri- gönlümde yer edendi,
Bahşişin en çokçası- Hafize teyzemdendi.
Nur içinde yatası- severdi hem okşardı,
Vereceği bahşişi- önceden hazırlardı.
Eve gelir, bahşişi, tekrar- tekrar sayardım,
Ne kadar toplamışsam- keseciğme koyardım.
Artık sıra bunları- harcamaya gelirdi,
Çerezden- oyuncaktan- çocuklar sevinirdi.
Köyün meydanlarında- beşikler kurulurdu,
Salıncakta sallanmak- Bayram tadı olurdu.
Şişirilmiş balonlar- ve Elma şekerleri,
Macun ve patlak darı- almak zevkti her biri.
O zaman, plastikten- oyuncaklar yok idi,
Tekeri de tahtadan- tahta araba vardı.
Tekerler üzerine konmuş- tahta leylekler,
Gagayla eğip-kalkar, tak- tak çıkardı sesler.
Çulyâki ya nezâket- elbisemi giydim mi;
Doğru Bayram yerinde- alırdım nefesimi.
Ah derdim; elbisemi- herkes bi görüverse..
Pek çok mutlu olurdum- biri ‘ne güzel’ derse.
Benim çocukluğumda;- köye cambaz gelirdi,
Direklere gerilmiş- telde gezinirlerdi.
Köyün tam meydanına- kurulurdu direkler,
Cambazlar düştü- düşçek, Hop- hop derdi yürekler.
Çünkü telin altında- hiç bir önlemi yoktu,
Ne bir fiyle gerili- ne yumuşak topraktı.
Eğer yere düşerse- helaki demek idi,
Bize kalan sadece- ‘korunsun’ dilemekti.
Cambazlar bazen çıkar- sokakta dolaşırdı,
Gösteriler yaparak- davete çalışırdı.
Birisi ayaklara- uzun Sopalar takıp,
Yükselirdi üstünde- dört metre göğe çıkıp.
Bir de o boyda bir don- giyerdi renklisinden,
Heyecan duyulurdu- böyle gösterisinden.
Ne kadar çocuk varsa- arkasından yürürdük.
Öyle durabilmeyi- bir maharet görürdük.
Bazı köy kadınları- bunu ilk defa görmüş,
Deccal çıktı zannedip- korku içinde kalmış.
Bacağında donu var- ne bilsin Sopaları,
İnsan boyu, bu kadar- Hem olmazki yukarı.
Benim çocukluğumda; yetmiş yıl kadar önce,
Yediğimiz ekmekler- evde yapılır idi,
Annelerimiz bunu- asli görev bilirdi.
Çeşitli ekmek türü- yapılırdı evlerde,
Saçta yapılan vardı- kimi de kümbetlerde.
Altı- üstü ateş,köz- kapak da olurdu yerde,
Çok lezzetli olurdu- kapak ekmeği bir de.
Tahtadan miniyetler- olurdu, göz-göz ayrık,
Ekmeğin hamurları- burda dururdu artık.
Mayalanmış hamurlar- geliştimi tavına,
Tek-tek sürülürlerdi- kızdırılmış fırına.
Moderatör tarafında düzenlendi: