Okyay
ÖZEL ÜYE
BEDİR ve Ebu Leheb
Savaşın sonrasında, küçük guruplar yapıp,
Mekke’ye dönmüş idi, Kureyş ordusu artık.
Mekke’ye ilk varanlar , arasında haşimi,
Ebu Süfyan da vardı, ve kardeşi Nevfel’i,
Bedir de askerlere, esir koyup gelmişti.
Bu sebeple kuzeni ve süt kardeşi olan,
Muhammed’e- dinine, içi hicivle dolu, (s.a.v)
Şiirler yazıyordu, ki öfkesi yatışsın,
Ve de söyledikleri, ötelere yetişsin.
Fakat Bedir deneyimi, onu gayet sarsmıştı,
Mekke’ye döndüğünde, düşüncesi artmıştı.
Ve ilk önce Kabe’yi, varıp ziyaret etti,
O sırada amcası, Ebu Leheb’i fark etti.
Zem zem denilen çadır, gölgesinde amcası,
Oturuyordu, hemen, yeğenini görünce,
Çağırdı el ederek,yanına davet etti,
Olan biteni sordu, ne oldu anlat dedi.
Ebu Süfyan ne desin, ne söyleyebilsin ki,
Olanlardan korkmuştu, ne anlatabilsin ki.
“Düşmanla karşılaştık, sonra da dönüp kaçtık,
Bizi kovaladılar, işte size ulaştık”.
“İstedikleri kadar, asker esir ettiler,
Bin kişilik Kureyşi, felç etmeye yettiler.
Lakin askerimizi, asla suçlamıyorum,
Çünkü gördüklerimiz, korkunçtu- vahim durum.
Biz sadece düşmanla, çarpışmadık ki orda,
Korku salan başkaca, kuvvetler daha vardı.
Gökle yer arasında, ayağ yere değmeyen,
Atların üzerinde, beyazlara bürünen,
Şedit adamlar gördük, pek- çok heyecanlandık,
O yüzden kurtuluşu, ancak kaçmakta bulduk.”
…………………………………….
Ümmü Fadıl çadırın, diğer köşesindeydi,
Ve yanında Abbas’ın, kölelerinden biri,
Ebu Rafi oturmuş, hem de ok yapıyordu,
Bir yandan da, olanı dikkatle dinliyorkdu
Ümmü Fadıl gibiydi, o da tam müslümandı,
Fakat gizliyorlardı, yoksa işi dumandı.
Fakat Ebu Rafi ki, Peygamber aşıkıydı,
Ne zaman ki Zişan’ın, zafer haberi duydu,
Kendini tutamadı, sevinçten nara attı
Çünkü iman coşmuştu, köleliği unuttu.
***
Şevket OKYAY
.................................................. .....
Devamı Sayfa- 2 deNot
Moderatör tarafında düzenlendi: