Atçalı Kel Mehmet Efe Efsanesi
Bugün Atçalı arkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. Laf lafı açarken konu Atça yöresine ait efsanelere ve ilçenin çok düzenli olan planına geldi. Sonunda arkadaşım dayanamayıp elime yöreyle ilgili bir kitap -Atça Tarihi- ve ardından da İsmet Nadir Atasoy'un yöredeki efsane hakkında yazdığı Sevda Zamana Sığmaz adlı romanı tutuşturdu. Eve gelince de efsane ile ilgili kaynaklara ulaştım. Hoşuma giden anlatım tarzı olarak da Yavuz Donat'ın kalemini seçtim. Umarım siz de beğenirsiniz.
Atça’nın hemen girişinde 4.10 metre yüksekliğinde bir heykel vardır.“Atçalı Kel Mehmet Efe’nin” heykeli. Heykeli yaptırmaya “Belediye Meclisi” karar vermiş.“Kültür Bakanlığı’ndan” izin alınmış.1970′te bitirilmiş.
DESTAN GİBİ Atçalı Kel Mehmet Efe 1780-1820 tarihleri arasında yaşamış. Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya‘nın anlatımıyla:Atçalı Kel Mehmet, çobanmış. Bey kızına aşık olmuş. Her yıl yağlı güreş yapılırmış. Atçalı beyinin pehlivanı, herkesi yenmiş, başpehlivan olmuş. Bey demiş ki:- Var mı benim pehlivanımı yenecek olan?.. Kim yenerse, benden ne isterse, istesin, vereceğim. Çoban Kel Mehmet “ben varım” demiş. Başpehlivanı yenmiş. Sonra da ağaya dönmüş:- Kızını istiyorum.
KELOĞLAN… KELEŞOĞLAN
Ağanın adamları, çoban Kel Mehmet’i dövmüşler. Mehmet, köyde barınamamış, dağa çıkmış. Dönem, Osmanlı’nın zayıflama dönemi.Ağalar, beyler halkı eziyor. Yerel yöneticiler halka zulmediyor.Atçalı Kel Mehmet Efe, dağda örgütlenmiş. Ona kimi “Keloğlan” dermiş, kimi “Keleşoğlan”, kimi de “Keleş Mehmet.”
MÜHÜR
Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya bir çay molası verdi.Odadakiler kulak kesildi.Başkan, hikayeye kaldığı yerden devam etti: 1818′de zulme, haksızlığa karşı Kuyucak’ta isyan başlamış.İsyanın lideri, dağdan inen Atçalı Kel Mehmet Efe.Kuyucak‘ta, Köşk‘te, Arpaz‘da evi, barkı, tarlası, tapanı, odu, ocağı ağalar, beyler tarafından yakılıp, yıkılan köylü, Atçalı Kel Mehmet Efe’ye destek olmuş.Mehmet Efe’nin isyanı Aydın’da son bulmuş.Efe, hükümet binasını ele geçirmiş.Valinin koltuğuna oturmuş.Bir de mühür kazdırmış:“Vali-i Vilayet, Hademe-i Devlet, Atçalı Kel Mehmet.”
DEVLETİN HADEMESİ
O bir “isyancı” ama, devlete sadık. Bu “mühürden” belli:“Vilayetin valisi, devletin hademesi…..”
PADİŞAHIN EMRİ-
Eee sonra Başkan?Başkan Osman Yıldırımkaya, sonrasını anlatmaya başladı:- Aşık olduğu bey kızıyla evlenmiş… Ağalardan alıp, yoksullara vermiş… Adil bir yönetim sergilemiş… Halk kahramanı olmuş… Fakat, padişah demiş ki “Aydın’ı iyi de yönetse, o bir isyancı… Tez getirin kellesini.”- Eeee, sonra?- Padişah, İstanbul’dan kuvvet yollamış… Atçalı Kel Mehmet Efe’nin kellesini almışlar… İstanbul’a götürmüşler.
HALK KAHRAMANI
Adına efsaneler anlatılmış.Türküler yakılmış.Ve Atça’nın girişine heykeli dikilmiş.“Meşhur mührü” de, heykelin üzerine yazılmış:“Vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Mehmet.
ATÇALI KEL MEHMET EFE TÜRKÜSÜ
Aydın dağlarında gezerim gari
Yazıldı fermanım okundu gari
Aldım martinimi çıktım dağlara
Dünya bir olsa tutulmam gari
Atçalı Mehmet'im bilsinler beni
Yoksulun yanında görsünler beni
Koyarım bu yola bu tatlı canımı
Dünya bir olsa tutulmam gari
On iki yaşımda binerdim taya
Minnet etmezdim paşaya beye
Bizi yaman bildirmişler devlete
Dünya bir olsa tutulmam gari
Anonim
Bugün Atçalı arkadaşlarımı ziyarete gitmiştim. Laf lafı açarken konu Atça yöresine ait efsanelere ve ilçenin çok düzenli olan planına geldi. Sonunda arkadaşım dayanamayıp elime yöreyle ilgili bir kitap -Atça Tarihi- ve ardından da İsmet Nadir Atasoy'un yöredeki efsane hakkında yazdığı Sevda Zamana Sığmaz adlı romanı tutuşturdu. Eve gelince de efsane ile ilgili kaynaklara ulaştım. Hoşuma giden anlatım tarzı olarak da Yavuz Donat'ın kalemini seçtim. Umarım siz de beğenirsiniz.
Atça’nın hemen girişinde 4.10 metre yüksekliğinde bir heykel vardır.“Atçalı Kel Mehmet Efe’nin” heykeli. Heykeli yaptırmaya “Belediye Meclisi” karar vermiş.“Kültür Bakanlığı’ndan” izin alınmış.1970′te bitirilmiş.
DESTAN GİBİ Atçalı Kel Mehmet Efe 1780-1820 tarihleri arasında yaşamış. Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya‘nın anlatımıyla:Atçalı Kel Mehmet, çobanmış. Bey kızına aşık olmuş. Her yıl yağlı güreş yapılırmış. Atçalı beyinin pehlivanı, herkesi yenmiş, başpehlivan olmuş. Bey demiş ki:- Var mı benim pehlivanımı yenecek olan?.. Kim yenerse, benden ne isterse, istesin, vereceğim. Çoban Kel Mehmet “ben varım” demiş. Başpehlivanı yenmiş. Sonra da ağaya dönmüş:- Kızını istiyorum.
KELOĞLAN… KELEŞOĞLAN
Ağanın adamları, çoban Kel Mehmet’i dövmüşler. Mehmet, köyde barınamamış, dağa çıkmış. Dönem, Osmanlı’nın zayıflama dönemi.Ağalar, beyler halkı eziyor. Yerel yöneticiler halka zulmediyor.Atçalı Kel Mehmet Efe, dağda örgütlenmiş. Ona kimi “Keloğlan” dermiş, kimi “Keleşoğlan”, kimi de “Keleş Mehmet.”
MÜHÜR
Belediye Başkanı Osman Yıldırımkaya bir çay molası verdi.Odadakiler kulak kesildi.Başkan, hikayeye kaldığı yerden devam etti: 1818′de zulme, haksızlığa karşı Kuyucak’ta isyan başlamış.İsyanın lideri, dağdan inen Atçalı Kel Mehmet Efe.Kuyucak‘ta, Köşk‘te, Arpaz‘da evi, barkı, tarlası, tapanı, odu, ocağı ağalar, beyler tarafından yakılıp, yıkılan köylü, Atçalı Kel Mehmet Efe’ye destek olmuş.Mehmet Efe’nin isyanı Aydın’da son bulmuş.Efe, hükümet binasını ele geçirmiş.Valinin koltuğuna oturmuş.Bir de mühür kazdırmış:“Vali-i Vilayet, Hademe-i Devlet, Atçalı Kel Mehmet.”
DEVLETİN HADEMESİ
O bir “isyancı” ama, devlete sadık. Bu “mühürden” belli:“Vilayetin valisi, devletin hademesi…..”
PADİŞAHIN EMRİ-
Eee sonra Başkan?Başkan Osman Yıldırımkaya, sonrasını anlatmaya başladı:- Aşık olduğu bey kızıyla evlenmiş… Ağalardan alıp, yoksullara vermiş… Adil bir yönetim sergilemiş… Halk kahramanı olmuş… Fakat, padişah demiş ki “Aydın’ı iyi de yönetse, o bir isyancı… Tez getirin kellesini.”- Eeee, sonra?- Padişah, İstanbul’dan kuvvet yollamış… Atçalı Kel Mehmet Efe’nin kellesini almışlar… İstanbul’a götürmüşler.
HALK KAHRAMANI
Adına efsaneler anlatılmış.Türküler yakılmış.Ve Atça’nın girişine heykeli dikilmiş.“Meşhur mührü” de, heykelin üzerine yazılmış:“Vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Mehmet.
ATÇALI KEL MEHMET EFE TÜRKÜSÜ
Aydın dağlarında gezerim gari
Yazıldı fermanım okundu gari
Aldım martinimi çıktım dağlara
Dünya bir olsa tutulmam gari
Atçalı Mehmet'im bilsinler beni
Yoksulun yanında görsünler beni
Koyarım bu yola bu tatlı canımı
Dünya bir olsa tutulmam gari
On iki yaşımda binerdim taya
Minnet etmezdim paşaya beye
Bizi yaman bildirmişler devlete
Dünya bir olsa tutulmam gari
Anonim