nefsimutmainne
Aktif Üyemiz
Aşık Olan Neylesin ?
Yavuz Sultan Selim Han, Mercidabık Seferinden büyük bir zaferle dönüyordu.Mevsim de kışa dönmüştü.Sultan o kışı geçirmek için Şam Vilayetinde konakladı.Orada bir konakta misafir olarak kaldı.O konakta, odasını derleyip toparlamak, yatağını kurup kaldırmak gibi hususi işleri ile, bir kızcağızı vazifelendirmişlerdi.
Yavuz ile kızcağız, kızcağız ile Yavuz zaman zaman karşılaşırlardı.İşte, o kızcağızın yüreği, Cihan Padişahına kapılıverdi.
Zavallı kız, aşkının şiddetinden nefes alamaz hale geldi.Bir gün Sulatn'ın yatağını kurarken, hemen baş ucundaki duvara, bir dize yazıverdi :
-"Aşık olan neylesin?"
Farsça bir divan yazacak kadar şiir bilgisine sahip olan Yavuz, bu dizeyi görünce tebessüme geldi.Kızcağızın mısrasının hemen altına, bir cevap dizesi ilave etti :
- " Derdi ne ise söylesin. "
Ertesi sabah yatağı yorganı toplamak için gelen kızcağız, Sultan'ın cevabını görünce adeta öleyazdı.Heyecandan, rüzgara tutulmuş bir zambağa serin ve beyaz yaprakları gibi tir tir titreyen parmaklarına hakim olup, duvara şöyle yazdı :
- " Ya korkarsa neylesin ? "
Ertesi gece, Sultan Hazretleri kızcağızın dizelerini gördü.Cihan padişahı bu samimi hisler karşısında hürmetle eğilerek, duvara şöyle yazdı :
- " Hiç korkmasın söylesin..."
Sultan'ın bu cevabını gören kızcağız bedenini sarmalayan bir ümit ve sevinç ile, en güzel elbiselerini giydi ve derhal Sultan'ın huzuruna çıkmak üzere izin istedi.
Genç kız Yavuz Sultan Selim Han'ın huzuruna çıktığında, bütün bedeni tir tir titriyordu.Başını kaldırıp, Sultan'ın yüzüne baktı.Ancak, işte tam bu anda, kızcağızın çılgınca çarpan yüreği ten kafesini parçalayıverdi.Ruhu, bedeninden uçup giderken, masum cismi, Sultan'ın ayakları dibine yığılıverdi.
Yavuz Sultan Selim Han, aşk şiddetinden can verip inşaallah manevi şehitlerin mertebesine ulaşan bu genç kız için bir mezar yaptırdı.
Yavuz Sultan Selim Han, Mercidabık Seferinden büyük bir zaferle dönüyordu.Mevsim de kışa dönmüştü.Sultan o kışı geçirmek için Şam Vilayetinde konakladı.Orada bir konakta misafir olarak kaldı.O konakta, odasını derleyip toparlamak, yatağını kurup kaldırmak gibi hususi işleri ile, bir kızcağızı vazifelendirmişlerdi.
Yavuz ile kızcağız, kızcağız ile Yavuz zaman zaman karşılaşırlardı.İşte, o kızcağızın yüreği, Cihan Padişahına kapılıverdi.
Zavallı kız, aşkının şiddetinden nefes alamaz hale geldi.Bir gün Sulatn'ın yatağını kurarken, hemen baş ucundaki duvara, bir dize yazıverdi :
-"Aşık olan neylesin?"
Farsça bir divan yazacak kadar şiir bilgisine sahip olan Yavuz, bu dizeyi görünce tebessüme geldi.Kızcağızın mısrasının hemen altına, bir cevap dizesi ilave etti :
- " Derdi ne ise söylesin. "
Ertesi sabah yatağı yorganı toplamak için gelen kızcağız, Sultan'ın cevabını görünce adeta öleyazdı.Heyecandan, rüzgara tutulmuş bir zambağa serin ve beyaz yaprakları gibi tir tir titreyen parmaklarına hakim olup, duvara şöyle yazdı :
- " Ya korkarsa neylesin ? "
Ertesi gece, Sultan Hazretleri kızcağızın dizelerini gördü.Cihan padişahı bu samimi hisler karşısında hürmetle eğilerek, duvara şöyle yazdı :
- " Hiç korkmasın söylesin..."
Sultan'ın bu cevabını gören kızcağız bedenini sarmalayan bir ümit ve sevinç ile, en güzel elbiselerini giydi ve derhal Sultan'ın huzuruna çıkmak üzere izin istedi.
Genç kız Yavuz Sultan Selim Han'ın huzuruna çıktığında, bütün bedeni tir tir titriyordu.Başını kaldırıp, Sultan'ın yüzüne baktı.Ancak, işte tam bu anda, kızcağızın çılgınca çarpan yüreği ten kafesini parçalayıverdi.Ruhu, bedeninden uçup giderken, masum cismi, Sultan'ın ayakları dibine yığılıverdi.
Yavuz Sultan Selim Han, aşk şiddetinden can verip inşaallah manevi şehitlerin mertebesine ulaşan bu genç kız için bir mezar yaptırdı.
