Varlığıyla,birliğiyle,güzelliğiyle ve doğru sistem Adaletleriyle eşi benzeri olmayan Tek bir Allah...
Allah ı anlatabilmek onu güzel kelimelerle övebilmek için bile ne dünyada ömür yeter nede zaman...
Muktedir ve tek hakim olan Allah yeryüzünde ettiği mükemmel ve eşssiz inşaası ile görebilen insanlar için mükemmel ötesi bir sistem inşaası denilebilir..
Zaman ve asır geçsede ve geçen her süreç içerisinde insanoğlu değişssede değişmeyen ve tek güce sahip olandır Allah..
Kalbin iç mekanizmasını harika bir şekilde çalıştıran devamında evrenin gezegenler arasında sabit kuvvetli baz alınarak havada asılı kalmasını sağlayan ve buna yörünge çekim-denge kanunları koyan...
Allahı tanımak nimetlerinden istifade edebilmek gerçek manada insanlar için vazgeçilmez bir hazinedir..
Kaldı ki böylesi yüce ve her daim insanlık için katkısını veren vermeye devam eden bir Allah için her daim şükretmeliyiz..
Etrafımıza baktığımızda kendilerimizi günlük hayat içerisinde boğar yine kendilerimizi günlük hayatın koşuşturmacalarına atar durarız oysa ki Allah için bir kelime yazın dendinğinde yada Allah için çabanızı nefesinizi enerjinizi tüketin dendiğinde malesef enerji randumanları tam manasıyla tüketilmez..
Hayatta insanlık olarak her daim kendimizi ve ileri hedeflerinmizi düşünememekten öteye gidemedik...gidemediğimiz gibi varlığıyla güzellikler katan o yüceler yücesinide unuttuk...
Bizler dünyada İslam cografyasında farklı farklı zümrelere ayrıldık bu yetmezmiş ki zumreler içerisinde ben başta olacağım kavgaları yapıldı başta olanlar başa gelince icraatları ve iştimatları ile belkide yapanlar başaranlar oldu ama %35 bir dilimin sahihi iradesiyle geri kalan iradenin %35 lik kısmı makam mevki geri kalan %15 lik kısmı ise sadece kendi ışıgı için son kalan %15 lik dilim ise çeşitli farklılaşma ya o ya bu arasında kalanlar..
Kimin baş olduğundan ziyade kimin insanlar için ne kadar fayda ve değer verebildiğidir...Kimin insanları bütün anlamda kucaklayan olması ve onlara sevgi samimiyet vermesidir..
İşte bu içtimaat veselelerinde aklımızda gönlümüzde hep dünyalık hevesleri belirdi...bu hevesler bende de sizlerde de diğer herkesde de malesef oldu fakat gerçekte esas olan bizler değil Allahın hakimiyeti ve anlatılmasıydı...
Bugün kaç kişi sokağa çıktığında etrafına ışığıyla birlikte Allah ı gönül gözüyle anlatabiliyor..bugün kaç cemaat tebliğ yapıp insanları aydınlatabiliyor...Bugün hangi kısım hangi cografyalara elçileri gönderip islamı ve özünü anlatmayı çalıştı...
Bugün Dün Aslolan geçen her zaman İslamiyet için ve onun eşssiz üstün ahlak ve doğruluğu samimiyeti için neler yapabildik..
Din demek sadece bağlı bulunduğun cemaate anlatmak demek değildir...Dini tüm dünyaya yayabilmek anatabilmektir...bu başarılırsa işte sen cemaatsindir...
Etrafınıza ışıklar saçmanın genel zumreye ulaştırılamadığında çokta fazla önemi olmuyor..
İslamiyetin özünde vardır Doğruluk samimiyet ihsan ve erdemlik...İnsanlığı Barışıdır bu güzel din..
İşte her vesile ile belkide doğru ilerlenile gibi görülen işlerde zamanla çok hatalarda yapmış ve sebepsiz sonuçlara da magruz kalınmış olabilir...Hayat bilinmezlik üzeredir gerçekte ve esasta ne olacağı tam manasıyla kestirilemez...Gerçekte tek esasiyet vardır...Oda yüce Allahın baki ve daimi sonsuz olacağıdır..
Biz insanlar ise baki ve sonsuzluk anlamında kesin değilizdir...şöyle ki Allah dilerse isterse bizleri ölümlü yapabilir fakat bizler insanların inandığı olguların en başında şu var ki Allah sözünde durandır vaadini gerçekleştirendir..
Demek oluyor ki bu kadar bizi eşssiz ve derin kıymetlerle inşa eden rabbimizin geleceğini vaadettiği o gününü unutmamak gerek...atılan her adım ilerlenen her saniye kaybedilen her vakit insanlık için oldukça zuhuratı açısından oldukça önemli milatlar diyebiliriz..
Sevginin gönüllerde esas olup yeşerdiği iklimlerin içimizi ısıttığı ve vakit ayrılıklarında da tecirimizin nasıl şekilleneceğini gördüğümüz anda hayatta yeniden olmak isteyebiliriz.
Allahın bir çok güzellikleri var bu güzelliklerin en başında yaratma sanatı var...
Alahın yaratma sanatı o kadar düzenli ve sistemli ki her detay oldukça derin ve engin olarak düşünülüp tasarlanmış bu kadar mükemmel bir tasarıya sahip Allahın varlığında ki hikmetlerini hiç es geçmemek her daim düşünmek gerek..
Bir İnsan yaratılışını iç yapısındaki sistemi incelediğimizde her organa bir numara verdiğimizde ayaktan yukarıya başımıza kadar düşündüğümüzde sistemlerin ne kadar sıralı ve düzenli olduğunu görebiliyoruz..
İnsanın su içtiğinde suyun nereye ulaşması gerektiği insan yemek yediğinde ise yemeğin nereye gitmesi belli olduğu devamında insan oksijen çektiğinde nerelerde bu oksijenin kullanması gerektiği...
Kan ve onun sistem içerisinde ki bir araba moturunda ki yağ gibi akması....gerçek manada insan vücudunun yaratılışındaki mükemmellşyet ötesi bir düzenini görememek için sanırım çok uğraşmamız gerek...
Allahın yaratma sanatını saymakla anlatmak bitiremeyiz...başka örnekler vermek gerekirse...
Dünyadaki eşssiz bir sistem yapısı...
Bu sistem yapısı bana göre 2 ayrılmak..
1.sistem
uzay ve ötesi için tasarlanmış ve özellikle insanın rahat ve güvenli yaşaması için kurgulanmış bunun yanı sıra insanın gökyüzünde kendini yanlız hissetmemesi içinde yıldızlar ışıklandırılmış fakat uzay karartılarak ve birbirinden her geçen gün uzaklaştırılarak bu güzelliklere bir başkası etkilenmiş..
2.Sistem
Dünya ve yeryüzeyindeki harika ötesi tasarlanmış nizamlar...Bunun yanı sıra dünyaya uzaydan bakıldığında onu masmavi bir görünüme sahip tutan sahip oldukları sularının verdiği eşssiz renkler..
Yukarıdaki 2 özel sistemle kurgulanmış olan bu yaşamsal alan karelerimiz gerçek manada üstün bir Mimarın yani Allahın modern eksiksiz sanaatının en güzelliklerinden diyebiliriz..
Dünya yaşamınının yani 2.sistemin yapısal taşlarıda(yani sistemleri) kendi çapında birbirinden ayrıldığını düşünmekteyim..
Bu düşüncede ise Dünya bana göre 8 çeşide ayrılmıştır..
dedik belkide ama sakın böyledir diye düşünmeyin sadece düşüncelerden çıkan görülebilen neticeler yada akla gelenler diyelim yoksa gerçek manada işin doğrusunu Allah bilir ve mühim olan nizamdaki sayısız nimetlerini görüpte anlatabilmek için ömür yetmez diyelim...
1-Dünyanın yaşam alanı yani karasal yapısı
2-Dünyanın çekirdeği ve yer çekimi etkisi
3-Dünyanın yaşamsal anlamda sunduğu yer altı nimet zenginlikleri...(budağ mısır elma vss işte nimetler diyelim bütünsel anlamda ise ağaçlar)
4-Dünyanın yaşamsal anlamda yaşayan canlılara sunduğu Oksijen ve karbondioksit ilişkileri
5-Dünya nizamında ki düzen ve sistematik tasarlanma
6-Dünya kubbesi yani tavanlarının harika bir şekilde inşaa edilmesi ve bunun yanı sıra ise dünya kara parçasının bir nizam ve düzen içinde korunması...
7-Dünyanın içerisinde yaşayan her canlının kendi kurallarını ve yaşama koşullarını dünyaya bilerek gelmesi ve görev aksasiyeti yapmaması
8-Yağmurların karların bereketlerin oluşması ve insanlara nimet olarak geri dönmesi için eşsiz tasarlanan sistemler..
1.sistemde anlattığımız uzay ve ötesi nizamları ise aynı dünyadaki gibi kendi görev kurgugiyet sistemleri üzerine tasarlanmış...ve her tasarlanan evrenin ayrı görev tanımının yapılmasının yanı sıra her evren dünyada ki yaşam alanını sürdürebilmesi adına tam olması gereken yerde ve olması gereken noktada konuşlandırılmış..
Gerçek manada elimizle bile o konumu oraya konuşlandırabilmek istesek bile (evrenler arasındaki sistematik düzenden bahsediyorum) gerçek manada yaa el titrer yada koymakta güçlük çekeriz yada illa atladığımız yada 1-2 yanlış heapladığımız sistematik formül hataları olabilir..
Dünya ve uzay sonrasındaki çevresindeki tüm gezegenler hepsi sistematik dogru net bir formülle hesap edilmiş...
İnsanların bu sistem ve düzeni sadece bilgisayara program tasarlamalarıyla yapabilmesiyle görebiliyorken bile bu kadar detaysal ve geniş yelpazede sistemi en ince çakıl tanesine kadar tasarlayabilecek hiçbir insan yada akli irade olamaz...bu irade ve güç gerçek manada herdaim Allaha ait olan güzelliklerdir...
Bizler İnsanlar olarak sahip olduğumuz hiç bir envanterin yada kullandığımız hiç bir gereçin gerçek manadar ne anlamlarını nede kullandıkları dili biliyoruz...(Bende dahilim)..
Allahı tanımak içi kalben gönülen ve mananen samimi kalple düşünebilmek ve en önemlisi tasarılarındaki harikalıkları mucizelerini güzelliklerini görüp düşünebilmek gerek..
Etrafımızda baktığımızda bile bizim içimizi ısıtan her daim güneş devamında yine etafımızda bize renk ve ahenk katan canlılar ve dünya renklerinin cümbüşlükleri var bu kadar harika ötesi tasarlanmış bir mizanda Allah var mı gibi düşüncelere asla kapılmayın Allahu teala milyon kez söylemek gerekirse var diyebiliriz.
Düşündüğüm başka hususiyet konusunda ise dünya yeryüzeyinin yani kara parçasının şeffaf ve saydam olan bir dünya üzerinde nasıl konuşlandırıldığı yani dünya kara parçası elips olan bir dünya üzerinde söylenildiği üzere düz ise o zaman kara parçasının uzunluğu dünyayı taşması gerek bu gerçek manada esaslı durmuyor...
eğer dünya kara parçası dünya ile birlikte elipse nasıl oluyorda dünyanın her yerinden ve noktasından uzaya çıkabilme imkanımız olabiliyor..?
Bunun yanı sıra ise kuzey kutbunu ve güney kutbunu nasıl dünyanın alt ve üst uç katmanları diye niteliyorsak..aklımıza şu gelebilir o zaman dünyanın üstünde şu şehirler altında bu şehirler var diye ama gerçekte dünyaya uzaydan bakılınca öyle görülmüyor gerçekte ne nedir ?..
Yukarıdaki düşündüğüm çizimlerde ve istşarede bulunduğum hususlarda ise 1.şekli ve 2 şekli hususiyette ben düşünürken 3.şekilde istişaredeki abimizden aldığım yardımla aslında esasiyeten bir bütün üzere inşaa edilen dünyanın bütünü bozulmadığını farkedebildim...
Aşağıdaki şekil 1 ve 2 yi devamında 3.ü anlatmak isterim...
şekil1 de..
Genel manasıyla kafama çok yatmayan bir sistematik düzen ama bu kara parçasının düzenin böyle şekillenmesindeki en büyük etkeni uç noktaların altının ve üstünün olmuş olması kuzey güney kutbu bağlamında düşündüm fakat böylesi bir yapı dünyanın çekim ağırlığına yük getireceğini düşünmüyor değildimde..
şeklin ortasındaki tanımlamayı unutmuşum sorry...o dünyanın merceği yani çekirdeği oluyor...
Bu çekirdek bizi nizamda ve yer çekiminde tutuyor diyebiliriz...çekirdeğin etrafındaki elip halka ise kara parçasını anlatmakta bu kara parçasının etrafında binalar evler vss var fakat dikkat ederseniz biri bir tarafta diğeri diger tarafta sanki birbirlerinin tersindeler gibi bunun yanı sıra baş aşağı gibiler...ama değiller tabii puzzle ın bütününe baktığımızda hepsi konumlandırılmış gibi fakat bu kanıyı bozan en büyük etmen ise uzaydan dünyaya baktığımızda dünyada kara parçasının dikey bir bükümde elipsle uyumlu olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz
Şekil 2 de ise...
dedim ki madem dünya elips o zaman kara parçasıda onunla birlikte elips olacak fakat bu elipslerdeki dengenin tam ortasına dünya nın çekirdeği gelecek sonrasındaki ne ise yatay 2 kara parçası birbirini tamamlaycak olması...
Bu kuramda ise binaların biri üst katmanda diğer alt kaltman fakat elipsel düşündüğümüzde baş aşağı yada yukarı değiller kagıda dikey değilde sol yandan bakış açısından baktığımızda o zaman farkedebiliyoruz ki tüm düzen aynı sabit bir dogrultuda fakat 2 bölünmüş bu yer katmanının tam merkezde çekirdeğinin olması kara parçası hareketlerinde oldukça birbirinden tutarsızlık gösterecekti bunun yanı sıra yine uzaydan bakıldığında ikiye bölümlenmiş bir kara görünümü yoktu tam manasıyla Bütün hali gözüküyordu...
işte şekil 3 te ise...
Dünyamızın yüzeyindeki kara parçası yatay ve bütün halde bunun yanı sıra çekirdeğide tam kara parçasının ve dünyanın orta merkezinde..
Sol yandan baktıgımızda da evrenin hangi açısından bakılırsa bakılsın evler aslında elipsel döngü içerisinde yani binaların inşasıda düze bir kara parçasında gözüksede aslında elipsel dünya şekillenmesine göre biz insanlardaki bu farkındalığın görülememeside tamamen göz yanılgısı diyebilmek sanırım yanlış olmaz..
Dünyada ki hangi evden yukarıya bakarsan bak gökyüzü ve yıldızları görebiliyorsun çünkü bizler elipsel olarak dünya ile birlikte dönmekteyiz işte bu dönüşte gök yüzü ve uç noktalar her daim bize gökyünün gösterebiliyor..
Gerçek manasıyla işin dogrusunu Allah bilir fakat düşünmekten zarar gelmez diyelim...
O yüzden deniliyor ya...içerisi saydam ve şeffaf olan bir dünyada sadece ve sadece hayatta kalmamazı sağlayan bu dünyanın çekirdeği diyebiliriz...bu çekirdek bizi saydam yapı içerisinde ayakta tutan..
Gerçek manada işin özünü elbette bilemeyiz fakat şu gerçek ki nasıl dünya uzayda asılı durabiliyorsa ve yörüngesi o kadar hıza ragmen etrafındaki çekimlere ragmen 1 salise bile kaymıyorsa işte bu tanımamız gereken bir Rabbim yani Allahu Tealanın olduğudur..
Gerçekte biz insanlara düşünmeyi ve OKU mayı emreden bir rabbimizin bir bildiği muhakkak vardır biz insanlara düşünen saygıyla şevkle aşkla tüm yürek ve canlılıkla Allaha huşu sohbetleri ve gönülden samimi duyguları içraatları makam mevki gözetmeden sunabilmek arttırabilmek ve hizmette aşkta gönülde sevdalarda yer ve zemine sığdıramamaktır..
Alıntı
Allah ı anlatabilmek onu güzel kelimelerle övebilmek için bile ne dünyada ömür yeter nede zaman...
Muktedir ve tek hakim olan Allah yeryüzünde ettiği mükemmel ve eşssiz inşaası ile görebilen insanlar için mükemmel ötesi bir sistem inşaası denilebilir..
Zaman ve asır geçsede ve geçen her süreç içerisinde insanoğlu değişssede değişmeyen ve tek güce sahip olandır Allah..
Kalbin iç mekanizmasını harika bir şekilde çalıştıran devamında evrenin gezegenler arasında sabit kuvvetli baz alınarak havada asılı kalmasını sağlayan ve buna yörünge çekim-denge kanunları koyan...
Allahı tanımak nimetlerinden istifade edebilmek gerçek manada insanlar için vazgeçilmez bir hazinedir..
Kaldı ki böylesi yüce ve her daim insanlık için katkısını veren vermeye devam eden bir Allah için her daim şükretmeliyiz..
Etrafımıza baktığımızda kendilerimizi günlük hayat içerisinde boğar yine kendilerimizi günlük hayatın koşuşturmacalarına atar durarız oysa ki Allah için bir kelime yazın dendinğinde yada Allah için çabanızı nefesinizi enerjinizi tüketin dendiğinde malesef enerji randumanları tam manasıyla tüketilmez..
Hayatta insanlık olarak her daim kendimizi ve ileri hedeflerinmizi düşünememekten öteye gidemedik...gidemediğimiz gibi varlığıyla güzellikler katan o yüceler yücesinide unuttuk...
Bizler dünyada İslam cografyasında farklı farklı zümrelere ayrıldık bu yetmezmiş ki zumreler içerisinde ben başta olacağım kavgaları yapıldı başta olanlar başa gelince icraatları ve iştimatları ile belkide yapanlar başaranlar oldu ama %35 bir dilimin sahihi iradesiyle geri kalan iradenin %35 lik kısmı makam mevki geri kalan %15 lik kısmı ise sadece kendi ışıgı için son kalan %15 lik dilim ise çeşitli farklılaşma ya o ya bu arasında kalanlar..
Kimin baş olduğundan ziyade kimin insanlar için ne kadar fayda ve değer verebildiğidir...Kimin insanları bütün anlamda kucaklayan olması ve onlara sevgi samimiyet vermesidir..
İşte bu içtimaat veselelerinde aklımızda gönlümüzde hep dünyalık hevesleri belirdi...bu hevesler bende de sizlerde de diğer herkesde de malesef oldu fakat gerçekte esas olan bizler değil Allahın hakimiyeti ve anlatılmasıydı...
Bugün kaç kişi sokağa çıktığında etrafına ışığıyla birlikte Allah ı gönül gözüyle anlatabiliyor..bugün kaç cemaat tebliğ yapıp insanları aydınlatabiliyor...Bugün hangi kısım hangi cografyalara elçileri gönderip islamı ve özünü anlatmayı çalıştı...
Bugün Dün Aslolan geçen her zaman İslamiyet için ve onun eşssiz üstün ahlak ve doğruluğu samimiyeti için neler yapabildik..
Din demek sadece bağlı bulunduğun cemaate anlatmak demek değildir...Dini tüm dünyaya yayabilmek anatabilmektir...bu başarılırsa işte sen cemaatsindir...
Etrafınıza ışıklar saçmanın genel zumreye ulaştırılamadığında çokta fazla önemi olmuyor..
İslamiyetin özünde vardır Doğruluk samimiyet ihsan ve erdemlik...İnsanlığı Barışıdır bu güzel din..
İşte her vesile ile belkide doğru ilerlenile gibi görülen işlerde zamanla çok hatalarda yapmış ve sebepsiz sonuçlara da magruz kalınmış olabilir...Hayat bilinmezlik üzeredir gerçekte ve esasta ne olacağı tam manasıyla kestirilemez...Gerçekte tek esasiyet vardır...Oda yüce Allahın baki ve daimi sonsuz olacağıdır..
Biz insanlar ise baki ve sonsuzluk anlamında kesin değilizdir...şöyle ki Allah dilerse isterse bizleri ölümlü yapabilir fakat bizler insanların inandığı olguların en başında şu var ki Allah sözünde durandır vaadini gerçekleştirendir..
Demek oluyor ki bu kadar bizi eşssiz ve derin kıymetlerle inşa eden rabbimizin geleceğini vaadettiği o gününü unutmamak gerek...atılan her adım ilerlenen her saniye kaybedilen her vakit insanlık için oldukça zuhuratı açısından oldukça önemli milatlar diyebiliriz..
Sevginin gönüllerde esas olup yeşerdiği iklimlerin içimizi ısıttığı ve vakit ayrılıklarında da tecirimizin nasıl şekilleneceğini gördüğümüz anda hayatta yeniden olmak isteyebiliriz.
Allahın bir çok güzellikleri var bu güzelliklerin en başında yaratma sanatı var...
Alahın yaratma sanatı o kadar düzenli ve sistemli ki her detay oldukça derin ve engin olarak düşünülüp tasarlanmış bu kadar mükemmel bir tasarıya sahip Allahın varlığında ki hikmetlerini hiç es geçmemek her daim düşünmek gerek..
Bir İnsan yaratılışını iç yapısındaki sistemi incelediğimizde her organa bir numara verdiğimizde ayaktan yukarıya başımıza kadar düşündüğümüzde sistemlerin ne kadar sıralı ve düzenli olduğunu görebiliyoruz..
İnsanın su içtiğinde suyun nereye ulaşması gerektiği insan yemek yediğinde ise yemeğin nereye gitmesi belli olduğu devamında insan oksijen çektiğinde nerelerde bu oksijenin kullanması gerektiği...
Kan ve onun sistem içerisinde ki bir araba moturunda ki yağ gibi akması....gerçek manada insan vücudunun yaratılışındaki mükemmellşyet ötesi bir düzenini görememek için sanırım çok uğraşmamız gerek...
Allahın yaratma sanatını saymakla anlatmak bitiremeyiz...başka örnekler vermek gerekirse...
Dünyadaki eşssiz bir sistem yapısı...
Bu sistem yapısı bana göre 2 ayrılmak..
1.sistem
uzay ve ötesi için tasarlanmış ve özellikle insanın rahat ve güvenli yaşaması için kurgulanmış bunun yanı sıra insanın gökyüzünde kendini yanlız hissetmemesi içinde yıldızlar ışıklandırılmış fakat uzay karartılarak ve birbirinden her geçen gün uzaklaştırılarak bu güzelliklere bir başkası etkilenmiş..
2.Sistem
Dünya ve yeryüzeyindeki harika ötesi tasarlanmış nizamlar...Bunun yanı sıra dünyaya uzaydan bakıldığında onu masmavi bir görünüme sahip tutan sahip oldukları sularının verdiği eşssiz renkler..
Yukarıdaki 2 özel sistemle kurgulanmış olan bu yaşamsal alan karelerimiz gerçek manada üstün bir Mimarın yani Allahın modern eksiksiz sanaatının en güzelliklerinden diyebiliriz..
Dünya yaşamınının yani 2.sistemin yapısal taşlarıda(yani sistemleri) kendi çapında birbirinden ayrıldığını düşünmekteyim..
Bu düşüncede ise Dünya bana göre 8 çeşide ayrılmıştır..
dedik belkide ama sakın böyledir diye düşünmeyin sadece düşüncelerden çıkan görülebilen neticeler yada akla gelenler diyelim yoksa gerçek manada işin doğrusunu Allah bilir ve mühim olan nizamdaki sayısız nimetlerini görüpte anlatabilmek için ömür yetmez diyelim...
1-Dünyanın yaşam alanı yani karasal yapısı
2-Dünyanın çekirdeği ve yer çekimi etkisi
3-Dünyanın yaşamsal anlamda sunduğu yer altı nimet zenginlikleri...(budağ mısır elma vss işte nimetler diyelim bütünsel anlamda ise ağaçlar)
4-Dünyanın yaşamsal anlamda yaşayan canlılara sunduğu Oksijen ve karbondioksit ilişkileri
5-Dünya nizamında ki düzen ve sistematik tasarlanma
6-Dünya kubbesi yani tavanlarının harika bir şekilde inşaa edilmesi ve bunun yanı sıra ise dünya kara parçasının bir nizam ve düzen içinde korunması...
7-Dünyanın içerisinde yaşayan her canlının kendi kurallarını ve yaşama koşullarını dünyaya bilerek gelmesi ve görev aksasiyeti yapmaması
8-Yağmurların karların bereketlerin oluşması ve insanlara nimet olarak geri dönmesi için eşsiz tasarlanan sistemler..
1.sistemde anlattığımız uzay ve ötesi nizamları ise aynı dünyadaki gibi kendi görev kurgugiyet sistemleri üzerine tasarlanmış...ve her tasarlanan evrenin ayrı görev tanımının yapılmasının yanı sıra her evren dünyada ki yaşam alanını sürdürebilmesi adına tam olması gereken yerde ve olması gereken noktada konuşlandırılmış..
Gerçek manada elimizle bile o konumu oraya konuşlandırabilmek istesek bile (evrenler arasındaki sistematik düzenden bahsediyorum) gerçek manada yaa el titrer yada koymakta güçlük çekeriz yada illa atladığımız yada 1-2 yanlış heapladığımız sistematik formül hataları olabilir..
Dünya ve uzay sonrasındaki çevresindeki tüm gezegenler hepsi sistematik dogru net bir formülle hesap edilmiş...
İnsanların bu sistem ve düzeni sadece bilgisayara program tasarlamalarıyla yapabilmesiyle görebiliyorken bile bu kadar detaysal ve geniş yelpazede sistemi en ince çakıl tanesine kadar tasarlayabilecek hiçbir insan yada akli irade olamaz...bu irade ve güç gerçek manada herdaim Allaha ait olan güzelliklerdir...
Bizler İnsanlar olarak sahip olduğumuz hiç bir envanterin yada kullandığımız hiç bir gereçin gerçek manadar ne anlamlarını nede kullandıkları dili biliyoruz...(Bende dahilim)..
Allahı tanımak içi kalben gönülen ve mananen samimi kalple düşünebilmek ve en önemlisi tasarılarındaki harikalıkları mucizelerini güzelliklerini görüp düşünebilmek gerek..
Etrafımızda baktığımızda bile bizim içimizi ısıtan her daim güneş devamında yine etafımızda bize renk ve ahenk katan canlılar ve dünya renklerinin cümbüşlükleri var bu kadar harika ötesi tasarlanmış bir mizanda Allah var mı gibi düşüncelere asla kapılmayın Allahu teala milyon kez söylemek gerekirse var diyebiliriz.
Düşündüğüm başka hususiyet konusunda ise dünya yeryüzeyinin yani kara parçasının şeffaf ve saydam olan bir dünya üzerinde nasıl konuşlandırıldığı yani dünya kara parçası elips olan bir dünya üzerinde söylenildiği üzere düz ise o zaman kara parçasının uzunluğu dünyayı taşması gerek bu gerçek manada esaslı durmuyor...
eğer dünya kara parçası dünya ile birlikte elipse nasıl oluyorda dünyanın her yerinden ve noktasından uzaya çıkabilme imkanımız olabiliyor..?
Bunun yanı sıra ise kuzey kutbunu ve güney kutbunu nasıl dünyanın alt ve üst uç katmanları diye niteliyorsak..aklımıza şu gelebilir o zaman dünyanın üstünde şu şehirler altında bu şehirler var diye ama gerçekte dünyaya uzaydan bakılınca öyle görülmüyor gerçekte ne nedir ?..
Yukarıdaki düşündüğüm çizimlerde ve istşarede bulunduğum hususlarda ise 1.şekli ve 2 şekli hususiyette ben düşünürken 3.şekilde istişaredeki abimizden aldığım yardımla aslında esasiyeten bir bütün üzere inşaa edilen dünyanın bütünü bozulmadığını farkedebildim...
Aşağıdaki şekil 1 ve 2 yi devamında 3.ü anlatmak isterim...
şekil1 de..
Genel manasıyla kafama çok yatmayan bir sistematik düzen ama bu kara parçasının düzenin böyle şekillenmesindeki en büyük etkeni uç noktaların altının ve üstünün olmuş olması kuzey güney kutbu bağlamında düşündüm fakat böylesi bir yapı dünyanın çekim ağırlığına yük getireceğini düşünmüyor değildimde..
şeklin ortasındaki tanımlamayı unutmuşum sorry...o dünyanın merceği yani çekirdeği oluyor...
Bu çekirdek bizi nizamda ve yer çekiminde tutuyor diyebiliriz...çekirdeğin etrafındaki elip halka ise kara parçasını anlatmakta bu kara parçasının etrafında binalar evler vss var fakat dikkat ederseniz biri bir tarafta diğeri diger tarafta sanki birbirlerinin tersindeler gibi bunun yanı sıra baş aşağı gibiler...ama değiller tabii puzzle ın bütününe baktığımızda hepsi konumlandırılmış gibi fakat bu kanıyı bozan en büyük etmen ise uzaydan dünyaya baktığımızda dünyada kara parçasının dikey bir bükümde elipsle uyumlu olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz
Şekil 2 de ise...
dedim ki madem dünya elips o zaman kara parçasıda onunla birlikte elips olacak fakat bu elipslerdeki dengenin tam ortasına dünya nın çekirdeği gelecek sonrasındaki ne ise yatay 2 kara parçası birbirini tamamlaycak olması...
Bu kuramda ise binaların biri üst katmanda diğer alt kaltman fakat elipsel düşündüğümüzde baş aşağı yada yukarı değiller kagıda dikey değilde sol yandan bakış açısından baktığımızda o zaman farkedebiliyoruz ki tüm düzen aynı sabit bir dogrultuda fakat 2 bölünmüş bu yer katmanının tam merkezde çekirdeğinin olması kara parçası hareketlerinde oldukça birbirinden tutarsızlık gösterecekti bunun yanı sıra yine uzaydan bakıldığında ikiye bölümlenmiş bir kara görünümü yoktu tam manasıyla Bütün hali gözüküyordu...
işte şekil 3 te ise...
Dünyamızın yüzeyindeki kara parçası yatay ve bütün halde bunun yanı sıra çekirdeğide tam kara parçasının ve dünyanın orta merkezinde..
Sol yandan baktıgımızda da evrenin hangi açısından bakılırsa bakılsın evler aslında elipsel döngü içerisinde yani binaların inşasıda düze bir kara parçasında gözüksede aslında elipsel dünya şekillenmesine göre biz insanlardaki bu farkındalığın görülememeside tamamen göz yanılgısı diyebilmek sanırım yanlış olmaz..
Dünyada ki hangi evden yukarıya bakarsan bak gökyüzü ve yıldızları görebiliyorsun çünkü bizler elipsel olarak dünya ile birlikte dönmekteyiz işte bu dönüşte gök yüzü ve uç noktalar her daim bize gökyünün gösterebiliyor..
Gerçek manasıyla işin dogrusunu Allah bilir fakat düşünmekten zarar gelmez diyelim...
O yüzden deniliyor ya...içerisi saydam ve şeffaf olan bir dünyada sadece ve sadece hayatta kalmamazı sağlayan bu dünyanın çekirdeği diyebiliriz...bu çekirdek bizi saydam yapı içerisinde ayakta tutan..
Gerçek manada işin özünü elbette bilemeyiz fakat şu gerçek ki nasıl dünya uzayda asılı durabiliyorsa ve yörüngesi o kadar hıza ragmen etrafındaki çekimlere ragmen 1 salise bile kaymıyorsa işte bu tanımamız gereken bir Rabbim yani Allahu Tealanın olduğudur..
Gerçekte biz insanlara düşünmeyi ve OKU mayı emreden bir rabbimizin bir bildiği muhakkak vardır biz insanlara düşünen saygıyla şevkle aşkla tüm yürek ve canlılıkla Allaha huşu sohbetleri ve gönülden samimi duyguları içraatları makam mevki gözetmeden sunabilmek arttırabilmek ve hizmette aşkta gönülde sevdalarda yer ve zemine sığdıramamaktır..
Alıntı